Tüm Türkiye, Diyarbakır'da 21 Ağustos tarihinde ortadan kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran'dan gelecek iyi bir haberi bekliyor.
Bölgede, İl Jandarma Komutanlığı, AFAD, İl Emniyet Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü, Dicle Üniversitesi, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerden itfaiye ekiplerince başlatılan arama çalışmaları 11. günde de tüm hızıyla devam ediyor.
Arama çalışmaları hem havadan hem de karadan hummalı bir şekilde devam ederken, soruşturma kapsamında iki gözaltı gerçekleşti. Narin'in amcası olan Tavşantepe Mahallesi muhtarı Salim G. dün (30 Ağustos) öğlen saatlerinde bilgisine başvurulmak üzere jandarma komutanlığına görüldükten sonra gece saatlerinde hakkında gözaltı kararı verildi. Salim G'nin sorgusu hala devam ediyor.
Salim G'nin gözaltına alındıktan sonra verdiği bilgiler sonrası Narin'in annesi Yüksel G. jandarma ekipleri tarafından evinden alınarak jandarma komutanlığına götürüldü. Annenin bilgisine başvurulduktan sonra anne tekrar evine döndü.
SEBEBİ ORTAYA ÇIKTI
Amca Güran'ın, Narin kaybolduktan 15 dakika sonra köyden ayrıldığı ve 1 saat sonra telefonunu kapattığı belirlendi.
DNA ÖRNEĞİ UYUŞTU
Gözaltına alınan amcanın aracındaki DNA ile Narin'in kıyafetindeki DNA eşleşti.
Narin'in anne ve babasından alınan DNA örneklerinin şüpheli ile karşılaştırılacağı öğrenildi.
17:40'TA KUZENİNİ SORDU
Narin kaybolmasının ardından ortaya çıkan 2,5 saatlik boşluk detayı dikkat çekerken, A Haber Muhabiri Sinan Yılmaz A Haber ekranlarında Narin'in başka bir amcasının 17.40'ta kendi evlerine gelip kuzenlerini sorduğunu söylediğini belirtti.
15.15 ile 17.40 arasında olan 2.5 saatlik boşlukta küçük kızın ne yaptığı ise bilinmezken, tarafların çelişkili ifade vermesi de dikkat çekti.
NELER OLMUŞTU?
Olay, 21 Ağustos'ta öğleden sonra Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde meydana geldi. Kur'an kursuna giden Narin Güran, çıkışta evlerine dönmeyince ailesi kendi imkanlarıyla arama yaptı. Köylülerle yapılan aramadan da sonuç alınamayınca Narin'in babası Arif Güran, aynı gün saat 20.00 sıralarında jandarma karakoluna giderek kızının kayıp olduğu ihbarında bulundu. İhbarla bölgeye Bağlar İlçe Jandarma Komutanlığı, Bağlar Asayiş Komando Bölük Komutanlığı, Jandarma Özel Harekat timleri, Jandarma Suç Araştırma Timleri (JASAT), İstihbarat Şube Müdürlüğü, Köpek İz Takip Timi ve Su Altı Arama Kurtarma Timi'nin yanı sıra sağlık, AFAD, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Su Altı Arama ekipleri ile ilçe belediyelerden de arama kurtarma ekipleri sevk edildi.
SON GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI
Narin'in kaybolmadan önceki son görüntüleri de ortaya çıktı. Okulun 21 Ağustos'ta saat 15.15'teki görüntülerinde, Narin'in 4 arkadaşıyla yürüdüğü ve ardından ayrılarak tepe yolunu kullanıp, evine doğru gittiği yer aldı.
BULUNAN TERLİKLER NARİN'E AİT DEĞİL
Arama çalışmalarında 22 Ağustos'ta evlerine 3 kilometre mesafede, 28 Ağustos'ta ise 2 kilometre mesafede iki farklı çocuk terliği bulundu. Ancak her iki terliğin de ailesinin beyanıyla Narin Güran'a ait olmadığı belirlendi.
AĞABEYİ GÖZALTINA ALINDI
Soruşturma kapsamında Narin Güran'ın ağabeyi Enes G. (18), kolundaki ısırık izleri nedeniyle gözaltına alındı. İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndaki incelemede, ısırık izlerinin Narin'e ait olup olmadığı tespit edilemeyince Enes G. serbest bırakıldı.
