Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu'nda düzenlenen Türkiye Yüzyılı'nın Emektarları Programı'nda önemli açıklamalarda bulundu.
Başkan Erdoğan, bu program vesilesiyle emeklilerle bir araya gelmenin büyük bir mutluluk olduğunu belirterek, ülkenin dört bir yanındaki emekli vatandaşlara sevgi ve saygılarını iletti. Türkiye'deki 16 milyonu aşkın emekliye sağlıklı, bereketli ve güzel bir ömür dileyen Başkan Erdoğan, emeklilerin yıllar boyu döktükleri alın teriyle ülkenin bugünkü başarılarında büyük pay sahibi olduklarını vurguladı.
Kamuda, özel sektörde, tarımda, hayvancılıkta ve ticarette görev alan emeklilerin, Türkiye'nin büyüme ve kalkınma sürecine önemli katkılar sunduğunu ifade eden Başkan Erdoğan, emeklilerin bilgi, erdem ve hayat tecrübeleriyle ailelerine, çevrelerine, ülkeye ve millete büyük değerler kazandırdıklarını söyledi.
Başkan Erdoğan, "Çocuklarınıza ve torunlarınıza aktardığınız bu tecrübelerle geleceğin yani Türkiye Yüzyılı'nın taşlarını döşediniz, gücümüze güç kattınız, bu milletin yanında olduğunuzu dost düşman herkese gösterdiniz. Aile yapımızın korunmasında, milli ve manevi değerlerimizin muhafaza edilmesinde genç nesillere örnek oldunuz, rehberlik ettiniz, sevgi ve şefkatle gençlerimizin elinden tuttunuz. Her birinize kalpten teşekkür ediyorum. Sizlerin şahsında tüm emeklilerimize, Türkiye Yüzyılı'nın emektarlarına bir kez daha şükranlarımı sunuyorum." diye konuştu.
"EMEKLİLERİMİZİ BİR YÜK OLARAK GÖRMEDİK"
Emeklilere vefa borçlarını layıkıyla ödeyebilmek için göreve geldikleri günden itibaren yoğun ve samimi bir gayret içinde olduklarını dile getiren Erdoğan, 2002'de 6,5 milyon olan emekli sayısının bugün 16,6 milyon olduğunu ifade etti.
Erdoğan, son 22 yılda emekli ailesine 10 milyon yeni üye katıldığını belirterek, "Emeklilerimizi sosyal güvenlik sistemimiz için asla bir yük olarak görmedik, bugün de görmüyoruz. Kuşatıcı ve kolaylaştırıcı bir sosyal devlet anlayışıyla emeklilerimize dönük hizmet ve faaliyetlerimize her geçen gün bir yenisini ekledik. Sosyal güvenlik politikamızı bu istikamette emeklilerimizin refah seviyesini yükseltecek, hizmete erişimlerinin önündeki engelleri kaldıracak şekilde belirledik, sürekli güncelledik." diye konuştu.
Hükümetin emeklilere yönelik hizmet ve reformlarına değinen Başkan Erdoğan, tasarruf teşvik fonu ve konut edindirme yardımı tutarlarını ödeyerek emeklilere ve hak sahiplerine bir mağduriyeti giderdiklerini belirtti. Erdoğan, 2012 yılında 1,8 milyon emekli vatandaşın maaşlarında artış sağlayan intibak düzenlemesini de hayata geçirdiklerini ifade etti.
Emekli olduktan sonra ticari faaliyet yürütenlerin aylıklarından kesilen Sosyal Güvenlik Destek Primi uygulamasını önce yüzde 15'ten yüzde 10'a indirdiklerini, devamında ise bu uygulamayı tamamen kaldırdıklarını hatırlatan Erdoğan, emeklilere banka promosyonlarının ödenmesini sağladıklarını belirtti.
Bayram ikramiyeleriyle emeklilerin evlatlarıyla, torunlarıyla, aileleriyle paylaştıkları bayram sevinçlerine ortak olduklarını aktaran Erdoğan, asgari ödeme miktarlarını yeniden ele alarak emekli alt sınır aylıklarını yükselttiklerini kaydetti.
Erdoğan, emekli aylıklarındaki normal iyileştirmelere ek olarak seyyanen zamlar ve ilave refah payı artışlarıyla emekli maaşlarında önemli iyileştirmelere gittiklerini dile getirdi.
Tüm bunların sonucunda 2002-2024 döneminde farklı statüdeki emekli aylıklarında reel olarak yüzde 78 ile yüzde 631 artış yaşandığını vurgulayan Erdoğan, emeklilerin refah seviyesini yükseltmek için 2018'de başlatılan bayram ikramiyesi uygulamasıyla emeklilere bugüne kadar 252,1 milyar lira ödediklerini belirtti.
