Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki adaylık kavasında sular durulmuyor.
Geçtiğimiz günlerde Halk TV programcısı İsmail Küçükkaya "2 yerden teyit ettirdim" diyerek Ekrem İmamoğlu'nun 'ahmak' davasını bahane ederek adaylığını açıklayacağını iddia etti.
"Ahmak" oyununu gören Mansur Yavaş ise İmamoğlu'na "Her akşam CHP'nin adayı kim olacak tartışmalarını doğru bulmuyorum. Bu konu benim açımdan şu anda kapandı. Konuşulacağı gün gelene kadar sadece Ankara halkın hizmet etmeye odaklanacağız" diyerek mesaj verdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise duruma müdahale ederek "İç tartışma çıkaran ihanet etme noktasındadır" diyerek Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı frenlemek istedi.
Kemal Kılıçdaroğlu döneminde TBMM Genel Kurulu'nda Başkan Erdoğan'ı ayakta karşılamayan CHP'lilerin Erdoğan'ı ayakta karşılaması ise CHP'deki iç çatışmayı alevlendirdi.
ÖZEL HAYATI HEDEF ALINDI
Özel, ve ekibi parti içi seslere rağmen geri adım atmasa da çeşitli medya kuruluşları CHP genel başkanının özel hayatı hedef alındı.
Çeşitli haber sitelerinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay ile yasak aşk yaşadığı iddiaları ortaya atıldı.
SAHTE DİPLOMA GÜNDEMDEN DÜŞTÜ
Bu noktada Ekrem İmamoğlu'nun sessizliğe bürünmesi oldukça dikkat çekti. Özgür Özel'e yönelik yapılan operasyon ile Ekrem İmamoğlu'nun "sahte diploma" tartışması da gündemden düştü.
Ekrem İmamoğlu, Girne Amerikan Üniversitesi İşletme Bölümü'nden, İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü'ne 1990 yılında nasıl yatay geçiş yaptığı ise akıllarda soru işareti ile kalmaya devam etti.
Ekrem İmamoğlu geçiş sürecini, "Ben 90 yılında bu okula geçiş yaptım. Ben bu okula geçiş yapıldığını 89 yılında öğrendim. 90'da başvuranda, burada 3-4 yılında böyle geçişler yapıldı. Sonra kapatıldı" diye anlatarak, 20 ek ders aldığını söyledi.
Denkliğinin ne zaman yapıldığı? Ortalamasının kaç olduğu gibi sorulara ise yanıt vermedi.
İmamoğlu'nun yatay geçiş tartışmalarının yaşandığı sırada mezun olduğu fakülteyi ziyaret edip, yatay geçiş konusuna değinmesi bir telaşın içinde olduğunun net bir karışması olarak yansıdı.
CHP'LİLER PEŞİNİ BIRAKMAYA NİYETLİ DEĞİLLER
Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, konuyu bugünkü köşesine taşıdı.
Övür, söz konusu yazısında sahte diploma tartışmasının Özgür Özel'in özel hayatıyla ilgili kirli operasyonla gündemden düştüğüne işaret etse de CHP'lilerin bu işin peşini bırakmaya niyetli olmadığını yazdı.
"ORTADA SAHTEKARLIK VAR"
Övür, babadan CHP'li aynı zamanda da "Profesör" ünvanlı bir CHP'linin kendisine "Bu kabul edilemez, en önem verdiğimiz şey karşımıza çıkıyor. Ortada açık bir sahtekarlık var. Bence o diploma geri alınır. YÖK hemen açıklama yapmalı" dediğini ifade etti.
İmamoğlu'nun tartışılan diploma meselesini iktidar mensupları ya da iktidara yakın medya değil, ulusalcı kesimin önde gelen isimlerinden Erdem Atay'ın gündeme taşıdığına vurgu yapan Övür, İmamoğlu ve ekibinin ısrarla ellerindeki diplomayı ya da mezuniyet belgesini göstererek, asıl soruya yanıt vermediğini ifade etti.
KURNAZ BİR OYUN OYNANIYOR
Hürriyet Gazetesi'nden Abdülkadir Selvi de bu duruma köşesinde ele alarak,oynanan kurnaz oyuna dikkat çekti.
Selvi, "Ekrem İmamoğlu'nun diploması var deniliyor. Buna kimsenin itirazı yok. Evet, Ekrem İmamoğlu'nun diploması var. Üstüne üstlük bir de yüksek lisans yapmış. Bu da doğru. Sorun, Ekrem İmamoğlu'nun Girne Amerikan Üniversitesi'nden İstanbul Üniversitesi'ne yatay geçişiyle ilgili." şeklinde bir ifade kullandı.
T24'ün daha önce yayımladığı haberde bu kurnazlığı gözler önüne serdi.
T24, "İmamoğlu' 'sahte diploma' iddialarına son noktayı koydu: Mezuniyet belgesi paylaşıldı" şeklinde bir haber yayımlamıştı.
Ancak sorun diploma veya mezuniyet belgesi değildi, diplomanın alınmasını sağlayan KKTC'deki bir üniversiteden İstanbul Üniversitesine geçiş hakkı olmamasına rağmen bunun gerçekleşmesiydi.
O DÖNEM KKTC'DE OKUYAN ÖĞRENDİLER NE DİYOR?
Böyle bir hakkın olmadığını o yıllarda KKTC'de okuyan öğrenciler de söylüyor. Onlardan biri de yine Girne Amerikan Üniversitesi'nde okuyan gazeteci Murat Selamoğlu. O tarihlerde Bilkent'e geçmek istediği halde geçemeyen Selamoğlu şu ifadeleri kullanmıştı:
"1990'lı yıllarda GAÜ'nün adı University College of Northern Cyprus'dı. Okula sınavla falan girilmezdi, Türkiye'de üniversite sınavına girip barajı geçen herkes 2200 sterlin ödeyince kayıt oluyordu. Lise diploması yeterliydi. Okulda zaten 80 kişi falan vardı. YÖK denkliği de yoktu."
Bu gerçeği o dönem üniversitenin Yöneticiler Kurulu Başkan Yardımcısı olan Asım Vehbi'nin doğruladığı de öğrenildi.
Konuyla ilgili YÖK'ün bir açıklama yapması bekleniyor.