Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM'deki grup toplantısında ezber bozan açıklamalara imza attı. PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın Meclis'e gelip konuşması gerektiğini ve PKK'nın lağvedildiğini açıklamasını söyledi. Bahçeli, "Teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Türkiye'ye getirilirken her türlü hizmete hazırım diyen teröristbaşı buyursun terörün bittiğini ilan etsin. Bu çağrımı anlamayanlar, saptırmaya çalışanlar çoktur." dedi.
DEM PARTİ'DEN YANIT GELDİ
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları Oruç, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin İmralı çağrısına yanıt verdi. Oruç, "Çözümün yolu TBMM'dir. Biz inisiyatif almaya hazırız. Bir başlangıç olarak tecrit kaldırılsın" açıklaması yaptı.
"ÇÖZÜMÜN YOLU TBMM'DİR"
Öcalan'ın üzerindeki tecritin kaldırılması gerektiğini söyleyen Oruç, "Orta Doğu ve Türkiye'de barışın muhatabı İmralı'da ağır tecrit altında bulunan sayın Abdullah Öcalan'dır. Çözümün yolu TBMM'dir. Biz inisiyatif almaya hazırız. Bir başlangıç olarak tecrit kaldırılsın. Kimseye ayar veremezsiniz, barışı herkes konuşmalıdır. Konuşmayanlar da konuşanların önüne engel teşkil etmesin." dedi.
VAKİT KAYBEDİLMEDEN ADIM ATILSIN
Bahçeli'nin açıklamalarına yanıt veren Oruç, "MHP Genel Başkanı 'Tecrit kaldırılsın, konuşsun' dedi. Tecrit 44 aydır devam ediyor. Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için yıllardır mücadele ediyoruz. Bırakın tecrit kalksın sayın Öcalan fiziki olarak çıksın konuşsun. Ne diyeceğini hepimiz görelim dedik geçen hafta, bu hafta da yineliyoruz. Vakit kaybedilmeden adım atılsın. Bugünden sonra hangi bedel ödenmesi gerekiyorsa onurlu bir barış için üzerimize düşeni yapmaya söz veriyoruz. Bu ülkeye onurlu bir barış gelecek. Halaylar çekecek, horonlar tepeceğiz, o günler yakın." ifadelerini kullandı.
MYK OLAĞANÜSTÜ TOPLANDI
DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile ilgili yaptığı çağrının ardından olağanüstü toplandı.
DEM Parti MYK, bugün saat 15:00'te olağanüstü toplandı. MYK toplantısında; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, partisinin Meclis grup toplantısındaki açıklamaları değerlendirilecek.
"ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE ÖNEMLİ GELİŞMELER OLABİLİR"
DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, Bahçeli'nin Öcalan için çağrısına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Sakık, "Dialog ve müzakere önemlidir. Siyaset bunun için vardır. Bir kere konuşulmaya başlandıysa çözülmeyecek sorun yoktur." dedi.
T24'de konuşan Sakık, "Alevilere ait bir sözdür: İyilik iyidir. Bu topraklarda konuşmak iyidir. Bahçeli'nin sözlerinin altının doldurularak ret ve inkardan müzakere aşamasına gelindiğinin gösterilmesi gerekiyor" diye konuştu.
"Bu topraklarda konuşarak her türlü sorunumuzu çözebiliriz" diyen Sakık, "Bahçeli'nin Öcalan'a ilişkin sözlerine hiç şaşırmadım. Önümüzdeki günlerde daha önemli gelişmelerin olabilme ihtimalini yüksek görüyorum. Göreceğiz, bakacağız, bekleyeceğiz" ifadelerini kullandı.
