Yerel seçimlere kısa bir süre kala Cumhuriyet Halk Partisi - DEM ve Kandil hattında kızışan pazarlık siyaseti hareketlendirdi.
PKK'nın siyasi ayağı DEM, terör tutuklusu Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş'ı Kandil'den gelen talimat üzerine adaylıktan çekti.
Takvim meselesini arka planını yazarak vetonun kandilden geldiğini ortaya koydu.
Öyle ki terör elebaşlarından Mustafa Karasu Demirtai'ın adaylıktan çekilmesinden 1 gün önce, "İttifakları güçlendirerek, var olan ittifakları sahiplenerek, var olan ittifaklara değer vererek bu mücadeleyi yürütmek gerekiyor." dedi.
Karasu'nun talimatından arından DEM ve Başak Demirtaş ortak açıklama yaparak adaylıktan çekildiğini duyurdu.
Gelişme sonrası DEM'in Başak Demirtaş'a göre tabanda daha az ilgi uyandıracak isimleri aday göstermesi beklenirken dün beklenen oldu. DEM Parti'nin İBB Eş Başkan Adayları Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni olarak duyuruldu.
TAKVİM YAZDI: DÜŞÜK PROFİLLE GAZ ALIP İMAMOĞLU'NA YOL AÇACAKLAR
Takvim, DEM'in düşük profilli adaylar çıkararak hem tabanın gazını almayı hem de CHP ile pazarlıkta elini güçlendirip Ekrem İmamoğlu'na yol açmayı planladığını yazdı.
PAZARLIKLAR SÜRÜYOR! CHP'DEN "ÖCALAN" NÖBETİNE SAZLI DESTEK
Özellikle İstanbul merkezli süren pazarlıklar CHP'nin ne kadar taviz vereceğini düşündürüken mesele bebek katili terörist başı Apdullah Öcalan'ın "özgürlüğüne" kadar geldi.
DEM Parti binalarında terörist başı Öcalan için başlatılan 'Adalet Nöbetine' CHP Esenyurt İlçe Başkanlığı'ndan destek geldi.
Ziyareti resmi sosyal medya hesaplarından da paylaşan İlçe Başkanlığı, "Naçizane desteklerimizi sunduk. Tecrit bir insanlık suçudur." diyerek Öcalan'a açıkça özgürlük istedi.
Bu skandalın Esenyurt'ta gerçekleşmesi ayrı bir önem kazanıyor... Bilindiği üzere DEM CHP'den Esenyurt ve Adalar'ı istiyor. CHP henüz iki ilçe için adayını açıklamadı.
KANDİL'İN KALEMŞORU YAZDI: "ÖCALAN'A ÖZGÜRLÜK" DEYİN BİTSİN BU İŞ
Esenyurt'ta CHP-DEM'in "Öcalan'a özgürlük" skandalı konuşulurken Kandil'den pazarlığın arka planını ifşa eden bir yazı geldi.
Terör örgütü PKK'nın paçavralarından Yeni Özgür Politika'nın kalemşoru Veysi Sarısözen CHP ile DEM arasındaki asıl meselenin terörist başı Öcalan'a özgürlük olduğunu öne sürerek, "Madem kazanmak istiyorsunuz, işte size kolay yol: "Öcalan'a özgürlük" deyin, olsun bitsin bu seçim debelenmesi." dedi.
Kandil'in kalemşoru şunları yumurtladı:
"İstanbulmuş, Ankaraymış, İzmirmiş… Geçiniz. Bunlar PKK'nin işi değil. DEM Parti'nin işi. Dem Partililer, yerel seçimleri boş verip silah talimi yapmıyor. Hem seçmeni örgütlüyor hem de "yürüyorlar."
Neden yürüyorlar? "Öcalan'a özgürlük" için.
Demek ki, yerel seçimde de bu hedefe varmak için çalışmaktalar. Kayyımları kovarak "Öcalan'a özgürlük" hedefine bir adım daha yaklaşacaklar."
