Türkiye kritik ve hayati bir zaman diliminden geçiyor. Orta Doğu'da yaşanan gelişmeler ve Suriye'deki yeni süreçle beraber iç cepheyi sağlam tutma ve "Terörsüz Türkiye"yi inşa faaliyetleri hız kazandı.
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin "PKK lağv edilsin" çağrısıyla İmralı'nın kapıları açıldı. Öcalan - DEM teması kuruldu. Teröristbaşı "Gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım" mesajı gönderdi. Ancak beklenen "PKK silah bıraksın" çağrısının gelmemesi "pazarlık" kuşkularını artırdı.
Varlığını terör gölgesinde sürdüren Kandil'deki terör baronları ise süreci çıkmaza sokacak provokatif eylem ve söylemler geliştirdi. "İrademiz" dedikleri Öcalan'ın yok sayıp İmralı'dan gelen mesajı bağlamından kopardılar.
DÜN "İRADEM" DEDİKLERİ ÖCALAN'I BUGÜN YOK SAYIYORLAR
Son olarak sahneye PKK/KCK Yürütme Konseyi üyesi Duran Kalkan çıktı.
PKK güdümünde yayın yapan Yeni Özgür Politika isimli gazetede 'Selahattin Erdem' mahlasıyla "Kürt özgürlüğü ve ve barışı öz savunmasız olmaz" başlıklı bir yazı kaleme alan Duran Kalkan, Kandil'in silah bırakmaya niyetinin olmadığını gösterdi.
"Kürtler kendilerini neyle ve nasıl koruyacaklar?" sorusuyla PKK terörüne kılıf uyduran Kalkan, İmralı'dan gelecek olası bir "silah bırakma" çağrısına ilişkin "Silah indirmeyiz, dağılmayız" mesajı verdi.
"SİLAH BIRAKMAYIZ" MESAJI: "ÖZ SAVUNMA YOKSA BARIŞ DA YOK"
Müstear isimle gazete köşelerinden süreci sabote etmeye kalkan Kalkan şu ifadeleri kullandı:
Birtakım siyaset çevreleri Öcalan'ın yerine konuşup tek sorun olarak "PKK teröründen" söz ediyor ve bıkıp usanmadan "Silahsızlanma çağrısı yapacak, PKK'yı dağıtacak" diyorlar.
Böylelerine sormak gerekiyor; PKK yokken Kürtlere neler yaptınız? PKK silahsızlandırılır ve dağıtılırsa, o zaman Kürtlere ne yapacaksınız? Acaba geçen yüzyıl boyunca yaptıklarınızı mı sürdüreceksiniz? Sizin bu katliamcı saldırılarınız karşısında Kürtler kendilerini neyle ve nasıl koruyacaklar? Öz savunmaları olmadan nasıl var olup özgür yaşayacaklar?
Kürt varlığı ve özgürlüğü, özgür yaşam öz savunmasız olmaz. Öz savunması olmayan Kürt halkı barış yapamaz.
CHP VE MEDYASINA ZILGIT
"Mevcut CHP yönetimi sağduyulu bir yaklaşım içinde ancak CHP etrafında kümelenen topluluğun Kürt savaşının rantçısı konumunda" diyen Duran Kalkan CHP medyasına da zılgıt çekti.
Kalkan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mevcut CHP Yönetimi sağduyulu bir yaklaşım içinde olsa da CHP etrafında kümelenen topluluğun Kürt savaşının rantçısı konumunda olduğunu hayretle izliyoruz. İnsan CHP yanlısı diye bilinen TV'lerdeki tartışmaları izlemekte bile zorlanıyor. Çünkü her şeyi çok basit ele alıyorlar ve basit çıkar temelinde değerlendiriyorlar. Kürt sorununun çözümü konusunda ne bir şey söyleyip yapıyorlar ne de söylenen ve yapılanları beğeniyorlar. "Davet ederlerse gitmeyelim, etmezlerse küselim" biçimindeki köylü kuruntusuna tutulmuş bulunuyorlar"
MÜCADELE DEVAM ETSİN DEDİ, İMRALI HEYETİNİ HEDEF ALDI
Geride bıraktığımız gün PKK elebaşı Mustafa Karasu da "Mücadele devam etsin gevşemeyin" diyerek sabotaj yaptı.
DEM Parti'ye "Sadece sohbet etmeyin yasalar konusunda da istekte bulunun" talimatı veren Karasu, İmralı'ya giden heyeti hedef aldı.
"DEM eş başkanları neden İmralı'da değil?" diyen Karasu "Sırrı Süreyya Önder yönetimde değil. Pervin Buldan HDP eş başkanı. Ahmet Türk de belediye başkanıydı" ifadelerini kullandı. Oysa DEM eş başkanlarının İmralı'ya gelmesini Öcalan istemiyor... Bu durum Kandil ile İmralı arasındaki çatışmayı açık etti.
DEM'deki bir grup ise "Biz Öcalan'ı değil Kandil'i dinleriz" tutumu sergiliyor. DEM Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları'nın "Barış olmazsa her yer Gazze olur" tehdidinin arka planında bu tutumun yattığı konuşuluyor.