İsrail, Lübnan'da haftalardır devam eden hava saldırılarının ardından kara saldırılarına geçerken İran'dan İsrail'e füzeler ateşlendi.
Orta Doğu'da gerilim yükselirken, İsrail, Suriye'nin Lazkiye iline bağlı Ceble ilçesinde birden fazla saldırı gerçekleştirdi.
Adeta ateş hattındaki bölgede bulunan Türk vatandaşlarının durumu da devlet yetkilileri tarafından ele alındı.
Lübnan'daki vatandaşlarının tahliyesine yönelik gerekli hazırlıkların tamamlandığı öğrenildi.
İsrail uçaklarının Beyrut'u bombaladığı anlar.
HAVADAN VE DENİZDEN TAHLİYE
Havadan tahliye için Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Koca Yusuf adıyla anılan A400M ve C130 uçakları; denizden tahliye için iki çıkarma gemisi Mersin Limanı'nda talimat bekliyor.
Lübnan'dan tahliye hazırlıklarına Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın İsrail tarafından hedef alınmasından önce başlandığı bilgisine ulaşıldı.
Daha önce Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları olası bir tahliye harekatı kapsamında ön planlama ve hazırlıkların yapıldığı bilgisini paylaşmıştı.
Edinilen bilgilere göre, Türkiye havadan ve denizden tahliye planlarını hazırladı.
Türkiye'ye ait çıkarma gemisi (Defance Turkey Magazine)
EMİR BEKLENİYOR
Bu çerçeve de havadan tahliye için Koca Yusuf olarak bilinen A400M uçakları ile C130 Herkül olarak anılan tahliye uçakları görev emri bekliyor. Denizden tahliye için de Mersin'de iki LST gemisi (çıkarma gemileri) hazır bekletiliyor.
Tahliyenin denizden yapılması ve gerekli görülmesi halinde bu gemilere savaş gemilerinin de refakat etmesi planlanıyor. Çıkarma gemileriyle bir seferde yaklaşık 2 bin-2 bin 500 kişinin tahliye edilmesi mümkün.
Bu gemiler 6 Şubat depremlerinden sonra Hatay'a intikal ettirilerek hızla hastaneye çevrilmişti. Denizden tahliyelerde Beyrut Limanı ile bu limanın kuzeyindeki Trablusşam limanının kullanılacağı kaydediliyor.
A400M (AA)
Milliyet'in haberine göre; Lübnan'da 13 bin civarında resmi kayıtlı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu ancak kaydı bulunmayanlarla birlikte bu rakamın 27 bin civarında olduğunu düşünülüyor.
Lübnan'da yaşayan vatandaşların bir kısmının orada on yıllardır yerleşik olan Arap asıllı Türkiye vatandaşları olduğunu kaydeden kaynaklar, tahliye operasyonunun büyüklüğünün, Lübnan'dan ayrılmak isteyenlerin sayısına bağlı olacağını vurguladılar.
Dışişleri Bakanlığı, 20'ye yakın ülke ile de tahliye konusunda birlikte hazırlık yürütüldüğünü açıklamıştı. Bu ülkelerin bir kısmının Lübnan'da çok sayıda vatandaşı olan ve kendi imkânları ile tahliyeleri deniz ya da havayoluyla gerçekleştirmek isteyen ülkeler olduğu öğrenildi.
C130 (AA)
Bu ülkelerin liman ya da hava sahası kullanım talepleri olduğu ve bu konuda iş birliği yapıldığı belirtilirken, ülkede az sayıda vatandaşı olan ve Türkiye'den onların da tahliyesinin sağlanmasını isteyen ülkeler bulunduğu kaydediliyor.
TÜRKİYE TAHLİYE KONUSUNDA OLDUKÇA BAŞARILI
Bundan önce yürüttüğü birçok tahliye operasyonundaki başarısı nedeniyle başka ülkelerden de talep aldı. En son geçen yıl haziran ayında Sudan'da çıkan çatışmalardan sonra kapsamlı bir tahliye operasyonu gerçekleştirildi.
Sudan'dan ayrılmak isteyen 1961'i Türk vatandaşı, toplam 2382 kişi tahliye edildi. En başarılı tahliye operasyonlarından bir diğeri 2011 yılında Libya'dan yapılan operasyon oldu. İç savaşın başlamasının ardından 15 bini Türk vatandaşı olmak üzere toplam 25 bin civarında kişi hava ve deniz yoluyla tahliye edildi. 24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı sebebiyle, bu tarihten 16 Ağustos 2022'ye kadar 18 binden fazla kişi tahliye edildi.
Koca Yusuf olarak bilinen A400M (AA)
Libya, Afganistan ve pandemi döneminde Çin'den gerçekleştirilen tahliyelerde, geniş coğrafyalarda birbirinden kilometrelerce uzaktaki vatandaşları için yerel bağlantılarını ve organizasyon kapasitesini kullanan Türkiye, operasyonları başarı ile tamamladı. Türk bayraklı gemiler için en yüksek güvenlik seviyesi Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 30 Eylül itibarıyla, Lübnan limanları ve bu limanların açıklarında seyir yapan Türk bayraklı gemilerin Uluslararası Gemi ve Liman Tesisleri Güvenlik Kodu (ISPS) seviyesini en yüksek seviye olan 3'e yükselttiklerini bildirdi.
Bu kapsamda gemi kaptanının, gemideki sınırlandırılmış alanlarla ilgili güvenlik önlemlerini arttırabileceğini dile getiren Bakan Uraloğlu, "Gemide güvenlik olayına veya varsayılan güvenlik tehdidine yakın olan, erişimin yasaklandığı ek sınırlı alanlar belirlenebilecek, sınırlı alanların aranması sağlanabilecek ve tüm gemiye erişim sınırlandırılabilecektir" ifadelerini kullandı.
