Kimsenin etraftan söylenen kara propagandalara, kötü haberlere hiçbir şekilde itibar etmemesi gerektiğini ifade eden Çelik, şöyle konuştu:
"Her gün o kadar çok kötü haber çıkıyor 'Türkiye'nin başına şu gelecek, Türkiye böyle olacak' diye. Geleceğimiz aydınlıktır, önümüz açıktır. Son derece güçlü bir devletimiz var. Bugüne kadar çeşitli tecrübelerden geçerek buraya kadar gelmiş güçlü bir toplum yapısına sahibiz. Bütün hatalar, eksikler zaten hayatın doğal süreçleri içerisinde ortaya çıkar, bütün bunları bertaraf ederek güçsüz yanlarımızı daha güçlendirerek, güçlü yanlarımızı daha pekiştirerek geleceğe yürüyebilecek her türlü kabiliyete ve kapasiteye sahibiz."
Türkiye'de Türk, Kürt, Alevi Sünni hiç kimsenin ikinci sınıf olmadığını, herkesin ev sahibi olduğunu belirten Çelik, "Demokrasimize, cumhuriyetimize sahip çıkacağız ve önümüze bu şekilde bakacağız. Geleceği bu şekilde kucaklayacağız." dedi.
"BUNUN HERHANGİ ŞEKİLDE İSRAİL'İN SAVUNULMASIYLA İLGİSİ YOK"
Ömer Çelik, programın ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
İsrail'in Lübnan'a gerçekleştirdiği saldırılara ilişkin Çelik, Lübnan'da pek çok kişiye çağrı cihazları üzerinden saldırı gerçekleştirildiğini, 2800 kişinin yaralandığını, 8 kişinin de hayatını kaybettiğini söyledi.
"Bu tablo bile İsrail'in saldırılarının, bu katliam şebekesinin cinayet işlemekte hiçbir sınırının olmadığını gösteriyor" diyen Çelik, şöyle devam etti:
"Tabii bunu herkes tartışacaktır. Bu çağrı cihazları herhangi şekilde hacklenerek nasıl böyle bir patlayıcıya dönüşmüş? Şimdiden sorgulanıyor. Ellerimizdeki telefonlar, elektronik cihazlar bu açıdan ne kadar güvenlidir? Bunlar nasıl hacklenebiliyor ve insanların yaralanmasına yol açacak şekilde, bomba tesiri yapacak şekilde sonuç ortaya çıkıyor? Bu genişlemesine tartışılacaktır. Bunun bir diğer tarafı da olay olur olmaz Lübnan'da hemen acil durum ilan edildi. Bütün hastaneler göreve çağrıldı. Netanyahu hükümeti uluslararası hukukun önünden kaçmak için ve üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmak için savaşı genişletmek üzere bir tutum içerisinde. Savaşın Lübnan'dan İran'a kadar geniş bir alana yayılmasını istiyor. Bunun herhangi şekilde İsrail'in savunulmasıyla ilgisi yok tamamen Netanyahu katliam şebekesinin siyasi hesaplarıyla ilgisi var."
Hamas'ın barışı onaylama konusunda olumlu tutum sergilediğini, bu tutumun Netanyahu ekibi üzerinde baskı oluşturduğunu belirten Çelik, bunun artık uluslararası bir baskıya dönüşmeye başladığında Netanyahu şebekesinin bir yere saldırarak bu uluslararası baskıyı üzerinden kaldırmaya çalıştığını dile getirdi.
Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in AK Parti iktidarı döneminde vatandaşın yaşam tarzlarına müdahale edildiğine yönelik sözlerine ilişkin soruyu, "Özgür Bey'in 'AK Parti döneminde insanların yaşamlarına müdahale edildi' sözü bana AK Parti'ye açılmış uyduruk kapatma davasındaki sözleri hatırlattı. Bizim hayat tarzları konusunda Türkiye'nin hem siyaset hem toplumsal hayat üzerindeki vesayeti nasıl kaldırdığımızı, bu konuda bütün hayat tarzlarının gerçek anlamda meşru haklarını koruma konusunda nasıl mücadele ettiğimizi ve bedel ödediğimizi herkes bilir." şeklinde yanıtladı.
Bir süre tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Dilruba Kayserilioğlu'nun "Üzerine alınan kimseden özür dilemiyorum" sözlerinin sorulması üzerine Çelik, "CHP Genel Başkanı Özgür Bey kendisini yanına oturtmuştu. Daha sonra 'Benim onu yanıma oturtmam, onun sözlerini desteklediğim anlamına gelmiyor. Onun sözleri adına toplumdan ben özür diliyorum.' dedi. Bu tür açıklamaların neticesinde, bu tip açıklamaları yapanların niyetlerini görmek bakımından onları yanlarına oturtanlar, onore edenler, destekleyenler düşünsün bu konuyu. Bizim meselemiz değil." ifadelerini kullandı.