28 Şubat sürecinde 4 bin 625 MEB personeli fişlendi. 2 bin 639 kamu personeli irticayla ilişkili görüldü.
418 öğretim görevlisi, 949 öğretmen irticacı olarak fişlendi. İrtica gerekçesiyle 210 vali ya da kaymakam hakkında rapor tanzim edildi.
Bu sürecin sebep olduğu toplam ekonomik zarar ise 381 milyar dolar olarak hesaplandı.
71 kaymakam görevinden el çektirildi. 331 emniyet mensubu hakkında inceleme başlatıldı. 53 emniyet görevlisine idari ceza verildi.
396 Diyanet personeli disiplin cezası alırken 128 görevli meslekten atıldı. 139 yükseköğretim kurumları personeli, kılık kıyafet yasağı nedeniyle kamu görevinden çıkarıldı. İrticai faaliyette bulunduğu gerekçesiyle kapatılan 21 vakfın 187 taşınmazına el konuldu.
28 Şubat süreciyle birlikte birçok kişinin hayalleri ellerinden alındı.
28 Şubat Öğrenci Derneği Başkanı Emine İlyas da hayalleri elinden alınan binlerce öğrenciden sadece biri.
Süleyman Demirel Üniversitesi Burdur Eğitim Fakültesi'nde okuduğu sırada Postmodern darbenin mağduru oldu.
28 Şubat mağduru Emine İlyas
Yaşadığı acı dolu süreci anlatan İlyas, "Benimki gibi mağduriyetlerin giderilmesi için bu derneği kurduk. Potansiyelimizle ve liyakatimizle dört duvar arasına resmen hapsedildik. Başörtüsü yasağı nesiller boyu hissedeceğimiz bir zulüm. Yüreğimizin bir köşesinde çalınmış hayatlar var. Pek çok gönül yarası ve ömürlük hasar, Cumhurbaşkanımızın kararlılıkla almış olduğu inisiyatifler sayesinde deva buldu. Kapsamlı öğrenci affıyla sanki yeniden doğdum. Evladının yemin töreni için dahi kışlaların nizamiye kapısından içeri alınmayan başörtülü annelerin "başörtülü, üsteğmen kızları", gurur duydukları "başörtülü polis evlatları" var artık. Evlatlarımız, bizim kapısından giremediğimiz okullarda, makamlarda ve mekânlarda başları dik gururla okuyorlar, çalışıyorlar ve Türkiye'nin geleceğini inşa ediyorlar. Türkiye Yüzyılı hedefimizde bu darbe izlerinden tamamen kurtulmamızın yolu, milletin Meclisi'nde başörtüsünün anayasal güvenceye alınmasıdır." dedi.
"İNANÇLI İNSANLARIN ÜZERİNDEN SİLİNDİR GİBİ GEÇTİLER"
Bir başka mağdur olan Fatma Timur (45) ise "Sosyoloji 3. sınıf öğrencisiyken başörtülü olduğum için okuldan atıldım. İnançlı insanların üzerinden silindir gibi geçtiler. Başörtüsüne tahammülsüzlüğün zirvesiydi. Hayallerimizden kopardılar bizi. Tüm yasakların kalkmasıyla ülkemiz daha özgür, daha adil ve insanca yaşanabilir bir ülke haline geldi. Cumhurbaşkanımız toplumsal barışı tesis etti." ifadelerini kullandı.
"HAYATIMIN EN KARANLIK DÖNEMİ"
48 yaşındaki Banu Devran, da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarih bölümünde öğrenciyken başörtülü olduğu için okuldan atılan öğrencilerden olan Devran o günleri "Hayatımın en karanlık dönemi. Her yerde ötekileştiriliyorduk. Hastaneye muayene olmaya bile gidemiyorduk. Ben hasta olmaya korktuğumu hatırlıyorum. Bu sürecin tekrar yaşanmaması için özgürlüğümüzün anayasal güvence ile taçlandırılmasını diliyorum" şeklinde anlattı.
"ERDOĞAN İYİ Kİ TÜRKİYE'Yİ YÖNETİYOR"
Üniversite diploması almak için peruk taktığını söyleyen 28 Şubat mağdurlarından Suat Ayaz, "Erdoğan, 'başörtüsü devrimi' yaptığı gün peruğumu kutlama yaparak çöpe attım. O dünyadaki en özgürlükçü lider. Vatandaşa özgürce dinini yaşama şansı veriyor. İyi ki Türkiye'yi yönetiyor" dedi.
28 Şubat Öğrenci Derneği Trabzon Temsilcisi Aynur Özdemir ise " Mobbing uygulandı, sınavlara giremedik ve bu yüzden okuldan atıldık. Bu millet o zulüm günlerini asla unutmayacak." diyerek zor günleri anlattı.
Aynı şekilde büyük bir mağduriyet yaşayan başka bir öğrenci olan Gülden Gebiç, Öğrenciyken sözlü, ve yazılı psikolojik baskı yapıyorlardı. Önüme getirdikleri DGM yazılı kâğıdı imzalamamı istediler. İmzalamayınca okulu bıraktım. Cumhurbaşkanımız sayesinde yasak kalktı ve eğitimimi tamamladım. 28 Şubat'ı tekrar yaşatmak isteyenler, ülkeyi karıştırmak, huzuru bozmak isteyenler fırsat kolluyor. Cumhurbaşkanımız sayesinde ortaya çıkamıyorlar. " sözleriyle yaşadığı zorlu süreci kelimelere döktü.
YILLAR SONRA TEKRAR O SIRADA
Nefise Kıyıcı
Sabah'ta yer alan habere göre; Nefise Kıyıcı da 28 Şubat döneminde hukuk fakültesini kazandığı halde başörtüsü yasağı nedeniyle eğitim göremeyenler arasındaydı. Diyanet'te yıllarca çalışıp emekli olduktan sonra vesayetçiler yüzünden ertelemek zorunda kaldığı üniversite hayalini gerçekleştirmeye karar veren Kıyıcı, geçen yıl 55 yaşındayken Erzurum Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Sinema bölümünü kazandı. 2'nci sınıfta olan iki çocuk annesi Kıyıcı duygularını "Bu sıralarda oturmak içimde ukde kalmıştı. Darbe dönemlerinin çocuğuyum. Bu toplumda ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmenin en büyük şahidiyim. Bugün bu sıralarda oturuyorsam Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın sayesindedir, bizlere tanımış oldukları bu haklardan dolayı çok teşekkür ederim. "dedi.
"KORKU SİYASETİNİ AK PARTİ TARİHE GÖMDÜ"
Başörtüsü taktığı için zulme uğrayan AK Parti'li kadın siyasetçiler de , yaşadıklarını paylaştı.
AK Parti Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, " O günkü zihniyet hâlâ korku siyaseti yapmaya çalışıyor. CHP'nin kadınlara bakışı o günden bugüne hiç değişmedi. Yarın bir gün iktidar olurlarsa o zihniyet yine devam edecek, maazallah yetki alırlarsa yine aynı şeyleri yapacakları ortada. Kadınlar üzerinden korku siyasetini AK Parti tarihe gömdü." dedi.