Seçil Erzan'dan Fatih Terim itirafı | Muslera, Emre Belözoğlu ve Arda Turan ifade verdi! "15 ay boyunca hesabına gelen paraları ona verdim"
Son dakika haberleri... Aralarında ünlü futbolcuların da olduğu çok sayıda kişiyi yüksek getirili gizli fon vaadiyle dolandıran Seçil Erzan'ın yargılandığı davanın dördüncü duruşması dün gerçekleşti. Duruşmada ilk olarak müşteki Fernando Muslera tercüman eşliğinde ifade verdi. Neden şikayette bulunmadığı sorulan Muslera, “Çünkü bunun için bana zaman kalmadı. Bunun bir yolsuzluk olduğunu farkettim" dedi. Muslera'dan sonra ifade veren Emre Belözoğlu ise bankaya Fatih Terim ile neden gittiğini açıkladı. Belözoğlu 4 milyon doları Volkan Bahçekapılı'ya teslim ettiğini ve hiç para almadığını söyledi. Belözoğlu'ndan sonra ifade vermeye başlayan Arda Turan, "Ben biraz safım saf olmasam, verir miyim bu kadar parayı? Paramı alırsam hiç yatmasın. Türkiye Cumhuriyeti'nde hayatım boyunca hiç faiz almamış biriyim." dedi. Erzan hakkında istenen hapis cezası da yükseldi. Duruşma 24 Mayıs'a ertelendi.
takvim.com.tr
Giriş Tarihi :07 Mart 2024 , 09:47Güncelleme Tarihi :09 Mart 2024 , 18:07
Aralarında ünlü futbolcuların da olduğu çok sayıda kişiyi yüksek getirili gizli fon vaadiyle dolandıran Seçil Erzan'ın yargılandığı davanın dördüncü duruşması dün gerçekleşti. Kamuoyunda "yüksek karlı gizli fon" adıyla bilinen, 2'si tutuklu 7 sanığın yargılandığı dolandırıcılık davasında, müştekiler Arda Turan, Emre Belözoğlu ve Fernando Muslera'nın ilk kez beyanı alındı.
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörük ile taraf avukatları katıldı.
MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Emre Belözoğlu ve Eyüpspor Teknik Direktörü Arda Turan ile Galatasaray'ın Uruguaylı milli kalecisi Fernando Muslera da dava kapsamındaki bir duruşmaya ilk kez müşteki olarak katılım sağladı.
Dosyaya gelen evrakların okunduğu duruşmada, Denizbank'ın katılma talebi değerlendirildi. Mahkeme heyetinin bu talebi reddetmesinin ardından müştekilerin beyanının alınmasına geçildi.
İspanyolca tercüman aracılığıyla konuşan Fernando Muslera, sanık Seçil Erzan'ı 2011'de banka çalışanı olarak tanıdığını belirterek, Aralık 2022'de bankada finans işleri müdürü olarak bildiği kişiler tarafından arandığını, bu kişilerin yatırım teklifinde bulunduğunu, Erzan'ın da yatırımına karşılık yüzde 35 kar vadettiğini söyledi.
Seçil Erzan'ın, Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu'dan "fonu idare eden kişiler" olarak bahsettiğini anlatan Muslera, "Denizbank'ın Florya şubesinden 700 bin dolar para çektim. Ve çektikten sonra menajerim Musa Mert Çetin'e verdim. Denizbank'ın Levent şubesine bu parayı Çetin götürdü. Şubat 2023'te Ziraat Bankası'ndaki hesabımdan 500 bin dolar alıp tekrar Musa Mert'e verdim. Kendisi bu parayı Denizbank'ın içine girmeden kapıda verdi." dedi.
Erzan'ın kendisine paranın geri ödeneceğine dair resmi dekont verdiği ve bu süreçte 700 bin dolarını da Erzan'dan geri aldığını kaydeden Muslera, sanığın 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremleri sebep göstererek kendisini oyaladığını da öne sürdü.
