Turkuvaz Medya Merkezi'nde Türkiye Yüzyılında Sürdürülebilir Ulaşım Zirvesi gerçekleştirildi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nun da katıldığı zirvede özel bir sunum gerçekleştiren PTT Genel Müdürü Hakan Gülten kargo sektöründe çevre dostu lojistik çözümler geliştirerek sektöre liderlik ettiklerini söyledi.
ÇEVRE TEMEL STRATEJİMİZ
Gülten, "Bu anlamda kurulduğumuz günden bugüne posta, kargo, bankacılık, filateli, e-ticaret ve lojistik alanlarında sunduğumuz hizmetlerle 184 yıllık PTT ailesi olarak vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştırmak için çalışıyoruz" dedi.
Çevreye olan sorumluluklarını her zaman ön planda tuttuklarını ve sürdürülebilir ulaşımı, kurumsal stratejinin temel taşlarından biri olarak gördüklerinin altını çizen Gülten, bu doğrultuda kararlılıkla çalıştıklarını belirtti.
FİLO ELEKTRİKLİ OLDU
Dağıtım hizmetlerinde yeni nesil elektrikli araçların kullanımını tercih ettiklerine dikkat çeken Gülten şöyle konuştu:
"Enerji maliyeti açısından 7 kat daha fazla avantaj sağlayan, yüzde 100 elektrikli ve sıfır karbon salınımlı bu araçlarla ve aktif olarak kullandığımız elektrikli scotter'larımızla çevresel etkileri en aza indiriyoruz. Filolarında yer alan elektrikli araç sayısını artırarak karbon emisyonunu önemli ölçüde azaltmayı amaçlıyoruz."
8 KEZ DÜNYAYI TURLUYOR
Yaya olarak çalışan dağıtıcılarının günlük kat ettikleri mesafenin, 8 kez dünyanın etrafını dolaşacak kadar olduğunu açıklayan Gülten, "Yük optimizasyonu, araçlarımızın taşıma kapasitelerini en verimli şekilde kullanmamızı sağlıyor. Dinamik yük planlama algoritmaları ve akıllı lojistik yönetim sistemleri sayesinde, araçlarımızın doluluk oranlarını maksimize ederek gereksiz seferlerin önüne geçmiş oluyoruz" dedi. Gülten, "Rota optimizasyonuyla ise posta ve kargo taşımacılığı süreçlerimizde kullanılan araçlarımızın güzergâhlarını en verimli şekilde kullanarak ve coğrafi bilgi sistemleri ve büyük veri analitiği gibi ileri teknolojilerden yararlanarak en kısa sürede, en az yakıt tüketimi gerektiren rotaları tespit edebilecek ve çalışmalarımızı bu rotalar üzerinden yürüteceğiz" şeklinde konuştu.
INBUSINESS Genel Yayın Yönetmeni ve Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Hülya Güler moderatörlüğünde gerçekleşen 'Türkiye'yi Değiştiren Projeler' panelinin konuşmacıları Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren ve IC Ulaşım ve Altyapı Grup Şirketleri Genel Müdürü Serhat Soğukpınar oldu.
YİD PROJELERİ DAHA HIZLI TAMAMLANIYOR
Türkiye Yüzyılının önemli kilometre taşlarını değerlendiren Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren, Türkiye'nin sıfırdan zirveye uzanan müteahhitlik sektöründeki başarı öyküsünü anlattı
Yap-işlet-devret (YİD) modeli dev projelerin hedef alınması ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Eren, çarpıcı tespitlerde bulundu.
Eren, ekonomik kalkınmada YİD modelinin büyük katkısı olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "Bu model sayesinde kazandığımız deneyimlerle yurt dışına açıldık. Dünyanın birçok yerindeki yollar, barajlar ve binalar inşa ettik ve etmeye devam ediyoruz. Bu modelle projeler çok daha hızlı tamamlanıyor."
