Başkan Recep Tayyip Erdoğan, DEM Parti ile ilgili kendisine yöneltilen soruya dikkat çeken bir yanıt verdi.
AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nın ardından basın mensuplarıyla ayaküstü sohbet eden Başkan Erdoğan, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
BAŞKAN ERDOĞAN'A DEM SORUSU
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin DEM Parti ile tokalaşması hatırlatılırken Başkan Erdoğan'a basın mensupları tarafından "Her türlü işbirliğine açık olduğunuzu söylediniz. DEM'liler 'Somut adım yok' diyor. Adım gelir mi?" sorusu yöneltildi.
RÜYA AKKUŞ'U İŞARET ETTİ
Başkan Erdoğan, soruyu A Haber Muhabiri Rüya Akkuş'a yönlendirerek, "Rüya, ne diyorsun?" dedi.
Akkuş'un cevabı ise "Somut adım beklemeden siyasette ılımlı iklimi sürdürelim" şeklinde oldu.
"RÜYA CEVABI VERDİ"
Bunun üzerine Erdoğan, "Cevabı verdi." diyerek Akkuş'un sözlerini destekledi.
Aynı sorunun tekrar yöneltmesi üzerine Başkan Erdoğan, "Rüya cevabı verdi" diyerek aynı yanıtı yineledi.
"BİR ELİNDE SİLAH TUTARAK SİYASET YAPILMAZ"
Öte yandan Başkan Erdoğan TBMM'de yaptığı konuşmada, yeni yasama yılında siyasette farklı bir üslup ve söylem görmeyi istediklerine dikkati çekti. Erdoğan, "Bir elinde silah tutarak siyaset yapılmaz" diyerek önemli bir de uyarıda bulundu.
Erdoğan şunları söyledi:
"Dün, 6-8 Ekim olaylarının 10'uncu yıl dönümüydü. Kobani bahanesiyle kışkırtılan bu menfur olaylarda 2 emniyet görevlimiz şehit oldu, 35 kişi hayatını kaybetti, 435'i sivil, 326'sı güvenlik görevlisi 761 insanımız da yaralandı. Bugün malum çevreler tarafından hala demokratik bir eylem gibi lanse edilen olaylar sonucunda çok sayıda ev, iş yeri, okul, Kur'an kursu, kütüphane, kültür merkezi, müze ve yurt binası zarar gördü. Bilhassa ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtırken katledilen 16 yaşındaki Yasin Börü ve arkadaşlarına yapılan canilikleri, değil üzerinden 10 yıl, yüzyıl geçse bile unutmayız. Şunu da biliyoruz; ciğer paresini kaybetmiş bir annenin yürek yangınını ancak adaletin tecellisi söndürebilir. 6-8 Ekim olaylarında rolü olanlar bağımsız Türk mahkemeleri önünde, işledikleri suçların hesabını vermiş, hak ettikleri cezalara çarptırılmıştır."
Daha sonra Suriye'de yaşananların ve mahkeme sürecinin 6-8 Ekim olaylarının nasıl bir tertip olduğunu ortaya çıkardığını vurgulayan Erdoğan, "Fakat, o dönem emperyalistlerin bölgesel planlarına alet olanlar bu olaylarla yüzleşme cesaretini halen gösteremedi. Keza 6-8 Ekim olaylarına sırf oy uğruna şaşı bakan devrin CHP yönetimi de bundan dolayı henüz nedamet getirmedi. Lafa her başladıklarında 'Biz Türkiye partisiyiz' diyenlerin her fırsatta Türkiyelileştirme iddiasında bulunanların, ülkemizi uçurumun kenarına kadar getiren bu travmayla mutlaka hesaplaşması gerektiğine inanıyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, demokratik siyasette şiddete ve teröre asla yer olmadığını herkesin anlaması gerektiğinin altını çizdi.
-"CUMHUR İTTİFAKI OLARAK ÜLKEMİZİN MESELELERİNİ EN GENİŞ MUTABAKATLA ÇÖZMEYİ ARZU VE TEMENNİ EDİYORUZ"
"Bir elinde silah tutarak siyaset yapılmaz" diyen Erdoğan, şiddetin hak arama yolu olarak görülmesiyle de siyaset yapılamayacağını belirterek, "Türkiye Yüzyılı'nda, şiddetle arasına mesafe koyan anlayışa elbette yer vardır ama sırtını dağa yaslayan terör siyasetine asla ve asla yer yoktur. Tekrar ediyorum; Kobani olaylarının hukuki açıdan hesabı sorulmuştur. 10 yılık gecikmeyle bile olsa, 6-8 Ekim olaylarına dair samimi bir muhasebenin yapılmasını da önemsiyoruz. Böyle bir tavrın sergilenmesinin siyasette inşa etmeye çalıştığımız yumuşama iklimine katkı sunacağı açıktır." şeklinde konuştu.
Erdoğan, yeni yasama yılında siyasette farklı bir üslup ve söylem görmeyi istediklerine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bölgemizin de içinde bulunduğu atmosferi düşünerek, daha fazla konuşmaya, daha fazla uzlaşıya, diyalog zeminini daha fazla genişletmeye ihtiyacımız olduğu kanaatindeyiz. Milletin faydasına olacak hiçbir konuda diyalogdan kaçınmayız. Cumhur İttifakı olarak yeni dönemde ülkemizin meselelerini mümkün olan en geniş mutabakatla çözmeyi arzu ve temenni ediyoruz. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin gerek Meclis'in ilk günü, gerekse dün yaptığı açıklamaları takdirle karşılıyor, Türk demokrasisi ve 85 milyonun kardeşliği adına çok kıymetli buluyoruz. Cumhur İttifakı'nın uzattığı elin değerinin muhatapları tarafından da layıkıyla anlaşılmasını ümit ediyoruz. Beklentimiz, hiçbir ayrım yapmadan Meclis'teki tüm siyasi partilerin de bu anlayış içinde hareket etmeleridir."