Your browser doesn’t support HTML5 audio

Son dakika: Başkan Erdoğan'dan NATO'da dünyaya net mesaj! 'Suriye' vurgusu 'İsrail' uyarısı: Terör devleti hayaldir gerçekleşmeyecek

NATO Zirvesi için Washington'da bulunan Başkan Recep Tayyip Erdoğan dünyaya net mesaj verdi. ABD dergisi Newsweek'e röportaj veren Başkan Erdoğan Suriye'nin kuzeyinde bir 'teröristan'a asla müsaade etmeyeceklerini yineledi ve "Bölgemizde bir terör devleti kurabileceklerini düşünenler için bu büyük bir hayaldir ve asla gerçekleşmeyecektir" ifadelerini kullandı. Başkan Erdoğan, ABD dergisine açıkça Washington için “Suriye’deki Kürtleri değil teröristleri destekliyorsunuz” dedi. İsrail'in çatışmayı yayma girişiminin sona ermesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, "Daha derin çatışmalar ve hatta savaş riski var" uyarısında bulundu. Başkan Erdoğan, Rusya, ŞİÖ ve BRICS konu başlıklarında önemli mesajlar verirken ABD’ye ise Gazze resti çekti.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin başkenti Washington'da NATO Liderler Zirvesi kapsamında önemli açıklamalarda bulundu.

BAŞKAN ERDOĞAN ABD BASININA KONUŞTU

NATO Liderler Zirvesi'ne katılmak üzere gittiği Washington'da ABD dergisi Newsweek'e röportaj veren Başkan Erdoğan, Suriye'nin kuzeyinde terör koridoru kurulmasına izin vermeyeceğini belirtti ve ABD'nin Suriye'de Kürtleri değil teröristleri desteklediğini söyledi.

ABD Başkanı Joe Biden ve yönetimini, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki saldırılarında vahşete ortak olmakla suçlayan Başkan Erdoğan, ABD ile diğer NATO müttefiklerinin Ukrayna'daki savaşın "ateşini körüklediklerini" söyledi.

NATO'NUN EN GÜÇLÜ İKİNCİ ORDUSU TÜRKİYE'DE

Newsweek Başkan Erdoğan'ın Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten bu yana en güçlü lider olduğunu belirtirken Başkan Erdoğan liderliğindeki Türkiye'nin NATO'nun en büyük ikinci ordusunu kurduğunu belirtti.

"EN KRİTİK KÜRESEL SORUN TERÖRİZM"

NATO Liderler Zirvesi'nde Türkiye adına mesajı sorulan Başkan Erdoğan, en kritik küresel sorunlardan birinin terörizm olduğunu söyledi. "Terör örgütleriyle ayrımcılık yapmadan mücadele etme misyonunu üstlenmiş ve bunu sahada aktif olarak göstermiş bir ülkeyiz. Müttefiklerimizden temel beklentimiz onların da benzer bir terörle mücadele yaklaşımını benimsemeleridir." ifadelerini kullanan Başkan Erdoğan, açıkça terörle mücadele mesajı verdi.

"MÜTTEFİKLERİMİZİN GÜVENLİĞİNE DE HİZMET EDİYORUZ"

Söz konusu durumun tolere edilemeyeceğine dikkati çeken Başkan Erdoğan, "Türkiye'nin ulusal güvenliğine tehdit oluşturan terör örgütlerinin elebaşlarının meşru aktörler olarak kabul edilmesi, ittifak ruhuyla da örtüşmemektedir." şeklinde konuştu.

Başkan Erdoğan, Türkiye'nin bu ve benzeri güvenlik risklerine bütüncül bir yaklaşım benimsediğini kaydederek "Sadece kendi güvenliğimize değil, aynı zamanda müttefiklerimizin güvenliğine de hizmet eden sürdürülebilir çözümler sağlamaktayız." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin bazı sorunları göz ardı edip tek bir konuya odaklanma hatasına düşmediğine işaret eden Başkan Erdoğan, bölgedeki ve dünyadaki sorunlara öznel ve kısa vadeli çıkarlar yerine prensiplere dayalı yaklaşımın daha iyi olacağını belirtti.

Başkan Erdoğan, NATO ile Rusya arasında "doğrudan çatışma çıkması potansiyeline" yönelik soruya verdiği yanıtta, Türkiye'nin başlangıçtan itibaren bu savaşta taraf olmayacağını açıkladığını hatırlattı.

