Lahey'deki Uluslararsı Adalet Divanı'nda soykırımcı İsrail hakkında soykırım ve ilhak suçlaması ile yargı süreci devam ediyor. Söz sırası Türkiye'ye gelirken Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız başkanlığındaki heyet, terör devleti İsrail'in Gazze'deki savaş suçlarını ve Batı Şeria'daki yerleşimci terörüne ilişkin sunum yaptı. Yıldız, İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alındığı duruşmalarda Türkiye adına dünyaya seslendi.
LAHEY'DE SÖZ SIRASI TÜRKİYE'DE
Uluslararası Adalet Divanı'nda soykırımla yargılanan İsrail için kritik duruşmalar başladı. 57 ülkenin yazılı katkı sunduğu davada, Türkiye de İsrail zulmünü dünyaya anlatacak. Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ahmet Yıldız, Lahey'de sözlü sunum yaptı.
Yıldız, Batı Şeria ve Kudüs'teki İsrail yerleşimlerinin Filistin'de kalıcı barışı tehlikeye attığını vurguladı. Filistin halkının Gazze'deki direnişi ile onurunu koruduğunu belirten Yıldız, terör devleti İsrail'in Kudüs'ün statüsünü değiştirdiğini belirtti.
"İSRİAL TÜM EYLEMLERİNDEN SORUMLU TUTULMALI"
Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ahmet Yıldız, "İsrail, insan haklarını ve uluslararası hukuku ihlal eden tüm eylemlerden sorumlu tutulmalı." dedi.
Hollanda'nın idari başkenti Lahey'deki Barış Sarayı'nda Türkiye adına sunum yapan Yıldız, dünya genelinde İslamofobi, antisemitizm ve aşırıcılık tehditlerinin arttığına değindi ve bunun dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Yıldız, onlarca yıldır Filistinlilerin maruz kaldığı adaletsizlikler ve çifte standartlar devam ettiği takdirde tepkilerin katlanarak artacağına işaret etti ve "İsrail, insan haklarını ve uluslararası hukuku ihlal eden tüm eylemlerden sorumlu tutulmalı." dedi.
"1967 SINIRLARI DIŞINDA İSRAİL VARLIĞI TANINMAMALI"
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunun, devletlerin, 1967 sınırlarının dışında İsrail'in işgal ettiğini yerlerdeki varlığını tanımaması gerektiği şeklindeki kararlarına vurgu yapan Yıldız, bazı devletler dikkate almasa da bu kararın hala geçerliğini koruduğunu belirtti.
"İSRAİL'İN ENGELLEMELERİ KUDÜS'ÜN TARİHİ STATÜSÜNE AYKIRI"
Türkiye'nin, Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın statüsünün değiştirilmesine karşı çıktığını belirten Yıldız, "Türkiye aynı zamanda Müslümanların rahatça Harem-i Şerif'te ibadet yapmalarının engellenmesini de kınıyor. Bu engellemeler Kudüs'ün tarihi statüne aykırıdır." diye konuştu.
Yıldız, Kudüs'ün ve kutsal mekanların statüsünün korunmasının sadece orada yaşayan insanların barış ve huzuru için değil, aynı zamanda milyarlarca insanın hassasiyeti için de önemli olduğuna dikkati çekerek, İsrail'in Filistin'deki ihlallerinin sadece Kudüs'le sınırlı olmadığını, evlerin yıkıldığını, topraklara el konulduğunu ve Filistinlilerin insan haklarının ihlal edildiğinin görüldüğünü söyledi.
Türkiye'nin, sivillere yönelik saldırıları güçlü ve açık bir şekilde kınadığını dile getiren Yıldız, Gazze'de çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 2,3 milyon kişinin elektrik, su, gıda, ilaç yokluğunda yaşam mücadelesi verdiğini anımsattı.
"İSRAİL'İN FİLLERİ TOPLU CEZALANDIRMAYA DÖNDÜ"
Yıldız, Gazze'de yaklaşık 2 milyon Filistinlinin zorla yerinde edildiğini belirterek, "İsrail'in (Gazze'deki) fiileri, toplu cezalandırmaya döndü. 2023, Batı Şeria'daki yerleşimci teröründe Filistinlilere karşı en çok şiddet uygulanan yıl oldu." diyen Yıldız, Filistinlilere karşı işlenen ihlaller nedeniyle buradaki insanların da sesinin daha yüksek çıkacağını kaydetti.
"İŞGAL ALTINDAKİ TOPRAKLARIN DEMOGRAFİSİ DEĞİŞTİRİLDİ"
İsrail'in yasa dışı yerleşim faaliyetlerinin Doğu Kudüs de dahil olmak üzere çok yoğunlaştığına işaret eden Yıldız, "İşgal altındaki Filistin topraklarının bütünlüğünden bahsetmek artık son derece zor." dedi.
Söz konusu durumun işgal altındaki toprakların demografik yapısını değiştirdiğini vurgulayan Yıldız, "Filistinlilerin evlerinin yıkılması ve zorla tahliyeler, İsrail güvenlik güçlerinin koruması altında devam ediyor. Ayrıca, Filistinlilere yönelik şiddet her geçen gün artıyor. İsrail-Filistin çatışmasının temel boyutlarından biri de kutsal mekanların kutsallığına ve tarihi statüsüne riayet edilmemesiyle ilgilidir." şeklinde konuştu.
Yıldız, "Doğu Kudüs'teki Mescid-i Aksa Müslümanlar için en kutsal mekanlardan, Müslüman mabedi olarak kutsallığı korunmalı." ifadesini kullandı.
"VİCDAN VE İZAN SAHİNİ OLANLAR HAREKETE GEÇMELİ"
Kurallara dayalı bir sistemin zorunluluk olduğunu belirten Yıldız, BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyinin ilgili kararlarını hatırlatarak, "Türkiye, Uluslararası Adalet Divanından, İsrail'in Kudüs dahil işgal altındaki Filistin topraklarındaki fiillerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ilan etmesini istemektedir." dedi.
Yıldız, İsrail'in Kudüs'teki kutsal mekanların tarihi statüsüne de saygı göstermesi gerektiğini vurgulayarak şunları kaydetti:
İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'daki saldırıları devam ederken, bu yıl mübarek ramazan ayına yaklaştığımız şu günlerde bu konu daha da önem kazanmaktadır. İsrail hükümetinin ramazan ayı boyunca Müslümanların Harem-i Şerif'te ibadet etmelerini kısıtlamaya yönelik planlarına ilişkin haberleri ve bazı İsrailli bakanların kışkırtıcı söylemleri de endişe vericidir. Bu nedenle, vicdan ve izan sahibi olanlar vakit kaybetmeden harekete geçmelidir.
LAHEY'DE TARİHİ DURUŞMA
Dışişleri Sözcüsü Öncü Keçeli, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 30 Aralık 2022'de aldığı kararla, İsrail'in Filistin topraklarını işgal ve ilhak uygulamaları, Kudüs'ün nüfus yapısını ve statüsünü değiştirmeye yönelik eylemlerinin hukuki sonuçları konusunda UAD'de görüş talep ettiğini hatırlattı.