"BUNUN BİR YOLSUZLUK OLDUĞUNU ANLAMIŞTIM"
Sanıkla iletişimi menajeri Musa Mert Çetin'in sağladığını aktaran Muslera, şöyle devam etti:
"Bana, 'Biraz daha fonda yerimiz var, yatırım yapabilirsin.' dedi. Zamanında almam gereken karı alamadığım için beni ikna etmek ve rahat olmam için bana, 'fonda ünlü isimlerin olduğunu' söyledi. Ben yatırım yapmadan önce bunları söylemedi, paramı alamadığım için söyledi. Seçil Hanım ailemle yaşadığım evime geldi; 'Bu fon Hakan Ateş yönetiminde, deprem olduğu için ödemeler aksadı.' dedi. Seçil Erzan banka yöneticisi olmasaydı normal arkadaşım olsaydı, bu paraları teslim etmezdim. Ben bankaya güvendim. Ayrıca Seçil Hanım'ın oranın müdürü oluşu da para vermemde etkili oldu. Ben sadece Musa Mert Çetin'e, 'parayı geri alamazsak bankanın üst düzey yetkililerine şikayette bulunacağımı' söyledim."
Sanık Erzan'ın avukatı Bülent Aybirdi'nin, "Neden üst düzey banka yöneticilerini aramadınız?" sorusunu yanıtlayan Muslera, "Çünkü bunun için zaman kalmadı. Bunun bir yolsuzluk olduğunu anlamıştım." diye konuştu.
Muslera, sanık Erzan hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızası olup olmadığının sorulmasın üzerine de, "İstemiyorum." yanıtını verdi.
Beyanda bulunan diğer müşteki Emre Belözoğlu da kendi adına sürecin, kuzeni Volkan Bahçekapılı'nın araması ve Denizbank'ın bir fonunun olduğunu söylemesiyle başladığına dikkati çekti.
Belözoğlu, "Parça parça olmak üzere toplamda 4 milyon 290 bin dolar verdim. Bankadaki paraların ve evdeki altınların bazılarını ben teslim ettim, bazılarını Volkan'a ve şoföre teslim ettim. İlk parayı teslim etmeden önce Seçil Erzan'la telefonda görüştüm. Bana fonu anlattı. 'Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu'nun yürüttüğü yüksek kar getirili bir fon olduğunu, ne kadar çok para getirirsek o kadar çok getirisi olacağını' söyledi." ifadelerini kullandı.
Seçil Erzan'ın önce 10 milyon dolar istediğini daha sonra miktarı 5 milyon dolara düşürdüğünü aktaran Belözoğlu, "Bir süre sonra, elimde bana verdiğim paralar için düzenlenen evraklarla Seçil Erzan'ın odasına gittim. Banka çalışanları odaya geldi, sonra da müfettişler geldi." şeklinde konuştu.
Belözoğlu, kara ilişkin hiç para alamadığını, birçok sporcunun bu fona dahil olduğunu bankaya gittikten sonra öğrendiğini, öncesinde sadece Hakan Ateş, Mehmet Aydoğdu, Fatih Terim ve Buse Terim'in fonda olduğunu duyduğunu anlattı. Belözoğlu, bir soru üzerine, Erzan'ın hep fonda kazanmayı taahhüt ettiğini, hiçbir zaman paranın batabileceğinden bahsetmediğini de öne sürdü.
Emre Belözoğlu, "Şikayetçiyim, kimseye güvenerek bu yatırımı yapmadım. Bankaya ve banka tarafından atanan Seçil Erzan'a güvendim. Fatih Terim ile bu konuyla alakalı hiç görüşmemiştim. Tamamen bankadaki fona binaen bu işlere giriştik. 'Fatih Terim fonu' ifadesini sonradan duydum." ifadelerini kullandı.
ARDA TURAN: "BANA ÇOK YÜKSEK GETİRİLER VADETMEMİŞTİ, 10 MİLYON DOLAR İSTEDİ"
Müşteki Arda Turan ise Denizbank, sanık Erzan ve kendi adına üzgün olduğunu söyledi.
