Yoğun bakım (Sabah)
Toplumlar, siyaset, medya soğukkanlılığını kaybedip kolektif deliliğe teslim olduğunda neler olduğunu da pandemiden biliyorsunuz işte.
Bugün gencecik yaşta kalp krizinden ölenlerin cenazesinde "Ay keşke o aşıları olmasaydık" diyen ünlü takımının, üretici ilaç firmalarının bile sonucundan mesul değiliz dediği mRNA aşılarının nasıl reklamı yaptıklarını hatırlamıyor musunuz?
Cem Yılmaz'ın, Tarkan'ın ne tıp bilgisi vardı ki ekranlarda aşı olmak vatandaşlık görevidir" diye tıbbı tavsiyede bulundular?
O günlerde yayınlara maskeyle çıkıp halkı korkutan medya maymunları, "Sakin olalım, korkuya kapılmayalım. Panikle hastanelere hücum eden hastalara uygulanan tedavi protokolleri ne kadar bilimsel" diye sorduğumuz için bizleri "vatan haini", "hekim düşmanı" ilan etmekle meşguldüler.
Yoğun bakım (Takvim.com.tr / Arşiv)
Şimdi bakıyorum, "kanaat önderleri" belledikleri bu takımın ipiyle kuyuya inip ortalığı velveleye verenler, pandemi döneminde özel hastanelerin yoğun bakımlarındaki yığılmaya dair şüphelerini dile getiriyorlar.
Geç kalmış olsa da yerinde bir sorgulama.
Öyle ya, yeni doğmuş bebekleri bile "Türk mü, Suriyeli mi" diye ayırıp ölüme gönderen yaratıklar, pandemi heyhulası toplumu sarmışken, o karambolde kim bilir neler yapmışlardır.
Yenidoğan Çetesi'ni ortaya çıkartan, üzerine giden iradenin, Türkiye'nin yüz akı sağlık sistemini istismar eden, sıkışmış insanları soyan kim varsa üzerine gideceğine inanıyoruz.