Türkiye yerel seçimlere hazırlanırken CHP - Kandil ve DEM arasındaki pazarlıklara şahitlik etti.
KİRLİ İTTİFAK TESCİNLLENDİ
Kandil İstanbul'da İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na alan açmak terör tutuklusu Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş'ın adaylığını veto ederek Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni gibi daha pasif adaylar çıkardı.
Özellikle İstanbul merkezli kurulan ittifak CHP listelerine yazılan DEM'li isimlerin ortaya çıkmasıyla ifşa olurken İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun mitinginde sallanan DEM bayraklarıyla tescillendi.
DEM İÇİNDEKİ ÇATLAK
İstanbul merkezli kurulan bu kirli ittifak terörün siyasi ayağı DEM içindeki çatlakları da gün yüzüne çıkardı.
Uzun süredir suskunları oynayan Leyla Zana'nın partisi için oy istemesi Ekrem İmamoğlu ile ittifakı destekleyen Kandil hattını rahatsız etti.
Eski HDP'li Altan Tan ise Kandil ile CHP arasındaki ittifakı, "PKK da eski siyasetini devam ettirsin, silah, çatışma devam etsin, 40 yıllık hikâye devam etsin diye Ekrem İmamoğlu'na oy verecek." itiraf etti.
Konuyu köşesine taşıyan Sabah Yazarı Mahmut Övür, "Leyla Zana mı Tülay Hatimaoğulları mı?" başlığıyla DEM içindeki çatlağı yazdı.
İşte Övür'ün o yazısı:
"Leyla Zana'nın 8 yıl sonra söylediklerine ve bugün DEM çevresinde olup bitenlere bakınca, hayrete düşmemek mümkün değil. Ömrü cezaevlerinde geçen Zana'ya karşı azgın azınlık denilen liberali- marjinali Türk solundan, CHP'yi kuşatan Saraçhane medyasından ve Kandil'den akıl almaz bir saldırı var.
Üçü bir arada yeni bir ittifak bu...
Dertleri de Zana'nın, partisi DEM'e oy istemesi. Kızıyorlar, çünkü onlar, İstanbul'da "kent uzlaşısı" adı altında İBB Başkan adayı Ekrem İmamoğlu'na destek olmak ve birlikte Başkan Erdoğan'ı "sallamak" istiyorlar. Kandil ve sol marjinal partiden gelen DEM Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları bunu açıkça ilan etti.
"BİZİ APTAL YERİNE KOYUYORLAR"
Zana ise bu projeye karşı çıkıyor ve şöyle diyor:
"İstanbul'daki Kürtlere sesleniyoruz: Kendinize oy verin. Diyoruz ki artık DEM, bizim DEM'imizdir. Biz kimsenin uşağı değiliz. 'Oyunu bana ver ama görünmez ol' diyorlar. Biz hayalet değiliz. Bizi aptal yerine koyuyorlar."
Bu siyasi çıkış aynı zamanda son 40 yıla damgasını vuran "Kürt Memet dağlara" ya da son birkaç yılda "sandıklara" evrilen sol-ittihatçı yaklaşıma bir tepkiydi.
O tepkiyi yazar Orhan Miroğlu şöyle değerlendiriyor:
"Son 2023 seçimlerinde DEM'e oy veren Kürtler 'Sahi bizim varlık nedenimiz neydi?' sorusunu sormaya başlayınca ve DEM bu seçimlerde 1 milyonun üstünde oy kaybedince hareketin içindeki Berlin Duvarı'nın sarsıldığına şahit olduk.
Leyla Zana, halkın sorduğu ve cevap aradığı bu sorunun sahadaki sözcüsü oldu ve bu kölelik biçimini teşhir etmekle kalmadı, DEM'in kendi 'varlık nedenine' dönmesinin zamanını da ilan etmiş oldu."
Bir süredir tartışılan bu konuları birkaç kez bu köşede de yazdım. DEM içinde derin bir ayrılık yaşandığı artık saklanamaz bir gerçek. Gelinen noktayı Altan Tan şöyle özetliyor:
"DEM Parti'de bir kesim (Kandil ve AB kanadı) ne pahasına olursa olsun, Erdoğan gitsin İmamoğlu kazansın, hükümet zayıflasın, 2028 seçimlerine bir hazırlık yapalım, PKK da eski siyasetini devam ettirsin, silah, çatışma devam etsin, 40 yıllık hikâye devam etsin diye Ekrem İmamoğlu'na oy verecek. Bunun karşısında duranlar, değişiklik talep edenler (Leyla Zana, Ahmet Türk ve destekleyenler) DEM Parti'ye oy verecek. Diğer bir kesim de oy vermeyerek tepkisini gösterecek."
DEM içindeki bu kavganın nasıl sonuçlanacağı, bir siyasi aktör olarak Zana'nın mı yoksa Kandil ve oradan güç alan, toplumda hiçbir karşılığı olmayan solcu Tülay Hatimoğulları'nın mı seçmen üzerinde daha etkili olacağına bağlı.
Bunu da özellikle İstanbul'da DEM seçmeninin İmamoğlu'nu tercih edip etmemesi gösterecek."