YENİLENEBİLİR ENERJİNİN ÖNÜNÜ AÇACAĞIZ
Bakan Bayraktar, Akkuyu'daki çalışmalara yönelik de şunları söyledi: "Çalışmalar yoğun şekilde devam ediyor. Bu yıl içinde ilk elektriği üretmek istiyoruz. Ama süreçte karşı karşıya olduğumuz açık ve kapalı bazı yaptırımlar var. Onları sahaya yansıtmadan çözmeye çalışıyoruz. Dört reaktörü 2028'e kadar devreye almak ve Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 10'unu buradan karşılamayı hedefliyoruz. Bunu yaptığımız takdirde yenilenebilir enerjinin önünü açmış olacağız. Türkiye'nin 30 yılda 20 bin megavatlık kurulu güce ihtiyacı var. Sinop'la alakalı iki ilgili ülke var. Rusya ve Güney Kore Cumhuriyeti. Trakya'yı ağırlıklı olarak Çin'le konuşuyoruz, orada çok ciddi noktaya geldik. Sinop'la alakalı elbette ki Rusya ve ROSATOM. Akkuyu'da ciddi tecrübemiz var, dolayısıyla bu tecrübeyi Sinop'a taşımak istiyoruz. Görüşmelerimiz iki tarafla devam ediyor. Gaz merkeziyle alakalı da ilk etapta İstanbul finans merkezine gaz ticaret platformu üzerinde çalışıyoruz, Gazprom'la çalışıyoruz. Bunu da kısa sürede devreye alabileceğimizi düşünüyoruz. Silivri'de kapasitesini artırmayı hedefliyoruz. Türkiye çok büyük bir piyasa, Türkiye'nin doğalgaz piyasası Avrupa'nın dördüncü büyük piyasası. Türkiye önemli bir piyasadır, önemli bir merkezdir."
Keşiflere ilişkin de Bakan Bayraktar, şu bilgileri paylaştı: "Karadeniz Sakarya gaz sahasındaki keşif Ağustos 2020. Çok kısa sürede gazı karaya çıkardık, evlerimizde kullanılır hale geldi. Ve bugün itibarıyla o sahadan 3.5 milyon metreküplük üretim yapıyoruz. Ve kararlı bir şekilde üretimimiz artıyor. Kararlılıkla 10 milyon metreküpe doğru gidiyoruz. Ama hedefimiz 40 milyon metreküp. 15 milyon hane halkının ihtiyacı karşılanacak. 2024 için 2, belki eğer zamanında yapabilirsek 3 tane ayrı arama kuyusu kazacağız."
GABAR'DA 100 BİN VARİLE ÇIKACAĞIZ
Karadeniz keşfi kadar Gabar keşfinin de çok önemli olduğunu vurgulayan Enerji Bakanı Bayraktar, şöyle konuştu: "Gabar'da günlük 37 bin varil petrol üretiyoruz. Bu ay sonuna kadar 3 yeni kuyu, nisan ayında da 9 yeni kuyu açacağız. Böylece ilk etapta günlük 50 bin varile, 2024 sonunda da 100 bin varile çıkacağız. O bölgeye çok yoğunlaşmış durumdayız. Doğalgaz ve petrolde dış pazarlarda da üretim amaçlarımız var. Somali'deki denizlerde petrol ve doğalgaz araması için çalışmalara başlayacağız. Libya'da karada bazı sahalarda ilgilerimiz devam ediyor." Desteklere ilişkin de bilgi veren Bakan Bayraktar, "Geçtiğimiz yıl elektrik ve gaz 282 milyar lira destek verdik. Bütçe imkân ve kabiliyetleri kapsamında vatandaşlarımızı desteklemeye devam edeceğiz. Destek mekanizmamız ihtiyacı olana da olmayana da şeklinde ama biz bunu daha çok ihtiyaç sahiplerine kaydırmak istiyoruz" dedi.
KAPASİTELER ARTIK ÜRETİME DÖNMELİ
Bakan Bayraktar, şöyle devam etti: "Sanayicilerimizin ve yatırımcıların elinde olan yenilenebilir enerjide bazı kapasiteler var. Bizim beklentimiz bu kapasitelerin artık üretime dönmesi. Yatırımcılar da bazı engellerden bahsediyorlar. Üzerinde çalıştığımız konulardan biri de izin süreçlerini daha hızlı ve etkin hale getirmek. Süper izinlerle belirli bir süre içerisinde kamu idarelerinde beklemeden izinlerin alındığı bir modeli seçimden sonra Meclis gündemine getireceğiz. İletim şebekemizin ilave yatırımlara ihtiyacı var. Dünya Bankası ile bu konuda çalışıyoruz. Daha çok yenilenebilir enerjinin olacağı bir şebeke yatırımı üzerinde çalışıyoruz."
Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü ve Köşe Yazarı Dilek Güngör, A Para Yayın Koordinatörü ve A Haber Ekonomi Müdürü Özlem Doğaner
Forumda sektörün önde gelen isimleri önemli değerlendirmelerde bulunurken, Siyaset bilimci, Yayıncı, BRENNUS Enstitüsü Danışmanı Ulrike Reisner, Avrupa'nın enerji politikalarını eleştirerek, AB'deki tedarik sorunlarının artmasının Türkiye gibi ülkeler için fırsat olabileceğini vurguladı.
Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü ve Köşe Yazarı Dilek Güngör ve A Para Genel Yayın Yönetmeni Özlem Doğaner'in açılış konuşmasıyla başlayan foruma, ilk olarak Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) Başkanı Francesco La Camera, video konferansla katıldı.
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) Başkanı Francesco La Camera
La Camera, ''Yenilenebilir Enerji: Daha Güvenli Bir Geleceği İnşa Etmek' başlığındaki konuşmasında, "Yenilenebilir enerjinin, Paris Antlaşması'na uyum sağlayabilmesi için 2030 yılına kadar üç katına ve enerji verimliliğinin ise iki katına çıkarılmasının en gerçekçi rota düzeltme eylemi olduğuna inanıyorum. IRENA Dünya Enerji Geçişi Görünümü 2030 Raporu'na göre dünyanın yenilenebilir enerji, enerji depolama ve yenilenebilir yakıt kullanımının yaygınlaştırılmasında önemli bir ivme kazanması gerekiyor" dedi. La Camera, şunları söyledi: "IRENA, ETAF olarak adlandırılan Enerji Geçişini Hızlandırma Finansman Platformu gibi proje destek platformları, stratejik finansman ve yatırım desteği ile yenilenebilir enerjiye yönelik küresel geçişe ivme kazandırılmasında ön saflarda yer alıyor. ETAF, gelişmekte olan ülkelerde yürütülen yenilenebilir enerji projelerine 5 milyar dolar yatırım sağlamayı hedefliyor."
AVRUPA ENERJİ DİKTATÖRÜ
Ardından Siyaset bilimci, Yayıncı, BRENNUS Enstitüsü Danışmanı Ulrike Reisner de, online canlı bağlantıyla Brüksel'in enerji rejimini değerlendirdi. Reisner, Avrupa'da siyaset alanında yıllardır enerji odaklı çalıştığını hatırlatarak, "Bugün Brüksel'in enerji politikasının karanlık yüzüne değineceğim. Ben buna Avrupa Birliği (AB) içerisinde enerji diktatörlüğü diyorum. AB, Avrupa Konseyi ile birlikte bir mevzuata dayanmadan, üye devletlerin egemenlik haklarına saygı göstermeden bir enerji politikası güdüyor. Bunu yaparken hukuki bir maddeyi gösteriyor ve genel bir tekinsiz durumdan bahsediyor" dedi. Reisner, şunları söyledi: "AB'nin aldığı tedbirler kendi üye ülkelerinin egemenlik haklarını ihlal etmemeli. AB Konseyi ve Avrupa Komisyonu sistematik bir şekilde ülkelerin enerji çıkarları ile ilgili politikalarını 'acil' durum başlığı altında etkilemeye çalışıyor. Özellikle Rusya'ya olan yaptırımlar AB'ye enerji girişini oldukça sınırladı. İkinci konu Yeşil Mutabakat. Yeşil mutabakat dogmatik bir sözleşme, ekonomik olarak son derece sorunlu ve Avrupa'daki sektöre büyük bir yük bindiriyor ve rekabeti bozuyor. Şu anki ortam 2025'ye kadar sıfır emisyon hedefine ulaşmamızı pek mümkün kılmıyor."
