Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 temmuz 2016'da giriştiği hain kalkışmanın üzerinden 8 yıl geçti.
TURKUVAZ'I İŞGAL PLANI
252 vatan evladını şehit eden FETÖ'cülerin en kritik hedeflerinden biri Turkuvaz Medya Grubu'ydu.
Yaptığı yayınlarla FETÖ'nün kirli planlarını ifşa eden Turkuvaz Medya darbeciler tarafından basılarak işgal edilmek istendi.
O karanlık gecede yaşananlar darbecilerin hain emellerini ve milletin destansı direnişini tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi.
İşte darbecilerin Turkuvaz'ı işgal planı ve o gecenin şahitlerinin anlattıkları...
14 TEMMUZ 2016
11.25: Darbe teşebbüsünün planlayıcılarından Albay Uzay Şahin, Yarbay Murat Yanık ve Binbaşı Mehmet Murat Çelebioğlu, 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Mehmet Nail Yiğit ve üst rütbeli subay- subaylarla toplantı gerçekleştirdi.
11.27: İstanbul İl Jandarma Alay Komutanı Albay Gürcan Sercan da toplantı salonuna girdi.
15 TEMMUZ 2016
09.09: Tugay Komutanı Mehmet Nail Yiğit, Kurmay Yarbay Serbülent Eken ve Albay Yusuf Sarı'nın toplantı salonuna gittikleri görüldü.
10.51: Albay Uzay Şahin, Yarbay Murat Yanık ve Kurmay Binbaşı Mehmet Murat Çelebioğlu komutanlık katına geldi ve Yiğit'in makam odasının yanındaki odaya girdiler.
20.14: 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Meh- Mehmet Nail Yiğit komutanlık katına met geldi.
20.15: Silahlı ve teçhizatlı askerlerin komutanlık katına gelip gitmeye başladığı görüldü. Bu saat itibariyle kışla içerisindeki hareketlenme başladı.
22.30: Harp Akademileri Komutanlığı'ndan Albay Durdu Selim Ayçetin ve Turkuvaz Medya işgal planını yöneten Yüzbaşı İsmail Menderes Sema sivil kıyafetle komutanlık katına geldi.
23.20: Yüzbaşı Mehmet Çataklı ve Yüzbaşı Mehmet Kocatepe, Yüzbaşı İsmail Menderes Sema ve ekibiyle binanın dışına çıktı.
23.32: Albay Durdu Selim Ayçetin, İsmail Menderes çetin, Sema, Mehmet Kocatepe ve Rasim Erkan'a bazı talimatlar verdi.
23.32: İsmail Menderes Sema ve Rasim Erkan binadan ayrıldı.
16 TEMMUZ 2016
01.12: Mehmet Kocatepe, Sedat Çelik ve Bayram Kantık harekat merkezine girdikten sonra tekrar dışarı çıktılar. İsmail Menderes Sema ve beraberindekiler A Haber Televizyonu'nu işgal amacıyla kışladan ayrıldılar.
A Haber Televizyonu'nu işgal etmek için yola çıkan darbeci askerler, TEM Otoyolu'nda Fatih Sultan Mehmet Köprüsü istikametinde Gaziosmanpaşa tır garajı mevkiinde polis ve vatandaşlar tarafından durduruldu. Darbeci askerler, polislerle ve va- vatandaşlarla yolun açılması hususunda tartışmaya girdi.
Tartışma sırasında ateş açılması üzerine darbe girişimini engellemek amacıyla sokağa çıkan Servet Asmaz yaralandı. Servet Asmaz'ın yanında bulunan Yasir Kaya, yaralı haldeki Asmaz'ı darbeci askerler tarafından engellen-engellenmesine rağmen Taksim İlk Yardım Hastanesi'ne kaldırdı. Asmaz, hastanede şehit oldu.
04.48: Çatışmaya giren darbeciler, tekrar tugay karargah, binasına döndü.
05.29: İsmail Menderes Sema, Necdet Köstek, Durdu Selim Ayçetin ve Musa Odabaş sivil kıyafetle harekat merkezinden ayrıldı.
FETÖ'CÜ YÜZBAŞI SEMA EMİR VERDİ: HERKEZ MÜHİMMAT ALSIN A HABER'İ BASMAYA GİDİYORUZ
Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişiminde A Haber Televizyonu'nu işgal planını darbeci Yüzbaşı İsmail Menderes Sema yönetti.
