Geçen sene tüm taraflarla görüşerek hazırladıkları Orta Vadeli Program (OVP) ve 12. Kalkınma Planı'yla ekonomideki yol haritalarını paylaştıklarını anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Popülizmin zirveye çıktığı 31 Mart seçimleri sürecinde Türk ekonomisine ilave yük oluşturacak afaki adımlardan uzak durmak suretiyle programa olan güvenimizi uygulamalarımızla ispat ettik. Sırf seçim kazanmak uğruna milletimize yalan söyleme, meydanlarda bol keseden vaat dağıtma gibi yollara başvurmadık. Bundan 3 ay önce seçim meydanlarında olmadık sözler verenler, bugün verdikleri sözleri tutmak yerine sadece miting yapıyor, ipe un seriyor, milleti oyalamanın yollarını arıyor. 'Liyakat, adalet, hak, hukuk' diyerek ahkam kesenlerin bugün nepotizmin kitabını yeniden yazdıklarını görüyoruz. Şehirlerine hizmet etmesi gerekenler sadece hısım akrabaya çalışıyor."
Etik dışı yolların hiçbirine tevessül etmeyip insanlara karşı daima dürüst olduklarını ve tutamayacakları sözü vermediklerini vurgulayan Erdoğan, "Biz siyaseti ülkemize ve milletimize hizmet için yapıyoruz. Biz velev ki kendimiz bedel ödesek de milletimize bedel ödettirmemenin derdindeyiz. Biz kendi çıkarımıza uygun olanı değil, Türkiye ve Türk ekonomisi için en doğru olanı yapmanın peşindeyiz. Önceliğimiz bu ülkeyi hayat pahalılığı sorunundan temelli kurtarmaktır. Enflasyonu düşürmek için para, maliye ve gelirler politikalarını uyum içinde yürütüyoruz. Mali disiplin alanındaki adımlar para politikamızın etkinliğini arttıracak ve enflasyonla mücadeleye güçlü destek verecek." dedi.
MİLLİ GELİRİMİZ CARİ FİYATLARLA İLK KEZ 1 TRİLYON DOLARI AŞTI
Ekonomi programının ilk yılının geçiş yılı olduğunu ve bu dönemi öngördükleri şekilde başarıyla tamamladıklarını belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Enflasyonda en zor dönemin artık geride kaldığına inanıyoruz. Şimdi programın sonuçlarını daha net göreceğimiz yeni bir döneme, dezenflasyon sürecine giriyoruz. Geçmişte enflasyonu nasıl tek haneye indirdiysek, inşallah aynı başarıyı tekrar yakalayacağız. Büyüme tarafında da hamdolsun oranlar son derece olumlu seyrediyor. Geçen yıl yaşadığımız deprem felaketine ve ihracat pazarlarımızdaki zayıflamaya rağmen yüzde 4,5'luk bir büyüme kaydettik. Milli gelirimiz cari fiyatlarla ilk kez 1 trilyon doları aştı."
Türkiye ekonomisinin nominal değerle dünyada 17'inci, satın alma paritesine göre 11'inci sırada yer aldığına dikkati çeken Erdoğan, "Bu yılın ilk çeyreğinde büyümemiz yüzde 5,7 olarak gerçekleşti. Bunun 1,6 puanı net dış talepten, yani siz değerli ihracatçılarımızın kıymetli çabalarından kaynaklandı. Büyümede kalitenin arttığı, kompozisyonun özellikle iyileştiği bir döneme adım atmış bulunuyoruz." ifadelerini kullandı.
Yüksek teknolojiye sahip ürünler, Başkan Erdoğan'ın imzasıyla Yeni Zelanda'ya gitmek üzere konteynere yüklendi.
Başkan Erdoğan, makine ve teçhizat yatırımlarındaki artışın 18 çeyrektir devam ettiğini, yatırımların ve ihracatın sürüklediği bir büyüme ideallerini süratle gerçeğe dönüştürdüklerini belirterek, "2024 yılı genelinde net dış talebin pozitif katkı vereceği yüzde 4'e yakın dengeli bir büyüme öngörüyoruz." şeklinde konuştu.
Ekonominin emin adımlarla hedeflerine doğru ilerlerken, Türkiye'nin uluslararası çevrelerdeki görünümünün de ciddi biçimde değiştiğini vurgulayan Erdoğan, "Ekonomide ilk yılın karnesi oldukça iyi geldi. Programımız tıpkı öngördüğümüz doğrultuda meyvelerini veriyor. Merkez Bankamızın brüt rezervleri 31 Mayıs itibarıyla 45,2 milyar dolar artışla toplam 143,6 milyar dolara yükseldi." dedi.
Ekonomi programının oluşturduğu güven ve öngörülebilirlik sayesinde ülkeye dış kaynak girişinin devam ettiğini dile getiren Erdoğan, bankacılık ve reel sektörün dış borç çevirme oranları artarken, bu borçlanmaların daha düşük maliyetlerle gerçekleştirildiğini söyledi.
