Marmara Denizi'nde, İmralı Adası'nın güneybatısında su alarak batan ve bir kişinin cansız bedenine ulaşılan "Batuhan A" adlı kargo gemisindeki diğer 5 denizci için arama kurtarma çalışmaları hız kesmeden devam ediyor.
TCG AKIN'DAN 9'UNCU DALIŞ
Marmara'da batan geminin kayıp 5 mürettebatını 5'inci günde 573 personel arıyor. Marmara Denizi açıklarında seyir halindeyken Bursa'nın Karacabey ilçesinin 4 mil açığında, İmralı Adası'nın güneybatısında batan 'BATUHAN A' isimli geminin kayıp 5 mürettebatını arama çalışmaları 5'inci gününde sürerken, Deniz Kuvvetleri personeli, 51 metre derinlikteki batık gemiye 9'uncu dalışı gerçekleştirdi. Arama çalışmaları geminin makine dairesi kısmında yoğunlaştırıldı.
VALİ DEMİRTAŞ: MAKİNE DAİRESİNDE BİR UMUDUMUZ VAR
Çalışmaları Karacabey ilçesi Kurşunlu Mahallesi'nde kurulan kriz merkezinden koordine eden Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz ile birlikte kayıp mürettebatın yakınlarıyla görüştü. Aileleri, çalışmalarla ilgili bilgilendiren Vali Demirtaş, "Makine dairesinde titizlikle çalışma yapılıyor. Makine dairesinde bir umudumuz var" dedi.
Gemide, kaptan Hasan Mehmet Uyanık (69), başmühendis-makinist Murat Çalışkan (33), usta gemici ve aynı zamanda geminin sahibi olan Murat Altıntaş (51), gemici olarak kayıtlarda yer alan aşçı Zeynep Kılınç (33), makine stajyeri Ahmet Atav'ın (22) olduğu öğrenilirken 6. kişinin ise 2 gün önce yağcı olarak gemiye gelen Hüseyin Tutuk olduğu ortaya çıktı.
NEDEN YARDIM İSTEMEDİLER?
Tutuk'un ailesine gönderdiği son görüntülerde, geminin su aldığı net bir şekilde görülürken, "5'inci, 6'ncı elbisem bu gece saat 01.00'den bu yana. Allah'ım sen yardım et ya Rabb'im. 6 saattir aynı yerdeyiz. Gemi batıyor. Ya Rabb'im gemi batıyor" demesi dikkat çekmişti. Bursa Valiliği'nden yapılan açıklamada da Tutuk'un, eşiyle saat 06.09'da internetten, içinde bulundukları durum hakkında mesaj yazdığı ve saat 06.19'da video paylaşımında bulunduğu kaydedilip, gemiden ilk yardım talebinin ve geminin battığına dair ilk bilginin ise saat 06.28'de Türk Radyo'ya iletildiği, saat 06.32'de EPIRB sinyalinin geldiğinin tespit edildiği ve en yakın konuş yerindeki Sahil Güvenlik unsuru olan TCSG 313'ün saat 06.50'de EPIRB sinyalinin geldiği bölgeye intikale başladığı vurgulandı.
TELEFONLARI İNCELENECEK
Bu bilgiler ışığında başlatılan incelemede, gemideki mürettebatın 6 saat boyunca neden yardım istemediği ve bu süreçte kimlerle telefon görüşmesi yaptığı HTS kayıtlarıyla ortaya çıkacak.
BULGUYA RASTLANAMADI
Geçtiğimiz günlerde deniz üstünden 4 bot ile gün boyu keşif yapan ekipler, İnsansız Su Altı Robotu (ROV) ile görüntüleme ve tarama yapıyor. ROV, üstünde takılı mekanizmadaki tutucu kol yardımıyla su altında tespit edilen unsurları deniz üstüne çıkarabiliyor.
Deniz polisinin kurbağa adamlar ve gemi adamları ise ihtiyaç halinde 42 metreye kadar dalış gerçekleştirebiliyor.
Ekiplerin ROV ile yaptığı tarama çalışmaları ekibince görüntülendi.
Yapılan faaliyette Kurşunlu Limanı'ndan 4 mil uzağa kadar açılan ekipler, deniz üstünde bottaki özel kamera sistemi ve personel tarafından dürbünlerle tarama gerçekleştirdi.
