Köfteci Yusuf'un "domuz eti" yüzsüzlüğü: Bizim özür dilememizi bekledi! Sosyal medyada kime ne teklif edildi?

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın ifşa ettiği taklit ve tağşiş listesine domuz eti skandalıyla giren Köfteci Yusuf'un açıklamaları tartışılmaya devam ediyor. Şirket sahibi Yusuf Akkaş'ın 35 dakikalık açıklamasında sorulara net yanıt vermemesi ve açık şekilde "domuz eti yoktur" demekten kaçınması dikkat çekerken, sosyal medyada yükselen "olumlu" yorumlar akıllarda soru işareti bıraktı. İddialara göre, para ile yürütülen bu algı yönetimi, halkın sağlığını tehdit eden ciddi bir konunun üzerini örtüyor. Konuyu köşesine taşıyan Sabah Yazarı Hülya Güler kritik verileri paylaşarak, "Ne diyeyim yiyebilene afiyet olsun" ifadelerini kullandı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :19 Ekim 2024 , 11:43 Güncelleme Tarihi :19 Ekim 2024 , 12:00
Köfteci Yusuf’un domuz eti yüzsüzlüğü: Bizim özür dilememizi bekledi! Sosyal medyada kime ne teklif edildi?

İÇİNDEKİLER

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın, gıdalarda hile yapan ve vatandaşın sağlığına zarar veren markaları açıkladığı taklit ve tağşiş listesi, Türkiye genelinde büyük yankı uyandırdı.

KÖFTECİ YUSUF'TA DOMUZ ETİ SKANDALI
Listenin en dikkat çeken markalarından biri olan Köfteci Yusuf'un bazı ürünlerinde domuz eti kullandığı bakanlığın listesiyle ortaya çıktı.

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın Köfteci Yusuf'un domuz eti kullandığına ilişkin paylaşımı (Takvim.com.tr)Tarım ve Orman Bakanlığı'nın Köfteci Yusuf'un domuz eti kullandığına ilişkin paylaşımı (Takvim.com.tr)

Ünlü restoran zincirinin sahibi Yusuf Akkaş, iddialara uzun bir sessizlikten sonra bir video ile yanıt verdi.

YUSUF AKKAŞ'TAN İTİRAZ: HERKESİ SUÇLADI
Akkaş, kendisinin masum olduğunu öne sürdüğü videoda, domuz eti kullanımına dair açık bir ret ifadesi kullanmaktan kaçındı. Özellikle "Ürünlerimizde domuz eti yoktur" gibi net bir cümle kurmaması, dikkat çekti.

35 dakikalık videoda birçok farklı konuyu ele alan Akkaş, test sonuçlarının doğruluğunu sorgulamak yerine sorumluluğu çeşitli taraflara yükledi. Et tedarikçileri, süpermarketler ve hatta devlet kurumları suçlanırken, şirketin herhangi bir yanlış yapmadığını savundu.

Köfteci Yusuf kendisini savunan bir video paylaştı (Takvim.com.tr / Ekran görüntüsü)Köfteci Yusuf kendisini savunan bir video paylaştı (Takvim.com.tr / Ekran görüntüsü)

Ancak bu açıklama şüpheleri bitirmekten çok kafaları karıştırdı. Sosyal medyada Köfteci Yusuf lehine yapılan yorumlarda bir artış gözlendi. Ancak bu yorumların arka planında bir algı yönetimi olduğu iddiaları gündeme geldi. Bazı çevreler, Akkaş'ın sosyal medya platformlarında olumlu yorumlar yapılması için maddi destek sağladığını ileri sürdü.

Yusuf Akkaş (Takvim.com.tr / Ekran görüntüsü)Yusuf Akkaş (Takvim.com.tr / Ekran görüntüsü)

HÜLYA GÜLER SOSYAL MEDYA VERİLERİNİ PAYLAŞTI
Sabah yazarı Hülya Güler, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede bu duruma dikkat çekerek önemli veriler ortaya koydu.

Güler, sosyal medya üzerinde yapılan analizlerde, 07-14 Ekim tarihleri arasında Köfteci Yusuf'a yönelik algının nasıl değiştiğini gözler önüne serdi. 07-10 Ekim tarihlerinde negatif algı %66 seviyesindeyken, Akkaş'ın videosu sonrası bu oranın %22'ye gerilediğini ve pozitif algının %60'a çıktığını belirtti.

Hülya Güler, yazısında Akkaş'ın özür dilememesini ve sorulara net cevap vermemesini eleştirerek, videoda herhangi bir pişmanlık belirtisinin olmadığına dikkat çekti.

Güler Sabah'taki köşe yazısında şu ifadeleri kaleme aldı:

"Geçen gün Köfteci Yusuf olayı ile ilgili elime dijital mecraları inceleyen bir algı analizi geçti. Analizi (bugünlerin moda tabiriyle) bir 'dijital ajans' yapmış. Piyasanın yakından tanıdığı bu ajans, 07-14 Ekim tarihleri arasında X, Facebook, Instagram, Pinterest, Reddit, haber siteleri, forumlar ve video içerik mecralarında konuyla ilgili konuşmaları incelemiş. Rapordaki içerikler iki bölümde ele alınmış, Köfteci Yusuf'un sahibi Yusuf Akkaş'ın videolu açıklamasından önceki ve sonraki konuşmalar diye. Sonuç; Köfteci Yusuf'un açıklamasından önce yani 07-10 Ekim arasında şirkete yönelik pozitif algı yüzde 16 ve negatif algı yüzde 66 iken, videolu açıklama sonrasında yani 10-14 Ekim tarihleri arasında negatif algı yüzde 22'ye düşmüş ve pozitif algı da yüzde 60'a çıkmış.

