Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret" suçundan Mersin'de yargılandığı dava kapsamında talimatla Ankara'da savunma yaptı.
11 yıl 8 aya kadar hapis ve siyasi yasak istemiyle Mersin 3. Asliye Ceza Mahkemesince açılan davada savunmasının talimatla alınmasına hükmedilen Kılıçdaroğlu, avukatıyla Ankara Adliyesine gitti.
HERKES VAR EKREM İMAMOĞLU YOK
Duruşmada, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, HDP/DEM'li Mithat Sancar ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile çok sayıda CHP'li isim yer aldı.
ALMANYA ZİYARETİ TESADÜF MÜ?
Kılıçdaroğlu'nun dava öncesi "safları sıklaştıralım" mesajına rağmen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Almanya'ya ziyaret düzenleyerek Kılıçdaroğlu'na desteğe gelmedi.
2022'NİN RÖVANŞI
İmamoğlu'na yakın isimler ziyaretin daha önceden planlı olduğunu savunsa da bu durum 2022'nin rövanşı olarak yorumlandı.
Öyle ki 2022'nin Aralık ayında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararı verildiği gün Kemal Kılıçdaroğlu da Almanya gezisindeydi.
Karar sonrası eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile Ekrem İmamoğlu Saraçhane'de şova soyunmuş, Kılıçdaroğlu programını iptal ederek gece saatlerinde Saraçhane'ye gitse de o dönem "İBB Başkanı'nı yalnız bıraktığı" gerekçesiyle CHP yandaşları tarafından hedefe konulmuştu.
KILIÇDAROĞLU MAHKEMEDE AKŞENER'E SALLADI: BU KADAR KÖTÜ OLABİLECEKLERİNİ TAHMİN EDEMEDİM
Kemal Kılıçdaroğlu dava kapsamında yaptığı savunmada Akşener'e de salladı. Kılıçdaroğlu, "Sayın Yargıç, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde vasiyet olarak 'Kılıçdaroğlu'nu aileme emanet ediyorum' diyen milliyetçi ve vatansever diye bildiklerimiz işbirlikçi çıktı. Onlara inandığım için hata ettim, evet hatalıyım. Bu kadar kötü olabileceklerini tahmin edemedim." dedi.
Kılıçdaroğlu, savunmasının ardından adliyeden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Mansur Yavaş ve ailesiyle çıktı. Kılıçdaroğlu, açıklama yapmadan ayrıldı.
"SAFLARI SIKLAŞTIRALIM" MESAJINA DA MANİDAR YANIT VERMİŞTİ
Öte yandan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kılıçdaroğlu'nun "Safları sıklaştıralım" paylaşımına da ilginç bir gönderme yapmıştı.
Mansur Yavaş paylaşımı alıntılayıp destek mesajı gönderirken Ekre İmamoğlu, "Bizim safımız belli, bu milletin tam yanı" ifadelerini kullanarak hem Yavaş'a hem de Kılıçdaroğlu'na "Sizle aynı safta değilim" mesajı göndermişti.
KEMAL KILIÇDAROĞLU'NUN YARGILANDIĞI DAVANIN DETAYLARI
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, dün (21 Kasım) Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yargılandığı davayla ilgili soru üzerine açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu'nun milletvekili olduğu dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik hakaretleri nedeniyle fezlekeler düzenlenerek Meclis'e gönderildiğini söyledi.
Bu fezlekelerin dokunulmazlık nedeniyle bekletildiğini ve yargılamanın mümkün olmadığını dile getiren Tunç, "Milletvekili süresi sona erdikten, yasama dokunulmazlığı ortadan kalktıktan sonra hakkında yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar tekrar gündeme gelmiş durumda." dedi.
Yarınki ifade alma işlemiyle ilgili kamuoyunda çarpıtmalar olduğunu belirten Tunç, Kılıçdaroğlu'nun da bu konuda "Safları sıklaştıralım" beyanında bulunduğunu, bu çağrıya katılacağını ifade eden bazı siyasilerin olduğunu belirtti.