3.5 YILDA YAPILDI
Eren, örneklerle Yap-İşlet-Devret modelinin Türkiye'ye kazandırdıklarını ise şu örneklerle anlattı:
"Devletin yaptığı İstanbul-Ankara TEM Yolu'nu hepiniz biliyorsunuz. Bu yolun üzerinde Bolu Dağı Tüneli yapıldı. Yapımı ne kadar sürdü biliyor musunuz? 12.5 yıl. 2 bin 900 metrelik tüneli 12.5 yılda yapabildik. Ama Orhangazi'de 3 bin 300 metrelik tüneli bu modelle 2.5 yılda tamamladık. Çünkü özel sektör bu işi tamamlayacak ki kredilerini, finansmanlarını ödeyebilsin. Orada zaman kaybetme, oyalanma, gecikme lüksü yok. Söz konusu model hükümetlerin ve devletlerin bütçelerine de önemli katkılar sağladı."
İstanbul Havalimanı projesinin de YİD modeli ile hayata geçirildiğini vurgulayan Eren, "İstanbul Havalimanı gibi önemli bir yapı da bu modelle yapıldı. Yatırımcıları 3.5 senede yapacağız dediklerinde, nasıl yapacaklar dedik! Şaşırdık, ama başardılar. Bu da Türk firmaların gücünü gösteriyor" diye konuştu. Eren, Türkiye'nin bu modeli sayesinde havalimanları, yollar, metrolar gibi altyapı altyapısına imza attığını ve bu başarıları yurt dışında da geliştirdiklerini sözlerine ekledi.
SONUÇ GURUR VERİCİ
IC Ulaşım ve Altyapı Grup Şirketleri Genel Müdürü Serhat Soğukpınar ise Türkiye'de kamu-özel sektör iş birliği modelinin başarılı sonuçlar vermesine dikkat çekti. Soğukpınar, turizm sektöründen örnek vererek şu değerlendirmede bulundu: "İlk yıllarda yapılan otellerde çalışan eleman bulmakta zorlanıyorduk. Ancak bugün Türklerin, dünya turizmini yönettiğini görüyoruz. Hemen her ülkede üst düzey bir Türk yöneticiye rastlamak mümkün. Bu durum bize büyük gurur veriyor."
Soğukpınar ayrıca havalimanlarının inşasında kamu-özel sektör işbirliği modelinin genişletilmesi gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün birçok havalimanında bu model inşa edildi. Projeler devredildikten sonra dahi özel sektörden yeniden işletme teklifleri alınabiliyor. Biz de bu sürecin bir parçası olmaktan mutluluk duyuyoruz."
Zirveye TÜRKSAT Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay ve Altyapı Yatırımları Genel Müdürü Dr. Yalçın Eyigün özel sunumlarıyla katıldı.
İKİ YILDA ÜÇ UYDU FIRLATTIK
Ulaşım alanında Türkiye'nin önemli aktörlerini buluşturan zirvede konuşan, TÜRKSAT Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay, "Son 2 yıl içinde 3 tane uydu fırlatmış bir ülkeyiz. Dünya üzerinde iki ya üç uydu atabilen kaç tane ülke var?" dedi.
TAMAMEN YERLİ VE MİLLİ
TÜRKSAT Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay, dünyanın, insandan daha zeki sistemlerin oluşturulacağı bir sisteme doğru gittiğini söyledi.
TÜRKSAT olarak uydu teknolojileri üzerine kurulmuş bir şirket olduklarını hatırlatan Atalay, sadece uydu alanında faaliyet göstermediklerini de dile getirdi.
Atalay, "Kablo, kablolu TV, kablolu internet başka faaliyet alanlarımız. Bunlardan farklı olarak, bilişim sistemleri, e-devlet, dijitalleşme, dijital dönüşümle ilgili faaliyetlerimiz de var. Şu anda gökyüzünde 5 tane uydumuz aktif olarak faaliyet gösteriyor. 6. uyduyu geçtiğimiz gün fırlattık. Muhtemelen 1 ay içinde hizmet verir hale gelecek. Son 2 yıl içinde 3 tane uydu fırlatmış bir ülkeyiz. Dünya üzerinde iki ya üç uydu atabilen kaç tane ülke var?" ifadelerini kullandı. 6. uydunun tamamen yerli ve milli imkânlarla üretilmiş, iftihar duydukları; Türkiye'nin ilk haberleşme uydusu olduğunu aktaran Atalay, "Gözlemleme uyduları üretilmişti ama bu ilk haberleşme uydusu. Dünyada bunu daha önce yapan 10 ülkeden biriyiz" bilgisini verdi.