Erdoğan, "Duruşumuz sadece barış yanlısıdır. Çözüm, daha fazla kan dökülmesi ve acı çekme değil, diyalog ile sağlanan kalıcı bir barıştır." dedi.

"ÇÖZÜM DİYALOG VE DİPLOMASİDE"

Durumun Ukrayna için yarardan çok zararın ortaya çıkmasına neden olduğu ve Türkiye'nin barışa yaklaşılması için her iki ülkeyle de diyaloğunun olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

Antalya ve İstanbul'da tarafları bir araya getirerek sorunları çözmek için kritik bir diyalog yolunun oluşturulmasını kolaylaştırdık. Karadeniz Tahıl Girişimi ve oradan yaptığımız tahıl sevkiyatları, sadece ekonomik ve lojistik bir faaliyetten çok daha fazlasıydı. Bu savaşı sadece bir tarafın zaferi veya mağlubiyeti ile sınırlamanın çözüm olduğuna inanmıyoruz. Çözümün, diyalog ve diplomaside olduğuna inanıyoruz.

Başkan Erdoğan, akan kanın ve yerleşim yerlerinin tahrip edilmesinin kalıcı barışı getirmeyeceğini vurgulayarak "NATO ile Rusya arasında doğrudan bir çatışma ihtimali kuşkusuz endişe vericidir. Bu sonuca yol açabilecek her türlü adımdan bilinçli olarak kaçınılmalıdır. Konuya çözüm odaklı bir yaklaşımla ve ölçülü bir şekilde yaklaşmanın uygun olduğunu düşünüyoruz." dedi.

Başkan Erdoğan, "Suriye, Libya ve hatta Ukrayna'da belirli bir düzeyde olmak üzere çatışmaların karşıt taraflarında olmalarına rağmen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yürüttüğü diplomasiye ilişkin" soruya şu yanıtı verdi:

Bahsettiğiniz tüm bölgelerde ilke sahibi bir yaklaşımı savunuyoruz. Sorunlara gizli gündemlerden ve duygusal tepkilerden doğan prensiplerle değil, samimi ve gerçekçi yol haritalarıyla yaklaşıyoruz. Doğru ve yanlışın ne olduğunu sesli bir şekilde dile getirerek ilerliyoruz. Hassas süreçleri, sükunetle yaklaşmadan ilerletmek imkansızdır.

"PUTİN İLE HER KONUDA HEMFİKİR DEĞİLİZ"

Türkiye'nin sorunlara önyargılara esir olmuş bir politikayla değil, çözümü vurgulayan bir bakış açısıyla yaklaştığını belirten Erdoğan, "Doğal olarak Sayın Putin ile her konuda hemfikir değiliz. Ancak meseleleri kendi aramızda tartışabiliyor ve nasıl çözüleceğine dair ayrıntılara girebiliyoruz." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, ABD-Türkiye ilişkilerindeki yaptırımlar, FETÖ ve insan hakları gibi çeşitli konularda ABD Başkanı Joe Biden'la arasındaki ilişkiye yönelik soruyu şöyle cevapladı:

Her şeyden önce ABD'de bulunan FETÖ elebaşının liderliğindeki yapı masum bir hareket değil, bir terör örgütüdür, tıpkı dünyanın çeşitli yerlerinde terör eylemleri gerçekleştirmiş olan DEAŞ gibi. Hem DEAŞ hem de FETÖ insanları öldürüyor. DEAŞ da FETÖ de insanların dini duygularını istismar ediyor. Hem DEAŞ hem de FETÖ faaliyet gösterdikleri ülkelere zarar vermeyi amaçlamaktadır. FETÖ, faaliyet gösterdiği ülkelerin hükümetlerine sızmayı ve sistemin kontrolünü ele geçirmeyi amaçlamaktadır. Buna ABD de dahildir. Somut delillerle bu yapının tehlikelerini ABD başkanlarına anlattık. Ancak Sayın Biden ve benim bu konuda farklı görüşlerimiz var.

ABD İSRAİL SOYKIRIMINI GÖRMEZDEN GELİYOR

Ayrıca Biden'la insan hakları konusunda da farklı görüşlere sahip olduklarını belirten Erdoğan, İsrail'in Filistin'e saldırılarına yönelik, "Masum insanların tedavi için gittikleri hastanelerde, ambulanslarda, pazar yerlerinde, insani yardımların dağıtıldığı merkezlerde ve güvenli olarak tanımlanan bölgelerde İsrail tarafından acımasızca öldürülmesinin en ağır insan hakları ihlali olduğuna inanıyoruz. Ancak ABD yönetimi bu ihlalleri görmezden gelmekte ve İsrail'e en büyük desteği vermektedir. Bunu da bu ihlallerin suç ortağı olma pahasına yapmaktadır." şeklinde konuştu.

Başkan Erdoğan, terörizmle mücadelenin de bir başka endişe kaynağı olduğuna işaret ederek şöyle devam etti:

Biz bir NATO ülkesiyiz. Ulusal güvenliğimize yönelik tehdit, başta ABD olmak üzere tüm NATO ülkelerine yönelik bir tehdittir. Aslında NATO'nun kurulmasına ve varlığını sürdürmesine neden olan anlaşmalar da bu durumu kanıtlamaktadır. Ancak ABD ve diğer bazı müttefiklerimizin güvenliğimizi tehdit eden terör örgütleri PKK/PYD/YPG ve FETÖ'ye verdiği destek NATO'nun bu ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Bu teröristlere verilen silah ve destekten duyduğumuz endişeyi her platformda dile getirdik. Bu teröristlerle mücadelede müttefiklerimizin desteğini arzu ediyoruz ancak bunu tam olarak göremiyoruz.

Erdoğan ABD ile Türkiye'nin bazı konularda hemfikir olabildiğine dikkati çekerek "Sonuçta biz iki müttefik ülkeyiz. Sayın Biden ile ülkelerimiz arasında hemfikir olduğumuz ve olmadığımız konularla bağlantılı bir ilişki geliştirdik. Sükunet ve çalkantı dönemleri arasında gidip gelen bir ilişkiden bahsedebiliriz." dedi.

Biden ile ilişkilerinde samimiyeti sürekli muhafaza ettiklerini ve dostluklarını geliştirmeye özen gösterdiklerini söyleyen Erdoğan, "Türkiye ve ABD uzun bir geçmişe dayanan ilişkilere sahip iki müttefiktir. Köklü bağlarımız var ve bunları geliştirme niyetindeyiz." ifadelerini kullandı

"SOĞUK SAVAŞ KOŞULLARI BİTTİ"

Başkan Erdoğan, NATO üyesi olarak Türkiye'nin küresel ilişkilerini çeşitlendirmesine, BRICS ve Şanghay İş birliği Örgütüyle ilişkilerine ve bu örgütlere üye olup olmayacağına dair soruya ise bu konulara Soğuk Savaş dönemi mantığıyla yaklaşılmasının yanıltıcı olacağı ve artık Soğuk Savaş koşullarında yaşanmadığı cevabını verdi.

Başkan Erdoğan, dünyanın büyük ölçüde değiştiğini ve Türkiye'nin bu değişimin farkında bir ülke olduğunu belirterek diplomatik ilişkileri "kazan-kazan" prensibine dayanarak yürüttüklerini ifade etti.

TEK SEÇENEK NATO DEĞİL: TÜRKİYE HER MASADA

Türkiye'nin ilişki kurduğu ülkelerin de kazanması gerektiği prensibiyle hareket ettiğini belirten Başkan Erdoğan, "Hem Doğu hem de Batı'da bulunuyoruz. Kararlı bir NATO müttefikiyiz ancak bu durumun Çin ve Rusya gibi ülkelerle pozitif ilişkiler kurma yetimizi engellediğine inanmıyoruz. Şanghay İş birliği Örgütünün de NATO'ya alternatif olduğunu düşünmüyoruz. Benzer şekilde, BRICS'i de başka herhangi bir yapıya alternatif olarak görmüyoruz. Tüm bu yapıları ve ittifak zeminlerini farklı işlevlere sahip oluşumlar olarak görüyoruz." ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE BENZERSİZ KONUMDA"

Savaş halinde olan ülkeler dahil her bir ülkenin birbiriyle ilişki içinde olduğunu belirten Başkan Erdoğan, keskin kutupların oluşturulduğu ve tüm ulusların kendi sınırlarına hapsedildiği bir dünyanın nereye varacağı konusunda herhangi bir açıklamaya gerek olmadığını belirtirken tarihteki iki dünya savaşını inceleyenler için bu acı deneyimlerin apaçık ortada olduğunu vurguladı.

