Türkiye ile Suriye arasında normalleşme sürecine ilişkin adımlar hız kazanırken, Rusya'dan konuya dair önemli bir açıklama geldi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, her iki ülkeden de diyalog sürecinin yeniden başlatılmasına yönelik güçlü sinyaller aldıklarını belirterek, Rusya'nın bu süreci destekleyeceğini duyurdu.
BAŞKAN ERDOĞAN'IN ÇAĞRISI SONRASI HAREKETE GEÇİLDİ
Açıklamanın arka planında ise Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın BRICS zirvesi için gittiği Kazan ziyaretinden dönüşte (25 Ekim) uçakta yaptığı bir değerlendirme bulunuyor. Erdoğan, burada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e Türkiye ile Suriye arasında normalleşme sürecine dair çağrıda bulunmuştu.
Hürriyet'e konuşan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye-Suriye normalleşmesinden bölgede yaşanan gelişmelere ve BRICS'e kadar birçok meselede değerlendirmelerde bulundu.
Lavrov, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kazan'da Rusya Devlet Başkanı Putin ile yaptığı görüşmedeki başlıklardan biri olan Suriye ile normalleşme sürecini şu ifadelerle anlattı:
ORTA DOĞU İÇİN BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR
"Suriye -Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi, Suriye'de sürdürülebilir istikrar ve Orta Doğu bölgesinde güvenliğin güçlendirilmesi açısından büyük önem taşıyor.
Rusya, Şam ile Ankara arasındaki ihtilafları ortadan kaldırmak için tutarlı bir şekilde çaba sarf ediyor.
Astana Süreci'nin garantör ülkelerinin dışişleri bakanlarının 27 Eylül'de New York'ta yaptığı toplantıda Türk ve İranlı meslektaşlarımla bu konuyu ele aldık.
Geçen yıl Moskova'da, Rusya-İran-Suriye-Türkiye dörtlü formatı çerçevesinde dışişleri bakanlıkları, savunma bakanlıkları ve istihbarat servisleri düzeyinde bir dizi temas gerçekleştirildi. Suriyeli sığınmacıların geri dönüşü, terörle mücadele ve sınırların güvenliğinin sağlanması da dahil olmak üzere özellikle ilgi gerektiren konular belirlendi.
TÜRKİYE NE İSTİYOR SURİYE NE İSTİYOR?
Şam ve Ankara'nın pozisyonlarında ortaya çıkan görüş ayrılıkları müzakere sürecinin duraklamasına neden oldu. Suriye hükümeti, öncelikle Türk askeri birliklerinin Suriye Arap Cumhuriyeti topraklarından çekilmesi konusuna netlik kazandırılması gerektiğinde ısrar ediyor. Türkiye, prensip olarak Suriye'nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne olan bağlılığını teyit ediyor ancak birliklerin çekilmesi konusunu daha sonra ele almayı teklif ediyor.
Her iki başkentten de diyaloğun yeniden başlatılmasına ciddi ilgi duyulduğuna dair sinyaller geldiğinden, müzakere sürecinin hızla yeniden başlatılmasını aktif bir şekilde teşvik edeceğiz."
Lavrov, Orta Doğu'da yaşanan gelişmeler ve Ukrayna savaşı ile Türkiye'nin BRICS üyeliği, ABD başkanlık seçimleri, Sinop'ta planlanan nükleer santral gibi önemli başlıklara da değindi.
BAĞIMSIZ BİR FİLİSTİN DEVLETİ KURULMALI
İşgalci İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının ve bölgede artan şiddetin ardından, Lavrov çatışmaların kazananı olmayacağını vurguladı. Filistin meselesinde kalıcı bir çözüm için 1967 sınırları içinde bağımsız bir Filistin devletinin kurulması gerektiğini belirten Lavrov, Ortadoğu'daki şiddet sarmalının sona erdirilmesinin önemine dikkat çekti. Lavrov, İsrail'in Hamas, Hizbullah liderleri ve üst düzey İranlı askeri yetkililere yönelik saldırılarını kınadıklarını ifade ederek, bu tür eylemlerin BM Güvenlik Konseyi'nde değerlendirilmesi gerektiğini, ancak Batılı üyelerin direnci nedeniyle bunun gerçekleşmediğini belirtti.
"Durumu normalleştirmenin yolu, akan kanın durdurulmasından ve Filistin-İsrail çatışmasına uluslararası hukuk zemininde çözüm bulunmasından geçiyor," diyen Lavrov, bu kapsamda çözüm için 1967 sınırlarının esas alınmasını vurguladı.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI: TÜRKİYE BARIŞ İÇİN ÇABALADI BATI BALTALADI
Lavrov, Türkiye'nin Ukrayna savaşında müzakere platformu oluşturma çabalarını takdir ettiklerini belirtti. 2022'de İstanbul'da gerçekleştirilen müzakerelerin, Batılı ülkelerin müdahalesi ile sonuçsuz kaldığını iddia eden Lavrov şunları söyledi:
"Türkiye'nin Ukrayna krizinin çözümüne yönelik çabalarını takdir ediyoruz.
2022 ilkbaharında bizzat Türk tarafı, İstanbul'da Kiev'in temsilcileriyle istişareler için bir platform sağladı ve Tahıl Anlaşması'nın imzalanmasına katkıda bulundu.