66. Mekanize Piyade Tugayı'nda görevlendirilen Sema, A Haber'e giden subay, astsubay ve erlere, "Herkes alabildiğinde mühimmat alsın. A Haber'i basmaya gidiyoruz. Binaya girdiğinizde size silah çeken olursa karşılık verin" dedi.
DARBECİ: HER ŞEYİ ELE GEÇİRECEĞİZ
Astsubay öğrenci Ali Malgil: "Dışarı çıktık, bir tane yüzbaşı geldi. Adını hatırlayamıyorum, Yüzbaşı geldi, 'Arkadaşlar' dedi. 'Gün bugündür' dedi. 'Ya öleceğiz, ya kalacağız' dedi.
Komutanım 'Ne oluyor' dedi arkadaşlar. 'Gençler A Haber ve ATV Haber'in binasını basmaya gidiyoruz' dedi. 'Oradaki her şeyi ele geçireceğiz. Oradaki güvenlik karşılık verirse atış yaparsınız' dedi."
HAİNLER İÇERİDE ÇÜRÜYECEK
66'ncı Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'ndaki olaylar ve Turkuvaz Medya'yı işgale kalkışanların birlikte yargılandığı davada, 131 sanıktan 55'ine müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis verildi.
Şehitler Sait Ertürk, Servet Asmaz, Serdar Gökbayrak ve Mehmet Güder'i öldürülmesine ilişkin ayrıca müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları verildi.
Gazilere yönelik yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kamu malına zarar gibi suçlardan da sanıklar ayrıca onlarca yıl hapis cezaları aldı. 69 sanık darbe suçundan beraat ederken, firari 4 sanığın dosyaları ayrıldı. 3 sanığa da darbe suçundan 12.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
TOPLU İNFAZ YAPACAKLARDI
Öte yandan FETÖ'cülerin hain planı ve o gece yaşananlar darbenin üzerinden 1 hafta geçtikten sonra Sabah Gazetesi'nden ayrıntılarıyla haberleştirilmişti.
22 Temmuz 2016 tarihli Sabah Gazetesi'nde yer alan "SABAH ve AHaber'de toplu infaz yapacaklardı" başlıklı haberde FETÖ'cülerin giriştiği alçaklık anlatıldı. Söz konusu haberde şu ifadeler yer aldı:
"Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi yaşananlara dair ortaya çıkan detaylar, FETÖ'cü hainlerin acımasızlığını açıkça ortaya koydu. Cuntacıların darbe sırasında buluşamama ihtimaline karşılık, SABAH ve aHaber binalarının koordinatlarının çıkarıp haritada işaretlendiği saptandı. Gazete ve TV'lerin sorumluları sorgusuz infaz edilecekti. Cuntacıar 17-25 Aralık'ta olduğu gibi önceden hazırladıkları fezlekelere dayanarak istedikleri kişileri idam edecekti.
CUMHURBAŞKANI FEZLEKEDE
Darbe girişiminin kesinlikle başarılı olacağına inanarak tüm hazırlıklarını da önceden yapan cuntacılar, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne de tam donanımlı geldi. İşte yakalanan hainlerin ifadelerinden çıkan inanılmaz detaylar:
İstanbul'daki SABAH, aHaber, Star, Yenişafak gibi bazı gazete ve TV binalarının koordinatları, önceden çıkarıldı ve buralar harita üzerinde işaretlendi. Koordinatlar pilotlara da verildi. İlk hedef medya olacaktı. Tüm gazeteler basılacak, gazete sorumluları sorgusuz öldürülecek, diğer çalışanlardan cuntaya karşı çıkan olursa onlar da infaz edilecekti.
Tıpkı 17-25 Aralık'ta olduğu gibi fezlekeler önceden hazırlandı. Fezlekede, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın adı, "dönemin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı" diye geçti. Cuntanın ilk hedefi, milli iradenin temsilcisi Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'dı. İçişleri Bakanı, diğer bakanlar ile FETÖ'ye karşı duran bürokratlar da listeye eklendi.