Siyaset bilimci, Yayıncı, BRENNUS Enstitüsü Paris-Viyana'da Uzman Ulrike Reisner
KONTRATLAR YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLİYOR
Karbon vergisi ve yeni uygulamaların çelik gibi sektörlerde faaliyet gösteren üreticileri de zorlayacağını belirten Reisner, "Ekonomik rakamlara baktığımızda Almanya başta olmak üzere Avrupa'nın yeni enerji politikasının zararlarını göreceğini düşünüyoruz. AB'deki tedarik sorunlarının artması Türkiye gibi ülkeler için fırsat olabilir. AB'de enerji talebi artarken Rusya ile yapılan kontratlar yeniden gözden geçiriliyor. Kontratlar bozulmak isteniyor. Bu Türkiye için dikkatle izlenmesi ve fırsat olarak görülmesi gereken bir alan" ifadelerini kullandı.
YAKINDA UÇAK YAKITI MÜJDESİNİ VERECEĞİZ
Özel oturumların ardından düzenlenen 'Yeşil Dönüşüm - Enerji Endüstrisi Dönüşümü Nasıl Gerçekleştirilebilir?' başlıklı panel, Sabancı Üniversitesi İstanbul Enerji ve İklim Merkezi Direktörü Bora Şekip Güray moderatörlüğünde RHG Enertürk Enerji Genel Müdürü Alpay Beyla, Enerjisa CEO'su Murat Pınar, Zorlu Enerji CEO'su İ. Sinan Ak, SOCAR Türkiye CEO'su Elchin Ibadov ve Smart Güneş Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ'ın katılımıyla gerçekleştirildi. SOCAR Türkiye CEO'su Elchin Ibadov, "Sürdürülebilir yakıtlara ilişkin, sürdürülebilir uçak yakıtı, jet yakıtı yerine gelecek ama şunu da unutmamamız lazım; ilk elektrikli araçların pilinin mevcudiyeti kadar onun büyüklüğü de önemli. Tırlarda henüz elektrikli mekanizmalar gelişmedi. Petrokimya ürünlerinin devam edeceğini görüyoruz" dedi. Ibadov, şöyle konuştu: "Bir taraftan biz gelecekle ilgili karbona bağlı olmayan ürünlerin oluşması için çalışırken öbür taraftan da mevcut talebi karşılayacak üretimi yapmalıyız. Bugün bizim stratejimiz mevcut yatırımlarımızı, mevcut üretimlerimizi tam gaz devam ettirmek. Uçak yakıtıyla ilgili çalışmamız devam ediyor, inşallah yakın tarihte bunun müjdesini de vereceğiz. 140 bin tondan fazla su tasarrufu sağladık. Yeşil dönüşüme önemli bir katkı veriyoruz." Ibadov, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) hakkında da, "Güzel işler yapanları ödüllendiren bir sistem. ETS'nin Türkiye'de sanayiye ve çevreye katkı sağlayacağını düşünüyorum. Ar-Ge ve inovasyonla ETS mantığına uygun hazırlıklarımızı sürdürüyoruz" dedi.
ELEKTRİKLİ ARAÇ ŞARJINDA AVRUPA'DA ÜST SIRALARDAYIZ
Enerjisa CEO'su Murat Pınar, son yıllarda sürdürülebilirlik ve karbon ayak izinin düşürülmesinde enerji sektörünün ana aktör olduğunu söyledi. "Depremin Enerjisa'yı da çok sarstığını hatırlatan Pınar, "Şimdi şehirlerin yeniden kurulmasından bahsediyoruz. Hatay'ın geleceği için hem trafo hem kapasite hem de enerji nakil haklarını içeren 2 milyar lira yatırım yaptık. Önümüzdeki 3 yıl için 8 milyar lira yatırım planladık. Bu yatırımlarla deprem bölgesinin ayağa kaldırılmasını hızlandıracağız" diye konuştu. Murat Pınar, elektrikli araçlara yönelik de şöyle konuştu: "Elektrikli araçlardaki büyüme çok konuşuluyor ama aslında elektrikli araçlar fosil yakıtlı araçtan daha eski. 2035'te toplam satılan araçların yarısının elektrikli olacağını düşünüyoruz. TOGG'un gelmesi, elektrikli araçlara olan ilginin artması, bizi elektrikli araçların şarj cihazları noktasında Avrupa'da üst sıralara taşıdı. Teknolojiler çok yeni. Gelişmeler sürüyor. Bugün dünyadaki tüm araç parkını değiştirmeye çalıştığımızda zaten 50 yıldan bahsediyoruz. Türkiye bu anlamda şanslı. Bu alanlarda yatırımlara devam etmek zorundayız. Bu bizim için bir seçenek değil, zorunluluk."