İstanbul'daki müzakereler, Vladimir Zelenski'nin çatışmayı durdurabilecek ve ilgili tarafların çıkar dengesini sağlayabilecek anlaşmalara girmesini yasaklayan Anglo-Saksonlar tarafından "gömüldü."
RUSYA SİYASİ ÇÖZÜME AÇIK
Rusya siyasi çözüme açık. Lakin geçici bir ateşkesten değil, çatışmanın temel nedenlerini ortadan kaldırılarak sona erdirilmesinden bahsetmemiz gerekiyor. Bunlar arasında NATO'nun doğuya doğru genişlemesi, Rusya'nın hayati güvenlik çıkarlarına yönelik tehditler oluşturulması ve Kiev rejiminin Rusların ve Ukrayna'daki Rusça konuşan sakinlerin haklarının ihlal edilmesi yer alıyor.
Şu anda hasımlarımızın planlarında barış yer almıyor.
Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bu yılın haziran ayında ortaya koyduğu barış inisiyatifine Ukrayna'nın verdiği yanıt, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'nin Kursk Bölgesi'ni istila etmesi ve diğer sınır bölgelerindeki hedeflere hava saldırıları düzenlemesi oldu."
TÜRKİYE ARABULUCU OLUR MU?
Washington ve müttefikleri Kiev'e her türlü desteği veriyor ve Rusya topraklarının derinliklerine saldırmak için Batı yapımı uzun menzilli füzeleri kullanma olasılığını tartışıyorlar. Vladimir Zelenski, Moskova ile müzakereleri yasaklayan kararnamesini iptal etmedi. Böyle bir durumda Türkiye de dahil herhangi bir ülkenin arabuluculuk çabalarının başarıya ulaşması pek mümkün görünmüyor."
Hürriyet'ten Hande Fırat'ın aktardığına göre Türkiye ile Ukrayna'nın ticari ilişkilerine dikkat çeken Lavrov, "Türk silahları, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri tarafından Rus askeri personelini ve sivil vatandaşları öldürmek için kullanılıyor. Türk yönetiminin arabuluculuk hizmetleri sağlamaya hazır olduğuna ilişkin açıklamaları göz önüne alındığında, bu durumun şaşkınlık yaratmaması mümkün değildir." iddiasında bulundu.
TÜRKİYE'NİN BRICS ÜYELİĞİ VE EKONOMİK İŞBİRLİĞİ
BRICS zirvesine Türkiye'nin katılımı ile ilgili olarak Lavrov, bu ilgiyi memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. Lavrov, BRICS'in, bağımsız dış politika izleyen ve yaptırımlara katılmayan ülkelerle bağlarını güçlendirme hedefinde olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin BRICS üyeliği konusunda kararın oybirliği ile alınacağını söyledi.
"Türkiye'nin BRICS'in daha da geliştirilmesine önemli katkı sağlayacak güçte olduğundan eminim. Türkiye'nin birliğe katılımının parametrelerine ilişkin karar, oybirliği temelinde ve tüm BRICS ülkelerinin ve Türkiye'nin egemen tercihine saygı gösterilerek verilecek." dedi.
ABD BAŞKANLIK SEÇİMLERİ
ABD başkanlık seçimleri için ise Lavrov, Moskova'nın herhangi bir başkan adayını destekleme gibi bir niyeti olmadığını ve tutumlarının değişmeyeceğini söyledi. Trump döneminde uygulanan çok sayıda yaptırıma dikkat çeken Lavrov, mevcut başkanın Rusya'ya karşı tutumunun çatışma seviyesine kadar ilerlediğini söyledi.
Lavrov, "ABD'deki Rus düşmanlığı sarmalını sınıra kadar zorlayan mevcut başkanın yönetimi altında, ülkelerimiz doğrudan bir askeri çatışmanın eşiğinde bulunuyor. Amerikalılar birbirimizin çıkarlarına saygı ve karşılıklılık ilkesi temelinde dürüst bir anlaşma yapma niyetlerinin ciddiyetini ortaya koyarlarsa ve ortaya koyduklarında, biz kendi adımıza diyaloğa hazır olacağız." dedi.
AKKUYU NÜKLEER SANTRAL PROJESİ
Lavrov, Başkan Erdoğan'ın Sinop'ta nükleer santral kurulması için Rusya ile işbirliğine açık olduklarını belirtmesi üzerine, her iki tarafın kazanç sağlayacağı bir anlaşmaya varılabileceğini belirtti. Akkuyu NGS örneğinin, bu tür projelerdeki başarıyı gösterdiğini ekleyen Lavrov, Rus ekonomisinin ambargolara rağmen güçlenerek geliştiğini ifade etti.
Lavrov şunları söyledi:
"Rusya yaptırım baskısına uyum sağladı ve başarıyla gelişiyor. Satın alma gücü paritesine göre GSYİH açısından dünyada dördüncü, Avrupa'da ise birinci sıradayız. Rusya ekonomisinin bu yılki büyümesi yaklaşık yüzde 3.9 civarında olacak. Dünyanın en büyük ekonomileri arasında yüzde 2.4 ile en düşük işsizlik oranına sahibiz.
ABD, Rusya ile ticaret yapmaya ilgi duyan yabancı ortakların imkânlarını kısıtlamaya çalışıyor. Ne yazık ki Türkiye de bir istisna değil. Pratik işbirliğimizin perspektifleri, uzmanların yakın gelecekte karşılıklı olarak kabul edilebilir çözümler bulup bulamayacağına bağlıdır."