CANLI | Hesap vakti geldi! Yenidoğan çetesi elebaşı Fırat Sarı'dan itiraf: Terör örgütü üyeliğinden hapis yattım | Bebek başı 750 lira!

İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen Yenidoğan çetesinden hesap soruluyor. 47 sanığın yargılandığı davanın 5. duruşmasında ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir, kendini doktor olarak tanıttığı, bazı hastanelerle anlaşma yaptığını ve maaş aldığını itiraf etti. Dava bugün örgüt elebaşı Fırat Sarı'nın savunması ile devam ediyor. Elebaşı Sarı terör örgütü üyeliğinden hüküm giydiğini itiraf ederek, "4-5 yıl cezaevinde örgüt üyeliğinden yattım." ifadelerini kullandı. Sarı,kendisini doktor olarak tanıtan 112 Servis çalışanı Gıyasettin Mert Özdemir ile ilgili itirafta da bulundu. Sarı, "Gıyasettin Mert Özdemir’i tanıyor musun?" sorusuna "Evet sevk işleri ile ilgili bize liste getirirdi. Bebek başına 750 lira ya da bin lira ödeme yapardım." yanıtını verdi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :23 Kasım 2024 , 06:49 Güncelleme Tarihi :24 Kasım 2024 , 15:06
CANLI | Hesap vakti geldi! Yenidoğan çetesi elebaşı Fırat Sarı’dan itiraf: Terör örgütü üyeliğinden hapis yattım | Bebek başı 750 lira!

İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden olan ve SGK'yı dolandırarak haksız kazanç elde eden Yenidoğan çetesi yargılanıyor.

Yenidoğan çetesi soruştuma kronolojisi (AA)Yenidoğan çetesi soruştuma kronolojisi (AA)

47 sanığın yargılandığı davada 5 gün geride kaldı. Dava 6. gününde örgüt ele başı Fırat Sarı'nın ifadesi ile devam ediyor.

Dakika dakika Yenidoğan çetesi davası...

CANLI ANLATIM
18:35 23 Kasım 2024
DURUŞMA SALI GÜNÜNE ERTELENDİ

Yaklaşık 8 saat süren duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tüm sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Mahkeme başkanı gelecek duruşmada savunması alınacak sanıkların sıralamasını okurken, aynı hastanede çalışan sanıkları peş peşe konuşacak şekilde sıralamaya çalıştıklarını söyledi.

Duruşma, tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere Salı günü, saat 10.00'a ertelendi.

 

 

16:00 23 Kasım 2024
AVUKATTAN PRENS DİZİSİ REPLİĞİYLE SAVUNMA

Fırat Sarı, Hasan Basri Gök Ve Hakan Doğukan Taşçı hakkında, "Hasan Basri Gök ve Hakan Doğukan Taşçı İlker Gönen ile aramı bozan kişilerdir. Bu iki çocuk beni sistematik olarak zehirledi" dedi.

'BU ŞAKA, VALLAHİ ŞAKA'

Mahkeme başkanın, diploma kullanma ve mesaiye gitmeme üzerine yapılan telefon konuşmalarını okuması üzerine, Sarı gülerek, "Bu şaka, vallahi şaka. Kimsenin diplomasını kullanmadık. Nasıl böyle bir şey olabilir?" şeklinde konuştu.

 "HASTANE YÖNETİMLERİ BENİ SIKIŞTIRIYORDU"

Fırat Sarı, "Hastane yönetimleri beni sıkıştırıyordu hasta bulmak için. Çünkü onlarda yoğun bakım işletiyorlar giderleri var" dedi. Mahkeme başkanının "Ceren Hatice Kırım diyor ki, 'Her türlü usulsüzlüğü ortaya çıkardılar, çomak soktular' Ne diyorsun?" sorusuna Fırat Sarı "bilmiyorum" cevabını verdi.

'HASAN VE HAKAN İLAÇ ÇALIYORDU'

Mahkeme başkanının, "Hasan Basri Gök ile bir konuşmanız var. 'Bugün ilaç düştük' diyor. Siz de 'İlaçları kontrol edin, bütün yerlere gidiyorsun' diyorsunuz. Buna ne diyeceksin?" sorusuna Fırat Sarı, "İlaçlar çalınıyordu. İlk başta Hüseyin Günerhan çalıyor dediler. Sümeyye Nur Arslan gitti, kontrol etti, eksik yoktu. Meğer Hasan Basri Gök ve Hakan Doğukan Taşçı, kendileri ilaçları çalmak için böyle söylentiler çıkarıp zemin hazırlamışlar" dedi.