2030'A KADAR 2 MİLYAR EURO YATIRIM
Artık enerjide dönüşümün başladığını vurgulayan Zorlu Enerji CEO'su İ. Sinan Ak da "Hızlı adımlarla ilerliyoruz. Hükümetimizin de atmış olduğu ciddi adımlar var. 2030-35'e kadar bugüne kadar yapılanın iki katı yatırım yapılması gerekiyor. Devlet üstüne düşen görevi yapmış durumda. Yabancı yatırımcıların da ciddi anlamda talepleri var" dedi. Sinan Ak, şunları söyledi: "Önümüzdeki 2-3 yılda yenilenebilir enerji alanında ciddi anlamda bir dönüşüm görüyorum. Bunları yapmak için altyapı yeterli ama önümüzdeki dönemde yetmeyecek. Bunun bir şekilde depolanması ve uygun saatte tüketilmesi de gündemimize gelecek. Pillerin en büyük üreticisi şu an Çin. Bu pillerin bir şekilde Türkiye'de üretilmesi gerekiyor. Şimdi biz de grup olarak bu alanda ciddi atılımlar yapacağız. 3 ila 5 bin megavat enerjinin devreye alınması gerekiyor. Bu önümüzdeki dönemde 10-15 bin megavata gidebilir. Türkiye'de 5 bin megavat güneş yatırımı devam ediyor." Ak, şöyle devam etti: "Elektrikli araçlar artıyor, Türkiye için bu stratejik bir ürün. Hem Türkiye'de hem yurtdışında yatırım yapıyoruz. Şu an 12 ülke civarında ekibimiz var, orada altyapı çalışmalarına başladık. 2030 yılına kadar 2 milyar euro civarında yatırım yapmayı hedefliyoruz."
2 MİLYON ADET ELEKTRİKLİ ARAÇ HAYAL DEĞİL
RHG Enertürk Enerji Genel Müdürü Alpay Beyla ise, yenilenebilir enerjideki hedeflerine dikkat çekti. Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjide gelinen noktanın çok iyi olduğunu belirten Beyla, şöyle devam etti: "Bugün siz Londra Borsa'sında 'yeşil tahvil' ihracıyla ilgili yatırımcılarla konuştuğunuzda karşılık bulabiliyorsunuz. Yatırımcı, ülkemizin geçmiş 5 yılda, 10 yılda yaptıklarına bakıyor. Buna baktığı zaman da Türkiye'nin ortaya koyduğu işler var. Ve yatırımcı da bunun için ne kadar uygun bir alan olduğunuzu görüyor. Son yıllarda yapılan yatırımlara baktığımızda tedarik tarafında da ciddi yatırımlar var. Bunun bir kısmı yabancı ortaklarla, bir kısmı yerli kaynaklarla yapıldı. Dağıtım şirketlerinin yükü artacak. Bu tarafta da ciddi yatırımlar bizi bekliyor. Doğrudan yatırımlar konusunda çok ümitliyim." Türkiye'de 2035'in yenilenebilir enerji için çok önemli bir dönem olduğunu kaydeden Beyla, "2 milyon adet elektrikli araç hayal değil. Her 10 araca bir soket dediğinizde biz Türkiye'de 200 bin adet kamuya açık şarj noktasını sağlamış olacağız. Bu da 1.5-2 milyar dolarlık bir yatırım" dedi.
GÜNEŞTE EN ŞANSLI ÜLKELERDEN BİRİYİZ
Smart Güneş Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ da 2016 yılında yatırım kararı aldıklarına dikkat çekerek, şunları söyledi: "Devletimiz desteklere önce güneş paneli üzerinde başladı. Biz de ilk tesisimizi Gebze'de devreye aldık. Bizler şirketler olarak devletin verdiği yönlendirmeyle hareket ederiz. Türkiye güneş konusunda en şanslı ülkelerden biri. Almanya'da siz aynı panelle 1 kilovatsaat üretirken Türkiye'de 2 kilovatsaat üretiyorsunuz. 10 yılda sektörün geldiği yer çok iddialı. Açık ara en fazla üreteceğiniz enerji güneş. Sahip olmamız gereken tek şey o teknolojiyi üretebilmek ve gökyüzü. 1 dolar yatırarak iki katını elde edebiliriz."