66 MİLYON E-DEVLET KULLANIYOR
Bugüne kadar uçakların içindeki internet hizmetlerinin yabancı servis sağlayıcıları üzerinden verildiğini belirten Atalay, "Bugün burada ilk kez duyuracağım; önce AJet sonra da Türk Hava Yolları'nda bizim sağlayıcılarımız üzerinden internet hizmeti sunulacak. 1-2 ay içinde AJet'te aktif olarak kullanılmaya başlar. Türk Hava Yolları'nın kullanıma başlaması biraz daha uzun sürebilir" diye konuştu.
TÜRKSAT'ın 24 ilde 5.5 milyona yakın haneye ulaştığına da değinen Atalay, şu ifadeleri kullandı:
"1.6 milyon da abonemiz var. E-devleti biz işletiyoruz. E-devlet hizmetlerinde Türkiye, dünyadaki en gelişmiş ülkelerden biriyiz. 66.5 milyon kişi e-devlet hizmetlerinden yararlanıyor. En çok kullanım sağlayanlar da 40 yaş üstü. 1000 kamu kurumu, 500'ün üzerinde de belediyenin hizmetleri e-devlet üzerinden sunuluyor."
VERİ TSUNAMİSİ
Dünyada gelinen noktada veri yönetimi, veri saklamanın ve veri iletmenin çok önemli bir olay olduğuna vurgu yapan Atalay, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
"Bir şeyi yönetebilmeniz için onunla ilgili verilere sahip olmanız lazım. Veri büyüklüğü o kadar hızlı artıyor ki buna veri tsunamisi de deniyor. Her 1.5 yılda bir insanlığın tarihi boyunca ürettiği veri kadar büyüklüğe sahip veri üretiliyor. Yani 1.5 yılda ürettiğimiz veri bundan önceki insanlık tarihi boyunca ürettiğimiz veri kadar bir büyüklükte. Bu verileri saklamak, üretmek, iletmek, işletmek bir iş. Biz şu an TÜRKSAT Bulut'u oluşturuyoruz. TÜRKSAT verilerini burada saklıyor, işliyor olacağız. Böylece kurumların yeni yatırımlar yapmasına gerek kalmadan biz TÜRKSAT bünyesinden vereceğiz."
MARMARAY HAYALDİ GERÇEK OLDU
Türkiye'nin hayata geçirdiği altyapı yatırımlarıyla önemli projelere imza attığını söyleyen Altyapı Yatırımları Genel Müdürü Dr. Yalçın Eyigün, "Avrasya, Marmaray, Çamlıca Kulesi, Filyos Limanı gibi projeler hayata geçirdik. Marmaray hayaldi gerçek oldu" dedi
Türkiye'nin son yıllarda ulaştırmada birçok dev projeye imza attığını söyleyen Altyapı Yatırımları Genel Müdürü Dr. Yalçın Eyigün, bu projelerin Türkiye'yi global arenada bir üst lige taşıdığını ifade etti.
Eyigün, "Türkiye'yi değiştiren projeler" başlığı altında yaptığı sunumda 20 Aralık 2016'da hayata geçirilen Avrasya Tüneli'nden 150 milyon geçiş yapıldığı bilgisini paylaştı. Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan dev tünelden 150 milyon geçiş yapıldığını söyleyen Eyigün, "Proje 7 yılda kendini amorti etti. Günlük 69 bin geçiş garantisinin üstüne çıkıldı. Geçişlerin günde 85-90 binleri gördüğü günler oluyor. Söz konusu proje köprü üstü trafiğin azalmasına da büyük katkı sunuyor. Bu bakımdan ele alındığında da söz konusu projelerin hayati önem taşıdığını görüyoruz" diye konuştu.