CHP'Lİ ÖZEL DESTEK VERDİ GİZLİ MÜZAKERE YAPILDIĞINI İDDİA ETTİ
CHP lideri Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile ilgili söylediği sözlere ilişkin şöyle konuştu:
"Kimileri, bugünü, tarihin akışının değişeceği bir gün olarak da ifade ediyorlar. Onu tarih gösterecek, zaman gösterecek. Bugün Sayın Bahçeli'nin TBMM'de yaptığı konuşmayı takip ettik. Görülüyor ki kapalı kapılar ardında birtakım müzakereler yürütülüyor. Birtakım sözler alınıyor, sözler veriliyor. TBMM'nin yetkisinde olan bir af, Sayın Bahçeli'nin kendi ifadesiyle, bakarsan kendi iradesiyle, başka hiçbir şeye gerek olmadan 'Tecrit kaldırılsın. Abdullah Öcalan Meclis'e gelsin. Ona yan salonda bir kürsü verelim. Kendisinin konuştuğu kürsüdür aynı zamanda DEM Parti'nin grupta konuştuğu kürsü. Oraya gelsin. Örgüte silah bırakma çağrısı yapsın. Bütün sorunlar bitmiştir. Başka bir şeye gerek yoktur.' diyen bir dille karşı karşıyayız."
Bir daha şehit gelmeyecekse, bir daha kan akmayacaksa, Kürt'ün de Türk'ün de anasının gözünden akan yaşlar duracaksa, ülke bir ve beraber olacaksa, askere, Mehmetçiğe namlular doğrulmayacaksa, bunun için söylenen her sözün ve söyleyen her aktörün kıymetli olduğunu vurgulayan Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kim ne söz söylüyorsa, bütün geçmişte yaşadıklarımıza rağmen bu sözlere kıymet veriyoruz. CHP olarak diyoruz ki bu ülkede terörün bitmesine, annelerin gözünün yaşının silinmesine biz tam destek vereceğiz. Ancak bunu yapan kişiye, bugün kendine sanki bunu tek başına yapacakmış, o söyleyince olacakmış diye olmayan bir güç, kudret, önem atfeden kişiye şunu söylemek isterim; geçmişte, biz o parti ile sizinle kurduğumuz gibi ilişki kuruyoruz, sadece el sıkışıyoruz, size sorduğumuz soruyu onlara da soruyoruz, Meclis'te onlarla sohbet ediyoruz ya da seçimlerde adayımıza Kürt seçmenden destek alıyoruz diye bize yönelik ne sahte videolarınız ne etmediğiniz hakaret kaldı."
Vatandaşlara seslenen Özel, "Devlet Bahçeli'nin geldiği yer; geçmişte söylediği her lafın, ne kadar yalan, boş, haksız ve hakaret dolu olduğunu gördünüz. Ben sadece bunu hepinizin vicdanlarına havale ediyorum." ifadesini kullandı.
"TÜRKİYE'NİN ÇIKARLARINI ÖNCELEDİĞİ BİR MASADA KONUŞULUR"
Bahçeli'nin geçmişteki söylemlerini eleştiren Özel, "Devlet Bey zaten çok sık döner. O döndü diye onunla bir biz de dönüp doğru bildiğimizi söylemekten geri durmayacağız. Devlet Bey'in bugünkü açıklaması, apaçık olarak geçmişteki bir hatanın tekrarıdır. Çünkü yine Meclisi dışlamaktadır." diye konuştu.
Özgür Özel, kendilerinin bu konuda ne yapılacaksa Meclis'te yapılması gerektiği yönünde açıklamalarda bulunduklarını da anımsatarak, "Ne yapılacaksa, şeffaflıkla yapılacak. Kimseye, verilmeyecek bir hesap, tutulamayacak bir söz verilmeyecek. Samimiyetle yürütülecek. O günlerde bizi reddettiler, dışladılar. O gün dedik; Bu tür işlerde, toplumsal mutabakat olmadan, tam bir toplumsal mutabakat olmadan sonuç olmadı, olmuyor, olmayacak. Bu sefer, daha sonrası daha kötü başlayacak ve daha kötü üzüleceğiz. Bizi dinlemediler. Tek başlarına o zaman AK Parti bu süreci götürdü. En sonunda Meclisin olmadığı, dışlandığı sürecin sonunda yeniden felaketi yaşadık. Hendek olaylarını yaşadık." dedi.
Bahçeli'nin terör örgütü elebaşına yönelik sözlerine ilişkin Özel, "Bu iş, Meclis'e bir aktör çağırmakla çözülmez. Bu iş çözülecekse, bütün partilerin içinde olduğu, bu Meclisin içinde olduğu ve süreci yönettiği, Meclis'teki bütün partilerin oturdukları, öyle müzakere masalarında, dikdörtgen masalarda karşı karşıya değil, yuvarlak bir masanın etrafında kendi çıkarlarını değil 86 milyonun, Türkiye'nin çıkarlarını öncelediği bir masada konuşulur." ifadesini kullandı.