Önceden belirlenen noktada robotu hazırlayan ekipler, denizin 60 metre derinliğine kadar bir personelin kumanda kontrolüyle inip görüntüleme yaptı.
MİDYE ÇİFTLİĞİ İHTİMALİ
Yapılan çalışmalarda herhangi bir bulguya rastlamazken, kayıp mürettebatın, dalgalarla kıyıya doğru sürüklenerek, midye çiftliğindeki ağlara takılma ihtimali değerlendiriliyor.
4 SAVCIYLA SORUŞTURMA
Marmara Denizi'nde batan gemiyle ilgili Bursa Cumhuriyet Başsavcılığından açıklama: Soruşturmanın 1 cumhuriyet başsavcıvekili, ilçe cumhuriyet başsavcısı ve 2 cumhuriyet savcısı tarafından yürütüldüğü ayrıca deniz kaza kırımında yetkin bilirkişi görevlendirildi.
GEMİ NEDEN BATTI?
Geminin kayıp 4 mürettebatının batma anına kadar, fırtınada havalanıp tehlike meydana getirdiği brandayı düzeltmeye çalıştıkları tahmin ediliyor. 1300 tonluk yük miktarı ticari geminin, 1250 tonluk normal yükle seyir halindeyken batmasının nedeni olarak gemide taşınan mermer tozunun üzerinin kapatılması, sabitlenmeyen brandanın fırtınada havalanarak yükün üzerine deniz suyu taşıdığı, yağışla yükün artan ağırlığının düzeni bozduğu gösterildi.
FACİAYI TEK TEK ANLATTI
Diğer yandan batan gemiden 2 gün önce ayrılan elektrikçi ve yağcı Doğuşcan Yaylak (23) yaşanan faciaya ilişkin konuştu.
Geminin her hafta patlayan yerlerini kaynak yaptıklarını söyleyen Yaylak, "Ben tehlikenin farkına vardım ve gemiden 2 gün önce ayrıldım. İşten ayrılmasaydım ben de hayatta olmayabilirdim. Aşçı Zeynep Kılınç ve kaptan Hasan Mehmet Uyanık kalmam için ısrar ettiler. 'Bu sefere de katıl, daha sonra ayrılırsın' dediler. Ancak kabul etmedim.
Gemiden ayrıldıktan sonra İzmir'e geldim. Yol yorgunu olduğum için uyudum. Uyandığımda geminin battığını televizyondan gördüm. Çok üzüldüm. Geminin patlayan yerlerini her hafta kaynak yapıyorduk. Kendi aramızda bu gemi yakında batar diyorduk. Sürekli tamir ediyorduk. O geminin sefere çıkmaması gerekiyordu. Hurdaya ayrılması gerekiyordu. Gemi kaptanı bile bu geminin yakında batacağını söylüyordu. Düşündüğümüz şey maalesef kısa sürede gerçekleşti" dedi.
"O KİŞİYİ TANIMIYORUM"
Gemide yağcı ve elektrikçi olarak çalıştığını anlatan Yaylak, "Gemide bir ay çalıştım mürettebatın hepsini tanıyorum. Beraber çalıştık.
Gemiden video çekip ailesine gönderen kişiyi ben de tanımıyorum. O benim yerime yağcı olarak başlayan kişi. Bir iki gün önce işe başlayan personel. Bir yandan arkadaşlarıma, beraber çalıştığım insanlara üzülüyorum. Kendim gemiden ayrılarak doğru bir karar vermişim. Verilmiş sadakam varmış. Kurtulduğuma sevinemedim. İçimde bir burukluk var" dedi.
Sabah'ta yer alan habere göre; Marmara Denizi'nde 15 Şubat sabahı batan 'Batuhan A' isimli gemiden 2 gün önce ayrılan Doğuşcan Yaylak'ın daha iyi bir iş bulduğu için gemiden ayrıldığı ortaya çıktı.
CENAZESİ TOPRAĞA VERİLDİ
Gemide aşçı olarak çalışan mürettebat Zeynep Kılınç'ın cenazesi ise Bursa'da yapılan otopsinin ardından memleketi Adana'ya gönderildi.Kılınç'ın 3 yıldır gemilerde çalıştığı, aşçılığın yanı sıra birçok işe de yardım ettiği belirtildi. Geminin dümeninde de olabileceği öne sürülen Kılınç'ın cenazesi, helallik alındıktan sonra kılınan cenaze namazının ardından gözyaşları arasında toprağa verildi.