GÜNDE 287 SEFER YAPILIYOR
Türkiye'yi değiştiren projelerden bir diğerinin de Marmaray olduğunu ifade eden Eyigün, 29 Ekim 2012'de açılan dev projeyi 1.2 milyon yolcunun kullandığı bilgisini paylaştı. "Hayaldi gerçek oldu" sloganının Marmaray projesinde vücut bulduğunu anlatan Yalçın Eyigün, şunları paylaştı: "Marmaray gerçekten İstanbulluların hayatına büyük bir değer katan bir proje oldu. Osmanlı döneminden bu yana konuşulan, hayal edilen bir projeden söz ediyoruz. Günlük ortalama 287 seferle kent içi ulaşımda ciddi kolaylık sağlanıyor."
DEVAM EDEN PROJELER VAR
Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü'nün kent içi raylı sistem yatırımlarında da öne çıktığını anlatan Eyigün, bu kapsamda 432.6 kilometrelik raylı sistemi hayata geçirdikleri bilgisini paylaştı. Toplu ulaşımda başta İstanbul olmak üzere çeşitli şehirlerde hayata geçirdikleri projeler hakkında bilgi veren Eyigün, "Kentlerimizin en önemli sorunu ulaşım. Ulaştırma Bakanlığımız kent içi raylı sistem yatırımlarıyla ulaşımda da dev projelere imza atıyor. İstanbul Havalimanı, Sabiha Gökçen Havalimanı gibi birçok stratejik noktaya yönelik yatırımlarımız oldu. Aynı şekilde İstanbul'un farklı noktalarına yönelik devam eden projelerimiz bulunuyor" şeklinde konuştu.
YERLİLİK ORANI ÖNEMLİ
Çamlıca'da hayata geçirilen 369 metre yüksekliğindeki Küçük Çamlıca Radyo ve Televizyon Kulesi hakkında da bilgi veren Eyigün, yeni kulenin hem işlevselliği hem de mimarisiyle kente önemli katkılar sunduğunu kaydetti. Kuleyi "İstanbul için çok özel bir yapı" olarak nitelendiren Eyigün, "Eskiden bölgedeki anten yoğunluğu görüntü kirliliği yaratıyordu. Yaptığımız kule aynı zamanda İstanbul'un tüm güzelliklerinin en iyi seyredildiği nokta olarak da dikkat çekiyor" dedi.
Dev projeler arasında yer alan Filyos Limanı ve Rize Artvin Havalimanı gibi projeler hakkında da bilgi veren Eyigün, bu projeleri hayata geçirirken yerlilik oranının yüksek tutulmasına büyük önem verdiklerini anlattı. Eyigün inşaat işlerinde yerlilik oranlarının yüzde 80'leri bulduğunu kaydetti.
Zirve, A Para Programcısı Uğur Korkmaz'ın moderatörlüğünde gerçekleşen 'Havacılıkta Türk İmzası' konulu panel ile devam etti. SHGM Genel Müdürü Prof. Dr. Kemal Yüksek, Pegasus Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tevfik Nane, TAV İcra Kurulu Başkanı Serkan Kaptan ve THY Ticari Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Olmuştur'un konuşmacı olarak yer aldığı oturumda Türk havacılık sektörünün uluslararası arenada elde ettiği başarılara ve Türk havacılık sektöründe yaşanan hızlı büyümeye dikkat çekildi.
MODELİN ÖZÜNDE DİJİTALLEŞME VAR
Sektörün son üç yılda büyük bir ivme kazandığına vurgu yapan SHGM Genel Müdürü Prof. Dr. Kemal Yüksek, "Genel Müdürlük olarak Türkiye Yüzyılında yerimizin ne olması gerektiği konusundaki çalışmalarımızı yaklaşık 5 yıldır sürdürüyoruz" dedi.
