Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Adliyesi önündeki polis kontrol noktasına yönelik terör saldırısına ilişkin soruşturmada gözaltına alınan 96 şüpheliden 48'inin tutuklandığını bildirdi.
6 Şubat 2024 tarihinde İstanbul Adalet Sarayımıza yönelik hain terör örgütü üyeleri tarafından gerçekleştirilen saldırı girişimiyle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında;
— Yılmaz TUNÇ (@yilmaztunc) February 9, 2024
🟥 96 şüpheli gözaltına alınmış olup,
🟥 14'ü anayasal düzeni…
Bakan Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, terör örgütü DHKP/C'li Emrah Yayla ve Pınar Birkoç'un Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önündeki polis kontrol noktasına yönelik silahlı saldırısına ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada 14 şüphelinin "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" ve "nitelikli kasten öldürme", 33'ünün "silahlı terör örgütüne üye olma", 1 şüphelinin ise "örgüte yardım etme" suçundan tutuklandığını açıkladı.
Tunç, 48 şüphelinin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını belirterek, olayla ilgili adli soruşturmanın kapsamlı şekilde devam ettiğini kaydetti.
Saldırı sonrasında sosyal medya hesaplarından provokatif paylaşımlar yaptığı tespit edilenlerle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 6 şüpheliden 5'inin tutuklandığını ifade eden Tunç, saldırgan Birkoç'un eylem esnasında 13. Ağır Ceza Mahkemesinde duruşmada yargılaması bulunan kardeşinin de eylem ile irtibatlı olduğunun değerlendirildiğini ve "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan tutuklandığını belirtti.
Yılmaz Tunç, soruşturmalar kapsamında toplam tutuklanan şüpheli sayısının 54 olduğunu kaydederek, "Ülkemizin ve milletimizin huzurunu bozmak isteyen tüm terör örgütleriyle mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz." ifadesini kullandı.
Öte yandan terör saldırısına ilişkin soruşturmada savcılığın sevk yazısına ulaşıldı.
Sevk yazısında, terör örgütü DHKP/C'nin yapısı, örgüt şeması, Grup Yorum ve İdil Kültür Merkezi ile Halkın Hukuk Bürosu'nun yapılanması anlatıldı.
Yazıda, örgüt yöneticilerinin örgüt üyeleri arasında iş bölümü yapma, örgütün hedef ve amaçları doğrultusunda yapılacak eylem, gösteri yürüyüşü ve propaganda faaliyetlerine ilişkin talimat verdiği ve hiyerarşiyi belirledikleri aktarıldı.
İLK ETAPTA SİLAH ATEŞ ALMADI
Sevk yazısında, saldırganlar Emrah Yayla ve Pınar Birkoç'un 6 Şubat günü saat 11.32 sıralarında İstanbul Adliyesi'nin karşısında bulunan E-5 yan yol üzerindeki İETT durağında otobüsten indikleri ve metrobüs üst geçidini kullanarak adliye yönüne geçtikleri belirtildi.
Adliyenin D Blok kapısına yaklaştıklarında Birkoç'un polislerin yanına giderek, yüzlerine 2-3 saniye boyunca biber gazı sıktığı anlatılan yazıda, diğer saldırgan Yayla'nın da polisin göğsünü hedef alarak silahını ateşlemeye çalıştığı ancak ilk etapta silahın ateş almadığı kaydedildi.
Yazıda, saldırganın yeniden silahını ateşlemesi sonucu polis memurunun ayağından yaralandığı, polislerden biri adliye binası, diğeri adliyenin C kapısı istikametine doğru giderken iki saldırganın da polisleri hedef alarak ateş ettiği bildirildi.
Bu sırada adliyenin önündeki yaya yolunda yürüyen sivil vatandaşların C kapısı yönüne doğru koşmaya başladığı belirtilen yazıda, maktul Dilfiraz Karataş'ın saldırganlar tarafından açılan ateş sonucu sırt kısmından giren iki mermiyle yaralandığı ve hastanede hayatını kaybettiği kaydedildi.
Yazıda, adliyenin C kapısı önündeki nöbet kulübesine doğru gelen polis memurunu silahla ateş ederek kovalayan Yayla'nın, kulübedeki polislerin karşılık vermesi üzerine etkisiz hale getirildiği, ardından ateş eden Birkoç'u da görevli polislerin etkisiz hale getirdiği belirtildi.
Saldırıda 1 sivil vatandaşın hayatını kaybettiği, 3 sivil ile 3 polis memurunun yaralandığı aktarılan yazıda, saldırganların üzerinden ele geçirilen örgütsel dokümanlara da yer verildi.
ÜZERLERİNDE ÇOK SAYIDA MÜHİMMAT BULUNDU
Yazıda, saldırının ardından yapılan aramada teröristlerin yanında, saldırıda kullandıkları 2 adet silah, turist hattı takılı 2 adet cep telefonu, çok sayıda plastik kelepçe, sahte bomba düzeneği, mermi, yedek şarjörler, falçata ve biber gazı bulunduğunun tespit edildiği bildirildi.
ÇANTASINDAN ÖRGÜTE AİT MANİFESTO ÇIKTI
Yayla'nın üzerinden çıkan kağıt parçasında bazı gazeteci ve milletvekillerinin isim, soy isim ve telefon numaralarını içeren not kağıtları bulunduğu aktarılan yazıda, diğer saldırgan Birkoç'un çantasından örgüte ait olduğu tespit edilen manifestonun çıktığı, içeriğinde ise ''DHKP/C terör örgütüne üye olmak'' suçundan yargılanan ve hükümlü bulunan örgüt mensuplarının serbest bırakılmasına dair taleplerin yer aldığının belirlendiği kaydedildi.
Sevk yazısında, saldırganlardan Birkoç'un kardeşi Necmiye Birkoç'un saldırının gerçekleştiği gün saat 11.00'de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan yargılandığı davanın duruşması olduğu, Necmiye Birkoç'un özellikle mahkeme huzurunda hazır bulunup savunma yapmak istediğine dair dilekçe verdiğinin tespit edildiği belirtildi.
Duruşma salonunda, örgüte yardım ettikleri belirlenen şüphelilerin de izleyici olarak dağınık düzende oturduklarının belirlendiği aktarılan yazıda, saldırının ardından terör örgütü DHKP/C'nin örgüte eleman devşirme ve eylem planlama merkezi olarak kullandığı İdil Kültür Merkezi, Halkın Hukuk Bürosu yapılanması, Halkın Mühendis ve Mimarlar yapılanması, TAYAD ve Grup Yorum yapılanmasına yönelik operasyonlar düzenlendiği kaydedildi.
SALDIRGANLARIN AMACININ KAMU GÖREVLİLERİNİ REHİN ALMAK OLDUĞU DEĞERLENDİRİLDİ
Yazıda, saldırganlar Yayla ve Birkoç'un amacının, silahla adliyeye girerek yanlarındaki malzemelerle birlikte, örgüt yöneticileri tarafından verilen talimat doğrultusunda, duruşma bahanesiyle içeri giren ve eylem için hazır bekleyen şüpheliler Elif Ersoy, Diyar Ersoy, Necla Birkoç ve Ercan Güneş'in yardımlarıyla kamu görevlilerini rehin almak olduğu anlatıldı.
Saldırganların yakalanmamak için yanlarında taşıdıkları sahte bomba görünümlü düzenek ile hukuksuz talepler içeren manifestolarını okuyacaklarının tespit edildiği kaydedilen yazıda, terör örgütü DHKP/C'den ceza alan teröristler Ali Osman Köse ve Ercan Kartal'ın serbest bırakılmasını istemeyi amaçladıkları aktarıldı.
Yazıda, saldırganlar Yayla ve Birkoç'un üzerlerinden ele geçirilen listede yer alan gazeteci ve milletvekillerinden oluşan 9 kişilik sözde müzakere heyeti aracılığıyla taleplerini kamuoyuyla paylaşarak kabul ettirmeyi amaçladıkları, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde ise 31 Mart 2015'te savcı Mehmet Selim Kiraz'ı şehit ettikleri gibi rehin aldıkları kişilere de sözde cezalandırma eylemi yapmayı hedefledikleri anlatıldı.
Eylemin, örgüt yöneticilerinin talimatıyla tasarlanarak gerçekleştirildiğine vurgu yapılan yazıda, 48 şüphelinin tutuklanması talep edildi.
ŞÜPHELİLER EMNİYETTE ÖRGÜTÜN TALİMATLARIYLA HAREKET ETTİ
Yazıda, gizli tanık ifadesi ve etkin pişmanlık beyanında bulunan Kerim Kaya ve Cem Ömür'ün ifadelerine göre şüphelilerin örgütün hiyerarşik yapılanması içerisinde yer aldıkları, örgütün hedef ve amaçları doğrultusunda gerçekleştirilecek eylemlere katıldıkları kaydedildi.
Şüphelilerin emniyet sorgusunda hiçbir evraka imza atmadıkları, açlık grevine gittikleri, parmak izi vermedikleri ve saldırganlar Yayla ile Birkoç lehine sık sık slogan attıkları belirtilen yazıda, örgütün yayın organlarında bu durum yayınlanarak şüphelilerin sahiplenildiğine yönelik paylaşımlar yapıldığı aktarıldı.
Yazıda, şüphelilerin söz konusu eyleminin örgütün "Gözaltına Alındığınızda Ne Yapmalısınız?" kitabında yer alan talimatlara uygun olduğu ve buna göre hareket ettiklerinin değerlendirildiği anlatıldı.
OLAY
İstanbul Adliyesi önündeki polis kontrol noktasına 6 Şubat'ta silahla ateş açan 2 terörist ölü ele geçirilmiş, Dilfiraz Karataş hayatını kaybetmiş, 3'ü polis 6 kişi yaralanmıştı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yaptığı açıklamada, soruşturma kapsamında 25 adrese düzenlenen operasyonlarda 40 kişinin gözaltına alındığını, soruşturmanın devam ettiğini bildirmişti.
Operasyonlar kapsamında gözaltı sayısı 96'ya çıkmıştı.