Erdoğan, Türkiye'nin bu açıdan benzersiz bir konumda olduğunu, tüm yapılar içinde güvenilir bir ortak olarak pozisyonunu koruduğunu ve güçlendirdiğini ifade etti.

"TÜRKİYE'NİN İLİŞKİLERİ DÜNYA BARIŞINA KATKI SAĞLIYOR"

Bu nedenle, bir NATO üyesi olarak Şanghay İş birliği Örgütü, BRICS, Avrupa Birliği veya Türk Devletleri Teşkilatındaki ülkelerle etkileşimde bulunmayı sorun olarak görmediklerini kaydeden Erdoğan bu ilişkilerin dünya barışına katkıda bulunduğunu kaydetti.

AVRUPA'DA AŞIRI SAĞ ZAFERİ

Avrupa genelinde aşırı sağın yükselme eğilimine karşı yaklaşımına ilişkin Erdoğan, bu tehdidi yıllardır, sadece Avrupa'daki bazı seçim sonuçlarına cevaben değil, her platformda dile getirdiğini ifade etti.

Erdoğan, ne yazık ki bazı ülkelerde, neredeyse tüm siyasi aktörlerin seçim dönemlerinde popülizm korkusuyla ırkçı, İslam karşıtı, yabancı düşmanı söylemle oy toplamaya çalıştığını anlatarak yıllar içinde bu gibi örnekleri gördüklerini ve uyarılara rağmen bu davranışın sürdürülmesine devam edildiğini söyledi.

Avrupa'da o dönemde ekilen bu yanlış tutumlarla ilgili tohumların büyümeye başladığını kaydeden Erdoğan, bu tehlikeye rağmen bu tür söylemleri ve popülist davranışları halen sergileyenler olduğunu belirtti.

Erdoğan, bu yaklaşımların ülkelerin normlarını bozduğuna işaret ederek şunları kaydetti:

İnsanlar, bu yaklaşımın normlara uygun ve mantıklı olduğuna inanmaya ve ırkçı söylemin asıl mimarı olan kişileri, bu söylemi sadece seçim döneminde kullanan kişilere tercih etmeye başladı. Bu durumun sadece göçmen karşıtı veya ırkçı retorikle sınırlı kalmayacağını, Avrupa'nın çok daha büyük bir tehditle karşı karşıya olduğunu düşünüyorum. Bu, Avrupa entegrasyonu kavramının zemin kaybetmekte olduğunu ve mevcut Avrupa düzenine karşı çıkanların toplumda daha fazla destek bulduğunu göstermektedir. Bu, Avrupalı politikacıların kendi belirledikleri değerleri ihlal ettiği ve değişik amaçlar için bu değerleri saptırdığı gerçeğinden kaynaklanmaktadır. Bu durum, aşırı sağın çifte standardının açtığı kapıdan ilerlemesine ve insan hakları ihlallerini çeşitli gerekçelerle görmezden gelmesine yol açmaktadır. Bununla birlikte ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtı yaklaşımlar asla haklı gösterilemez.

"GAZZE'DE SAVAŞ YOK KATLİAM VAR"

Erdoğan, Gazze'de yaşananlara dair soruya, "İsrail ile Gazze arasındaki durum bir savaş değil; bu, İsrail'in insan hakları ve uluslararası hukuku hiçe sayan ve sonuçta katliamlara neden olan saldırılarıdır. Filistinliler, Gazze'de sadece evlerini, sokaklarını ve vatanlarını savunuyorlar. İsrail, günlerdir Gazze'de sivillerin yaşadığı ve sığındığı sivil altyapıyı kasıtlı olarak hedef alıyor. Biz buna ilk günden bu yana karşı çıkıyoruz." yanıtını verdi.

İsrail'in Gazze'ye saldırılarının 7 Ekim 2023'te başlamadığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

İsrail, yıllarca Gazze'ye açık hava hapishanesi muamelesi yaptı. Yerleşimci adını verdikleri hırsız teröristleri kullanarak Filistinlilerin evlerini, iş yerlerini ve tarım arazilerini gasbediyorlar. Bir düşünün: Biri evinize bir İsrail askeriyle geliyor, sizi dışarıya atıyor ve evinizin artık onlara ait olduğunu söylüyor. İşte Filistin'de yaşanan bu. İsrail, yıllardır Filistin topraklarında sistematik bir devlet terörü uyguluyor. İsrail uluslararası hukuku ihlal ediyor. Gazze'de acil ateşkes çağrısı yapan BMGK kararına ne oldu? İsrail, bu kararı bırakın uygulamayı, umursamadı bile. Şu anda İsrail'e uluslararası hukuku ihlal ettiği için kim ne tür bir yaptırım uygulayacak? İşte gerçek soru bu ve buna kimse cevap vermiyor. Bu saldırıların derhal durmasını istiyoruz, İsrail'in Gazze'den çekilmesini ve insani yardımın kesintisiz bir şekilde Gazze'ye ulaştırılmasını istiyoruz. Bölgede kalıcı barış için 1967 sınırlarına dayalı iki devletli çözümün uygulanmasını istiyoruz. İsrail'in başta Lübnan olmak üzere bölge ülkelerine yönelik tehditleri ve çatışmaları bölgeye yayma girişimleri sona ermeli. Aksi takdirde bölgemiz daha derin çatışmalar ve hatta savaş riskiyle karşı karşıya kalacaktır.


"ABD SURİYE'DE KÜRTLERİ DEĞİL TERÖRİSTLERİ DESTEKLİYOR"

Erdoğan, Suriye krizinin çözümüne dair Türkiye'nin vizyonuna ve bu bölgedeki ABD askeri varlığına dair soruyu şöyle yanıtladı:

Biz, komşumuz olan Suriye'deki çatışmalardan en çok etkilenen milletiz. ABD, Suriye'deki Kürtleri değil, teröristleri destekliyor. Biz, Suriyeli Kürtleri destekliyor ve haklarını koruyoruz. PKK/PYD/YPG terör örgütü, SDG kisvesi altında bölgede terör eylemleri gerçekleştiriyor. Özellikle Suriyeli Kürtlere zulmediyor. Bölgedeki Kürtleri, Arapları ve Türkmenleri tehdit eden ve topraklarından süren ABD'nin desteklediği bu teröristlerdir.

PKK/PYD/YPG terör örgütü, 'DEAŞ'la mücadele' bahanesiyle verilen desteği Türkiye'ye ve Suriye'ye saldırmak için kullanıyor. DEAŞ'la gerçek anlamda mücadele eden biziz. DEAŞ ile yakın çatışmaya giren tek NATO müttefiki biziz. Suriye'de bir barış iklimi için çabalıyoruz. Bütün bu çatışmaların çözümü Suriye'de toprak bütünlüğü temelinde yeni bir toplumsal birlikteliktir. Suriye'nin bölgesel ve küresel güçlerin bilek güreşi yaptığı bir toprak parçası değil, terörden tamamen arındırılmış ve Suriyeliler tarafından yönetilen müreffeh bir devlet olması temel arzumuzdur."

Erdoğan, Suriye'de terör örgütlerinin varlığı ve istikrarsızlığa karşı NATO'dan yeterli desteği alıp alınmadığına ilişkin, "Irak ve Suriye'de DEAŞ'ın yanında Kürt isyancılar değil, teröristler var. Herhangi bir etnik ya da dini grubu temsil etmiyorlar. Her iki terör örgütü de doğrudan terörizmi ve onun iğrenç amaçlarını temsil etmektedir. Bizim ne Suriye'deki ne de Irak'taki Kürt nüfusla bir sorunumuz yok. Bizim teröristlerle bir sorunumuz var ve teröristleri etkisiz hale getirerek bu sorunu çözmeye çok yakınız. Bölgemizde bir terör devleti kurabileceklerini düşünenler için bu tam bir hayaldir ve asla gerçekleşmeyecektir. Günü geldiğinde, Suriyeli misafirlerimiz savaşı geride bırakarak ülkelerine gönüllü olarak döneceklerdir. Bizler de bu amaçla gayretlerimizi artıracağız." diye konuştu.

Bazı NATO müttefiklerinin ne yazık ki destek olmak bir yana Türkiye'nin işini daha da zorlaştıran yaklaşım ve eylemlerine şahit olduklarını kaydeden Erdoğan, "Sınırlarımız içinde ve dışında durumu kontrol altında tutmaya, gerektiği zaman ve ölçüde müdahale ederek çözüm stratejimizi uygulamaya devam ediyoruz." dedi.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN
GÜNÜN DİĞER HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.