Erzan hakkında, "Kendisi, Denizbank yetkilileriyle Florya tesislerine gelen, hayatının baharında bankanın gücünü arkasına almış, güven teşkil eden bir hanımefendiydi. Tesise gelerek futbolcuların işlemlerini orada yapardı. Bankası tarafından efsaneleştirilmiş, bankanın sitesinde 15 yıllık başarı öyküsü anlatılan bir hanımefendiydi." diyen Turan, sanığı bankada bir kez ziyaret ettiğini belirtti.
Arda Turan, Erzan tarafından birçok kez mevduat getirmesi amacıyla arandığını anlatarak, "Türkiye Cumhuriyeti'nde hayatım boyunca hiç faiz almamış biriyim. Seçil Erzan bana, 'Arda, mevduat yerine paranı fona koyalım, böyle imkanlar var. Bu faiz değil.' dedi ve beni ikna etti. Nefsime yenik düştüm. Bana çok yüksek getiriler vadetmemişti, 10 milyon dolar istedi." diye konuştu.
Taşınmazlarını satarak bazen de borç alarak Erzan'a Ekim 2022'den itibaren toplam 13 milyon 900 bin dolara yakın para verdiğini kaydeden Turan, bu paranın 6 milyon 400 bin dolarını kendi isteğiyle aralıklarla aldığını dile getirdi.
Yaklaşık 4 milyon dolar kar vadeden Erzan'ın devam eden süreçte annesinin hastalığı ve depremleri bahane ederek kendisini oyaladığını ileri süren Turan, bankaya güvenerek parasını teslim ettiği yöneticiler Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu'yu suçlamadığını ancak mağdur olduğunu beyan etti.
"DENİZBANK ŞUBE MÜDÜRÜNE SAHİP ÇIKMALIDIR"
Turan, şöyle devam etti:
"Denizbank şube müdürüne sahip çıkmalıdır. Hayatım boyunca Seçil Erzan'ı tehdit etmedim, hakaret etmedim. Kardeşim ve şoförüm Erzan'a bu paraları 12-13 parça halinde verdi. Denizbank'ın şube müdürünün böyle bir durum içinde olabileceğini düşünmedim. Ben Ocak 2023 sonuna doğru bazı futbolcuların da fonda olduğunu öğrendim."
Emre Çolak'ın fona girmesi için Seçil Erzan'a telkinde bulunup bulunmadığı sorulan Turan, "Erzan bana, 'Emre Çolak'a gideceğini' söylemişti. 'Arda fona para sokmamız lazım ki, çalışsın.' diyordu. Emre abi beni arayınca olayı anladım. Hala bile inanmak istemiyorum. Ben bu konularda biraz safım." dedi.
Emre Çolak
"KONUŞABİLECEK BİRİ OLDUĞU İÇİN FATİH TERİM'LE GİTTİK"
Erzan hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanmasına rızasının olup olmadığı sorulan Turan, "Ben paramı alırsam hiç yatmasın, beni ne ilgilendirir." ifadesini kullandı.
Arda Turan, Fatih Terim ve Emre Belözoğlu ile banka şubesine gitmesi olayını ise "Fatih hoca bizim büyüğümüzdür. Hakan Ateşi de tanır. Bu konuda konuşabilecek biri olduğu için onunla gittik." sözleriyle açıkladı.
Kamuoyunda "yüksek karlı gizli fon" adıyla bilinen 2'si tutuklu 7 sanığın yargılandığı dolandırıcılık davasında mahkeme heyeti, Denizbank'ın bazı çalışanları ile üst düzey yöneticileri Sermin Tekin, Cenk İzgi, Tanju Kaya ve Oğuz Atilla'nın "tanık" sıfatıyla dinlenilmesine, müştekiler Arda Turan, Emre Belözoğlu ve Fernando Muslera'nın davaya katılma talebinin kabulüne karar verdi.
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sabah saatlerinde başlayan ve müştekilerin ifadesinin alındığı duruşma, daha sonra müşteki Arda Turan'ın kardeşi tanık Okan Turan'ın ifadesinin alınmasıyla devam etti.