'BEBEĞİN FİŞİNİ ÇEK' KONUŞMASI SORULDU

Duruşmada, mahkeme başkanı sanığa, tape kayıtlarında yer alan bir konuşmayı sordu. Konuşma, Çorlu Reyap Hastanesi’nin yenidoğan yoğun bakım servisinin sorumlu hemşiresi Bahar Kanık ile Fırat Sarı arasında geçti. Kayıtlara göre, Fırat Sarı, bir bebekle ilgili olarak "ölmesin ha" dedi, buna karşılık Bahar Kanık, "Sarıkaya’nın da fişini çekeceğim ha, gelmezseniz" diye yanıt verdi. Fırat Sarı ise "Haha dedemin fişi" şeklinde cevap verdi. Bunun üzerine Bahar Kanık, "Haha çekeceğim fişi" diyerek yanıt verdi.

FIRAT SARI'DAN SAVCIYA: SİZ KENDİ ARANIZDA KONUŞMUYOR MUSUNUZ 'BİRİNİN KELLESİNİ ALDIM' DİYE

Fırat Sarı bu tape kaydına ilişkin “O bebek için çok mücadele ettik. Durumu kötü bir bebekti. Öyle bir şey yok ama. Niye fişini çeksin. Şimdi bunu siz duyunca irrite oluyorsunuz ama bunlar muhabbet. Bir hastanın fişini neden çekelim? Ben hastaların uzun yatışı ile para kazanıyorsam neden fişini çekeyim? Yapılmaması gereken bir şey. Tape olmuş dinlenmiş. Keşke yayınlanmasaydı. Siz kendi aranızda konuşmuyor musunuz ‘birinin kellesini aldım’ diye. Keşke konuşmasaydım. Espri yapılmış ama yapılmaması lazımdı” dedi.

SAVCI: BİZİM ÜZERİMİZDEN ÖRNEK VERME

Bunun üzerine duruşma savcısı, “Bizim üzerimizden örnek vermeden savunma yap” dedi.

Mahkeme üyesi, Sarı'ya "Sizin hastanelerle anlaşmalarınız tam olarak neydi? Danışmanlık adı altında tam olarak vereceğiniz hizmet ne?" şeklinde bir soru yöneltti. Fırat Sarı, "Biz hastaneye öneri veririz. 'Şuraya şu hemşire gelsin, buraya bu doktor gelsin' demeyiz. Hekimler bazen değişir, bazen değişmez. Tıbbi bütün yükümlülükler hastanenin sorumluluğundadır. Biz danışman olarak buradayız. Bir soru olduğunda hastane hemşiresi, hekimleri, başhekimleri, hastane müdürleri gibi birçok isim arar. Mesela bir doktor ayrıldığında, yeni alınacağı zaman bizden öneri vermemiz istenir. Hastanede yeterli doktor varsa, normal şartlarda biz tıbbi müdahale yapmayız. Bazen bizi tıbbi bilgileri danışmak için veya acil bir durumda müdahale yaparız" dedi.

Mahkeme üyesinin, "Siz burada ilgilenmesi gereken doktor yerine biz ilgileniyoruz, burada eksik doktor var diye bunu iletmediniz mi?" sorusuna Sarı, "Biz öneri olarak alınmasını söyleriz, politika olarak onlara karışmayız" dedi.

Mahkeme üyesi, "Hüseyin Günerhan'ın bir beyanı var: 'Fırat Sarı'nın kurduğu sistem şöyledir: Her alanda bir uzman doktor bulunacak ama hastalarla hemşireler ilgilenecek, gerektiğinde ise Fırat Sarı ilgilenecek diye bir sistemi vardı'. Bu beyana ne diyorsun?" diye sordu. Fırat Sarı, "Hayır, öyle bir şey asla yok" ifadesini kullandı.

Duruşma savcısının, "'Bizim sistemi denetliyor olabilirler. Bu sistemden herkes nasipleniyor' gibi cümleler kullanıyorsun. Bu bahsettiğin sistem ne sistemi sorusunun üzerine Fırat Sarı, "Danışmanlık sisteminden bahsediyorum, bir örgüt sisteminden değil. Örgütsel bir sistem yok. Legal bir sistemden bahsediyorum" cevabını verdi.

