Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), "Garson" kod adlı FETÖ mahrem sorumlusuna ait SD kartın şifrelerini kırarak örgütün Emniyet teşkilatındaki gizli yapılanmasını çökertti. 6 yıllık çalışma sonucunda elde edilen 55 bin dosyalık arşivle 3 bin kripto polis açığa çıkarıldı. Özel Harekat Başkanlığı, Garson'dan çıkan veriler doğrultusunda FETÖ bağlantısı tespit edilen 951 tim personeli ile 243 kritik büro amirliklerinde göreve alan rütbeli rütbesiz toplam 1194 personeli pasif görevlere çekerek büyük bir güvenlik açığını ortadan kaldırdı.
Başkanlığın aldığı kritik kararlar, facianın önüne geçerken, pasif göreve çekilen personeller listesi, teşkilatta yaşanan derin tehdidi gözler önüne serdi. Pasif göreve çekilenler arasında depolardan sorumlu 5 personel, taşınır mal sorumlusu 16 personel, 1 sayman, 1 hesap sorumlusu, 41 iç hizmetler personeli, 64 eğitim personeli, 43 idari büro çalışanı, 18 hareket planlama personeli, 41 ulaştırma personeli ve 11 diğer büro amirliklerinde görevli personeller bulunduğu öğrenildi. Bu kararın ardından, Türkiye genelindeki tüm Özel Harekat Şube Müdürlükleri'nde, kritik depolarda yeniden sayım işlemleri başlatıldı.
KRİTİK BİRİMLER HEDEF ALINDI: HAREKAT PLANLAMA, EĞİTİM VE ULAŞTIRMA
Harekat Planlama Koordinasyon Büro Amirliği, FETÖ bağlantılı personellerin sızmasından en çok etkilenen birimlerden biri oldu. Terörle mücadelede kritik görevler üstlenen bu birim, sadece terör örgütlerine karşı operasyonları planlamakla kalmıyor, aynı zamanda Cumhurbaşkanı ve yabancı devlet erkanının ziyaretlerinde de güvenlik önlemleri alıyor. Yol güzergahlarının güvenliği, zırhlı araçların konumlandırılması ve keskin nişancı yerleşimi gibi hayati kararlar burada alınıyor.
EĞİTİM MANİPÜLASYONU: TEHLİKE HER AŞAMADA DERİNLEŞİYOR
Özel Harekat Başkanlığı ve illerde bulunan şubelerin eğitim birimi ise başka bir güvenlik açığıyla karşı karşıya kaldı. FETÖ bağlantılı personeller, bu kritik birime sızarak eğitim sürecini kendi çıkarları doğrultusunda manipüle etti. Özel harekat polislerine kasıtlı olarak düşük notlar verilirken, kendi yandaşlarına eğitime yetersiz olmalarına rağmen göz yumuldu. Durumun ciddiyeti, sadece eğitim kalitesini değil, operasyonel güvenliği de tehdit eder duruma getirdi. Kullanılmayan ya da eksik kullanılan mühimmatları, sanki kullanılmış gibi gösterilerek eğitim sahtekarlığı yapıldı.
KRİPTO ÜYELERİN TEHLİKESİ
FETÖ'nün en dikkat çeken eylemlerinden biri, Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'a yönelik suikasttı. Suikastı gerçekleştiren polis memuru Mevlüt Mert Altıntaş, örgütün kripto üyelerinin ne kadar tehlikeli olabileceğini gözler önüne sermişti. Bugün, "Garson" kod adlı dijital veriler ışığında, FETÖ'nün emniyet içindeki gizli yapılanmasında yer alan kişilerin benzer suikast ve sabotaj eylemlerinde kullanılma riski taşıdığı değerlendiriliyor.
Bunun bir örneği ise; Adana İl Emniyet Müdürlüğü'ndeki Özel Harekat Şube Müdürlüğü'nde yapılan depo sayımında büyük bir skandal ortaya çıktı. 240 el bombası, 290 bin fişek ve aralarında 2 bini yüksek etkili "Hollow Point" mermisinin de bulunduğu mühimmat kaybolduğu ortaya çıkmıştı. Sayım ve dağıtımdan sorumlu polis memuru Oğuzhan Kalkan'ın çaldığı mühimmatları FETÖ bağlantılı isimlere sattığı belirlendi. Oğuzhan Kalkan'ın sattığı mühimmatların, KHK ile ihraç edilen ve ByLock kullanıcısı eski özel harekat polisi Yaşar Yıldırım ile Garson'un "Kırmızı" risk kategorisinde yer alan ve FETÖ üyeleriyle bağlantılı polis memuru Ali Menteşe'ye gittiği tespit edildi. Menteşe'nin kodu, suikastçı Mevlüt Mert Altıntaş'ın koduyla birebir örtüşüyor. FETÖ mensuplarına satılan mühimmatların ne olduğu konusu araştırıldığı öğrenildi.
DÖNÜŞ DAVALARI ŞOVA DÖNÜŞTÜ
FETÖ ile bağlantılı olduğu tespit edilen ve Özel Harekat birimlerinden çıkarılan personeller, mahkemelerde gizli tanık "Garson" kod adlı şahsın dijital verileri ve ifadelerinin delil olarak kabul edilmemesi gerekçesiyle, geri dönmek için yargıya başvuruyor. Sabah'ta yer alan habere göre, Mahkeme kararıyla göreve dönen personellerin, tekrar branştan çıkmak için dilekçe vererek durumu şova dönüştürmeye başladı. Bu kişiler, görevden alınmalarının "Garson"un etkisiyle değil, kendi isteğiyle olduğunu savunarak, bu dilekçeleri kullandıkları görüldü.