Kamuoyunda "Yenidoğan Çetesi" olarak bilinen, özel hastanelerde yaşanan bebek ölümlerine sebebiyet verdikleri ve haksız kazanç elde ettikleri gerekçesiyle suçlanan sanıkların yargılanmasına 9. gününde de devam ediliyor.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmaya, organize suç örgütü elebaşı olduğu iddia edilen Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu 22 tutuklu ve bazı tutuksuz sanıklar ile tarafların avukatları katıldı.
Çok sayıda basın mensubunun takip ettiği duruşmanın yapıldığı salon ve önünde, polis ekiplerince yoğun güvenlik önlemi alındı.
18 Kasım'da başlayan ve 22 tutuklunun savunmalarını yaptığı duruşma, bugün tutuksuz sanıkların beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.
Molla'nın ardından 14. tutuksuz sanık Bağcılar Şafak Hastanesi Müdürü Mustafa Kazan savunma yaptı.
Kendisinin istifa ederek şehir dışına taşındığını belirten Kazan, iddianamede işletme Müdür Yardımcısı olarak geçtiğini belirtti, Kazan, "Kesinlikle imza yetkim yoktur. Tıbbi süreçlere yetkim bulunmamaktadır." dedi.
Hakkındaki iddiaları reddederek; "Böyle bir örgütü gözaltına alınınca öğrendim. Hiç kimseyi tanımıyorum, telefon görüşmem yok. Para alışverişim de bulunmamaktadır." ifadelerini kullandı.
Sanık Bağcılar Şafak Hastanesi Müdürü Mustafa Kazan'ın savunmasında öne çıkan detaylar şu şekilde:
"Sadece telefon görüşmelerimin olduğu Gıyasettin Mert Özdemir var. Hasta getirmesi karşılığında para ödeyeceğimize dair görüşmem var. Ben yönetimin kararını paylaştım. Yöneticimiz Cem Öztürk ticaret amaçlı böyle bir karar almıştı.
Bir konuşmamızda hasta başı 10 bin TL olarak konuşuyoruz, diğerinde 50 bin fix, hasta başı bin TL gibi konuşuyoruz. Ama olumlu dönmüyor.
Ben Mert'in kendisine ödeme yapmadım, hastanenin muhasebesinden yapıldı."
Üye Hakim: Denetime geldiklerinde hastalar 3. basamak mıydı?
Renginar Molla: Hatırlamıyorum.
Üye Hakim: 3’ten 2’ye, 1’e çek derken ne demek istiyordu?
Renginar Molla: Oksijenleriyle ilgili bir şeydi. Dosya üzerinde değiştirdim. Bebeğe herhangi bir şey yapmadım.
Üye Hakim: Hasan Basri’nin ciro hesabı yaptığını gördünüz mü?
Renginar Molla: Görmedim.
Üye Hakim: Dosya üzerinde tam olarak ne yaptınız?
Renginar Molla: Bebek oksijen alıyordu, ama almıyormuş gibi yaz dedi.
Üye Hakim: O anda oksijen alıyor muydu?
Renginar Molla: Alıyordu.
Üye Hakim: Amacı neydi peki?
Renginar Molla: Sorgulamadım. Üye Hakim: Hastane evraklarını Hasan Basri dışarı çıkarıyor muydu?
Renginar Molla: Bizden alıyordu. Epikrizleri yazacağım diyordu. Dosyalar arşive gidiyordu.
Üye Hakim: Sisteme kaydetme işlemlerini kim yapıyordu?
Renginar Molla: Ben yapıyordum.
Üye Hakim: 10 yıllık hemşiresiniz. Hangi hastanın 3. basamak, hangi hastanın 2. basamak olduğunu anlarsınız.
Renginar Molla: Bana, bebeklere odaklan diyorlardı. Ben de bebeklere odaklanıyordum.
Üye Hakim: Yenidoğanın işleyişiyle başhekim ilgilenir miydi?
Renginar Molla: Evet, ‘Kaç hasta var, genel durum nasıl?’ diye soruyordu.
Silivri Kolan Hastanesi hemşiresi Renginar Molla’nın ifadesi alınmaya başlandı. Mahkeme Başkanı, Molla'ya sorularını yöneltiyor:
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’yı daha öncesinde tanıyor muydunuz?
Renginar Molla: Sadece duymuştum.
Mahkeme Başkanı: Sanıklardan başka?
Renginar Molla: Hasan Basri, Mert diye tanıdığım Gıyasettin Mert.
Mahkeme Başkanı: Hasan Basri size nasıl tanıtıldı?
Renginar Molla: Bana, yönetim tarafından doktor asistanı hemşire olarak tanıtıldı.
Mahkeme Başkanı: Sizden başka hemşire var mıydı?
Renginar Molla: Vardı.
Mahkeme Başkanı: Mehmet Salih’i tanıyor musunuz?
Renginar Molla: Çalıştığım sürece tanımadım.
Mahkeme Başkanı: “Abla, basamakları çek” diyor, öyle mi?
Renginar Molla: Evet, öyle diyordu.
Renginar Molla: Yönetim tarafından benden doğum sayılarını istediler, biraz da ondan…
Mahkeme Başkanı: Basamakları kim belirliyordu?
Renginar Molla: Fırat Sarı belirliyordu.
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı mı söyledi diye düşündünüz?
Renginar Molla: Evet, Fırat Sarı dedi diye düşündüm.
Mahkeme Başkanı: Denetim tapelerinde Hasan Basri’ye denetime geleceklerini söylediniz mi?
Renginar Molla: Denetime geldiklerinde epikrizleri görmek istediler. Ben de yazılmayan epikrizleri söyledim.
Mahkeme Başkanı: Epikrizler yazılmamış mıydı?
Renginar Molla: Yazılmamıştı.
Mahkeme Başkanı: Kim yazıyordu?
Renginar Molla: Hasan Basri. Tek başına mı, Fırat Sarı ile mi yazıyordu, bilmiyorum.
Mahkeme Başkanı: Hasan Basri size yardımcı olacaktı, değil mi?
Renginar Molla: Yönetimden söylediler.
Mahkeme Başkanı: Kim söyledi?
Renginar Molla: Başhemşire Ufuk. Yönetimde kim varsa bilgileri vardı.
Mahkeme Başkanı: Kaç yıllık hemşiresiniz?
Renginar Molla: 15.
Mahkeme Başkanı: Yenidoğan bölümünde ne kadar çalıştınız?
Renginar Molla: 10 yıl.
Mahkeme Başkanı: Neden Hasan Basri’ye sordunuz?
Renginar Molla: Doktorun yaptırdığı görevleri bilmiyordum.
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile para hareketiniz olmuş. Nedir bu?
Renginar Molla: Yurtdışına çıkacaktım, ondan para istedim. O da sağ olsun verdi. Geri biriktirip ödemek istedim, ama kabul etmedi.
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. 8'i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.
İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.
Soruşturma kapsamında İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti.
Öte yandan yenidoğan çetesine ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E'yi makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı.
İddianamede, suç örgütünün esas amacının işletmesini devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.
Sanıklar tarafından hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.
Bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı bildirilen iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.
Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil, maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu iddianamede belirtiliyor.