Bu çalışmalar sonucunda sivil havacılık sektörüne dünya genelinde yaklaşımına yeni bir anlayış getirdiklerini anlatan Yüksek, bu modelin özünde dijitalleşme olduğunu belirtti. Dijitalleşmenin sektör için önemine değinen Yüksek, şunları kaydetti:
"Yeni sivil havacılığın yeni anlayışında bir anlamda servis vererek denetleme ve otorite görevini yapan yeni bir anlayışı getiriyor. Biz insan kaynağımızı yetiştirmede yeni yılda çok önemli bir açılım yapacağız. Sektör için kapasite fazlası pilot teknisyen yetiştirecek bir platformu açmış olacağız. Türkiye'de herkes bu kaynaklara erişebilecek becerebilen yapabilen pilot ya da teknisyen olabilecek."
ÇOK OLUYORUZ
Pegasus Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tevfik Nane ise konuşmasına "Biz Türk havacılık sektörü olarak çok oluyoruz" sözleriyle başladı. Sektörü sadece havacılık olarak düşünmemek gerektiğini anlatan Nane, "Hava meydanı işletmeleri, yer hizmetleri ve servis olarak bir bütün şeklinde baktığımızda biz dünyada bu oyunu çok ileride oynuyoruz. Öyle hava meydanları yapıyoruz ki dünya örnek oluyoruz. Bu meydanları görünce bir havacı olarak gurur duyuyorum. 6 saatlik mesafede 5 milyarlık nüfus var. Avrupa'da ilk 10 arasında yer alan 3 hava meydanımız var. Bunlar İstanbul Havalimanı, Sabiha Gökçen ve Antalya Havalimanı… Dünya havacılığında önemli bir yere geldik. İç ve dış hatlarda 2019 seviyelerini yakaladık. Kargoda da önemli bir yere geldik" diye konuştu.
Nane, sözlerine şöyle devam etti:
"Pegasus olarak baktığımızda ise ben 2026 yılında şirkette genel müdür olarak başladığımda 40 uçağımız vardı, bugün bu sayı 116'ya çıktı. Yıl sonunda ise 118 olacak."
BAYRAĞIMIZI DALGALANDIRIYORUZ
8 ülkede, 15 havalimanı işlettiklerini söyleyen TAV İcra Kurulu Başkanı Serkan Kaptan da işlettikleri havalimanları arasında Antalya'nın önemine dikkat çekti. Antalya'nın sadece Türkiye'nin değil Akdeniz Çanağı'nın önemli turizm merkezlerinden biri olduğunu söyleyen Kaptan, "Sezonun giderek uzamasıyla bölgenin önemi daha da artıyor. İşletme süremizi 25 yıl daha uzattığımız Antalya'da 1 milyar Euro'luk yatırım yapıyoruz. Mart sonunda yeni terminalimiz açılacak" diye konuştu.
Türk havacılık sektörünün çok çok iyi gittiğini söyleyen Kaptan, TAV olarak yolcu hizmetleri olarak 33 ülkede 110 havalimanında ülkemizi temsil ettiklerini anlattı. Kaptan, "Verdiğimiz hizmetlerle bayrağımızı bu ülkelerde de dalgalandırıyoruz. Bu yıl 11/0 milyon yolcuya hizmet vereceğiz. Ciromuz ise 1.3 milyar Euro'nun üzerinde gerçekleşecek" diye konuştu.
SIDNEY UÇUŞU BAŞLIYOR_
Son 22 yılda Türk Hava Yolları'nın çok büyük bir atılım gerçekleştirdiğini söyleyen THY Ticari Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Olmuştur, "Gelmiş olduğumuz noktada dünyanın en çok ülkesine uçan hava yolu şirketiyiz" dedi. 2033 yılında halen filoda 480 olan uçak sayısını 800'e çıkarmayı hedeflediklerini söyleyen Olmuştur, 170 milyon yolcu, 50 milyar dolar cirosu olan bir şirkete doğru koşacağız" şeklinde konuştu.
Önümüzdeki hafta Avustralya'da Melbourne'den sonra ikinci uçuş noktamız olan Sidney hattının açılışını yapacaklarını söyleyen Olmuştur, şunları kaydetti: "Gelmiş olduğumuz noktayı asla yeterli görmüyoruz. Bu ayın sonunda 131'inci ülke olarak Latin Amerika ülkelerinden Şili'ye uçmaya başlayacağız"
Zirvenin "Lojistiğin Yeni Gücü Demiryolları" başlıklı son paneli ise A Para stüdyolarında, Uğur Korkmaz'ın moderatörlüğünde gerçekleştirildi.
