Kağıthane'de polis memuru Hakan Telli'yi şehit eden, bir polis memurunu da yaralayan suç örgütüne yönelik soruşturmada, 51 sanık hakkında 5'er yıldan 146'şar yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 32'si tutuklu, 3'ü firari 51 kişi şüpheli, 15 kişi müşteki olarak yer aldı.
İddianamede, Kağıthane İlçe Emniyet Müdürlüğüne bir vatandaş tarafından 19 Ağustos 2023'te uyuşturucu madde ticareti yapıldığına yönelik ihbar gelmesi üzerine Hamidiye Mahallesi Şehit Hakan Öner Sokak'ın, polis memurları Hakan Telli, A.Y.Ç. ve B.Ö. tarafından izlenmeye alındığı belirtildi.
İddianamede, sanıklar Görkem Doğan ve Kadir Taşdemir'in söz konusu adrese, 25 Ağustos 2023'te motosikletle geldikleri, binaya eli boş girip, elinde beyaz poşetle çıkan Taşdemir'e polis memurlarının müdahale ettiği anlatıldı.
Yapılan üst aramasında Taşdemir'in elindeki poşette pizza kutusu içine konulmuş "Uzi" diye bilinen otomatik tüfek bulunduğuna dikkati çekilen iddianamede, farklı silahların ve uyuşturucu maddelerin olabileceği öğrenilen adresin kapısını polis memurları Hakan Telli ve A.Y.Ç'nin çaldığı ifade edildi.
İddianamede, içeriden koşuşturma ve 'sus' sesleri gelmesi üzerine Telli'nin takviye ekip için telefon görüşmesi yaptığı sırada, Ozan Anucur'un elinde silahla kapıyı yarım araladığı kaydedildi.
Kağıthane'de uyuşturucu tacirlerine yönelik gerçekleştirilen operasyonda çıkan çatışma sırasında yaralanan ve daha sonra kaldırıldığı hastanede şehit olan polis memuru Hakan Telli için İstanbul'da tören düzenlendi. (25 Ağustos 2023)
MEMUR UYARDI: "ATEŞ ETMEYİN, POLİS"
Polis memuru A.Y.Ç'nin, Anucur'un elindeki silahı almak için hamle yaptığı aktarılan iddianamede, sanık Ozan Anucur ile polis A.Y.Ç'nin yaşanan boğuşma sırasında dairenin içine düştükleri, "Ateş etmeyin, polis" uyarısına rağmen içeriden polislere ateş edildiği vurgulandı.
Dairede Ozan Anucur ile Diyar Anucur ve Akın Arsakay'ın da olduğu kaydedilen iddianamede, Ozan Anucur'un polis A.Y.Ç'nin silahını elinden alıp başına doğrultarak tetiğe bastığı ancak silahın ateş almadığı dile getirildi.
Silahla yaralanan polis memurları Hakan Telli ve A.Y.Ç'nin daire dışına çıktıkları belirtilen iddianamede, Telli'nin bina içinde bulunan ve daireye girmeyen polis memuru B.Ö. ile iki kat aşağı indiği, asansöre binen A.Y.Ç'ye ise apartman sakinlerinin yardım ettiği anlatıldı.
İddianamede, binanın kamera kayıtlarına göre, bu sırada daire içerisinde bulunan Diyar Anucur'un elinde uzun namlulu silahla, Ozan Anucur ve Akın Arsakay'ın da tabancayla merdivenlere doğru koştuğu ve yaralı polisin yanından geçerek kaçmaya çalıştığı aktarıldı.
Kaçacak yer bulamayan sanıklardan Akın Arsakay'ın tırmık benzeri aletle otopark kapısını zorlayıp açmaya çalıştığı, üç sanığın otopark kapısının altından geçebilecek kadar boşluk oluşturdukları ve yanlarındaki silahlarla buradan çıktıkları anlatılan iddianamede, sanıkların "dur" ihtarında bulunan bina çevresindeki polislere silah doğrulttuğu, bunun üzerine polislerin açtığı ateş sonucu Diyar Anucur'un vurulduğu, diğer iki sanığın tekrar otoparka girdiği ifade edildi.
İddianamede, daha fazla saklanamayacaklarını ve karşılık veremeyeceklerini anlayan sanıkların teslim olduğu olayda, polis memuru Hakan Telli'nin şehit olduğu, A.Y.Ç'nin hayati tehlike geçirecek nitelikte yaralandığı, Diyar Anucur'un da hayatını kaybettiği kaydedildi.
