KKTC'nin Ankara Büyükelçisi: Türkiye olmasaydı Kıbrıs Gazze olurdu! Harekat herkese barış getirdi

KKTC'nin Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu, 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıldömüne özel açıklamalarda bulundu. "20 Temmuz olmasaydı adada Kıbrıslı Türk kalmayacaktı. Gazze'dekiyle benzer mezalime uğrayacaktı" diyen Korukoğlu, "Başkan Erdoğan'ın BM'de dünyaya yaptığı o çağrı KKTC için bir dönüm noktası oldu" ifadelerini kullandı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :19 Temmuz 2024 , 10:21 Güncelleme Tarihi :19 Temmuz 2024 , 10:21
KKTC’nin Ankara Büyükelçisi: Türkiye olmasaydı Kıbrıs Gazze olurdu! Harekat herkese barış getirdi

Gazze'de yaşanan mezalim sonrasında Kıbrıs adasının jeostratejik önemi bir kez daha gözler önüne serildi.

60'lı yıllardan 1974'teki 20 Temmuz "Mutlu Barış Harekâtı"na dek türlü zulme uğrayan Kıbrıs Türkü, o dönem tıpkı İsrail'in Filistinlilere yaptığı gibi adanın yüzde 3'üne tekabül eden bir toprak parçasına sıkıştırıldı.

"KIBRIS'TAN TÜRK KALMAYACAKTI"
KKTC'nin Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu, konuya ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Korukoğlu, "20 Temmuz olmasaydı adada Kıbrıslı Türk kalmayacaktı. Gazze'dekiyle benzer mezalime uğrayacaktı" dedi.


Büyükelçi, GKRY'nin sınır boyunca 250'ye yakın ağır silah mevzisi yerleştirdiğini belirterek, "Bunların bir kısmı da ara bölge içerisinde. BM'nin bu duruma yeterli tepkisi olmadı" ifadelerini kullandı

KKTC İLE ANLAŞMA İMZALAMAK ZORUNDALAR
KKTC'nin Ankara Büyükelçisi Korukoğlu şu açıklamalarda bulundu:
GKRY son yıllarda silahlanmaya ağırlık verdi, bu tehlikeli bir şeydir. Askeri tatbikatlar yapıyor. Sınır boyunca 250'ye yakın ağır silah mevzisi yerleştirdiler. Bunların bir kısmı da ara bölgede. BM'nin bu duruma yeterli tepkisi olmadı.



BM Barış Gücü 1964'ten beri adada bulunuyor, GKRY'ye müzahir tutum sergiliyor. KKTC'nin rızasını almadan operasyonlarını sürdürüyor. BM Barış Gücü'nün KKTC'deki varlığı ve faaliyetlerinin KKTC ile bir yasal anlaşma ile yürütülmesine ilişkin bir girişimimiz var. Barış gücü KKTC'de faaliyetlerini devam ettirmek istiyorsa, KKTC ile bir anlaşma imzalamak zorundadır.

Tarafsız davranmıyor, bu nedenle sorunun bir parçası oluyor. BM Barış Gücü, Rumların ara bölgede kurduğu ağır silah mevzilerini protesto etmiyor, kurulmasını engellemiyor. Fakat KKTC vatandaşlarına yol yapmak istediğimizde araçlarını önümüze çıkarıyor.

GKRY'NİN POLİKASI DOĞRU DEĞİL
GKRY'nin Güney Kıbrıs'ı bir üs olarak kullandırma girişimlerini görüyoruz. Bu ayrıca çok tehlikeli. Hizbullah'ın yaptığı açıklama bu gelişmelerin tam arkasından geldi. O adada biz de yaşıyoruz, güvenliğimizi tehlikeye atma hakkı yok. GKRY'nin bu politikasını doğru bulmuyoruz. GKRY'nin silahlanmaya yönelik adımları bizi ve Türkiye Cumhuriyeti'ni eşdeğer ve eşzamanlı adımlara zorluyor.

Başkan Erdoğan ve KKTC'nin Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu.Başkan Erdoğan ve KKTC'nin Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu.



MEZALİME UĞRAYACAKTIK
20 Temmuz olmasaydı adada Kıbrıslı Türk kalmayacaktı. Gazze'dekiyle benzer mezalime uğrayacaktı. Bizi en sonunda adayı terk etmeye zorlayacaklardı. İsrail Gazze'de toprağı insansızlaştırıyor, Batı Şeria'da insanları topraksızlaştırıyor.

GKRY'nin Fransa'dan saldırı helikopterleri aldığını görüyoruz. Tehlikeli bir oyun oynuyorlar. ABD'de GKRY'ye yıllardır uyguladığı silah satış kısıtlamasını da tamamen ortadan kaldırdı. GKRY, ABD'den silah satın almak için planlar geliştirdiklerini söylüyorlar. Bu tehlikeli, çünkü sadece adayı değil bölgeyi silahlanma yarışına sürüklüyor.

ERDOĞAN'IN ÇAĞRISI DÖNÜM NOKTASI
KKTC, Türkiye Cumhuriyeti ile istişare ederek yeni bir politika geliştirdi. Bu Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün tanınmasına dayanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, son iki Birleşmiş Milletler Genel Kurul hitabında KKTC'nin tanınması çağrısı yaptı. Bu, Kıbrıs konusunda önemli bir dönüm noktası.

TBMM Başkanı Numan KurtulmuşTBMM Başkanı Numan Kurtulmuş

TBMM'DEN DÜNYAYA 'TANIMA' ÇAĞRISI
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un imzasını taşıyan "Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. Yıldönümü" başlıklı tezkere, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Tezkerede şu ifadelere yer verildi: "Kıbrıs Türk Devleti'nin, uluslararası toplumun bağımsız ve eşit egemen bir üyesi olarak hak ettiği yeri alması daha fazla tehir edilemez.

Uluslararası toplumu, Ada'daki gerçekleri kabul ederek, Kıbrıs Türk halkının maruz kaldığı insanlık dışı izolasyona bir an önce son vermeye ve KKTC'yi hak ettiği şekilde tanımaya davet ediyoruz."



SOYKIRIM GİRİŞİMİYDİ
Kıbrıs Barış Harekâtı'na giden süreç, 1950'lerde Rumların Türkleri hedef alan saldırılarıyla başladı. 1960'ta Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ilanı sonrası 1963'te Türkler aleyhindeki Anayasa değişiklikleri talebi, tansiyonu yükseltti.

1963'te gerçekleştirilen Kanlı Noel, Geçitkale ve Alaminyo Köy'de çok sayıda Türk katledilirken, 1974 yılında Muratağa, Sandallar ve Atlılar katliamlarında ise 126 Türk hayatını kaybetti.



HAREKÂT, SADECE TÜRKLERE DEĞİL RUMLARA DA BARIŞ GETİRDİ
Sabah'tan Betül Usta'nın haberine göre; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs Barış Harekâtı'nın sadece Kıbrıs Türkü'ne barış, huzur ve güven getirmekle kalmayarak, Rum tarafına da barış getirdiğini ve Yunanistan'da askeri cuntanın devrilerek yerine sivil idarenin gelmesini sağladığını bildirdi.

Bakan Ertuğruloğlu, 50 yıl önce Türk askerinin yaptığı çıkarmanın Kıbrıs'ı Helen adası yapma hayallerini imkânsızlaştırmanın yanı sıra bölgesel dinamikleri de kökünden değiştirdiğini vurguladı.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN