İstanbul'da 5 yaşındaki bir çocuğun ölümüyle sonuçlanan olay, Küçükçekmece ilçesi Fatih Mahallesi'nde bulunan Menekşe Sahil Parkı'nda 26 Nisan Cuma günü saat 16.00 sıralarında yaşandı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Dairesi Başkanlığı yönetimindeki park içerisinde saat 11.00 sıralarında iş makinesiyle kazı çalışması yapıldı.
ÇUKURU KAZIP GİTTİ
İş makinesi operatörü çukuru kazdıktan sonra gitti. Ancak çukur önlem alınmadan öylece bırakıldı. Babası cezaevinde olan ve annesi ise Geri Gönderme Merkezi'nde olduğu için Esenyurt'taki babaannesinin evinde kalan 5 yaşındaki Edanur Gezer, yakınlarıyla birlikte parka piknik yapmaya geldi.
BOĞULARA CAN VERDİ
İBB'nin kazdığı suyla dolu çukura yakın bir noktada oyun oynayan minik Edanur, bir anda çukura düştü. Yakınlarının fark etmediği Edanur, çukurda boğularak can verdi. Minik Edanur, dün gözyaşları arasında son yolculuğuna uğurlandı.
Edanur Gezer'in nüfus kaydı olmadığı için babadan ve anneden alınan DNA testinin pozitif çıkmasının ardından minik kızın cenazesi ailesine teslim edildi.
BABA ÖZEL İZİNLE KATILDI
Esenyurt Kıraç Vakfı Cem Kültür Evi'nde yapılan cenaze törenine tutulduğu Geri Gönderme Merkezi'nden izinle gelen anne Nurcan Gezer, acı içinde feryat etti. Törene, cezaevinde olan baba Emrah Boduk da verilen özel izinle katıldı.
Kızını gözyaşları arasında toprağa veren anne Nurcan Gezer, "Üç çocuğum vardı, biri gitti. Kızımın Geri Gönderme Merkezi'nde yanımda kalmasını istedim, izin vermediler. Onu çok seviyordum. Kayıp olduğunu söylediklerinde güvenlik hemen çukura bakmış ve çocuğum oradaymış.Ortada ihmal olduğu belli. Buna sebep olanların en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum" dedi.
OLAYLARDAN İBB SORUMLU
Dayı Selçuk Yaşar ise, "Pikniğe gitmiştik. Edanur çevrede oynuyordu. Bir süre ortadan kayboldu. Çukurda yüzüstü yatıyordu. Hemen onu çıkardım ama ölmüştü. Sahilde bulunan güvenlik bize o alanda bir çukur olduğundan bahsetmedi. Etrafında da şerit falan yoktu. Olaydan İBB sorumlu. Sorumlusu kimse en ağır şekilde cezalandırılsın" diye konuştu.
İBB AİLEYİ SUÇLAYIP İHMALİ GÖRMEZDEN GELDİ
İBB, kazılan çukurun etrafında önlem alınmadığına hiç değinmeden piknik yapan aileyi suçlayıcı bir açıklama yaptı.
Açıklamada, "Saat 11.30 sularında iş makineleriyle başlatılan kazı çalışması devam ederken, saat 16.05'te bir ailenin park içerisinde çalışma yapılan alana yakın bir noktada, mangal yakıp piknik yaptığı tespit edildi. Güvenlik görevlileri aileyi uyardı. Uyarıya aldırış etmeyen aile pikniğe devam etti" ifadeleri yer aldı.
İBB'nin kendi bünyesinde idari soruşturma başlattığı kaydedildi.
Kazıyı yapan kepçe operatörü S.A.'nın ise ifadesinde, "Benim işim kazmak. Tedbir almak benim görevim değil. Bana, 'Kaz' dediler, kazdım ve bölgeden ayrıldım" dediği belirtildi.
1 METRE 35 SATİM DERİNLİKTE
Edanur'un düştüğü çukurun 1 metre 35 santim derinlikte olduğu tespit edilirken, parkın bazı bölümlerinde kazı yapılan yerlerin su birikintisi ile dolduğu belirlendi. Bu yerlerin etrafına Edanur'un ölümünden sonra bariyer konuldu.
