Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı başıboş sokak köpeği sorununu büyüten mama lobisini deşifre etti. Sokak hayvanlarına yönelik sivil toplum faaliyetleri ve bunlarla ilişkili ticari yapılar hakkında araştırma raporu yayımladı. Buna göre, raporda köpek maması, tedavisi, bakım giderleri gibi başlıklar altında bağış toplayan 7 bin kişiden ve bin 500 kurumdan bahsediliyor. Sektörün toplam cirosunun 500 milyar lira olduğu ifade ediliyor.
BİR BİO-GÜVENLİK PROBLEMİDİR
Konuya ilişkin Veteriner Hekim Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu ile mama lobisine ilişkin, "Bu bir bio-güvenlik problemidir. Bu köpekler açısından da gıda güvenliği problemidir. Hatta bazı insanlarımız da evdeki artmış, bozulmuş yemeği 40 derece asfaltın üzerinde döküyorlar. Hayvanlar bunu yiyor. Ve zehirleniyor. Bunu yapanlar kendilerini hayvansever zannediyor." dedi.
Sabuncuoğlu mama lobisine ilişkin şu ifadeleri kullandı:
"MASAK raporunda 400-500 milyar lirayı bulan bir hacimden bahsediliyor. Sayılarının 7 bin civarında olduğuna işaret ediliyor. 2 bin 700 dernek var. Fakat köpekler konusunda hassaslar.
Hayvanın yiyeceği yemdir. Oysa bu grup, köpeklerden 'çocuklar' diye bahsediyor. Böyle bir benzetmeyle de yemlerine 'mama' diyorlar. Sokaklara gelişigüzel bırakılan yemler, bir bio-güvenlik problemidir. Hem çevre sağlığı hem de köpek sağlığı için risktir.
2 BİN 700 DERNEK VAR
Ülkemizde 2 bin 700 tane dernek var. Bunlar kendilerini hayvansever olarak tanımlıyor. Ancak sadece köpekler konusunda hassasiyetleri var. Ama bu durum halk sağlığına uygun değil. Hindistan'da her yıl yaklaşık 30 bin insanın köpeklerin ısırması sonucu kuduzdan ölüyor.
GİZLİ TEHLİKE: BİO-GÜVENLİK RİSKİ
Hayvanların yiyeceğine yem denir. MASAK raporlarında sayıları 7 bin civarında ifade edilen bir güruh var. Bu grup köpeklere 'çocuk' diyor. Dolayısıyla çocuğun yediği de mama olarak ifade ediliyor. Gelişigüzel, mama bağışı olarak toplanan yemler, yine gelişigüzel olarak sokaklara dağıtılıyor.
Bu bir bio-güvenlik problemidir. Bu köpekler açısından da gıda güvenliği problemidir. Hatta bazı insanlarımız da evdeki artmış, bozulmuş yemeği 40 derece asfaltın üzerinde döküyorlar. Hayvanlar bunu yiyor. Ve zehirleniyor. Bunu yapanlar kendilerini hayvansever zannediyor.
Görüntü kirliliği de cabası. Ki bunlar bakteri de üretiyor. Bir kap mama bir kap su. Sıcak havalarda bir kap su, 15 dakika içerisinde kaynama noktasına geliyor. Üzerinde sinekler uçuşuyor. Bu şekilde siz hayvansever olmuyorsunuz. 400-500 milyar lirayı bulan bir hacimden bahsediyoruz. Büyük bir cironun döndüğü pazarda, 'hayvan sever dernek' adı altında faaliyet yürütülüyor. Sadece köpeğe yoğunlaşmış durumdalar. Diğer hayvanları da pek önemsemiyorlar. Köpekler, canlı bir şekilde kedileri parçalıyorlar.
Köpeklerin hareket eden her nesneye saldırma ve tepki verme içgüdüler var. Çok güçlü dişleri var. 42 tane çok güçlü diş. Bu tarz hayvanlar başıboş bırakılamaz. Antik çağlardan beri bu hayvanlar başıboş bırakılmamış. Avrupa'da, köpekler küçük olsa bile çocuk parklarına yanaştırılmazlar. Ya da ağızlık takmaları zorunludur. Bizim yerli köpek ırklarımız, kocaman yapılılar. Bir insan ağırlığındalar. Böyle bir tür sokakta başıboş şekilde dolaşamaz. Vücut bütünlüğünü çok rahat bozabilecek hayvanlar. En önemlisi de kuduz hastalığını insana ve diğer evcil hayvanlara taşıyan aracı tür köpektir.
