Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın tarihi çağrısıyla FETÖ'cü darbecilere karşı demokrasi ve vatanı savunmak için verilen mücadelenin üstünden 8 yıl geçti. FETÖ'cülerin açık hedeflerinden biri de Genelkurmay 2'inci Başkanı olarak görev yapan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'di. Güler, FETÖ gerçeği ve 15 Temmuz gecesinin kader anlarını ilk kez anlattı.
ROBOTLAŞMIŞ BİR ÖRGÜT:
FETÖ, gerçek radikal bir terör örgütü. Örgüt hiyerarşisinde verilen talimatların dışına çıkamayan robotlaşmış bir teşkilat yapısındalar. Bunlar, küçük yaştan itibaren önüne nasıl bir sorun gelirse gelsin "Abim, ablam beni arayacak ve ne yapacağımı bana söyleyecek, endişe etmeme gerek yok" diye alıştırılmış kişiler. O gece Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı'nı Genelkurmay karargâhına davet ettiğimiz anda ABD'deki elebaşı, haini arıyorlar. Darbenin tespit edildiğini, ne yapacaklarını soruyorlar. Terör elebaşından "Darbeyi derhal başlatın" diye talimat geliyor.
ZATEN FETÖ'CÜ İMİŞLER:
FETÖ'nün hain planlarından biri de TSK tarafından yapılan askeri okul sınavlarının ÖSYM'ye geçmesiydi. Örgüt üyelerinin kendi mensuplarına şifreli aday numarası vb. belirlediklerini ve bize gelen listedeki öğrencilerin baştan itibaren hain örgüt tarafından seçildiğini sonradan anlıyoruz. Kripto gibi çalışmışlar. Gelenlerin neredeyse tamamı yıllarca FETÖ okullarında, evlerinde yetişmişler.
FİDAN'IN VERDİĞİ BİLGİ:
O akşam Güneydoğu'da başlatılacak yeni bir operasyon için toplantı hâlindeydik. Emir astsubayım, MİT Müsteşarı'nın görüşmek istediğini söyledi. Hakan Bey (Fidan) Kara Havacılık Komutanlığı'nda görevli bir pilot binbaşının MİT'e gelerek bu akşam helikopterlerle uçuş yapacaklarını, sonrasında MİT Müsteşarı'nı alacaklarını söylediğini iletti. Genelkurmay Başkanı'na durumu anlattım. "Ne yapalım?" dedi. "MİT Müsteşarı'nı Genelkurmay'a çağıralım" dedim. Genelkurmay Başkanı'nın (Hulusi Akar) emriyle Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi'ni aradım. Şimdi tutuklu olan subaya "Şu andan itibaren Türk hava sahasındaki bütün uçuşlar yasaklandı. Havada olanlar derhal yere inecek" diye emir verdim. Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak'a "Kara Havacılık Komutanlığı'na git, olumsuz bir durum görürsen derhal gerekeni yap", o zamanki 4'üncü Kolordu Komutanı Metin Gürak Paşa'ya da "Zırhlı Birlikler Okulu'na git, oradan dışarı tek bir tank çıkmayacak" emri verildi.
TASFİYE LİSTESİ HAZIRLANIYORDU:
Hain darbe girişimi öncesinde Yüksek Askeri Şûra hazırlıkları devam ediyordu. Tespit ettiğimiz 123 FETÖ'cü general/amirali Cumhuriyet tarihinde görülmemiş şekilde emekli etmek için liste hazırladık. Listeden, içimizdeki hainler vasıtasıyla haberdar oldular.
DÜŞMANA BİLE YAPILMAZ:
Saat 21.25 civarında makam odama büyük bir bağırış ve çağırışla yüzleri maskeli, kıyafetlerinden özel kuvvetler mensubu olduğunu anladığım 10-12 kadar darbeci girdi. "Yat" emrine uymayıp bir tanesini yere fırlatınca hepsi üzerime çullandı ve boğuşma yaşandı. Türk askerinin, düşman askerine dahi yapmayacağı muamele ile karşılaştım. İstanbul'da kursta olması gereken emir subayım ise sivil kıyafetle içeri girdi. Alaycı bir şekilde "Meraklanmayın komutanım, tatbikat yapıyoruz" dedi. O haini orada gördüğüm an bu işin ne olduğunu anladım.
ÜSTEĞMEN EVLADIMIZ, HAİN EMİR SUBAYINI VURDU:
Gözlerimi ve ellerimi bağlayarak beni zorla bir araca bindirdiler. Kısa süre sonra, aracın önünde oturan kişinin "Kapıyı aç, ateş ederim!" diye bağırması üzerine sesinden emir subayım olduğunu ve nizamiyeye geldiğimizi anladım. Karşılıklı bağrışmalar sonrası birkaç el ateş sesi geldi. Hain emir subayım öldü. Odamdan beni sürükleyerek çıkardıkları zaman personelden biri nizamiyeyi arayarak, "Yaşar Paşa'yı kaçırıyorlar, sakın çıkarmayın" demiş. Genelkurmay Muhafız Tabur Komutanı Yarbayımız; aracın kaputuna yatarak çıkmasına müsaade etmeyeceğini söyledi. Hain emir subayı, kahraman yarbayımızı ateş ederek ağır yaraladı. Bunu gören Muhafız Taburu'ndan üsteğmen evladımız hain emir subayını vurarak öldürdü. O gece beni infaz etmekle görevlendirilen emir subayının öldürülmesi kırılma noktalarından birisiydi. Bir müddet bekledikten sonra helikopterle bilmediğim bir yere götürüldüm. Odaya hapsedildim. F-16'ların seslerini duydum. Darbecilerin merkezi Akıncı Üssü'nde olduğumuzu anladım. Darbenin silahlı, fiili ayağını başlatmak için benim alınmamı beklemişler.
İNSANİ MUAMELE YOKTU:
Gece boyu bir odada ellerim ve gözlerim bağlı kaldım. Bütün ömür boyu yaşadıklarımı gün gün, saat saat hepsini yaşayarak sabahı getirdim. İnsani hiçbir muamele yoktu. Sabaha karşı bomba seslerini duydum. Hainler uçakları bir daha kaldıramasınlar diye bizimkilerin Akıncı Üssü'nün pistini bombaladıklarını düşündüm...
HER ŞEYİ BİLEN BENDİM:
16 Temmuz sabah saatlerinde hapsedildiğim odanın kapısı açıldı ve "Vay, Yaşar'ım" diye bir ses duydum. Havacı Akın Öztürk'tü. Odanın öteki ucundaki sabit telefonla evimi aradılar. Oturduğum yerden seslenerek eşime iyi olduğumu söyledim. Beni kaçırdıkları gece eşime, "Yaşar Paşa'yı vurdular, öldü!" demişler.!
MÜCADELE CUMHURBAŞKANIMIZ SAYESİNDE SÜRÜYOR:
FETÖ ile mücadele Sayın Cumhurbaşkanımızın dik ve dirayetli duruşu sayesinde kesintisiz devam ediyor. TSK olarak bu konuda ne bir kişiye acıdık ne de kimsenin gözünün yaşına baktık. Bundan sonra da Milli Savunma Bakanlığı olarak tespit edilen bilgi ve belgeler ışığında FETÖ ile mücadelemiz, büyük bir hassasiyetle ve tavizsiz şekilde yürütülecektir.