Arda Turan'ın kardeşi Okan Turan
Tanık Okan Turan, ağabeyinin verdiği paraları 5-6 kez bankaya götürdüğünü ve sanıklardan Asiye Öztürk'e teslim ettiğini söyledi.
Bankaya para teslim etmek için gittiği bir gün sanık Öztürk ve Seçil Erzan'ın olduğunu, Erzan'ın parayı sayım işleminden sonra hazine görevlisine verdiğini ifade eden Turan'a mahkeme başkanı, parayı alan kişinin sanıklar arasında olup olmadığını sordu. Tanık Turan sanıklara bakarak, bu kişinin tutuklu sanık Ali Yörük olduğunu belirtti.
Turan, Erzan'ın sanık Yörük'ü kendisine banka görevlisi olarak tanıttığını ve paranın ona teslim edildiğini söylediğini anlatarak, "Ali Yörük'ün parayı alıp bankadan çıktığını gördüm. Yaş farkımız dolayısıyla ağabeyime ne kadar para verdiğini sormam, dolayısıyla ne kadar para götürdüğümü bilmiyorum. Bazen evrak alıyordum ama kamera kayıtlarının olduğu gün dışında dekont almadım." dedi.
Diğer tanıkların ifadelerinin alınmasının ardından sanıklara diyecekleri soruldu.
"AKIL TUTULMASI YAŞADIK"
Sanıklardan Nazlı Can, yaşananları bir film gibi gördüğünü belirttiği ifadesinde, "Ben hala ne yaşadığımı anlamış değilim. Seçil hala birilerini suçluyor. Hırsızın hiç mi suçu yok?" dedi.
Elindeki tüm parasını kaybettiğini, arabasını sattığını ve hala Seçil Erzan'ın çektirdiği krediyi ödediğini anlatan Can, "Seçil'in bana bu kadar kötü bir şey yapacağı aklıma hiç gelmedi. Tüm ödemeleri 'Bankada çalışıyorum, denetleniyorum.' diyerek benim üzerimden gönderiyordu. Seçil herkesi kandırıyor, ikna ediyordu. İkna yeteneği çok yüksekti. Akıl tutulması yaşadık." diye konuştu.
Fon olayının ortaya çıkmasının ardından cep telefonlarını sıfırladıkları tespit edilen sanıklar Atilla Yörük ve Ali Yörük, yurt dışından cep telefonu alıp pasaporta kaydettirmedikleri için 8 ayda bir telefonlarını değiştirdiklerini, bu yüzden sıfırladıklarını savundu.
Sanık Hüseyin Eligül, birikimlerini ve çevresindeki insanlardan aldığı paraları çalıştırması için Seçil Erzan'a verdiğini, Erzan'ın paraları biriktirdiğini sandığını, Erzan ödemeleri ötelemeye başlayınca farklı şeyler döndüğünü anladığını ve mağdur olduğunu anlattı.
SEÇİL ERZAN PARA TRAFİĞİNİ TEK TEK AÇIKLADI
Sanık Seçil Erzan ise savunmasında kimlerden kaç para alıp ne kadar para ödediğini anlattı.
Bugün ifade veren ve kendisinden 7,5 milyon dolar alacağı olduğunu söyleyen müşteki Arda Turan'ın iddialarını kabul etmeyen Erzan, "Arda bana toplamda 10 milyon 736 bin dolar verdi. 7 milyon 920 bin dolarını geri verdim. 2 milyon 816 bin alacağı vardır. " ifadelerini kullandı.
Erzan, Emre Belözoğlu'nun 4 milyon 298 bin dolar, Selçuk İnan'ın 1 milyon 350 bin dolar, Muslera'nın 500 bin dolar alacağı bulunduğunu, daha önce yaptığı listede hatalar olduğunu söyleyerek, bugün açıkladığı rakamlar için "Doğrular bunlardır." dedi.
Bazı isimlerin alması gerekenden çok daha fazla para aldığını ifade eden Erzan, bu kişilerden Semih Kaya'ya 4 milyon 275 bin dolar, Kaya'nın menajeri Fırat Özdemir'e 2 milyon 410 bin dolar fazla ödeme yaptığını söyledi.