Özel, partisinin daha önce de "toplumsal mutabakat komisyonu" kurulması önerisinde bulunduğunu, milleti göz ardı edecek, birbirinden ayrıştıracak ve birbirine düşman edecek her hareketin karşısında dimdik durduklarını vurguladı.
"86 MİLYONU BARIŞTIRMAK İÇİN ATILACAK HER ADIMI ÖNEMSİYORUM"
CHP Genel Başkanı Özel, Filistin'de yakılan ateşin ve İsrail zulmünün coğrafyaya yayıldığına işaret ederek, bu terör ve soykırım karşısında Türkiye'nin alması gereken önlemler bulunduğunu, iç barışı ile dışarıya karşı her zaman birlikteliğini savunması gereken bir süreç içinde olduğunu söyledi.
"Kardeş ile kardeşin barışması için düşmana ihtiyaç yoktur." diyen Özel, "'Eski düşmanımı kardeş yaptım. Şimdi yeni düşmanlara ihtiyacım var' diyerek birilerini itmek, kakmak, ötekileştirmek, hapishanelerde bırakmak, çürütmek, unutmak, tartışmamak doğru bir mesele asla ve asla değildir." dedi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli'nin Kürt sorununa yönelik sözlerine değinen Özel, "Bir çağrıya bir cevap alınacağını umarak, Kürtlerin talep ettikleri barışçıl, demokratik, Anayasa'ya uygun ve eşit vatandaşlık talep eden meseleleri çözmeden, görmeden, konuşmadan 'Biz yaptık oldu' diyerek; bir kişiye özgürlük, ev hapsi teklif ederek Türkiye'nin bu büyük sorununu çözemezsiniz." ifadesini kullandı.
ÇÖZÜMÜN ADRESİ TBMM
Özgür Özel, bu konuda TBMM'nin odak noktada yer alması gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı:
"Bir kişiyi yeniden Cumhurbaşkanı yapmak, birisini Ada'dan villaya almak, bir başkasına bir başka avantaj sağlamak değil; 86 milyonu barıştırmak için atılacak her adımı önemsiyorum. Bana diyorlar ki 'Devlet Bey el yükseltti.' Ne yapalım? 'Sen de yükselt.' El yükseltiyorum Devlet Bey. Ben de Kürtlere bir devlet teklif ediyorum. Tam olarak kendilerini ait hissetmeyen bütün Kürtlere, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sahibi olmayı teklif ediyorum. Varsanız, hep beraber bunu yapalım. Gelin, bu ülkeyi, her Kürt'ün kendisini Manisalı Özgür Özel kadar, Rizeli Tayyip Erdoğan kadar, Osmaniyeli Devlet Bahçeli kadar, Edirneli, Antalyalı, Laz, Çerkez kadar eşit hissettiği, kendini öteki hissetmediği, tüm demokratik siyaset kanallarının hepsine açık tutulduğu, kimsenin bu Meclisin kürsüsünde söylediği sözden ötürü içerilerde tutulmadığı, üniversitelerde akademisyenlerin haklarının yenmediği, tüm demokratik hakların dünya standartlarında kullanılabildiği bir ülke yapalım. Tüm Kürtleri Türkiye Cumhuriyeti'nin sahibi yapalım. Hodri meydan. Demokrasi, kardeşlik teklif ediyoruz. Biz buradayız Devlet Bey. CHP burada. Aklı da ruhu da bedeni de TBMM'de."
Başkan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da partisinin genel merkezinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda Bahçeli'nin çağrısına ilişkin önemli mesajlar verdi.