'SAVCILIKTA VERDİĞİM İFADE SADECE BİR DUYUMDU'

Fırat Sarı, duruşma savcısının sorduğu, "Savcılıktaki ifadende 112 sisteminde rüşvet çok geçiyor diye bir söylemin var. Buna ne diyeceksiniz" sorusuna, “Savcılıkta verdiğim ifade sadece bir duyumdu. Duyduğum bir şeyi söyledim. Rüşvet verilmesi gibi bildiğim bir şey yok" şeklinde cevap verdi.

'BEN KENDİ ÜZERİME DÜŞENİ YAPTIM'

Fırat Sarı, duruşma savcısının, "Bebeklerin ölümüyle ilgili ihmali kabul etmiyor musun? Her şey usulüne uygun yapıldı diyebilir misin" sorusuna ise, "İhmal olduğunu ve eksiklik yaptığımızı düşünmüyorum. Ben çoğuna dahil değildim. Ben kendi adıma üzerime düşeni yaptım" cevabını verdi.

'MÜVEKKİLİM BASIN ARACILIĞIYLA HEDEF HALİNE GETİRİLDİ'

Fırat Sarı'nın avukatı, "Müvekkilim basın aracılığıyla hedef haline getirildi. Müvekkilim 7 aydır tutuklu. Savcının tehdidi ile ilişkilendirilen bir durum nedeniyle mesele çok ağırlaştı. Buradaki hemşireler, 'Bizim geleceğimiz kalmadı' diyor. Bundan daha ağır bir durum var mı? Dosyada bahsedilen bebek ölümlerine gelecek olursak, Kaya bebeğin zaten müvekkilimle alakası yok. Hemşireleri ve doktorları zaten katil olarak kabul ettiler. Sanki hemşireler o bebekleri tutarken gözlerini bebeklere dikmişler gibi davranıldı. Örgüt üyesi gibi gösterildi. Birilerinden borç almak illegal bir şeymiş gibi gösterildi. Biz arkadaşlarımızdan borç istemiyor muyuz? Fırat Bey bu insanları senelerdir tanıyor, para istediği insanlar arkadaşları" dedi.

FIRAT SARI, "DANIŞMANLIK SİSTEMİNDEN BAHSEDİYORUM, BİR ÖRGÜT SİSTEMİNDEN DEĞİL

Duruşma savcısının, "'Bizim sistemi denetliyor olabilirler. Bu sistemden herkes nasipleniyor' gibi cümleler kullanıyorsun. Bu bahsettiğin sistem ne sistemi" sorusunun üzerine Fırat Sarı, "Danışmanlık sisteminden bahsediyorum, bir örgüt sisteminden değil. Örgütsel bir sistem yok. Legal bir sistemden bahsediyorum" cevabını verdi.

Fırat Sarı, duruşma savcısının sorduğu, "Savcılıktaki ifadende 112 sisteminde rüşvet çok geçiyor diye bir söylemin var. Buna ne diyeceksiniz" sorusuna, “Savcılıkta verdiğim ifade sadece bir duyumdu. Duyduğum bir şeyi söyledim. Rüşvet verilmesi gibi bildiğim bir şey yok" şeklinde cevap verdi.

Fırat Sarı, duruşma savcısının, "Bebeklerin ölümüyle ilgili ihmali kabul etmiyor musun? Her şey usulüne uygun yapıldı diyebilir misin" sorusuna ise, "İhmal olduğunu ve eksiklik yaptığımızı düşünmüyorum. Ben çoğuna dahil değildim. Ben kendi adıma üzerime düşeni yaptım" cevabını verdi.