ADALET BAKANI'NDAN AÇIKLAMA
İstanbul Küçükçekmece ilçesi Menekşe Sahil Parkı'nda açıldığı tespit edilen ve içi su dolu çukura düşerek hayatını kaybeden Edanur'un ölümüyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Tunç "Olay bizleri derinden üzdü. Evladımıza Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum. Olayın hemen ardından Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli soruşturma başlatılmıştır. Kusur tespiti için uzman bilirkişi heyeti görevlendirilmiştir. Evladımızın hayatını kaybetmesinde sorumluluğu bulunanlar hakkında adli soruşturma titizlikle yürütülecektir." dedi.
GÖREVLİLER HAKKINDA VALİLİKTEN SORUŞTURMA İZNİ ALINACAK
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcısı Vedat Yiğit koordinesinde devam eden soruşturmada bilirkişi raporunun tamamlanmasıyla belirlenen şüpheliler arasında yer alan İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalışanları hakkında 4483 sayılı yasa kapsamında İstanbul Valiliğinden soruşturma izni alınacağı da öğrenildi.
ERDOĞAN: GÖZ GÖRE GÖRE HAYATINI KAYBETTİ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan da Edanur Gezer'in ölümüyle ilgili değerlendirmede bulundu. Basit tedbirlerin alınmadığını söyleyen Erdoğan, "5 yaşında bir evladımız göz göre göre hayatını kaybetti" dedi.
"Lafa gelince mangalda kül bırakmayanların sesi soluğu çıkmadı" sözleriyle tepkisini dile getiren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "İstanbul'da parkta basit tedbirler alınmadığı için 5 yaşındaki çocuğumuzu kaybettik. Gece kulübünde 29 kardeşimizi, teleferikte 1 vatandaşımızı ihmallerde kurban verdik. Lafa gelince işçi hakları konusunda mangalda kül bırakmayanların sesi soluğu çıkmadı. Teleferik sorumlusunu neredeyse demokrasi kahramanı ilan edeceklerdi. 6 Şubat'ta nasıl tavır aldıklarını hatırlıyoruz. Devletimizin kurumlarına karşı linç kampanyası yürüttüler. Resmi kurumlarımız, askerimiz, polisimiz, yardım ve kurtarma görevlilerimiz fütursuzca eleştirildi. Bu kirli kampanyayı sırf oy tercihinden dolayı depremzedeleri hedef alacak kadar ileri götürdüler."
EKŞİ'DE İĞRENÇ YORUMLAR
Yalan ve provokatif haberlerin merkezi haline dönüşen Ekşi Sözlük'teki acı olayla ilgili yapılan yorumlar ise "Sonuçta ailesi mangal bağımlısı bir çocuk belki de ölerek kurtulmuştur bence iyi tarafından bakalım.", "Güvenlik uyarıyor dinlemiyorsun, zabıta geliyor umursamıyorsun. Bütün bunların üstüne çocuğunla ilgilenmiyorsun ve ölümüne sebep oluyorsun." ve vicdanları sızlattı.
Halk TV'nin "su birikintisine düşen kız çocuğu hayatını kaybetti" paylaşımı ise medyanın yapılan ihmallerde özneyi neden gizlediği konusunda şüphe uyandırdı.
Can kaybına yol açan ihmallere ilişkin iki yüzlü tavrın sebebi A Haber'de yayınlanan Melih Altınok ile Sebep Sonuç programında uzman isimler tarafından değerlendirildi. İşte satır başlıkları;
CHP'Lİ BELEDİYELER SORUMLULUK ALMIYOR
Gazeteci Bülent Erandaç küçük Edanur'un ölümü hakkında "Kızımız çocuğumuz rahmetli oldu ve o suyu bugün çektiler kaldırdılar orada. Dün niçin kaldırmadılar? Çünkü CHP'liler 3 aydan beri birbirlerini yiyorlar. Belediyelerde yenilikçiler, kemalciler, kongre çıkabilir, çıkmayabilir, imamoğlucular, özelciler var bunların adamları var belediyelerde ve bunlar birbirlerini yemek için alt kısımda bulunyorlardı. Artık birçok olayı bırakıp kendi koltuklarının derdine düştüler. Kendi adamlarını getirmek içim büyük bir çaba içindeler ve uzun yıllardır iktidar olamadıkları için şaşkın bir vaziyetteler bu şaşkınlıklarını da gizliyolar ama altta görüyoruz biz bunları. CHP belediyeleri kazanmanın verdiği şaşkınlıkla sorumluluk almıyorlar." dedi.