Erzan, açıkladığı ilk ödeme listesindeki çelişkinin sorulması üzerine, "O tarihte adımı bile sorsanız söyleyemeyecek durumdaydım. Ben insanlara senetler verdim o gece. O listeyi asla kabul etmiyorum. Bana telefon açıp, 'Bana şu kadar yaz, bu kadar yaz.' diyorlardı. Ben o gün ölmeyi beceremedim, o listeyi yaptım." diye konuştu.
Fatih Terim
Fatih Terim ile ilgili de Erzan, "Hoca hakkında hiç konuşmadığım söyleniyor. Hoca bir dönem özel bankacılıkta zarar etmiş, çok sinirlenmişti. Hoca bana ilk önce 300 bin dolar teslim etti, 'Sen bunu değerlendir. Ne istersen yap, sen yaparsın' dedi. 1 milyon dolar getirdi sonradan. Hocanın hesabı özellikle 2022 Ocak ayından 2023 Nisan ayına kadar incelenirse yatırılmış olan bütün tutarlar çıkar, hesabına yatan paraları ben verdim." ifadelerini kullandı.
"NİYETİM GERÇEK BİR FATİH TERİM FONU KURMAKTI"
Mahkeme başkanının, "Madem fazla ödeme yapıyordunuz, bunu neden Terim'e söylemediniz?" diye sorması üzerine Erzan, "Fatih Terim'e diyemedim. Sonraki süreçte 'Hocam siz yüklü harcamalar yaptınız, olması gerekenden daha fazla mevduatlar aldınız, para getirmeniz gerekiyor.' dedim. Bodrum'daki villasını satıp parasını getirecekti. Ben de Bozcaada'daki evimi satacaktım, emlakçıdan haber bekliyordum. Hocanın evine gidip geliyordum, bunları yüz yüze konuşuyorduk dolayısıyla mesajlarda bunlar yok. Hoca kendisi de ekside olduğunu ve para getirmesi gerektiğini biliyordu. O yüzden sonrasında bana 1 milyon dolar gönderdi. Niyetim gerçek bir Fatih Terim fonu kurup gelecek parayla eksikleri kapatmaktı." diye konuştu.
Erzan, ödemeleri yapamadığı döneme girince tehdit edildiğini belirterek, "Gece yarısı arıyorlardı, sarhoşken arıyorlardı. Bana öncelikle yapılan şantajdı. Tek yaşıyordum, iyi bir insandım, kimseye kötülük yapmak istemedim. Bir sarmalın içine sokuldum." dedi.
Tehdit edildiği halde neden karakola veya savcılığa şikayette bulunmadığı sorulan Erzan, "Kimsem yoktu. Hep bu işi çözeyim diye uğraştım. Muslera ile başlayan ve devam eden süreçte herkes kapıda bekliyordu. Arabam yolun ortasında açılıyordu, paralar alınıyordu içinden." ifadelerini kullandı.
Kaleci Muslera
Erzan'a, "Bazı kişilere fazla para verdiğinizi kendiniz söylüyorsunuz ama mesajlarda ezile büzüle 'ödeyeceğim, vereceğim' gibi şeyler yazmışsınız. Neden 'Siz alacağınızı aldınız.' demediniz?" sorusu yöneltildi.
Alacaklı olduğunu söyleyen kişilerin bankaya gelip rezillik çıkaracağından korktuğunu aktaran Erzan, "Bana 'Milli piyango bileti kazandık da bunu vermeme noktasına mı geldin?' diyorlardı. Korktum, 10 tane tefeci vardı kapımda. Bir açık vardı, ilerliyordu, onun toparlanmasını bekliyordum. Elimde para olsa hesap kitap yapacaktım." şeklinde yanıt verdi.