DEM'in seçime aday kim olursa olsun "Öcalana özgürlük" için girdiğini söyleyen Kandil'in kalemşoru, "Yani İstanbul'u, İzmir'i falanı filanı almak için kendini harap etmenin alemi yok. Bunca para harcamak, seller gibi ter dökmek manasız. Bu seçim AKP ve CHP için ölüm-kalım meselesiyse, birbirinizle "kaldırım yapacağız, tünel açacağız" diye rekabet edeceğinize "asıl ben İmralı kapısını açarım" diye rekabet etsenize… " dedi.
"KAZANMANIN EN KESTİRME YOLU"
Kandil'in kalemi, "Madem kazanmak istiyorsunuz, işte size kolay yol: "Öcalan'a özgürlük" deyin, olsun bitsin bu seçim debelenmesi. Kazanmanın en kestirme yolu bu. " iddiasında bulundu.
BİR BOMBA DA YILMAZ ÖZDİL'DEN: CHP DEM'İN BİSİKLETİ OLDU
CHP-DEM arasında süren pazarlığına ilişkin bir bomba da azılı CHP'li Yılmaz Özdil'den geldi.
Yılmaz Özdil, "DEM'in oylarına güvenirsen olacağı bu. CHP'yi DEM Parti'nin bisikleti haline getiren Guguk Kuşu Operasyonu'nun kaçınılmaz sonucudur bu. " dedi.
Kirli pazarlığı "bisiklet" hikayesiyle anlatan Özdil şunları söyledi:
"Öğrencinin biri bisikletiyle okula gelir. Bisikletini kabak gibi bahçeye bırakır derse girer. Çıktığında bakar bisikletin yerinde yerler esiyor. Söylene söylene evine yürüyerek döner. Ertesi sabah yine yürüye yürüye okula geldiğinde bir de ne görsün bisikleti dün bıraktığı yerde duruyor. Selesine bir not iliştirilmiş; "Acil ihtiyacım vardı, geri getirdim ama ders çıkışına yetişemedim hem özür dilerim, hem teşekkür ederim." yazıyor
Meğer çalınmamış yani biri almış kullanmış, işi bitince getirmiş.
Bisikletin sahibi olan öğrenci bisikleti geri aldığına sevinir ama doğal olarak sempatik ifadelerle yazılan bu nota öfkelenir.
Bir daha böyle bir şey gelmesin diye de kilit alır bisikletine takar. Huzur içinde derse girer. Dersten çıktığında bir bakar ki bisikletin üstünde iki kilit var ve yine seleye bir not iliştirilmiş. Bu defa "Bana lazım olduğunda ben kullanamayacaksam kusura bakma sen de kullanamayacaksın." yazıyor.
"DEM CHP'NİN BİSİKLETİ YILLARCA KENDİ BİSİKLETİ GİBİ KULLANDI"
CHP ve DEM Parti ilişkisi işte bu bisiklettir. CHP bisikletini sahipsiz bıraktı. DEM Parti kendi bisikletiymiş gibi yıllarca kullandı. CHP şimdi bisikletini kullandırmak istemiyor. DEM Parti getirdi kilidin üstüne kilidi taktı.
'Ben kullanamayacaksam sen de kullanamayacaksın. Bu bisikleti Ya ikimiz kullanacağız, ya da hiç kimse." Yıllarca anlatmaya çalıştığımız işte buydu. CHP'nin yıllardır DEM parti ile yürüttüğü bu yazılı olmayan ittifakın hazin ve kaçınılmaz sonucudur bu. Seçim kazanmak için kendi bileğine güveneceğine, çalışıp kendi oylarını arttıracağına, kendi seçmen kitleni büyüteceğine işin kolayına kaçıp DEM'in oylarına güvenirsen olacağı bu. CHP'yi kurucu ayarlarından uzaklaştıran, CHP'yi adeta tanınmaz hale getiren, CHP'yi DEM Parti'nin bisikleti haline getiren Guguk Kuşu Operasyonu'nun kaçınılmaz sonucudur bu."