Polis memurlarına yönelik saldırıda kullanılan silahlara ilişkin kriminal rapora da yer verilen iddianamede, Çin yapısı "kalaşnikof" marka kabza unsurlu seyyar dipçikli yarı ve tam otomatik çalışma sistemine sahip tüfek, bir adet şarjörü ile aynı çap ve tipte 19 fişeğin yasak ve vahim nitelikli silah ve fişeklerden olduğu bildirildi.
İddianamede, baskın yapılan dairenin, Sinan Anucur'un elebaşılığını yaptığı suç örgütünün uyuşturucu madde ile silah ticaretini sağlamak ve örgüt mensuplarının saklanması amacıyla kullanılan hücre evi olduğu tespitine yer verildi.
Uyuşturucu madde ticareti yapan örgütün buradan elde ettikleri gelirle silah ticareti yapmaya başladığına vurgu yapılan iddianamede, elde ettiği gelirle örgüte üye kazandırıp bu kişileri silahlandıran örgütün, uyuşturucu ağlarını güçlendirerek hem uyuşturucu madde üretimi hem de yurt dışından kaçak yollarla ülkeye bu maddeleri sokmaya başladığı kaydedildi.
İddianamede, elebaşılığını Uğurcan Gündoğmuş'un yaptığı uyuşturucu madde ticareti yapan bir başka silahlı suç örgütünün ise buradan doğan rantı kaybetmek istemediği için Anucurlar silahlı suç örgütü ile husumetli hale geldiğine dikkati çekildi.
İki suç örgütü arasındaki husumet neticesinde Mehmet Emin Kalkan ve Ramazan Arslan isimli kişilerin öldürüldüğü, Kalkan'ın öldürülmesine ilişkin örgüt elebaşı Serhat Anucur'un "şüpheli" olduğu kamu davası açıldığı kaydedildi.
Sanık Ozan Anucur'un cep telefonunda yapılan incelemeye göre Anucur örgütünün, "Gündoğmuşlar" örgütüne yönelik silahlı eylem hazırlığı içinde olduğunun altı çizilen iddianamede, "Devrim Yoldaş" kod adlı "Drej" lakaplı örgüt elebaşı Burak Yılmaz'ın husumetli oldukları örgüt üyesi Yücel Atikoğlu'nun evinin yakınlarında keşif yaptığı ve Anucur'a bilgi verdiği belirtildi.
Anucur'un kız arkadaşı sanık Cansu Yıldız'ın da Murat Kuzucu isimli kişinin evinin yakınlarında keşif yaptığı anlara ilişkin videoyu Anucur'a gönderdiğinin belirlendiği ifade edilen iddianamede, polislerle çatışmaya girilen örgüt evinde olası bir saldırıya karşı Diyar Anucur ve Akın Arsakay'ın hazır bekletildiği, ele geçirilen silahlarınsa yapılan keşifler neticesinde planlanan suikast eylemlerinde kullanılacağının belirlendiği vurgulandı.
İddianamede, örgütün gizliliğini sağlamak adına, suç geçmişi olmayan ve motokuryelik belgesi olan kişileri seçtiğinin tespit edildiğine işaret edildi.
Uyuşturucu madde ticaretinden elde edilen paraların sanık Yılmaz Burak'ta toplandığı öne sürülen iddianamede, soruşturma kapsamında ifadesi alınan gizli tanığın da ifadeleri yer aldı.
İddianamede gizli tanığın, hırsızlık gibi eylemleri yaptıktan sonra Anucurlar suç örgütünün, farklı grup ve kişilerle bağlantı kurarak uyuşturucu madde ticaretine yöneldiği, buradan temin ettikleri gelirlerle silah satın almaya başladıkları ve silah ticaretine bu yolla başladıklarını anlattığı aktarıldı.
HANGİ CEZALAR İSTENİYOR
İddianamade örgüt elebaşı sanıklar Ozan Anucur, Sinan Anucur, Serhat Anucur ve Yılmaz Burak'ın "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürme", "kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs", "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama", "izinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma, imal etme, nakletme ve satma", "resmi belgede sahtecilik", 4 kişiye karşı "kasten öldürmeye teşebbüs", "mala zarar verme", "görevi yaptırmamak için direnme", suçlarından 107'şer yıl 4'er aydan 146'şar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Diğer 47 sanığın ise iddianamede, "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", "izinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma, imal etme, nakletme ve satma", "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama", "parada sahtecilik", "suç delillerini yok etme", "mala zarar verme", "kasten öldürmeye teşebbüs", "resmi belgede sahtecilik", "sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermilerin satın alınması, taşınması ve bulundurulması" suçlarından 5'er yıldan 97'şer yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
İddianame, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilirken, sanıklar eylülde hakim karşısına çıkacak.