AVUKATTAN PRENS DİZİSİ REPLİĞİYLE SAVUNMA

Fırat Sarı'nın avukatı, "Müvekkilim basın aracılığıyla hedef haline getirildi. Müvekkilim 7 aydır tutuklu. Savcının tehdidi ile ilişkilendirilen bir durum nedeniyle mesele çok ağırlaştı. Buradaki hemşireler, 'Bizim geleceğimiz kalmadı' diyor. Bundan daha ağır bir durum var mı? Dosyada bahsedilen bebek ölümlerine gelecek olursak, Kaya bebeğin zaten müvekkilimle alakası yok. Hemşireleri ve doktorları zaten katil olarak kabul ettiler. Sanki hemşireler o bebekleri tutarken gözlerini bebeklere dikmişler gibi davranıldı. Örgüt üyesi gibi gösterildi. Birilerinden borç almak illegal bir şeymiş gibi gösterildi. Biz arkadaşlarımızdan borç istemiyor muyuz? Fırat Bey bu insanları senelerdir tanıyor, para istediği insanlar arkadaşları" ifadelerini kullandı.

Fırat Sarı'nın avukatı savunma yaparken diziden örnek vererek "Prens dizisinde bir söz var, bilir misiniz? 'Ne kadar da inanarak boş konuşuyor, değil mi' Sizin iddianameniz de bize göre böyle saçmalıyor işte" dedi.

14:09 23 Kasım 2024
BEBEK BAŞI 750 TL

İfadenin ardından Fırat Sarı’nın çapraz sorgusuna geçildi. Mahkeme başkanı ilk olarak, “Gıyasettin Mert Özdemir’i tanıyor musun?” diye sordu. Sarı ise, “Evet sevk işleri ile ilgili bize liste getirirdi. Bebek başına 750 lira ya da bin lira ödeme yapardım” dedi. Sarı, “Hastanelerdeki anlaşmaları kimlerle yaptınız?” sorusuna ise, “Hastane yöneticileri ile yapıyorduk” dedi.

Mahkeme başkanının, “Bir tapenizde, ‘Dursun abinin diplomasını kullanıyoruz ama o olmayacak diyorsunuz ne demek bu?” diye sordu. Sarı ise gülerek, “Şaka amaçlı bir konuşma kimsenin diplomasını kullanmadık vallahi kullanmadık nasıl olur bu” dedi.

"HASTANENİN BENİ SIKIŞTIRDIĞI TEK NOKTA"
“Taburcular çok oldu hasta sayılarını arttıralım” konuşması sorulan Fırat Sarı, “Hastane yönetiminin beni sıkıştırdığı tek nokta hasta sayısı. Bu çok normal benim işim hasta sayısını arttırmak. Ben herhangi bir doktora hastayı taburcu etmeyin demedim” dedi. “Gıyasettin Mert Özdemir sizin hastalarınızın taburcularıyla neden ilgileniyor” diye sorulan Sarı, “Evet işgüzar konuşmalar. Mert çok heyecanlı işkolik birisi” dedi.

.
13:30 23 Kasım 2024
"İNSANI VARLIK YAPAN NE KADAR DEĞER VARSA ÜZERİMDEN SÖKÜLDÜ"

Fırat Sarı, fezlekeyi hazırlayan soruşturma savcısı Yavuz Engin'in iki ay önce tehdit edilmesinin ardından kamuoyunda tepkiler üzerine avukatlarının vekilliğinden ayrıldığını söyledi.

Sarı, memleketinden akrabalarının avukatlığını yapmak için geldiğini, ancak hazırlanamadıkları için savunma yapmayı ertelemek istediklerini anlatarak, "Olaylar olduğundan beri tek amacım, maddi gerçeğin ortaya çıkması için savunmamı yapmaktı. Savunmamı yapmak istiyorum." dedi.

Savcının tehdit edilmesinin ardından kamuoyunda gelişen infialden toplumun etkilendiğini aktaran Sarı, "Hayatta beklentim, umudum kalmadı. Mahkemeye gelip, gördüğüm, duyduğum, yaptığım her şeyi anlatmak istedim. Benim bir şeyim yok." ifadelerini kullandı.

Sarı, 17-18 yaşlarında tıp fakültesine başladığını, üniversite ikinci sınıftayken İstanbul'da gösteriye katılmasının ardından "örgüt üyeliği"nden ceza aldığını ve 4-5 yıl cezaevinde kaldığını belirterek, "Ben örgüt şeyini görünce ayrı tilt oldum. Ölüm oruçları döneminde 16 yaşındaki çocuklar ölüme gittiler. Her şeyi gördüm, örgütten ayrıldım. Örgüt denen yapıyı kimse benim gibi bilemez, iliklerimde hissettim. Bu benim gizlimdi, sırrımdı, kimse bilsin istemiyordum." diye konuştu.