Panelde, Türkiye'deki lojistiğin mevcut durumu ve gelecek hedefleri ele alındı. Panele TCDD Genel Müdürü Veysi Kurt, Pasifik Eurasia Genel Müdürü Fatih Nusret Dur ve Arkas Rail Genel Müdürü Hamit Gökmen katıldı. Panelistler, Türkiye'nin lojistikte sadece bölgesel değil, küresel bir aktör olma yolunda hızla ilerlediğini dile getirdi. Devam eden yatırımlar ve geleceğe yönelik planların Türkiye'nin Doğu ile Batı arasındaki rolünü daha da güçlendireceğine vurgu yapıldı.
TÜRKİYE, ANA KORİDOR
TCDD Genel Müdürü Veysi Kurt, demiryollarında Türkiye'nin uluslararası üs olma potansiyeline dikkat çekti. Uluslararası düzeyde Türkiye'nin demir yolu potansiyelinin her geçen gün arttığına dikkat çeken Kurt, şunları dile getirdi: "Günümüzde Doğu ile Batı arasındaki en güçlü iki koridor da Türkiye'den geçiyor. Hem devletimiz hem de özel sektörümüz bu ağlara büyük yatırımlar yapıyor. Türkiye olarak 22 yılda 60 milyarlık demir yolu yatırımı gerçekleştirdik. Halen 3.700 kilometrelik inşaat ve 6.500 kilometrelik proje çalışmamız ise devam ediyor. Hedefimiz güvenli ve güçlü ticaret koridoru özelliğimizi daha da güçlendirmek." Ayrıca Türkiye'nin lojistik sektöründeki yükselişine vurgu yapan Kurt, Doğu ile Batı arasındaki ticaretin tarih boyunca güçlü olduğunu ve bu bağın günümüzde daha da arttığını belirtti. Kurt, "Bu nedenle hem ana hatlara hem de onları besleyen kılcal hatlara yatırım yapmaya devam ediyoruz" diye konuştu.
YAŞAYAN BİR SEKTÖR
Pasifik Eurasia Genel Müdürü Fatih Nusret Dur ise, panelde yaptığı konuşmada lojistiğin dinamik bir sektör olduğunu ve Türkiye'nin bu alanda güçlü bir yer edindiğini vurguladı. Dur, "Lojistik asla kesilmeyen bir sektördür. Türkiye olarak, Doğu ile Batı ticaret arasında önemli bir rol oynuyoruz. Dünya Ticaret Örgütü'nün verilerine göre, 2026 yılında Hazar Denizi'nden bu tarafa 11 milyon ton yük taşınacak ve bunun 4 milyon tonu Türkiye üzerinden geçecek. Orta koridorun yük kapasitesinin üç kat artması bekleniyor. Bu da ilave yatırımlar anlamına geliyor" dedi.
YÜKÜ HAFİFLETİYORUZ
Panelin diğer katılımcılarından Arkas Rail Genel Müdürü Hamit Gökmen ise lojistiğin ihracattaki rolüne değindi. Gökmen, "Türk lojistik sektörü olarak ihracatçının yükünün hafiflemesinden mutluluk duyuyoruz. Bu alanda devletimizin verdiği teşvikler çok önemli. Ancak bu teşviklerin artmasını temenni ediyoruz" şeklinde konuştu. Gökmen, lojistik sektörünün Türkiye'nin ekonomik büyümesine olan katkısına dikkat çekerek, "Bu bağlamda hedeflerimizi yukarı yönlü revize ediyoruz" dedi.
ZİRVEYE GÜÇLÜ SPONSOR DESTEĞİ
Zirveye, ana sponsor olarak, Halkbank, Türk Hava Yolları, Türk Telekom destek verirken, destek sponsorları Kuzey Ege Otoyolu, İGA, Kuzey Marmara Otoyolu A.Ş., Pasifik Eurasia, Pegasus ve TAV oldu.