"EMEKLİ VATANDAŞLARIMIZIN HAYAT KALİTESİNİ ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ARTIRDIK"
Erdoğan, 2023 Ekim ayında gelir veya aylık alan sigortalı ve hak sahiplerine bir defaya mahsus olmak üzere 5 bin lira ödeme yaptıklarını ifade ederek, 2024 yılını "Emekliler Yılı" ilan ederek Türkiye Yüzyılı'nın emektarlarına verilen önemi gösterdiklerini söyledi.
Başkan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yıl boyunca yürüttüğümüz çalışmalarla emekli vatandaşlarımızın hayat kalitesini önemli ölçüde artırdık. Ekonomik, sosyal ve kültürel haklardan daha geniş ve etkin bir şekilde istifade edebilmelerini sağladık. Sağlık ve ulaşım başta olmak üzere emekli vatandaşlarımıza pek çok alanda yeni destekler verdik, yeni kolaylıklar sunduk. 22 yıldır yanımızda olan, ülkesine ve milletine hizmet için saçlarını ağartan emeklilerimize bir vefa borcu olarak gördük.
Emekli vatandaşlarımızın temel haklarını kullanmaktan yoksun bırakıldığı, sağlık ve ulaşım imkanlarından faydalanamadığı günler çok şükür geride kaldı. 22 yıllık iktidarımızda attığımız adımlarla emekli vatandaşlarımızın daha iyi şartlarda yaşamalarını ve geleceğe güvenle bakmalarını temin ettik. Kendimizi elbette bu iyileştirmelerle sınırlı tutmayacak emeklilerimiz için daha çok çalışmaya, daha çok hizmet üretmeye devam edeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da emeklilerimizi desteklemeyi onlarla birlikte yol yürümeyi güçlü bir şekilde sürdüreceğiz."
Emeklilerle dertleşmek, samimi bir hasbihal etmek arzusunda olduğunu belirten Erdoğan, Tayyip Erdoğan olarak yarım asırdır siyaset sahnesinde, ülkeye ve millete siyaset yoluyla hizmet etmeye çalıştığını söyledi.
Başkan Erdoğan, aziz milletin takdiriyle bugüne kadar farklı görevlere geldiklerini, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, Başbakan ve son 10 yıldır da Başkan olarak Türkiye'nin hizmetinde olduğunu anlattı.
Başkan Erdoğan, halkın teveccühünü kazanarak, Hakk'ın rızasına ulaşmanın çabasında ve gayelerinin geride hayırla yad edilecek eserler ve örnek bir siyasi miras bırakmak olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Atalarımızın dediği gibi mahkeme kadıya mülk değil, bulunduğumuz makamlar da bize mülk değil, tapulu malımız hiç değil. Bunların tamamı önce Allah'ın, sonra da milletimizin bizlere emanetidir. Tüm görevler aynı zamanda birer imtihan vesilesidir. Biz de bu imtihanı başarıyla vermenin, emanete hakkıyla sahip çıkmanın peşindeyiz. Sadece bunun için mücadele ediyoruz. Yarın ruz-i mahşerde Rabbimizin huzuruna alnımız ak, başımız dik, gönlümüz mutmain bir şekilde çıkmanın derdindeyiz. Biz dertliyiz derken, kastımız işte budur. Kastımız, milletimize olan minnet ve vefa borcumuzu ödemektir. Kastımız, 2002 yılında milletin umudu olarak başladığımız bu yolculuğu hedeflerimize kamilen ulaşmış bir şekilde tamamlamaktır. Kastımız, Türkiye'yi her alanda müreffeh, muktedir, muteber, söz ve etki sahibi bir ülke haline getirmektir. Yarın arkamızdan bir Tayyip Erdoğan var, dürüst adamdı, ahlaklı adamdı, mert adamdı, vicdanlı, merhametli adamdı, milletine ve memleketine çok sevdalı bir adamdı, 'Allah ondan razı olsun' denilmesi, bizim en büyük arzumuzdur. Rabbimizden en samimi niyazımızdır. Hani o meşhur şiirde Baki diyor ya, 'Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş meğer.' Tam olarak biz de, gök kubbede hoş sedalar bırakmak istiyoruz, Mevla'dan bunu murat ediyoruz. Ne yapıyorsak bunun için yapıyoruz, milletimizin kalpten söyleyeceği güzel sözlere layık olabilmek için yapıyoruz."
"EMEKLİLERİMİZE KARŞI DAİMA DÜRÜST OLDUK"
Siyaset yolculuklarında pusulalarının hep şeffaflık, dürüstlük olduğunu, bu yolculuğa çıkarken siyasetin limanının ahlak olduğunu dile getiren Erdoğan, üstlendikleri tüm görevlerde de bu ilkeyi kendilerine rehber edinmeye, bu ilkenin ışığında hareket etmeye çalıştıklarını söyledi.