KATLİAM DEĞİL BARINDIRMA YASASI
Mevzuya ideolojik olarak yaklaşıyorlar. Bu bir katliam yasası değil barındırma yasasıdır. Başıboş köpeklerin barındırılması ve sahiplendirilmesi sürecidir. Açıp okumak gerek. Bazı gruplar bunun bir katliam kanunu olduğuna dair ifadelerde bulunuyorlar. 2023 yılında yaklaşık 400 bin insan kuduzdan şüpheli ısırık aldı. Dört doz kuduz aşısı oldu ve üstüne bir de her ısırık yarası tetenoz riski taşıdığı için tetenoz aşısı da oldu. Başıboşluk dolayısıyla.
AL, KISIRLAŞTIR, SOKAĞA BIRAK
Türkiye Cumhuriyeti devleti 1932 yılından 2004 senesine kadar sokaktaki başıboş köpeklerin itlafı şeklinde bir çözüm uygulaması yaptı. 2004 yılından sonra bazı grupların baskısıyla 5199 sayılı kanunun 6. Maddesi, köpekleri 'al, kısırlaştır, aldığın sokağa bırak' önermesiyle geldi.
Bu süreçte, Hindistan ve Romanya bu yasayı uyguladı. Romanya 2013'te artan vakalar nedeniyle yasayı uygulamaktan vazgeçti. 2024, 2 Ağustos'a kadar Türkiye'de bu yasayı uyguladı. Şuan sadece Hindistan kaldı. Hindistan'da zaten başıboş köpekler, bir hayvan olarak değil kutsal bir ruh olarak kabul ediliyor. Bir sokak hayvanı değil.
EVCİL HAYVAN EVDE YAŞAR
Biyolojide evcil hayvanlar vardır. Bir de vahşi hayvanlar vardır. Vahşi hayvan kendi doğasında yaşar. Evcil hayvanın sorumlusu insanıdır. Evcil hayvanlar evde yaşar. Barınakta, ahırda, ağılda, kümeste, bahçede yaşatılır. Sokak hayvanı diye bir tür de yoktur. Dünyada sadece Türkiye'de sokak hayvanı, sokak canı diye bir terminoloji oluştu.
EVCİL HAYVAN SOKAKTA YAŞAYAMAZ!
Köpeklerin, evcil hayvanların doğal yaşam alanı yoktur. Evcil hayvanlar, sahibinin ona sağladığı alanda yaşar. Vahşi hayvanların doğal yaşam alanı vardır. Evcil hayvanlar sahibine muhtaçtır. Zira evcilleşmiştir. Sokak onun alanı değildir. İnsan ona bir uygun barınak alanı ya da yaşam alanı sunar.
Orada yaşar. Şimdi belediyeler eliyle bu yapılacak. Sokakta bir köpeğin rahat bir şekilde yaşaması mümkün değildir. Köpek sokakta her şeye reaksiyon veriyor.
Hayvan sokakta rahat uyuyamıyor bile. Sokakta gelişigüzel dağıtılan her türlü yem, farelerini domuzların sokaklara gelmesine sebebiyet veriyor. Daha çok üremelerine de neden oluyor."
GELİŞMİŞ ÜLKELERDE PRENSİP BELLİ
Sabah'tan Harun Sekmen'in haberine göre Sabuncuoğlu, "Gelişmiş ülkelerde prensip bellidir. En fazla iki hafta ilana çıkılır. Sahip çıkılmazsa uyutulur. Devletimiz, sahiplenme olmazsa bakım garantisi verilerek belediyeler tarafından oluşturulacak bakım evlerinde sağlıklı olanların bakımı yapılacak. Sağlıksız olan hiçbir evcil hayvan barınağa alınmaz. Diğer hayvanlar açısında da risktir. İnsan sağlığı açısından da risktir." dedi.