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminden önce devletle bağı olduğunu, güvenlik güçleriyle görüşüp, çalıştığını söyleyen Sarı, "FETÖ kalkışmasından sonra devletteki o bağım koptu. Hekim olarak, insan olarak yaşadığım toplumu, mesleğimi çok seviyorum. Ben onlara hizmet etmek istedim. Bu benim için çok önemliydi. Duyulmasını istemiyorum çünkü terör örgütü deyince hedef haline geliyorsunuz. Kariyerimi kaybettim. İnsan onurum, insanlığım, İnsanı varlık yapan ne kadar değer varsa üzerimden söküldü. Söküle söküle bir hiç kaldım. Her şeyi içtenlikle söyleyeceğim." şeklinde konuştu.

"HASTALARA HEKİM OLARAK DA BAKTIK, SADECE İŞLETMECİ OLARAK BAKMADIK"
Sarı, tıp fakültesini bitirdikten sonra zorunlu hizmetini Esenyurt Devlet Hastanesi'nde yaptığını ancak medyada söylendiği gibi hiçbir şeyin kolay olmadığını ifade ederek, "Zorunlu hizmetleri yaptım ama kamu istediğimde olmadı. Ben askerliğimi uzun dönem er olarak yaptım. Askerliği sakıncalı er olarak yaptım Uğur Mumcu gibi." dedi.

Zorunlu hizmeti sırasında başarılarından dolayı medyaya çıktığını söyleyen Fırat Sarı, sonrasında 2018'de Esenyurt'taki Reyap Hastanesi'nde çalışmaya başladığını anlattı.

Sarı, Esenyurt'taki hastaların sosyoekonomik durumunun düşük olduğunu, doğumların büyük oranda tıp merkezlerinde gerçekleştiğini, hamilelikte takibi yapılmayan gebenin sancısı başlayınca tıp merkezine giderek doğum yaptığını aktardı.

Doğan bebeğin de sağlık durumunun önceden anlaşılamayacağını dile getiren Sarı, "Her türlü bebek doğar. 112 nakil birimi ekibi çok yetersiz. Hastaya bakmayı bile bilmiyorlar. Sevk süresi 4-6 saat sürer ve yenidoğan çok kritik. Tıp merkezinden bebek almamız, usulsüz sevk dedikleri bu." şeklinde konuştu.

Sarı, Reyap Hastanesi'nde iyi çalıştığı için bazı hastanelerden işletme teklifi aldığını anlatarak, "Bu yapıyı ben keşfetmedim. Onların işletmesi vardı daha önce. Bu yapıyı gördüm, yapabilir miyim diye düşündüm. Reyap'taki mesailerimi aksatmadan bu işe el attım. Aslında işletmede benim tıbbi destek yüküm yoktu. Bu hastanelerin gece nöbetçi doktoru oluyor. Ama insani olarak, oranın hekimi nöbetçi doktordan çok bana güveniyor. Hastalara hekim olarak da baktık, sadece işletmeci olarak bakmadık." diye konuştu.

Davada, bir diğer örgüt elebaşı olarak değerlendirilen tutuklu sanık doktor İlker Gönen'le tanışma sürecini de anlatan Sarı, "İlker o sırada zorunlu hizmete ara vermişti. Kafamız uyuştu, o da benim gibi çalışmayı seven biriydi. Sonra sayımız arttı. Hep teklif geldi çünkü işimizi iyi yaptığımıza inanıyorlardı. İşletme denilen yapı böyle başladı. İşletme teklifi bana başka hastanelerden de geldi, ben kabul etmedim sayı fazlaydı diye. İşletme özel sağlıkta çok olan bir şey." değerlendirmesini yaptı.