Aslında bu konuya girmeyi hiç düşünmüyordum. Köfteci Yusuf'un videolu açıklamasını da izlememiştim. Madem açıklama sonrası algı pozitife dönmüş, özür filan diledi herhalde diye düşünüp bir bakayım dedim. Ve Yusuf Akkaş'ın 35 dakikalık videosunu izledim. Tam bu noktada önce şunun altını çizeyim, bu yazı Köfteci Yusuf haklıdır/haksızdır, mafya bu markaya çökmek istemektedir veya konu siyasidir filan gibi tartışmalarla ilgili bir yazı değil. Bu, doğrunun içine yanlışlar karıştırılarak nasıl algı oluşturulduğuna, sosyal medyadaki paralı/parasız manipülasyona, iletişimin ve kullanılan dilin önemine dikkat çekmeye çalışan bir yazı. Videoyu izlemeden önce Yusuf Akkaş'ın özür dileyeceğine ilişkin bir beklentim vardı. Bir de herkesin aklındaki sorulara cevap bulacağımı düşünmüştüm:
Bakanlığın açıkladığı test sonuçları yanlış mı?
"Biz Türkiye'nin 6'da birinin etle ilgili tedarikçisiyiz"
diyen Yusuf Akkaş'ın bütün bu üretim sürecinde her anı bilmesi ve kontrol etmesi mümkün mü?
Bir anlık bir zafiyet sonucu kötü niyetli birilerinin operasyonuna kurban gitmiş ve bu işte yüzde bir milyon mağdur olsa bile Yusuf Akkaş'ın, en azından domuz eti yemeyi asla tercih etmeyecek müşterilerinden özür dilemesi gerekmez mi?

"NEREDEYSE ÜLKEDEKİ HERKES SUÇLU YUSUF'TA HATA YOK!"
İşte bu duygu ve düşüncelerle izlemeye başladığım videoda açık söyleyeyim; Yusuf Akkaş'ın bırakın özür dilemeyi sanki bizim kendisinden özür dilememizi beklediği sonucuna vardım. Büyük bir ustalıkla konunun etrafında dolaşıyor ama akıllardaki hiçbir soruya net bir cevap vermiyor. Yusuf Akkaş açıklamasına, 'nasıl selam vereceğimi bilemiyorum' diyerek başlıyor ve toplumsal kutuplaşmanın da ürünü olan farklı kesimlerin farklı selamlama ifadelerinin hepsini birden sayıyor. Memleketin sosyolojine bilimsel olarak ne kadar vakıf bilemiyorum ama psikolojik olarak herkese hitap edecek şekilde söze giriyor. Kendi müşteri kitlesi olduğunu düşündüğü kesime uygun; 'esnaf ağzı' da diyebileceğimiz bol şükürlü bir üslupla konuşuyor. Konuştukça açılıyor ve bir ara, bu açıklamayı iletişim profesyonellerinden destek almadan 'kendim olarak hazırladım' diyerek her şeyin doğal olduğu imasında bulunuyor. 35 dakikalık açıklamaya göre neredeyse ülkedeki herkes ama herkes suçlu. Et tedarikçileri, süper marketler, devlet, bakanlar, siyasi partiler, zabıtalar... Aklınıza kim gelirse suçlu ama 12 bin kişinin çalıştığı Köfteci Yusuf'ta tek bir yanlış kişi ya da tek bir hata olması mümkün değil(!)

Üst üste 'asla, asla' diye haykırarak ve bir kez bile 'domuz' kelimesini kullanmadan "Bizde herhangi bir yanlış olmaz" diyor. Yani 35 dakika konuşuyor ama meseleye açık ve net bir şekilde nokta koyacak; 'Bizim etlerimizde, köftelerimizde domuz eti yoktur' diye basit bir cümle kurmuyor. Çocukluğunun geçtiği göl kenarındaki sineklerden bile söz ediyor, eski açmış olduğu davalardan bahsediyor, seçim zamanı bir şubesinin açtığı bir siyasi parti pankartından, boykot markalarına kadar her şeyi anıyor, hatırlatıyor ama bir türlü 'Ürünlerimizde asla ve asla domuz eti yoktur, bakanlığın test sonuçları yanlıştır" demiyor.

SOSYAL MEDYANIN ETKİN İSİMLERİNE NE TEKLİF EDİLDİ
Ve bütün bunlara rağmen açıklama sonrası pozitif algı yükseliyor. Artık hepimizin sosyal medyada algının nasıl değiştirildiğine ilişkin fikirleri var. Bu olayda da yüksek meblağlar karşılığı olumlu paylaşımlar yapmaları için sosyal medyada etkin(!) isimlere nasıl gidildiğine, neler teklif edildiğine ilişkin kulağımıza her gün bir yığın laf geliyor
Ne diyeyim yiyebilene afiyet olsun, herkese hayırlı ve iyi günler!"