Başkan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'nın açılışında sahnelenen ahlaksızlık, karşı karşıya olduğumuz tehdidin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi." dedi.
Erdoğan, AK Parti Konferans Salonu'nda düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, neredeyse yarım asrı bulan siyasi tarih boyunca korkuyu yanlarına hiç yaklaştırmadıklarını söyledi.
İsrailli yetkililerin küstah açıklamaları karşısında son iki gündür siyasi parti gözetmeksizin milletin fertlerinin sergilediği dik ve dirayetli duruşu çok kıymetli bulduğunu vurgulayan Erdoğan, "Burada şu gerçeği bir kez daha ilan ediyorum, Türkiye olarak bundan 500 yıl önce engizisyondan kaçan Musevilere kucak açtıysak, Hitler'in toplama kamplarından kaçan Yahudilere nasıl kol kanat gerdiysek bugün de mazlum ve mağdurların yanındayız. Bizim için zalimin de mazlumun da kimliğinin bir önemi yoktur. Türkiye, tüm imkanlarıyla, kapasitesiyle elbette hiçbir ihtimali göz ardı etmeden mazlum Filistin halkının yanındadır. Birileri rahatsız olsa da bu vicdanlı tavrını sonuna kadar koruyacaktır." diye konuştu.
İnsana ve insani değerlere yönelik savaşın birçok alanda şiddetini artırarak devam ettiğinin altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şu bölüm çok hassas, çok önemli. Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'nın açılışında sahnelenen ahlaksızlık karşı karşıya olduğumuz tehdidin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Macron beni davet etti. Ben de gelebileceğimi söyledim. 13 yaşındaki torunum 'Dede gitme' dedi. 'Niye' dedim. 'Orada LGBT gösterisi yapacaklar.' dedi. 'Tamam kızım gitmeyeceğim.' dedim. Yahu düşünebiliyor musunuz, insanları birleştirmesi gereken bir uluslararası spor etkinliği maalesef insanlığa fıtrata ve insanı insan yapan değerlere düşmanlıkla açıldı."
"OLİMPİYATLAR SAPKINLIĞA ALET EDİLMİŞTİR"
İslam inancında, yaratılmışların en şereflisi olan insanın, bu dünyadaki çabasının yüksek bir ahlak üzerine yücelmek olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Paris'te yapılmak istenen ise eşref-i mahlukat olan insanı esfel-i safiline, yani hayvanlardan dahi aşağı seviyeye çekme projesidir. İlk fırsatta Sayın Papa'yı da bununla ilgili arayacağım. Onunla Hristiyan alemine ve tüm Hristiyanlara karşı yapılan ahlaksızlığı paylaşacağım.
Olimpiyatlar, insan tabiatını bozan, aileyi ifsat eden, nesillerin emniyetini ve bekasını tehdit eden sapkınlığa alet edilmiştir. Olimpiyatların uluslararası etkisi kullanılarak en masum varlıklarımız olan çocuklarımız iğrenç bir şekilde hedef alınmıştır. Paris'teki rezil sahne sadece Katolik alemini, Hristiyan dünyasını değil, en az onlar kadar bizi de rencide etti, bizde de infial oluşturdu."
Macaristan Başbakanı Victor Urban'ın verdiği haklı tepkiyi takdirle karşıladıklarını belirten Erdoğan, "Esasında kutsala yönelik bu apaçık saldırı karşısında daha fazla liderin, daha fazla siyasetçinin sesi çıkması gerekiyordu. Maalesef bunu göremiyoruz. Kimi umursamazlıktan, kimi korkudan, kimi siyasi kariyeri uğruna LGBT lobisine ses çıkaramıyor. Biz çıkarıyoruz. CHP çıkarmasa ne yazar DEM çıkarmasa ne yazar." değerlendirmesini yaptı.
"HERKESİN LGBT ZORBALIĞINA KARŞI DİRENMESİ ULVİ BİR GÖREVDİR"
En küçük bir eleştiriye dahi tahammülü olmayan LGBT lobisinin, Avrupa ve Batı dünyasını tamamen esir aldığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"LGBT lobisi giderek daha da pervasız hale gelirken, eşzamanlı olarak insanlık büyük bir kuşatmayla karşı karşıya bırakılıyor. Küresel ölçekte bu korku iklimini oluşturuyorlar. Burada şunu vurgulamak durumundayım, karşımızda sadece bir yönelim yok, doğrudan çocuklarımızı hedef alan faşizan bir dayatma var. Normale, fıtrata, aileye, insan nesline yönelik çok boyutlu, çok kapsamlı, çok acımasız bir savaş yürütülmektedir. İslamofobi ile İslam'a savaş açanlar, LGBT sapkınlığı üzerinden kutsal olan ne varsa hepsine birden savaş ilan etmişlerdir. LGBT sapkınlığını özgürlük olarak lanse edenlerin başörtülü sporculara tahammül edememesi, bunların kafalarındaki özgürlük tarifini de ortaya koymaktadır. Fransa, Fransız sporcuların içerisinde başörtülü olanlar varsa onların müsabakalara katılmasını engellemiştir. Bu nasıl bir mantık? Nasıl bir anlayış? Fransa'da yaşayan Faslı, Cezayirli, Tunuslu vesaire bütün oranın halkına, bu konuda niçin tavır koymazlar veya koymadılar, bunu anlamakta zorlandığımı ifade etmek isterim. Bunlar sadece İslam'a ve Müslümanlara değil, fıtri olan, kutsal olan her şeye düşmanlar. Paris skandalı bu gerçeği bir kez daha gün yüzüne çıkarmıştır. Cinsiyetsizleştirmek demek, insan soyunu bozmak demektir. Akıl ve izan sahibi herkesin LGBT zorbalığına karşı direnmesi ulvi bir görevdir."
AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın bu konudaki duruşunun çok net biçimde ortaya konulduğunu vurgulayan Erdoğan, "14-28 Mayıs seçimleri öncesinde birileri sırf iktidara gelmek adına bunlara şirinlik yaparken biz ailenin korunmasından yana çok güçlü bir tavır aldık. Bugün dünden daha kararlıyız. Sapkın akımlarla ve bunları ortaya çıkartan küresel güçlerle mücadelemizi tavizsiz şekilde sürdüreceğiz. Burada şunu da söylemeden geçemeyeceğim, cinsiyetsizleştirme projelerinin ülkemizde hamiliğini bölücü örgütün siyasi uzantılarının ve CHP'li belediyelerin üstlenmesi gerçekten ibret vericidir. Türkiye'ye karşı her taşın altından çıkan 'DEM'i anlıyoruz da CHP'nin bu projeye niye bu kadar hevesle destek verdiğini açıkçası anlamakta zorluk çekiyoruz." diye konuştu.