Başkan Recep Tayyip Erdoğan 13 yıl sonra Irak'a resmi bir ziyarette bulundu.
Başkan Erdoğan, Bağdat'taki resmi programları kapsamında, Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile baş başa ve heyetler arası görüşme gerçekleştirdi.
Başkan Erdoğan ile Irak Başbakanı Sudani arasında, Bağdat'taki Hükümet Sarayı'ndaki gerçekleşen görüşmenin ardından iki ülke arasında gerçekleştirilecek 26 işbirliği anlaşmasına imza atıldı.
Bu anlaşmaların küresel yansımaları da oldukça dikkat çekiciydi. İkili arasındaki gerçekleştirilen görüşmede merak edilen konulardan birisi de Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı'ydı. Görüşmede Türkiye'nin hem Bağdat'a hem de Erbil'e gerekli mesajları verdiği öğrenildi.
Sabah Gazetesi Yazarı Dilek Güngör, konuya ilişkin bir yazı kaleme aldı.
İşte o yazı...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak ziyaretinde gündeme gelmesi beklenen başlıklardan birisi de Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı'ydı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Irak ziyareti öncesinde, 4 Ekim 2023 tarihinden bu yana Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı'nın teknik olarak çalışmaya hazır olduğunu belirtmişti.
Öğrendiğim kadarıyla, Türkiye hem Bağdat'a hem de Erbil'e gerekli mesajları verdi. Ancak henüz Bağdat-Erbil hattında ilerleme sağlanamadı. Esasasında düğümü Irak hükümeti, Kürt Bölgesel Yönetimi ve kuzeyde üretim yapan uluslararası petrol şirketlerinin çözmesi gerekiyor.
Hatırlarsınız, Kürt Bölgesel Yönetimi ile uluslararası petrol şirketleri arasında o dönemde üretim paylaşım sözleşmeleri yapılmıştı. Bu şirketler üretim maliyetini karşılıyor, projeden elde edilen kârın bir kısmını da Kürt yönetimine aktarıyordu. Bağdat ise bu sözleşmelerin Irak Anayasası'nı ihlal ettiğini belirtiyordu. İhracatın sürmesi için bu sözleşmelerin dönüştürülmesini istiyordu.
Kürt, Iraklı ve Türk yetkililer arasındaki birçok görüşmeye rağmen ihracat devam etmeyince birçok uluslararası petrol şirketi üretimi askıya almıştı. Günde 1.4 milyon varil kapasiteli Irak-Türkiye boru hattı geçen yılın mart ayından bu yana devre dışı.
Kapanmadan önce günde yaklaşık 450 bin varil pompalıyordu. Hattın çalışmaması nedeniyle 11 milyar doların üzerinde gelir kaybından söz ediliyor.
Konu ABD'nin de gündeminde…
Zira, Exxon, Chevron, DNO, Genel Energy, Gulf Keystone gibi birçok Batılı şirket var. Hatta uluslararası petrol şirketleri, Biden yönetiminden Irak'a baskı yapmasını bile istedi. Bu şirketlerin Irak hükümeti ve devletin petrol şirketi SOMO ile iş yapması, bunun için de yeniden müzakereler ve sözleşmeler oluşturması bekleniyor.
Türkiye'nin Ceyhan limanına giden boru hattının çalışmaması, küresel piyasalardan günde neredeyse yarım milyon varil petrolün dışarı çıkmasına neden oluyor. Bu durum da Bağdat ve Erbil'i ekonomik açıdan zor durumda bırakıyor.
Bağdat yalnızca Körfez üzerinden ihracat yapabiliyor, bunu yapamazsa onlar da sorun yaşayacak.
Bu nedenle de ihracat seçeneklerini inceliyor. Irak'ın kuzeyinden Kerkük çevresinin petrolünü, Suriye, Baniyas limanına ulaştıran, Kerkük-Banyas Petrol Boru Hattı'nın değerlendirildiği belirtiliyor.
Ancak ilk seçenek Türkiye hattı olarak öne çıkmaya devam ediyor. Bu arada petrol gelirlerindeki kayıp, Kürt Bölgesel Yönetimi'nin ekonomisini kötüleştirmeye devam ediyor. Analizler, bu süreçte Erbil'in daha önce reddettiği bütçe kanunu kapsamındaki düzenlemeleri kabul etmeye mecbur kalacağını gösteriyor. Fakat bu durum, petroldeki gelir kaynağı üzerindeki kontrolü kaybetmesini sağlayabilir. Bu da özerklik kaybı anlamına gelebilir.
Dolayısıyla petrol konusu hem Bağdat hem Erbil'in önünde büyük bir sorun olarak durmaya devam ediyor.