Seçim kazanmak, sandıkta birkaç oy daha fazla almak için tabiri caizse "umut sömürüsü"ne asla tevessül etmediklerini kaydeden Başkan Erdoğan, meydanlarda ne söyledilerse, hangi taahhütte bulundularsa, milletten yetki alınca da bunları yerine getirmeye gayret ettiklerini ifade etti.
Prensiplerinin hep sözünün eri bir iktidar, ahdine ve kavline sadık bir yönetim olmak vurgulayan belirten Erdoğan, şüphesiz zaman zaman iradelerini aşan hususlar, hiç hesap edilmedik olaylar, savaşlar ve küresel krizlerin ortaya çıktığını söyledi.
Erdoğan, 2 yıl boyunca tüm dünyayı kasıp kavuran Kovid-19 salgını, 6 Şubat'ta yaşanılan asrın felaketi deprem gibi nice zorlukla karşı karşıya kaldıklarını anımsatarak, şunları kaydetti:
"Şartlar ne olursa olsun milletimize verdiğimiz sözleri tutmaya çalıştık. Bunun en yakın şahidi de, iktidarımızın 22 yılına bizzat tanıklık eden siz emeklilerimizsiniz. 31 Mart seçimleri, emeklilerimizin sıkıntılarının ve beklentilerinin en fazla istismar edildiği bir dönem olmuştur. Muhalefet seçim propagandasını, emeklilerimizi hükümetimize karşı kışkırtmak üzere kurgulamış, haftalarca bunun üzerine adeta tepinmiştir. Hiçbir ekonomik ve mali temeli olmayan uçuk vaatler üzerinden kelimenin tam anlamıyla vaat panayırları düzenlediler. Kim ne veriyorsa, bundan 5 fazlası mantığıyla Türk siyasetine popülizm hastalığını tekrar bulaştırdılar. Bundan ne yazık ki, belli oranda netice de aldılar. Biz seçim döneminde de emeklilerimizle ruberu konuştuk, gönül dileğiyle konuştuk.
Emeklilerimize karşı daima dürüst olduk, vaat yarışına girmek yerine, muhalefetin bol keseden verdiği sözlerin hiçbir geçerliliğinin olmayacağını o zaman da dilimiz döndüğünce anlattık. Sonuçta ne oldu 31 Mart akşamı sandıklar kapandı ve muhalefetin emeklilerimize verdiği sözlerin tamamı neredeyse tamamı unutuldu. Bugün bir konsere harcadıkları para yardım yaptık. Dedikleri, emeklilere verdikleri rakamdan daha fazla. Reklam amaçlı, bir, iki göz boyama dışında hiçbir iş yapmadılar. Vaatlerinin üzerine kalın bir sünger çektiler. Şimdi emeklilerimizle yan yana gelmek bile istemiyorlar. Bırakın sözlerini tutmayı, SGK'ya olan prim borçlarını dahi ödemiyorlar. Bunu da matah bir şeymiş gibi övünerek anlatıyorlar. İnanıyorum ki sizler de yakından takip ettiniz. Kaynağı karanlık paralarla kule dikmeye gelince bunların paraları var. Şişirilmiş konser faturaları üzerinden yandaşları zengin etmeye gelince bunların paraları var. Eş dost, ahbap, çavuş düzenlerine gelince bunların paraları var. Ama SGK'ya olan prim borçlarını ödemeye gelince 40 dereden 40 kova su getiriyorlar."
Devlet Başkanı sıfatıyla devletin kurumuna olan borçlarını hatırlatınca muhalefetin bundan rahatsız olduğunu belirten Erdoğan, "Borcunuzu ödeyin demeyelim mi? Emeklinin, işçinin, esnafın, garip gurebanın hakkını savunmayalım mı?" diye konuştu.
"ALTIN FİYATLARINDAKİ ANİ ARTIŞIN, TÜRKİYE EKONOMİSİ İLE BİR ALAKASI YOK"
Muhalefetin aynı çarpıtmayı emekli aylıkları ve asgari ücret üzerinden de yaptığını belirten Erdoğan, son 2 yılda altın gibi değerli madenlerin fiyatlarının tarihinin en yüksek rakamlarına ulaştığını, 2002'de 320 dolar olan altının ons fiyatının, 2022'de 1680 dolara, şimdi ise 2 bin 650 dolara çıktığını kaydetti.