İÇ CEPHEMİZİ KUVVETLENDİRMEYE ÇALIŞIYORUZ
"Bölgemiz son derece sancılı bir dönemden geçerken, bir asır önce olduğu gibi haritalar yeniden kanla çizilmek istenirken, İsrail'in Gazze'de yaktığı, şimdi de Lübnan'a taşıdığı yangın günbegün sınırlarımıza yaklaşırken iç cephemizi kuvvetlendirmeye çalışıyoruz." diyen Başkan Erdoğan, "Hiçbir ayrım yapmadan 85 milyona gelin, bir olalım, iri olalım, diri olalım, gür olalım diyoruz. Hacı Bektaş-ı Veli'nin "Sevgi, saygı üzerine kurulmuştur yapımız. Ta ezelden ebede açık durur kapımız" sözüne uygun şekilde karşılıklı saygı çerçevesinde müştereklerimizi artıralım. Türkiye ortak paydasında 85 milyon olarak bir araya gelelim, gelebilelim istiyoruz. Yıllardır meşrep, köken ve ideoloji üzerinden milletimizin arasına nefret tohumları saçanların şaibeli bir kurultay süreciyle de olsa bir köşeye atılması Türkiye'nin birlik ve dirliği noktasında değerli bir kazanımdır. Temennimiz yıllar yılı muhalefeti esir alan çirkin dilin sahipleriyle birlikte artık terk edilmesi, siyasette yeni ve temiz bir sayfanın açılmasıdır. Milletimizin siyasi aktörlerinden beklentisi de bu yöndedir." ifadelerini kullandı.
Terörün olmadığı bir Türkiye istediklerini belirten Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
"Coğrafyamızın içinden geçtiği tehlikeli konjonktür, siyasetçiler olarak hepimizi daha sorumlu ve ağırbaşlı davranmaya teşvik etmektedir. Eski Türkiye'nin kifayetsiz, muhteris siyasetçilerinin bu eklimi zehirlemesine, baltalamasına müsaade etmemeliyiz. Tekrar altını çizerek söylüyorum. Gerilim ve sokak siyaseti sadece buna tevessül edenlere değil, tüm ülkeye ve millete kaybettirecektir."
"Milli iradeyi temsil eden siyaset yapan, hiç kimsenin ülkemizin yükünü daha da ağırlaştırmaya hakkı olamaz. Türkiye'ye kaybettirecek bir denklemin veya şahsi hesabın içerisine girenleri bu millet asla affetmez. Bunun için iktidar muhalefet fark etmeksizin hepimizin ülkeye faydası dokunmayan tartışmalara, çekişmelere, kayıkçı kavgalarına prim vermemesi önemlidir. Doğru bulmadığımız hususları elbette eleştireceğiz. Bize güvenen insanların hak ve hukukunu elbette savunacağız. Partimize ve hükümetimize yönelik saldırıların elbette cevabını vereceğiz. Ama bunları yaparken dengeyi mutlaka koruyacak, oyuna gelmeyecek, vakarımızı ve soğukkanlılığımızı daima muhafaza edeceğiz.
Burada şunun bilinmesini isterim. Biz merhum Mehmet Akif'in o veciz ifadesiyle yumuşak başlı isek birilerinin zannettiği gibi uysal koyun da değiliz. Haksızlık, hukuksuzluk, küstahlık karşısında kesinlikle sessiz kalamayız. Mesela İstiklal Marşımızla sorunu olanlara ve demokrasimizin altını oyanlara eyvallah demeyiz. İster baro olsun, ister avukat olsun, ister siyasetçi, ister gazeteci kılıklı terörist seviciler olsun, şiddeti övenlere, şiddeti bir hak arama yolu olarak görenlere, yedeğine silahı, terörü alarak siyaset yapmaya kalkanlara müsamaha ile yaklaşamayız."
TARİHİ FIRSAT PENCERESİNİN KİŞİSEL HESAPLARA KURBAN EDİLMEMESİNİ ÜMİT EDİYORUZ
Türkiye'nin geleceğinde teröre ve terörün karanlık gölgesine yer olmadığını herkesin idrak etmesini bekliyoruz. Bu doğrultuda Cumhur İttifakı tarafından açılan tarihi fırsat penceresinin kişisel hesaplara kurban edilmemesini ümit ediyoruz. Siyaset kurumu, meclis, sivil toplum, basın, akademi ve topyekûn millet olarak hep beraber terörün ve şiddetin olmadığı bir Türkiye'yi inşa edelim istiyoruz.