BU ÇOCUĞUN HAYATININ DEĞERİ YOK MU?
Gazeteci Gaffar Yakınca FONDAŞ medya olan Halk TV'nin olayla paylaşımı hakkında su biriktisine düşünce bir insan üstü ıslanır hayatını kaybetmez diyerek açıklamalarına "Bir insanın düştüğü bir çukurda ölmesi için oranın kazılmış olması gerekir. Burası da kazılmış ve kapatılmamış bu bir rezalet. 2013 ya da 2014 senesinde bir yol inşaatında çukura düştü ve hayatını kaybetti o konu takip edildi ve ceza alındı. Bu muhalefetin kalanşorları tepindiler üzerinde neredeyse katil Erdoğan diyeceklerdi. Bizde suçsuz insanlara suç atın demiyoruz ama kazdığınız yer bir çocuk parkı bunları düşünemiyor musunuz?" dedi.
"45 bin adam almış Ekrem bey belediyeye. Nerede bu adamlar? 1 tane tabela koyacak adamınız yok mu Sayın İmamoğlu? FONDAŞ tv'lerde çuvalla para alıp propaganda yapan meslektaşlarımıza sesleniyorum bu çocuğun hayatının değeri yok mu konuşmuyorsunuz? "
Gazeteci Yakınca İBB'nin açıklaması hakkında " Ortada bir savcılık soruşturması olduğu için bu açıklamayı yapmak zorundalardı. Çünkü ortada bir cinayet var. Yapılan açıklamada çukurla ilgili hiçbir açıklama yok mangaldan ve ateşten bahsediyorlar. Hikaye şu aslında şehirli beyaz türkler mangaldan rahatsız olmuşlar olayda bu yani." dedi.
"5 yaşındaki bir kız çocuğunun cesedi üzerinden şunları yazabilmek için dünyanın en aşağılık yaratığı, dünyanın en çirkin varlığı olmak gerekiyor. Bu basın özgürlüğü veya ifade özgürlüğü falan değil. Bu sitenin acil bir şekilde kapatılması devletin bu duruma el atması gerekiyor."
Öte yandan Milliyet'in haberine göre; Edanur'un altı ve 10 yaşında iki kardeşi daha olduğu öğrenildi.. Babaları yaklaşık iki yıldır cezaevinde, anneleri ise 2.5 aydır Edirne Göç İdaresi Geri Gönderme Merkezi'nde. Üç kardeşten Ebru ve Edanur teyzesinde, 10 yaşındaki ağabeyleri Biran da, babaannesinde kalıyordu. Anne Nurcan Gezer, hiçbir devletle uyruk bağı bulunmayan "haymatlos" (vatansız) statüsünde olduğu için üç kardeşin de kimlikleri yok. Bu yüzden Ebru ve Biran okula gidemiyor. Beş yaşındaki Edanur da yaşasaydı, okul çağı geldiğinde kardeşleri gibi okula gidemeyecek ve annesi gibi kimliksiz bir yaşam sürecekti.
Nurcan Gezer'in kimliği olmadığı için resmi nikahı da bulunmuyor. Geçimini kağıt toplayıcılığıyla sürdüren Gezer, 27 yıllık kimliksizliğini şu sözlerle anlatıyor: "Babam Adanalı, kimliği var. Annemin kimliği olmadığı için bize de kimlik vermediler. Çocuklarımın da kimliği yok. 2.5 ay önce yapılan genel bilgi toplamada (GBT) kimlik sordular, kimliğim olmadığı için de geri gönderme merkezine getirdiler. Annemin ailesi yıllar önce Bulgaristan'dan geldiği için de beni oraya göndereceklerini söylediler. Ama orada kimseyi tanımam."
Nurcan Gezer, "2.5 aydır çocuklarımdan uzaktayım ve beni bilmediğim bir yere göndereceklerini söylüyorlar. Bu evlat acısıyla da oraya geri dönmem. Oraya gidersem kendimi öldürürüm" diyerek gözyaşlarına boğuluyor. Küçük kızından bahsederken fenalık geçiren annenin, "Ben senin cenazene mi gelecektim kuzum" sözleri yürekleri dağladı.