Axiom Space, Uluslararası Uzay İstasyonu'nda Milli Uzay Programı'nın ilk ayağı olan "ilk insanlı uzay misyonu" kapsamında çalışmalarına başlayan Alper Gezeravcı ile canlı bağlantıyla görüşme gerçekleştirdi.
Axiom Space, Uluslararası Uzay İstasyonu'nda Milli Uzay Programı'nın ilk ayağı olan "ilk insanlı uzay misyonu" kapsamında çalışmalarına başlayan Alper Gezeravcı ile canlı bağlantıyla görüşme gerçekleştirdi.
Houston Texas'ta bulunan Axiom Geliştirme tesisinden yörünge laboratuvarındaki astronotlara canlı bağlantıyla konuşan Sonia Gavankar McKay, Ax-3 Komutanı Michael Lopez Alegria ve Uzay Mekiği Sefer Uzmanı Alper Gezeravcı ile konuştu.
"İLK SANİYEDEN İTİBAREN İNANILMAZ BİR DUYGUYDU"
McKay'in, "Alper kanatlarınız olmadan uçuyorsunuz bu nasıl duygu? sorusunu yönelttiği Gezeravcı, şöyle konuştu:
"İnanılmaz. Kanatlara ihtiyaç duymadan ve herhangi bir sınırlama olmaksızın, bütün boyutlardaki tüm alanı kullanabilmek ve dördüncü boyutun da farkında olmak inanılmaz. Normalde bilirsiniz boyutta uçuyorduk şimdi oryantasyon platformumuz olarak zemini alıyorduk, etrafımızdaki tüm yerleri ve zemini platform olarak kullanıyorduk.
Bu yüzden Dragon'dan başlayarak komutanımızın Dragon'un içindeki şeyleri almamız için bizi serbest bıraktığı ilk andan itibaren inanılmaz bir duyguydu. İlk saniyeden itibaren inanılmaz bir duyguydu."
"Dünyayı ilk gördüğünüz yer neresiydi?" diyen McKay'e Gezeravcı, şu yanıtı verdi:
Şans eseri Endonezya'ydı. Okyanusta bazı adalar vardı. Çok güzellerdi bilirsiniz bu güzel okyanusun ortasında parlıyorlardı. Etrafa dağılmış bulutların güzel beyazlığı ile birlikte harika bir renk uyumu. İnanılmaz bir duygu. Hem onu ilk gördüğünüz an, hem de dünyanın eğimi.
McKay, "Alper bana uzayda geçirdiğin bu ilk birkaç günden bahset. Orada çalışmalara başladın mı?" diye sordu.
Gezeravcı, "Evet çoktan. Biz zaten hazırlıklıydık. Zaten başından beri bir tür ani akış bekliyorduk. Komutan benim için uzun süredir ikamet eden diğer daimi mürettabat kadar yetkin olmaya alışmanın biraz zaman alacağını açıkça tanımladı ve açıkladı. Benim için başka bir kontrol ya da kontrolsüzlük durumu söz konusu değil. Kontrollü ya da kontrolsüz ortama alışmak ya da alışmamak ortamı hissetmek farklı yerlere çarpmak ve bunun gibi yani ister kontrollü ister kontrolsüz olsun her şey güzel." ifadelerini kullandı.
"BENİM BURAYA GELMEMİ SAĞLAYAN BAYRAĞIM"
Gezeravcı, gemiye hangi özel eşyalarını götürdüğü sorusuna ise "Türk yörük kültürüne ait bazı semboller getirdim. Bir takım aile fotoğraflarım ve ilk filomun uçuş pedleri. Bunlar benim getirdiğim eşyalar. Ve benim buraya gelmemi sağlayan bayrağım." diyerek cevapladı.