Siyasetin karalama olmadığını, yapıcı siyaset yapanların milletten takdir topladığını ifade eden Tunç, şunları söyledi:
"O soruşturmaların içinde, o kovuşturmaların hangi sözler nedeniyle açıldığını, o sözleri ben buradan tekrar etmek istemiyorum. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanı'mıza yönelik ağza alınmayacak sözler bunlar. Bu sözlerle ilgili olarak yargımızın gerçekleştirmiş olduğu bu soruşturmaları, hakaret içeren bu soruşturmaları farklı taraflara çekerek, sesimiz kısılmak isteniyor şeklinde ifadelerde bulunmak son derece yanlıştır. Özellikle Mersin, Silifke, Erdemli, Edirne ve Ankara mitinglerinden dolayı, o mitinglerde yaptığı 2014'ün Mart ayında gerçekleştirmiş olduğu konuşmalarda, Sayın Cumhurbaşkanı'mıza ağza alınmayacak, toplumun kabul etmeyeceği, benim burada söylediğim zaman hepinizin bu kadar da olur mu diyeceği ifadelerden dolayı soruşturma açılmıştır ve değişik mahkemelerde, Mersin'de, Silifke'de, Erdemli'de, Edirne'de ve Ankara'da gerçekleşen bu konuşmalar, dosyalar birleştirilmiş ve Mersin Asliye Ceza Mahkemesi'nde soruşturma, dava devam ediyor."
"MİLLETİMİZ KARALAMA SİYASETİNE 'HAYIR' DİYOR"
Mersin'deki davada mahkemenin, ifadenin Ankara'dan alınmasına hükmedip Ankara Nöbetçi Asliye Mahkemesi'ne talimat yazdığını aktaran Tunç, ifadenin alınmasının ardından yargının bu sözlerin suç teşkil edip etmediğine karar vereceğini söyledi.
Yılmaz Tunç, "Şunu söylemek istiyoruz, demek ki karalamayla, hakaret siyasetiyle bir yere varılamayacağının en güzel örneği, CHP eski genel başkanı. Yıllarca sadece Sayın Cumhurbaşkanı'mıza yönelik hakaret içeren kelimelerle siyaset yapa yapa bugünlere geldi. Hala bakıyoruz bu soruşturmaları, bu kovuşturmaları bahane ederek yine hakaretlerine devam ediyor." dedi.
Kendisinin de bir siyasetçi olduğunu dile getiren Tunç, şunları kaydetti:
"Milletimiz karalama siyasetine 'hayır' diyor, yapıcı siyasete 'evet' diyor. Dolayısıyla bugün siyaset yapanlar, bu kötü örnekleri yine kendilerine örnek olarak alırlar ve aynı siyasete devam ederlerse onların sonu da bu eski genel başkan gibi olur. Dolayısıyla siyasetçilerimiz için bir ibret vesikasıdır. Hakaret ede ede maalesef siyasi hayatının sonuna kadar gelmiş ve kendi partisinde genel başkan bile yapılmamıştır. O nedenle bundan sonra özellikle siyasetçilerimizin konuşmalarını yaparken, suç teşkil eden ifadeler değil, karalama değil, yaralayıcı ifadeler değil, yapıcı siyaset yaptıklarında kazançlı çıkacaklarını buradan ifade ediyoruz."
Soruşturmayla ilgili takdir yetkisinin mahkemelerde bulunduğunu belirten Tunç, "Şu anda Kılıçdaroğlu'yla ilgili devam eden 9 dava ve 5 soruşturma var derdest. Bunların içerisindeki konuşmaların, hakaret teşkil edip etmediğine ilişkin, Cumhurbaşkanı'mıza yönelik hakaret teşkil edip etmediğine ilişkin, bir kısmı da başbakanlık dönemine ilişkin, dokunulmazlık nedeniyle bugünlere kalan dosyalar. Burada yargıyı rahat bırakalım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devleti. O dosyalarda suç unsuru var mı yok mu, bunu değerlendirecek olan bağımsız ve tarafsız yargıdır. Hep beraber yargının sonucunu bekleyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.