Son bir yıldır bankaların dış borç çevirme oranının yüzde 96'dan yüzde 153'e, reel sektörün dış borç çevirme oranının ise yüzde 118'e yükseldiğini aktaran Erdoğan, bankaların yılbaşından bu yana 4 milyar doların üzerinde sermaye benzeri dış kaynağa erişim sağladığını bildirdi.
Erdoğan, "Önümüzdeki dönemde uluslararası doğrudan yatırımlarda da güçlü bir canlanma göreceğimize inanıyorum. Yatırım ortamımızın daha da iyileştirilmesi için gerekli olan her adımı zaman kaybetmeden atacağız. Aktif sanayi politikalarına hız kazandıracak dijital ve yeşil dönüşüme odaklanan politikalarla temellerimizi daha da sağlamlaştıracağız." ifadelerini kullandı.
Programın olumlu sonuçlarını ülke risk priminde de net şekilde gördüklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ülkemizin CDS primi 266 baz puana kadar geriledi. Kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışı ve görünüm adımlarını sizler de yakından takip ediyorsunuz. Çok taraflı kalkınma bankaları da önümüzdeki dönemde 60 milyar dolara yakın kaynağı ülkemizdeki kalkınma projelerinin finansmanına aktaracak. Uzun vadeli ve düşük maliyetli bu kaynaklar yatırım yapan, istihdam sağlayan ve ihracata katkı sunan tüm girişimcilerimizin emrinde olacaktır."
Başkan Erdoğan, daha rekabetçi, müreffeh, üretken ve güçlü bir Türkiye'yi ihracatçıların da katkısıyla hep birlikte inşa edeceklerini, bunun için de biraz sabır, kararlılık, uyguladıkları programda dirayet göstermek gerektiğini belirtti.
Erdoğan, ihracatçılara şöyle seslendi:
"Şunu sizin de bilmenizi isterim. Türkiye ekonomisi bu sürecin sonunda çok farklı bir lige yükselecektir. Gelişmiş ülkeler dahil, tüm dünyayı olumsuz etkileyen belirsizliklerden kurtulduğumuzda bu yeni dönemin baş aktörü inşallah Türkiye olacaktır. Bundan en küçük bir şüphe duymamanızı sizlerden özellikle bekliyorum. Sizlerden, siz iş insanlarımızdan programa güvenmenizi istiyorum. Kendi çıkarları dışında başka hiçbir şey düşünmeyen felaket tellallarının girişimlerine karşı hep beraber sağlam bir duruş sergileyelim. Türkiye'nin tekrar şaha kalkmasını istemeyenlerin tezviratlarına karşı daha dikkatli olalım. Bunlara prim vermeyelim, biz işimize bakalım, ihracat hedeflerimizi gerçekleştirmeye odaklanalım. Türkiye'nin başarılarına bir türlü sevinemeyen, sırf haklı çıkmak için bütün bunların uğruna sokaktaki vatandaşı bilerek yanlış yönlendiren, insanımıza sürekli karamsarlık aşılayan muhterislere meydanı asla terk etmeyeceğiz. Sizlerle ve Anadolu'nun farklı illerindeki iş dünyası temsilcilerimizle daha yoğun bir şekilde bir araya gelerek bu süreci suhuletle yürüteceğiz. İnşallah bundan sonra ekonomi ekibimiz başta ihracatçılarımız olmak üzere iş dünyamızı daha sık, daha düzenli olarak bilgilendirecek, bilgi kirliliğinin önüne geçmek için de farklı adımları devreye alacağız."
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin 31. Olağan Genel Kurulu'nun hayırlı olmasını dileyerek, ödül alan tüm firmaları ve kişileri tebrik eden Erdoğan, Türkiye'nin büyümesine, kalkınmasına, huzur ve refahına katkı yapan ihracatçılara teşekkür etti.
Programa Başkan Erdoğan'ın yanı sıra Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, İstanbul Valisi Davut Gül, TİM Başkanı Mustafa Gültepe ile çok sayıda iş insanı katıldı.
Yüksek teknolojiye sahip ürünler, Başkan Erdoğan'ın imzasıyla Yeni Zelanda'ya gitmek üzere konteynere yüklendi.
ÖDÜLLERİ BAŞKAN ERDOĞAN VERDİ
2023'te en çok ihracat gerçekleştiren ilk 10 mal ihracatı ve ilk 10 hizmet ihracatı şampiyonları ile e-ihracat birincisine ödülleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından verildi.
Programda, 27 sektör ile e-ihracat ikinci ve üçüncü firmalarına da ödülleri verildi.
TİM Başkanı Gültepe ve Ticaret Bakanı Bolat ise Erdoğan'a hediye takdim etti.