KARŞI ÇIKAN İDAM EDİLECEKTİ
Darbeci hainlerin üzerlerinden, İstihbarat Daire Başkanlığı'na girilmesini ve orada bulunan kim varsa öldürülmesini emreden bir karar yazısı da çıktı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nü ele geçirmeye kalkışan darbecilerin üzerinden ise hazırlanmış fezlekeler çıktı. Darbenin başarılı olması durumunda bu fezlekelere dayanılarak cuntaya karşı olan herkes iki satırlık kararla idam sehpasına gönderilecekti.
İNTİKAM İÇİN EMİR VEREN FETÖ'CÜ HAKİM: DİRENENLERİ VURUN
15 Temmuz'da SABAH'ın basılıp direnenlerin vurulması talimatını, FETÖ'deki rolünü deşifre eden SABAH'tan intikam almak isteyen Hâkim Albay Muharrem Köse'nin verdiği anlaşıldı.
Darbe girişimi sırasında cuntacıların hedefi olan SABAH gazetesine yönelik baskın talimatını Hâkim Albay Muharrem Köse'nin verdiği ortaya çıktı. SABAH, cuntanın A Takımı'nda yer alan Köse'yi darbe girişiminden 25 gün önce manşetten ifşa etmiş, kumpas kurarak nasıl müşavir olduğunu, Ergenekon davasında Danıştay cinayetiyle ilgili Genelkurmay şeması diye hazırlanan belgenin de onun tarafından kurgulandığını ve sahte olduğunu açıklamıştı. Köse'nin gazeteden intikam almayı planladığı belirlendi.
"Danıştay suikastında sahte rapor rezaleti" başlıklı haberde Muharrem Köse'nin, Ergenekon davasındaki kumpası ve sahteciliği deşifre edildi. Haberimize göre, Ergenekon davasına 4 yıl önce delil olarak konulan Genelkurmay'ın Danıştay suikastıyla ilgili şema sahteydi. Şema, Ergenekon soruşturmasını başlatacak Ümraniye bombalarının bulunmasından bir yıl önce çizilmiş, henüz ortada Ergenekon yokken Ergenekon davasında yargılanacak birçok isim şemada yer almıştı. FETÖ'nün karanlık yapılanmasını aydınlığa çıkaran SABAH, 15 Temmuz gecesi darbecilerin baş hedeflerinden biri oldu. Askeri öğrencilerin ifadesinde, Menderes isimli yüzbaşının SABAH'ı basıp direnenleri vurma talimatı verdiği ancak Topkule Kışlası'ndan yola çıkan cuntacıların halkın direnişi karşısında amaçlarına ulaşamadıkları anlatıldı. Baskın talimatının ise darbenin İstanbul ve Ankara ayağını planlayan Muharrem Köse Ankara'da yakalanarak tutuklandı. Üzerindense darbeden sonra görev verilecek 400 kişiden oluşan atama listesi çıktı.
"SİZİ DARBECİLERE VERMEYİZ"
O gece yaşananları 2023 yılında vefat eden Sabah gazetesi Yazı İşleri Müdürü Şaban Arslan 17 Temmuz 2016'da anlatmıştı.
Arslan şu ifadelere yer vermişti:
"Akşam 9 sıralarında, SABAH Ankara Yayın Yönetmeni Osman Altınışık beni telefonla aradı. "Ankara'da bir hareketlilik var. Birşeyler oluyor. Savaş uçakları anormal şekilde, binaları yalayarak uçuyor..." "Panik yapma Osman. Sanıyorum ciddi bir terör saldırısı bilgisi var güvenlik güçlerinin elinde..." Yine de içime bir kurt düştü. Birkaç telefon açıyorum, ne hikmetse bu terör saldırısı önlemlerinden, başka hiçbir güvenlik biriminin haberi yok... Sonra başka bir haber geliyor, "Bir grup jandarma, tanklarla Boğaz köprülerini kapatmış..."
