"HİÇBİR HADİSEYE DUYARSIZ KALMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL"
Başkan Erdoğan, Osmanlı'nın son döneminde, Ege'nin muhtelif yerlerinde, Balkanlar'dan, Kafkaslar'dan, diğer yerlerden evlerini terk edip gelmek zorunda kalan yüz binler ve milyonların önce İzmir'e sığındığını anlatarak konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir kısmı ülkenin başka yerlerine gitse de önemli bir bölümü de İzmir'i kendine yeni vatan olarak seçmiştir. Aynı şekilde ülkemiz içinde nüfus hareketlerinin çok arttığı dönemlerde İzmir; Mardin'den Erzurum'a, Konya'dan Kars'a, Afyon'dan Ağrı'ya, Sivas'tan Balıkesir'e kadar pek çok farklı şehirden insanın yeni yuvası olmuştur. Gerisinde nice acı hikayeleri, nice umut arayışlarını barındıran böylesine bir demografik zenginliğe sahip İzmir'in gündemini, Türkiye'den ayrıştırmaya kalkmak en hafif tabiriyle gaflettir. Küresel ve bölgesel gelişmelerin hepsi, ülkemizin bugünkü konumunu ve gelecekteki hedeflerini yakından ilgilendiren mahiyete sahiptir. Dolayısıyla Türkiye olarak kendimizi hiçbir meselenin dışında tutmamız, hiçbir hadiseye duyarsız kalmamız mümkün değildir. Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan Suriye'deki devrime, Balkanlar'daki gerilimlerden Afrika'daki anlaşmazlıklara, Akdeniz'deki enerji ve etki çekişmelerinden Kafkasya ve Orta Asya'daki arayışlara kadar her konu bizim gündemimizdedir, öyle olmak mecburiyetindedir. Hatta bu listeyi Antarktika'da araştırma istasyonu kurmaktan, uzaya çıkma çalışmalarına kadar çok daha geniş bir alana teksif edebiliriz. Daha savunma sanayiinden imalat sektörüne, turizmden lojistiğe kadar iddia sahibi olduğumuz pek çok başlığı saymıyorum bile."
Geçmişte Türkiye'nin dünya yönetim sisteminin yeniden kurulduğu kritik dönemlerde, karar vericilerinin vizyonsuzluğu sebebiyle maalesef hakkı olan yerlere gelemediğine işaret eden Erdoğan, "Bilhassa İkinci Dünya Savaşı sonrası ve 1970'li, 1990'lı yıllarda bu üzüntü verici hakikati tekrar tekrar yaşadım ama artık hem altyapısı hem yönetim anlayışıyla eski Türkiye yok. Bugünkü kalkınma seviyemizi, bölgesel gücümüzü, küresel etki alanımızı geçmişte mukayese etmeye kalkmak bile ülkemize yapılacak en büyük haksızlık olur." ifadelerini kullandı.
"BİZİM UMUTLU OLMAK İÇİN ÇOK SEBEBİMİZ VAR"
Erdoğan, yalan yanlış sosyal medya üfürükleriyle eskiyi yüceltmeye çalışan güruhun amacının, hakikatleri ortaya çıkartmak değil, umutsuzluğu körüklemek olduğunu ifade etti. Erdoğan, "Merhum Cemil Meriç, 'Vatanlarını yaşanmaz bulanlar vatanlarını yaşanmaz kılanlardır' diyor. Velhasıl bunlar kağıt üzerinde kökenleri ve inançları ne olursa olsun, ülkelerini hiçbir zaman vatan olarak içselleştirmemiş kalpleri ve gözleri hep dışarıda olan mankurtlardır." dedi.
Emperyalistlerin, sinsi ve aşağılık oyunlarında rol almayı ülkelerine hizmet etmeye yeğleyenlerden Türkiye'ye hayır gelmeyeceğini ifade eden Erdoğan, "Halbuki bizim inancımızda umutsuzluk neredeyse küfre eş değer görülür. Üstelik bizim umutlu olmak için çok sebebimiz var." diye konuştu.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Her ne kadar son yıllarda yaşanan ekonomik sıkıntılar, sabit ve dar gelirli vatandaşların canını sıkıyor olsa da emin olunuz bu geçici bir dönemdir. İnşallah enflasyonla mücadelemizin somut sonuçları bu yıl sonuna doğru daha iyi görülecektir. Makroekonomik verilerimiz zaten gayet olumlu seyrediyor. Ekonomik programımız hedeflerimize ulaştıkça sabit ve dar gelirli vatandaşlarımızdan başlayarak herkesin refah seviyesini daha da yükseltecek adımları sıklaştıracağız. Ülkemizin bölgesel ve küresel güç konumunu tahkim ederek Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmeyi sürdüreceğiz. Elbette önümüzde yapmamız gereken çok iş, çözmemiz gereken çok sorun, aşmamız gereken çok engel var."

"GÖNÜLDE YATAN ASLANI BİZ ÇOK İYİ BİLİYORUZ"
Dünyanın en kadim coğrafyasının en gözde yerine sahip olup dikensiz gül bahçesi misali bir hayat tasavvur etmenin gerçekçi olmadığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tarihin her döneminde olduğu gibi bugün de hemen her ülkenin gönlünde bu topraklara sahip olma isteğinin yattığından hiç şüpheniz olmasın. Kimileri bunu dillendiriyor ama gönülde yatan aslanı biz çok iyi biliyoruz. Bunun için de ülkemize, vatan topraklarıyla, devletiyle, insanıyla, tüm kazanımlarıyla sıkı sıkıya sahip çıkmak mecburiyetindeyiz. Bunu beceremeyen toplumların, nasıl acılar çektiğini, hangi zilletlere maruz kaldığını işte sizler de görüyorsunuz. Türkiye'yi aynı duruma düşürmek için içeriden ve dışarıdan yapılan sabotajları, kurulan tuzakları, sergilenen ihanetleri birer birer savuşturarak bugünlere geldik. Allah ömür verdiği müddetçe de milletimizle birlikte Türkiye'nin bu dik duruşunu, bu amansız mücadele kararlılığını hep sürdüreceğiz. İzmir'in önümüzdeki dönemde bu mücadeleye, tarihine ve şanına layık bir katkı vereceğine inanıyorum."
İzmir, Ardahan ve Yozgat İl kongrelerinin hayırlara vesile olmasını temenni eden Erdoğan, teşkilatlarda bugüne kadar emeği geçenleri tekrar tebrik ederek yeni görev alanlara başarılar diledi.