Soruşturmayı yürüten Cumhurbaşkanı Cumhuriyet Savcısı, anne Yüksel ve baba Arif Güran'ın da aralarında olduğu tüm aile fertleri ile amcalar ve kuzenleri yeniden ifadeye alınması için kolluk kuvvetlerine talimat verdi.
ÇAPRAZ SORGUYA ALINDILAR
Aile fertlerini çapraz sorguya alındı. Anne Yüksel ve baba Arif Günay ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.
Jandarma ve polisin Narin'in kaçırılma olasılığını da değerlendirdiği öğrenildi.
Narin'in köyünün çevresindeki kuşku yaratan yerler tekrar tekrar aranırken, kötü bir ihtimal gerçeğiyle de toprak kazıları da yapılıyor.
İKİ ÜÇ LİKE ALACAĞIZ DİYE...
Öte yandan Sabah Gazetesi'nden Melih Altınok, Narin'in abisinin gözaltına alınmasının ardından sosyal medyada çıkan haberlere yönelik bir değerlendirmede bulundu.
Altınok, yazısında şu ifadelere yer verdi:
Sosyal medyanın da geleneksel basının da gündemi Diyarbakır'da kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran.
Soruşturmayla ilgili polisin ulaştığı her detay anında sosyal medyaya düşüyor. Son olarak küçük kızın ağabeyinin kolunda ısırık izi tespit edildiği iddiası ortaya atıldı. Bu tartışma üzerine "Mesele aile içinde" yorumları bile yapıldı. Ne var ki dün gazetelerde yer alan haberlerde, yargısız infaz edilen ağabeyin Diyarbakır'dan İstanbul'a getirildiği, işlemlerinin ardından tekrar Diyarbakır'a götürülen E.G.'nin gözaltı süresinin uzatıldığı ve Adli Tıp Kurumu'nun raporuna göre ısırık izinin Narin'e ait çıkmadığı anlatılıyordu. Ailenin bir akrabası, E.G.'nin kolundaki ısırıklar için, "Amcasına hiçbir şey söyleyemediği için artık kendini ısırıyor, kendine zarar veriyor" diyor. Nefretle beslenen trollerin, medyanın etini çiğnediği ailenin içinde bulunduğu hâli siz düşünün. Bir hukuk devletinde, biraz reyting, iki üç de like alacağız diye insanların onurlarıyla, namuslarıyla oynamanın, hayatlarını kaydırmanın bedeli olması gerekmez mi?
YILDA 10 BİN, GÜNDE 32 ÇOCUK
Kayıp çocuklarla ilgili istatistiklere baktım. Sorun büyük, öyle ki 25 Mayıs "Uluslararası Kayıp Çocuklar Günü" ilan edilmiş. Verilere göre Avrupa Birliği ülkelerinde her yıl kaybolan çocuk sayısı 250 bin. Bu sayı dünya genelinde 3 milyona çıkıyor. Her iki dakikada bir çocuk kayboluyor diyebiliriz. Türkiye'de ise yılda ortalama 10 bin, günde ise 32 çocuk kayboluyor. Kayıp çocukların kaçının bir daha bulunamadığıyla ilgili sağlıklı verilere ulaşamadığım için paylaşmıyorum. Peki, ne oldu da Narin kamuoyunun dikkatini çekmeyi başardı? Aslında dikkat çeken küçük kızın kendisi değil, kullanışlı profili. Diyarbakırlı, muhtemelen Kürt olması mesela. Ya da emekli gazetesinin ilk günden itibaren haberlerinde kullandığı gibi "Kuran kursuna giderken kaybolan bir kız" olması. Asker, polis, itfaiyeci, vatandaş herkes Narin'i bulmak için dişini tırnağına takmışken, mesailer kaldırılmışken, kamuoyu "Kürt diye aramıyorlar", "Kuran kursuna giderken kayboldu diye olayın üstünü kapatıyorlar", "Sapık katili koruyorlar", "Bu bölge hep böyle" türünden iğrençliklerle zehirleniyor. Eğer ima edildiği gibi Narin'in bulunmasını istemeyen yaratıklar varsa emin olun bunlardan başkası değildir.