"HER SEÇİM SONRASI BİR SUÇLU ARANIR"
Devlet Bahçeli, Türkiye'de siyasi tartışmaların, kongrelerin, partilerden ayrılmaların, yeni yeni adaylar ortaya çıkarmaların, geçmişte olduğu gibi süregeldiğini dile getirerek, "Her seçim sonrası bir suçlu aranır. Bu suçlu partilerin yönetiminde değil, partinin yönetiminin dışında unsurlar aracılığıyla partilerdeki yenileşmeye dayalı gayretlerle kendini göstermektedir." dedi.
Altılı masanın Türk siyasi hayatında önemli bir örnek olduğunu belirten Bahçeli, altılı masaya dayalı olarak siyasi kurumların, geçmişteki kongrelerinde olduğu gibi şimdi de kongreleri yapma kararı alınırken, partileri yenileştirmeye, partileri başka türlü iklime sokmaya gayret gösteren söylemlerle muhatap olunduğunu söyledi.
Kendilerinden ayrılan bir grubun kurduğu İYİ Parti'nin Meclis'te temsil edilen siyasi bir kurum olduğunu anlatan Bahçeli, Türkiye'de demokrasinin vazgeçilmez unsuru 104 siyasi kurum bulunduğunu, ancak bunların 34'ünün seçimlere katılabildiğini hatırlattı.
Seçimler sonrasında, birinci anlayışın, "partiyi bölmek, partiyi küçültmek, partiyi daraltmak" olduğunu ifade eden Bahçeli, "Aritmetik işlem içerisinde çarpmayla toplama yerine çıkarmayla bölme arasında bir çizgide siyasi istikrarsızlığa kuvvet vermeye çalışmaktadırlar." dedi.
İYİ Parti'nin 27 Nisan'daki olağanüstü kongresini hatırlatan Bahçeli, MHP'nin 55 yıllık siyasi hayatında bu tür davranışların çoğunu yaşadığını, ayrışmalar olduğunu, ayrı partilileşmelere gidildiğini ancak sonuç itibarıyla MHP'nin ulu çınar gibi ayakta kalabilmeyi başardığını vurguladı.
MERAL AKŞENER'İN OLAĞANÜSTÜ KURULTAYDA ADAY OLMAMASI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "basından takip ettiği kadarıyla İYİ Parti'de önüne gelenin aday olduğunu gördüğünü" söyleyerek, şunları kaydetti:
"Bu adaylar onların en tabii hakkıdır. Fakat çoklu adaylar, çoklu bölünmelere de vesile olabiliyor. Küsmeler, kırılmalar, ayrışmalar partiyi küçültme gibi gayretler olabiliyor. Önümüzdeki siyasi istikrarı, siyasi partilerdeki istikrarla ilişkilendirerek, Sayın Meral Akşener hanımefendinin ayrışma kararından vazgeçerek partinin başında devamında, onunla beraber aday olmayı düşünen, partiye güç verme kararını alan, proje sahipli arkadaşların da etrafında kenetlenerek Türkiye'nin meselelerini, Anayasa değişikliğinden tutun her türlü konu üzerinde çaba gösteren bir parti konumuna gelmesini düşünmekteyim. Ne de olsa geçmişte ilişkilerimiz olan, geçmiş dönemlerde kardeşliğimiz bulunan, geçmiş dönemlerde siyasi hareketlerde komşuluk imkanını bulmuş olan bu siyasi partinin, böyle bir oyuna, böyle bir tahrike düşmeden, kararını vermek suretiyle 27 Nisan'da Türk siyasi hayatındaki faaliyetlerini gözden geçiren bir olağan kongreyle genel başkan seçeceği yerde, istişarelerle partilerini güçlendirebilecek bir yola girmelerini tavsiye ediyorum. Kabul ederler, etmezler ama benim düşüncem budur."