'VATAN ELDEN GİDİYOR'
Eşim evde yalnız, "Sen git ben başımın çaresine bakarım" diyor... Kapıdan çıkarken helalleşiyoruz. Arabamı çalıştırıyorum, internet kesik. Büyükşehir'in navigasyon sistemi çalışmıyor. aHaber radyosunu açıyorum... Bütün ana arterler kapalı. Küçükçekmece'den Balmumcu'ya, polis muhabirliğinden kalma pratikle ara sokak rotamı çiziyorum. İstoç-Hal yolunu kullanarak Sebze Hali'nin arkasından Bayrampaşa'ya, oradan da Eyüp'e iniyorum. Niyetim Haliç Köprüsü'nden Zincirlikuyu'ya ulaşmak. Ancak olmuyor. Haliç girişinde birkaç polis ekibi yolu kesmiş, gelen herkesi geri çeviriyorlar. Basın kartımı gösteriyorum, SABAH gazetesine, göreve gittiğimi söylüyorum. Genç bir polis heyecanlı şekilde, "Ne gazetesinden bahsediyorsun kardeşim, vatan elden gidiyor" diyor. Hemen U dönüşü yapıp, Alibeyköy'e, oradan da Sütlüce'den Kâğıthane ve Dolmabahçe tünellerini kullanarak Nişantaşı'na, oradan da Fulya üzerinden Balmumcu'ya çıkıyorum. Birçok arkadaşımız, Fetullahçı Haşhaşilerin stratejik noktalara ulaşmasını engellemek için kurulan polis barikatları yüzünden, ya geri dönüyor ya da kilometrelerce yürüyerek gazeteye geliyor. Yolda gelirken arayan bazı yakınlarım, "Darbe tamamlanmış, ilk hedeflerden biri Sabah gazetesiymiş. Geri dön, ailenin başında dur" diye öğüt veriyor... "Her halukarda hedefteyim. Öleceksek onurumuzla ölelim" diyorum.
'CESEDİMİZİ ÇİĞNEMENİZ LAZIM'
Hemen bütün gazete temsilcilerini ve birim şeflerini arıyorum: "Eli kamera tutan, kalem tutan herkes iş başına. Gazeteye gelemeyenler de kendi sokağında çalışsın, halkın nabzını tutsun..." Gazeteye haber ve fotoğraf yağıyor. Saat 22.30'u geçiyor, daha Türkiye'nin ücra köşelerine gidecek taşra gazetelerinin sayfaları yapılmamış. Genel Yayın Yönetmen Yardımcımız Metin Yüksel, Yayın Koordinatörümüz Kemal Kök ile çok az sayıda gece editörü ve tasarımcıyla birlikte, insan üstü bir koşuşturmanın içine giriyoruz... 02.30 sularında, "Askerler geldi, binayı teslim almak istiyorlar" diyorlar. Aşağıya iniyoruz ki polislerimiz ve vatandaş etten duvar örmüşler. Polisler, iki zırhlı araçla gelen Fetullahçı Haşhaşilere, "Cesedimizi çiğnemeden bu binaya giremezsiniz" diyorlar. Hele vatandaşlarımızın, okuyucularımızın tepkisi çok duygulandırıyor bizi: "Sizi FETÖ'nün darbecilerine vermeyeceğiz. Siz gidin gazetenizi yetiştirin..."
BİNAYA KURŞUN YAĞMURU...
Gazetemizi ele geçiremeyeceklerini anlayan FETÖ'cüler, araçlarına biniyorlar ve Beşiktaş yönüne giderken gazete binamızı kurşun yağmuruna tutuyorlar. Kurşunlardan 5'i dış cephede hasara yol açıyor... Sabah ezanı okunurken şehirlerde dağıtılacak gazetemizi de matbaaya teslim etmenin gönül rahatlığıyla binadan ayrılıyoruz. Saraçhane'de Kalaşnikoflu bir grup üzerimize doğru geliyor. Son anda gaza basıp uzaklaşıyoruz. Topkapı'dan E-5'e giriyoruz. Havalimanı girişinde yol kapalı. Onbinlerce insan otobanı kapatmış. Ellerinde Türk bayraklarıyla tekbir getirenler, İstiklal marşımızı okuyanlar... O sırada üzerimizden iki savaş uçağı, anormal bir gürültüyle geçiyor. Hedefleri, Atatürk Havalimanı'nda Devlet Konukevi'nde bulunan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan. Korku ve panik yaratmaya çalışıyorlar. Gece boyunca tankların önüne yatan, FETÖ'nün Haşhaşilerini püskürten insanların sokaklarda yürürkenki heyecanını görünce şunu düşünüyorum: "Bu gece Türkiye ikinci kurtuluş savaşından ve aynı zamanda demokrasi sınavından başarıyla çıktı."