Başkan Erdoğan, "Tüm dünyada altın fiyatları yalnızca son 2 yılda yaklaşık 2 kat arttı. Altın fiyatlarındaki ani artışın, Türkiye ekonomisi ile bir alakası yok. Dünyada en fazla ne yükseldi ise onun üzerinden hesaplama yapılmaz. Bunun adı siyaset değil, tam tersine kurnazlıktır, hainliktir." dedi.
Bir diğer çarpıtmanın da asgari ücret ve en düşük emekli maaşı ile ilgili olduğunu belirten Erdoğan, ülkeyi yönetme görevini devraldıklarında en düşük emekli aylığının 66 lira yani 43 dolar, asgari ücretin ise 184 lira olduğunu, bu rakamın da 122 dolara denk geldiğini söyledi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bugün en düşük emekli maaşı 12 bin 500 lira yani 370 dolar. Asgari ücretin dolar bazından karşılığı ise 590 dolar. Dikkat ederseniz Sayın Özel, bu rakamları hiç ağzına almıyor. Sayın Özel'in değinmekten kaçtığı bir başka husus şudur, 2002 yılında bir asgari ücretli kardeşimiz, evinde kullandığı 200 kilovat saat elektrik için aylığının yüzde 20'sini, 100 metreküp doğal gaz için ise yüzde 26'sını ayırmak zorundaydı. Şimdi aynı miktar elektrik için sadece yüzde 2,4'ünü, doğal gaz için ise yüzde 5,6'sını ayırıyor.
En düşük emekli maaşı alan kardeşlerimiz, 2002'de elektriğe maaşlarının yüzde 15,3'ünü, doğal gaza yüzde 19,3'ünü harcıyordu. Bugün bu oranlar sırasıyla elektrikte yüzde 3,3'e, doğal gazda yüzde 7,7'ye geriledi. Kusura bakmasın ama Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı'nın fotoğrafın tamamını ortaya koymadan yaptığı her hesap eksiktir, çarpıtmadır, milleti açıkça kandırmaya çalışmaktır. Biz de buna müsaade etmeyiz. Şunu çok net ifade etmek isterim, Türkiye ve Türk demokrasisi böyle bir siyaset tarzını asla hak etmiyor."
"ELBETTE HER ŞEY GÜLLÜK GÜLİSTANLIK DEMİYORUZ"
Siyasetin limanının ahlak, tutarlılık, dürüstlük olduğunu dile getiren Erdoğan, siyasetçinin ya göründüğü gibi olacağını ya da olduğu gibi görüneceğini söyledi.
Seçim meydanlarında başka, göreve gelince çok başka davrananlardan siyasetçi olmayacağını, bunlardan ülkeye hayır da gelmeyeceğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin bu siyasetçi profilinden, bu umut sömürüsünden eninde sonunda ama mutlaka kurtulacağını vurguladı.
Emeklilerle ilgili hizmetlerin özetini biraz önce anlattığını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Elbette her şey güllük gülistanlık demiyoruz. Emeklilerimizin yaşadığı bütün sıkıntıların bir kardeşiniz olarak ben de farkındayım. Fırsatçılığın da sebeplerinden biri olduğu fahiş fiyat artışlarının özellikle sizi, emeklilerimizi zorladığını çok çok iyi biliyorum. Emeklilerimizin yükünü hafifletmek için samimi gayret gösterdiğimizi de yine en iyi sizler biliyorsunuz. Toplumun tüm kesimleri gibi emeklilerimizi de enflasyona ezdirmeme prensibimize bağlıyız, bu vaadimizin sonuna kadar arkasındayız. Önümüzdeki süreci bu hassasiyetle sürdüreceğiz. Ekonomide uyguladığımız programın etkilerini görmeye başladık enflasyondaki düşüş eğilimi bundan sonra hızlanarak sürecek.
Enflasyon geriledikçe alım gücü de artacağı için bundan en fazla emeklilerimizin başında olduğu sabit gelirli vatandaşlarımız faydalanacak. Nasıl enflasyonu tek haneye biz indirdiysek aynısını yine biz başaracağız. Ama bunu yaparken elbette emeklimizi, çalışanımızı, memurumuzu da gözetecek, onların da beklentilerini de dikkate alacak, onların huzuru, refahı ve alım gücünün artması için tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Sözlerime bu düşüncelerle son verirken Türkiye Yüzyılı'nın emektarları olan siz kardeşlerime bir kez daha hayırlı ve sağlıklı ömürler diliyorum. Bugüne kadar olduğunuz kadarıyla katkılarınız için her birinize teşekkür ediyorum. Sizlerin şahsında tüm emeklilerimizi ve ailelerini saygıyla selamlıyor, hepinizi Allah'a emanet ediyorum. Kalın sağlıcakla."
Başkan Erdoğan, konuşmasının ardından emeklilere plaket verdi.