Yörünge altı araştırma uçuşunu başarıyla tamamlayan Türkiye'nin ikinci astronotu Tuva Cihangir Atasever, uzay yolculuğunun ardından Türk ve Azerbaycan bayrakları açtı.
New Mexico'daki Spaceport tesisine iniş yapan "VSS Unity" yörünge altı aracından çıkan Atasever, "Bizi buraya taşıyan şanlı bayraklarımızı göstermek istiyorum." diyerek, Türk ve Azerbaycan bayraklarını açtı ve öperek alnına koydu.
Daha sonra uzay yolculuğuna dair değerlendirmelerde bulunan Atasever, bu görevi bir birey olarak değil iki devleti temsilen gerçekleştirdiğini söyledi.
Atasever, bunlardan ilkinin kendisini neredeyse iki sene önce bu görev için seçen Türkiye olduğunu belirterek, "Bu görevde gençler için uçtum, genç nesil belki daha da ileri gidebilir, Ay'a gidebilir. Onlara söyleyeceğim tek bir şey var, lütfen daha büyük hayaller kurun ve benim yaptığımı geçin." diye konuştu.
Uçuşun bilimsel bir görev olduğunun altını çizen Atasever, "Bu inanılmaz bir yolculuktu ve çok daha büyük bir şeyin sadece başlangıcıydı." ifadesini kullandı.
DİKKAT ÇEKEN KEFİYE DETAYI
Atasever'in göğsündeki cepte bulunan Türk ve Azerbaycan bayraklarını çıkarırken, cebinde aynı zamanda kefiye taşıdığı da görüldü.
FİLİSTİN'E TAM DESTEK
Türkiye'nin ikinci astronotu Tuva Cihangir Atasever, uzay yolculuğunda taşıdığı kefiyeye ilişkin, "Filistin halkının yaşadığı eziyet, maruz kaldıkları bu korkunç durum, dünyamızın güzelliğinin hak etmediği bir durum. Onların bu zor dönemini ve acısını paylaştığımızı sembolize etmek adına kefiyeyi yanımda uzaya taşıdım." dedi.
Atasever, bugün gerçekleştirdiği "Yörünge Altı Araştırma Uçuşu"nun ardından canlı yayında AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Uçuşun oldukça başarılı geçtiğini, bilimsel deneyler perspektifinden bakıldığında bütün objektiflerini yerine getirdiklerini belirten Atasever, şöyle devam etti:
"Mikro yer çekiminden hemen önceki faz olan roket motorunun çalıştığı dönemdeki tecrübeyi ise gerçekten tarif etmesi güç. Çok yüksek bir takat ile 1 dakikalık bir süre içinde ses hızının 3 katı bir hıza erişmek ve etrafınızda bu hıza erişirken mavi gökyüzünün siyaha dönmesi tecrübesi gerçekten unutulmazdı. Onun hemen akabinde başlayan mikro yer çekimi koşuluysa son derece eğlenceliydi. Orada kendinizi oriyente etmeniz oldukça kolay, yumuşak hareketlerle yol alabiliyorsunuz. Bu tecrübeyi yaşamak da son derece keyifliydi. Tabii ki en özeli de dünyaya bakıp, o atmosferin farklı katmanlarını görmek, çıplak gözle bunu yaşayabilmekti."
"GÖĞSÜMÜN ÜZERİNDE UZAYA ÇIKTI"
Atasever, uzay yolculuğunda beraberindeki eşyaya ilişkin ise şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanı'mız ile 19 Mayıs'ta gençlik buluşmamız kapsamında bir araya geldiğimizde kendisi bana bir saat hediye etmişti. Uzay yolculuğunda, operasyonlarda kullandığım saate ek olarak sağ kolumda da kendisinin bana takdim ettiği hediye vardı. Benim vatanımın bayrağı, 29 Nisan 2023'te İstanbul TEKNOFEST'te hem Türkiye'ye hem de bütün dünyaya ilan edildiğimiz seramoni esnasında Cumhurbaşkanı'mızın hem Alper Gezeravcı'ya hem de bana ayrı ayrı teslim ettiği bayrak benimle beraberdi. Ana yurdum olan Azerbaycan'ın bayrağı benimle beraberdi. Bunlar yan yana, sırt sırtalardı. Onları da sarmalayan bir kefiye benimle birlikte, göğsümün üzerinde uzaya çıktı. Uzaya çıktığım zaman oradan yeryüzüne baktığımda, atmosferimizin kırılganlığı, ne kadar ince bir tabaka olduğunu gördüğümde, aslında bu yaşadığımız uzay gemisinin ne kadar kırılgan, kapalı, kendi içinde birbirine bağlı bir ekosistem olduğunu görme şansını birinci elden deneyimledim. Bu ekosistemi korumalı, bu ekosistem içinde yaşayan diğer mürettebat üyeleriyle de aslında barış içinde geçirmeliyiz. Şu anda içinde bulunduğumuz durumda ne yazık ki Filistin halkının yaşadığı eziyet, maruz kaldıkları bu korkunç durum, dünyamızın güzelliğinin hak etmediği bir durum. Bu uzay gemisinin içinde yaşayan mürettebat üyelerinin aslında milletlerin ve sınırların olmadığını görüp anlaması, belki bu tarz faciaların, acıların sona ermesini sağlayabilir. Bende böyle duygular yarattı. Özellikle onların bu zor dönemini ve acısını paylaştığımızı sembolize etmek adına kefiyeyi yanımda uzaya taşıdım."
"BU DENEYLER DÜNYA LİTERATÜRÜNE DE KATKI SAĞLAYACAK"
Atasever, uzay yolculuğunda gerçekleştirdiği bilimsel deneylerin, dünya yörüngesinde inşa edilmeye başlayan Uluslararası Uzay İstasyonu gibi ticari istasyonlarda kılavuzluk edebileceğine dikkati çekti.
Bu uçuştaki tecrübelerin kendilerine önemli kazanımlar sağlayacağına inandığını vurgulayan Atasever, şunları kaydetti:
"Aynı zamanda şu anda kafamda görmüş olduğunuz BEACON deneyi dünyada ilk defa prefrontal korteks bölgesinde kan yayılımı ve oksijenizasyon ölçümünü uçuşun tüm fazlarında kaydetti. Bu deneyler dünya literatürüne de katkı sağlayacak. Sağ bacağımda taşıdığım insülin kalemi testi ile ilk defa iki farklı doz aktarım mekanizmasına sahip insülin kalemlerinin dozlarını mikro yer çekimi koşulda aktarmış olduk. Dünyaya döndük. Şu anda araştırmacılar nasıl bir doz aktarım verimliliği olduğunu incelemeye başladılar. Artık diyabetli bireylerin de ticari uzay istasyonlarına gitmesini sağlayacak yöntemlerin önünü açmış olacağız. Bu, pek çok ilkleri barındıran deney çalışmasıydı. Umuyorum ki hem Türkiye'yi hem de dünyayı uzay çalışmaları vesilesiyle daha iyi, daha barışçıl bir yere getirir. Oraya çıkan insanların kazandığı üst bakış etkisiyle herkesi kendi ailesi olarak görme haline erişen ihtimaliyle belki çok daha parlak çok daha barışçıl çok daha aydınlık yarınlara ulaşmış olacağız."