"O ÇOCUK SEVK EDİLMESE ZATEN ORADA ÖLECEK"
Sarı, "112 dışı sevk" denilen olayın, tıp merkezindeki hekimlerin kendisine güvenip hasta göndermesi olduğunu savunarak, şöyle konuştu:

"O dönemde ben hiçbirinden para almadım. Sadece hızlı geliyordu, daha iyi bakıyordum, bana güveniyorlardı. Birinin hasta bulması gerekiyordu. Hastaneler neden işletme istiyor onu da anlatayım. Yenidoğan gibi özellikli yerlerde çalışan bulmakta zorlanıyorlar, bunların bulunmasını istiyorlar. Hastanelerde yaptığımız sözleşmelerde her şey hastanelere aittir. Hastanelerin kendi kurumsal sistemleri aynen çalışır. Bizim o birimlere müdahalemiz olmaz. 112 dışı sevkleri tıp merkezlerinden öyle aldım. 112'ye rüşvet vererek hasta almadım. Öyle bir şey mümkün değil. 112'den uygunsuz sevk alma durumu yok. Bizim tıp merkezinden aldığımız sevkler, sevki uzun süren ve ailelerinin onayladığı sevklerdir. İl dışı sevkte,112'nin sevk zincirini aksatan bir şey mümkün değil. 112 gerçekten özverili yapıyor işi. Uygun yerimiz varsa biz hastayı alıyoruz. O çocuk sevk edilmese zaten orada ölecek. İstanbul için söylüyorum, çok iyi bir sistem değil. 4 tane yenidoğan nakil ambulansıyla siz ne yapabilirsiniz?"

Sarı, tapelere itirazı olduğunu belirterek, özel hayatındaki konuşmaların kamuya yansıtıldığını, tıbbi konuların çoğunun yanlış çevrildiğini savundu.

Özel sağlığın İstanbul'un yükünü kaldırdığını ileri süren Sarı, "Kovid-19 geldi mesela Avrupa yıkıldı ama biz Türkiye'de bunu çok kolay aştık. Sevk sistemi için beni milletvekili de aradı. Çünkü yer bulmak çok büyük bir problem. Sağlık sistemi iyi işleyen bir sistem. Hastane ciddi bir birim, organizasyon. Doktorlar ateşe atıldı. Hastanelerin binlerce çalışanı işsiz kaldı. Bu operasyondan sonra yenidoğan ölümlerini de karşılaştırsınlar. Biz kötüysek bizi aldıktan sonra yenidoğan ölümlerin azalması gerekir ama ben tam tersi olacağını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Sarı, geceleri çok az uyuduğunu, hastanelerde acil bir şey olursa hemen gittiğini, zaten kendisini takip eden polisin de "Hiç yerinizde durmuyorsunuz." dediğini söyledi.

SGK'NİN DOLANDIRILDIĞI İDDİASI
Hakkındaki SGK dolandırıcılığı iddialarına ilişkin Sarı, şunları kaydetti:

"Reyap Hastanesi hekimiyim ben. Yatış süreleri uzun değil. Olay infial olunca, toplumsal kıyamet kopunca herkes saldırıya geçti. Yaklaşık 15-20 bin yoğun bakım hastası baktım. Benim ölüm oranlarım, Türkiye'deki ölüm oranlarının altında. On binlerce sağlıklı çocuğu taburcu ettim. SGK dolandırıcılığında hastaları uzun yatırdığımız, epikrizleri düzelttiğimiz ve ölümlere neden olduğumuz gibi iddialar var. Böyle bir şey yok."

Sarı, kendisine tepki gösteren anne babaları yargılamadığını dile getirerek, "Bebeğini yoğun bakıma yatırmış milyonlarca anne var. Anne için çok büyük bir travma. Bu tramvayı yaşamış annelere, bu haberlerle travmalarını yeniden yaşatıyorsunuz. Anneler öfkeliler, haklılar bir şey demiyorum onlara." diye konuştu.

İddianamedeki ilaç satma suçlamasının hayatını kararttığını, bu işi sanıklar Hasan Basri Gök ile Hakan Doğukan Taşçı'nın yaptığını öne süren Sarı, zaten bu durumu polise şikayet ettiğini söyledi.

Soruşturmayı yürüten savcının ilk aşamada ölümlerden kendisini suçlamadığını söyleyen Sarı, savcının tavrının, tehdit edilmesinden sonra değiştiğini iddia etti.