"2022'DE KİMLER ZENGİNLEŞMİŞ ONLARA BAKILSIN"
Erzan, bir şube müdürünün banka dışında para alıp vermesinin hatta şubede paraya dokunmasının bile yasak olduğunu belirterek, "Normalde insanların bu paraları normal bir bankaya götürseler böyle bir faiz alamayacakları bellidir. Florya yan sokakta ödenen bir paranın bir bankada değerlendirilmeyeceğini biliyorlardı. Değerlendireyim diye borç verdiler bana, 'Seçil bu parayı fazlasıyla öder.' diye verdiler. Ödemeleri yapamadığım dönemde eve gidiyordum, kapıları yumrukluyorlardı, bankanın kapısında bekliyorlardı. O zaman para nerede? 2022'de kimler zenginleşmiş onlara bakılsın. Ben malımı mülkümü, her şeyimi kaybettim." ifadelerini kullandı.
Para toplarken birçok kişiye "Fatih Terim fonu" diye bir şeyden söz etmediğinin altını çizen Erzan, "Müştekilerin hepsi birbirini tanıyor. Bu 'Fatih Terim fonu' kendilerinden çıkan bir şey. Zor dönemde birkaç kişiye söylediğim oldu. Bu ezberlenmiş bir şey." diye konuştu.
"BANKANIN ODAMA VALİZ VALİZ PARALARIN GELİP GİTTİĞİNİ BİLMEMESİ MÜMKÜN DEĞİL"
Erzan, yaptığı işlemleri çalıştığı bankanın bilmemesine imkan olmadığını, olay ortaya çıktığında gerçek kayıplarla ilgili geri ödeme noktasında iyi niyetli olduğunu söyleyerek, "İnsanların, 'Benim şu kadar, bu kadar alacağım var.' söylemleri artınca işler çığırından çıktı. Banka bir şey bilmediğini söyleyerek kendini kurtarmaya çalıştı, doğrudur. Odama valiz valiz paralar geliyor gidiyor. Bankanın bunu bilmemesi mümkün değil, bilinmeliydi." ifadelerini kullandı.
Müşteki İbrahim Çağlar'ın avukatı Metin Sinan Arslan da duruşmada, "Sizin bankanızı rezil eden, 2000'li yılların başından bu yana en büyük bankacılık skandalına imza atmış bir kişiyi alıyorsunuz, ona avukat tahsis ediyorsunuz, bankada tutuyorsunuz, bu telaş neden? Aklımıza şu geliyor. Bir şeyin üzerini örtüyorsunuz. Dolayısıyla Hakan Ateş, Mehmet Aydoğdu, Sermin Tekin'in tanık sıfatıyla dinlenilmesini talep ediyoruz." beyanında bulundu.
ARA KARARLAR
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörük'ün tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Müşteki Selçuk İnan'ın beyanının alınması için Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesine talimat yazılmasına karar veren heyet, Denizbank'ın bazı çalışanları ile üst düzey yöneticileri Sermin Tekin, Cenk İzgi, Tanju Kaya ve Oğuz Atilla'nın "tanık" sıfatıyla dinlenilmesine hükmetti.
Heyet, tanık Hakan Kıran hakkında zorla getirme kararı çıkarılmasına karar verirken, müştekiler Arda Turan, Emre Belözoğlu ve Fernando Muslera'nın davaya katılma talebini kabul etti.
Heyet, Mehmet Aydoğdu ve Hakan Ateş'in "tanık" olarak dinlenilmesi talebinin banka yöneticilerinin dinlenilmesinden sonra değerlendirilmesine hükmederek, tanıklar Fatih Terim ve Nur Erkasap'ın dinlenilmesi talebinin de bir sonraki celse değerlendirilmesini kararlaştırdı.
Duruşma 24 Mayıs'a ertelendi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan'ın, bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.
İddianamede, müşteki Çeviker'e para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak daha sonra Çeviker'in Erzan'a ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor.
Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu, kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.
İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturup, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.
SANIK ERZAN'IN 252 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
Sanık Erzan'ın "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 69 yıldan 226 yıla kadar hapsi istenen ana iddianamenin ardından hazırlanan yeni iddianameyle Erzan hakkında istenen hapis cezası da yükseldi.
Erzan'ın, 77 yıldan 252 yıla kadar hapsinin talep edildiği iddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 yıl ile 85 yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor.