Türkiye çok kritik bir sürecin eşiğinde. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın "İç cephe" vurgusu ve "Kürt kardeşlerim bu eli tut siyonist aparatlarını aradan çıkar" çağrısıyla birlikte "Terörsüz Türkiye" inşası çalışmaları hız kazandı.
MHP lideri Devlet Bahçeli önce elebaşına "Çık PKK'yı lağvet" dedi sonra da "Kürtler başkadır terör örgütü başkadır. Kürt kardeşlerimizle aynı cephedeyiz. terörün kökünü kazıyabiliriz" ifadelerini kullandı.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE İÇİN MINTIKA TEMİZLİĞİ: UFUKTA HAREKAT VAR
Süreci müteakip "Terörsüz Türkiye" için mıntıka temizliği çalışmaları hız kazandı.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 10 Kasım'da "İnşallah önümüzdeki dönemde teröristler ile ülkemiz arasındaki bağlarını keseceğiz. 40 yıllık kuklaların terör oyununu bozacağız" diyerek harekatın işaret fişeğini attı. Erdoğan, Riyad ve Bakü dönüşü de "Her an sınır ötesi operasyonlarımıza başlayacak hazırlığımız mevcut. Sınırlarımızda hala teröristlerin tutunduğu alanlar bulunuyor ve burası bizim güvenliğimiz için risk oluşturuyor. Oraları tamamen temizlemeden ve terör bataklığını kurutmadan tam anlamıyla güvenliği sağlamak mümkün değil" dedi.
Milli Savunma Bakanlığı da "Ülkemizin ve hudutlarımızın güvenliği için uluslararası hukuk ve meşru müdafaa açısından harekat yapmak Türkiye'nin en doğal hakkıdır. Yeri ve zamanı gelince gereken yapılır" duyurusunu yaparak 'kararlılık' sinyali verdi.
ABD VE RUSYA İLE ARKA KAPI DİPLOMASİSİ
Bir yandan da bölgede askeri güçleri bulunan ABD ve Rusya ile arka kapı diplomasisi hız kazandı.
Her iki ülkede imzaladıkları mutabakatta yer alan "PKK/YPG/PYD buralarda asla olmayacak, sığınmacıların geri dönüşleriyle ilgili ortam yaratılacak" sözünü tutmayıp bölgede kendi çıkarları doğrultusunda adımlar attı.
ABD kontrolü altındaki bölgelerde PKK tüm unsularıyla palazlandırıldı, Suriye'nin petrol ve enerji kaynakları örgütün yönetimine bırakıldı. ABD'li yetkililer PKK/SDG unsurlarına Türkiye'ye karşı kullanmaları için mühimmat takviyesi yaptı. Bölgede ABD - PKK devriyeleri baş gösterdi.
Yine aynı mutabakata göre Münbiç ve Tel Rıfat'taki bütün PKK/YPG'li teröristlerin silahlarıyla birlikte Türkiye sınırından 30 kilometre derinliğin dışına çıkarılması öngörülüyordu. Ancak bahse konu bölgelerden Türkiye'ye yönelik birçok saldırı ve sızma girişimi oldu. Son olarak TUSAŞ'a düzenlenen kalleş saldırının kaynağı da PKK/YPG/SDG işgali altındaki Suriye toprakları olduğu ortaya çıktı.
Bölgede sözde seçimlerle meşrulaşma çabası ve 'teröristan' kurma faaliyetleri hız kesmeden sürüyor.
MEHMETÇİK VE MİT HAZIRLIKLARINI TAMAMLADI! KİM KİMLE İŞ BİRLİĞİ İÇİNDE HEPSİ BELİRLENDİ
Gelinen bu noktada bölgeyi terörden arındıracak, Türkiye'nin güney sınırlarını güvenli hale getirecek bir askeri harekat şart oldu.
Mehmetçik ve MİT hazırlıklarını tamamladı. Bölgede kim var, kim kimle iş birliği içinde, bütün kirli bağlantılar ve hedefler ile teröristlere müdahale yöntemleri detaylarıyla tek tek tespit edildi.
ERDOĞAN'DAN ESAD'A TARİHİ UYARI
Tam da bu noktada Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye Devlet Başkanı Esad'a yaptığı "Suriye-Türkiye arasındaki terör yapılanmalarını yok edelim, aramızdaki hukuku yeniden ihya etmemiz, bölgeyi çok daha fazlasıyla rahatlatır" çağrısında dikkat çekmekte fayda var.
Ankara, Şam ile normalleşmek için net bir şekilde irade beyan etti. İki ülke arasında normalleşme diplomasisinin tesis edildiği ortamda Erdoğan son olarak "Ben hala Esed'den umutluyum. Bir araya gelip Suriye-Türkiye ilişkilerini inşallah yoluna koyalım diye hala umudum var" dedi.
İsrail ve PKK tehdidine dikkat çeken Erdoğan şu uyarıyı yaptı:
Suriye'nin toprak bütünlüğünü terör örgütü PKK/PYD/YPG başta olmak üzere teröristler tehdit ediyor. Suriye'nin toprak bütünlüğünü çoğu ülkelere dağılmış Suriyeliler de tehdit etmiyor. Esed bunun farkına varıp ülkesinde yeni bir iklimi başlatacak adım atmalı ve ülkesine sahip çıkmalıdır. Yanı başlarındaki İsrail tehdidi bir masal değil. Çevredeki ateşin istikrarsız topraklarda hızla yayılacağı unutulmamalıdır.
ANKARA - ŞAM HATTINDAKİ TAKOZLAR
Ancak Esad, Türkiye'nin uzattığı eli tutmasın diye süreci sabote eden dış unsurlar da mevcut. Vekalet savaşları için PKK'sından DEAŞ'ına terör örgütlerini besleyen emperyal güçler Ankara - Şam yakınlaşmasına takoz oluyor. İsrail'in bölgedeki yayılmacı politikasını sürdürebilmesi için Suriye'deki çatışmaları ve terör ortamını körükleyen ülkeler var.
Arz-ı Mev'ud (Vadedilmiş topraklar) hezeyanına kapılan İsrail ise gün aşırı Şam'dan Lazkiye'ye Suriye'nin her yerine bombalar yağdırıyor.
Bu bağlamda Şam'ın aradaki pürüzleri çıkarıp Ankara'nın uzattığı eli tutması hem bölge huzuruna hem ekonomiye hem de terörle mücadeleye büyük katkı sağlayacak.