"ÖRGÜTE BULAŞIRSA DAĞA GİDECEK, ÖLECEK, DİYE YANIMIZDA TUTTUĞUMUZ BİRİ"
Sanık, soruşturmanın başlatılmasına neden olan CİMER şikayetini yapan tutuklu sanık hemşire Deniz Korkmaz'la ilgili de şunları söyledi:

"Deniz, Deniz Gezmiş parkası giyer, nöbette Karl Marx, Mao okur. Deniz, aşırı solcudur. Üslup, Deniz'in üslubu değil. Gözünün önünde bir sürü bebeğin öldüğünü söylüyor. Öldüyse sen niye bizimle çalışmaya devam ettin? Deniz, vatan millet kaygısı taşıyan birisi değil. Deniz'in bunu siyasi bir eylem olarak yaptığını düşünüyorum. Bu çocuk örgüte bulaşırsa dağa gidecek, ölecek, diye sürekli nasihat verdiğimiz, yanımızda tuttuğumuz biri. Ama sonu böyle oldu."

Sarı, kendisinin kaleminin kırıldığını, cezayı aldığını söyledi.

11:04 23 Kasım 2024
BEBEK KATİLİ KÜRSÜDE: ÖRGÜT ÜYELİĞİNDEN HAPİS YATTIM

"4-5 YIL ÖRGÜT ÜYELİĞİNDEN YATTIM"
Fırat Sarı, mahkeme başkanına savunmasında örgüt üyeliğinden haps yattığını söyledi.

Yenidoğan çetesinin hakim karşısındaki ifadeleri çizimlere yansıdı (İHA)

Sarı, "Bu iddianame kapsamında olan bir şey değil, özellikle davacı tehdidinden dolayı toplumun etkilendiği bir durum oldu. Buraya gelmek çok istedim ama hayata dair pek umudum kalmadı. Öyle şeyler çıktı ki, akış hayal gücüne sığmayacak durumlara vardı. Bütün hesaplarıma bakılsın. Sümeyye ve Mehtap dün söylediler, benim onlara borcum var. Çok fazla para harcıyorlar diye para kontrolleri olsun diye para alırdım. 1975 Bingöl doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi orada tamamladım. 17 yaşımda tıp fakültesine girdim. Üniversitede bir yürüyüşe katıldım, bu nedenle 4-5 yıl cezaevinde örgüt üyeliğinden yattım. 16-17 yaşlarında çocukların ölüm orucu yaptığı dönemde bulundum. Örgütü benim kadar iyi kimse bilemez. Daha sonra ayrıştım ve güvenlik güçleriyle görüşmeye başladım. FETÖ dönemine kadar devletle bağlantım vardı." iddiasında bulundu. 

 

 

10:35 23 Kasım 2024
SARI İÇİN HESAP VAKTİ
Fırat Sarı ve tutuklu sanıklar duruşma salona getirildi.
06:45 23 Kasım 2024
SIRA ELEBAŞI FIRAT SARI'DA!

Yenidoğan çetesi davası, tutuklu elebaşı doktor Fırat Sarı'nın savunmasının alınması ile devam edecek. Duruşma saat 10.00'da başlayacak.

DAHA ÖNCE PKK'DAN HÜKÜM GİYDİĞİ ORTAYA ÇIKMIŞTI
Suç örgütünün elebaşı olduğu değerlendirilen doktor Fırat Sarı'nın, tıp fakültesinde okuduğu dönemde "PKK terör örgütü üyeliğinden" mahkum olduğu, yaklaşık 5 yıl cezaevinde kaldıktan sonra üniversiteyi bitirdiği ortaya çıkmıştı.

FIRAT SARI ELEBAŞI OLARAK GÖRÜLÜYOR 
1399 sayfalık Yenidoğan çetesi iddianamesinde, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor.

Yenidoğan çetesi elebaşı Fırat Sarı

İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.

Sanıklar tarafından hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'dan yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.

Bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı aktarılan iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.

Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil, maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu iddianamede bildiriliyor.

CEZA İSTEMLERİ
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere, toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis isteniyor.

Diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.

İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bu hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.

Soruşturma kapsamında, İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti.

00:00 23 Kasım 2024
DAVANIN 5 .GÜNÜNDE KRİTİK İTİRAFLAR

Dün (22 Kasım) savunma yapan ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in kendini doktor olarak tanıttığı, bazı hastanelerle anlaşma yaptığını ve maaş aldığını itiraf etti. Öte yandan çetenin iki numaralı ismi İlker Gönen duruşmada, "Utançla söylüyorum, 5 bebeğin ölümünden sorumluyum." ifadelerini kullandı.

DAVANIN 5. GÜNÜNDE YAŞANANLAR İÇİN TIKLAYINIZ