İsrail, Lübnan'ın ardından Şam'ı hedef alırken, Filistin'e yönelik soykırım niteliğindeki saldırılarına da bir yenisini daha ekledi. İsrail'in Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı'na gerçekleştirdiği son saldırılarda en az 150 kişinin öldüğü ve yaralandığı bildirildi.
Ürdün, İsrail ordusunun Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliya bölgesine düzenlediği en az 150 kişinin öldüğü ve yaralandığı hava saldırılarını şiddetle kınadı.
Ürdün Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Cibaliya Mülteci Kampındaki bir yerleşim alanını barbarca hedef alan İsrail'in yüzlerce kişinin ölümü ve yaralanmasıyla sonuçlanan hava saldırılarının, en güçlü şekilde kınandığı ifade edildi.
Açıklamada, İsrail'in bu saldırıları "uluslararası hukuka ve uluslararası insancıl hukuka açık bir meydan okuma, sivilleri sistematik acımasız hedef almayı sürdürme ve sorumluların hesap vermesini gerektiren iğrenç bir savaş suçu" olarak değerlendirildi.
Bakanlığın açıklamasında, "İsrail'in sivillere karşı suç işlemeyi sürdürmesi, İsrail'in uluslararası hukuk kurallarını, uluslararası insancıl hukuku ve Savaş Zamanında Sivillerin Korunmasına İlişkin 1949 Cenevre Sözleşmesi'ni açıkça ihlal etmesine karşı koyma konusunda benzeri görülmemiş bir uluslararası acziyeti yansıtıyor." denildi.
Lübnan resmi ajansı (NNA), Beyrut'un güneyindeki Amirkan Mahallesi'nin 1, Hureyk Mahallesi'nin ise 2 İsrail hava saldırısının hedefi olduğunu bildirdi.
Saldırılar, İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee'nin, X hesabından yaptığı tahliye uyarılarının ardından geldi.
Sözcü, bu saldırılardan sonra Beyrut'un güneyinde bulunan 3 bina için yeni bir tahliye uyarısı yayımladı.
Bu tahliye uyarısının ardından ise İsrail, Burc el-Baracine ve Hades mahallelerine 3 hava saldırısı daha düzenledi.
Yerel basın, Hureyk, Burc el-Baracine ve Hades mahallelerine arka arkaya yapılan saldırıların yanı sıra İsrail'in bazı bölgeleri de uyarı yapmadan hedef aldığını ve başkente toplam 12 hava saldırısı düzenlediğini bildirdi.
Mısır merkezli "El-Kahire el-İhbariyye" televizyonunun adı açıklanmayan Mısırlı bir yetkiliye dayandırdığı habere göre, Mısırlı üst düzey emniyet yetkilileri ile Hamas'tan bir heyet başkent Kahire'de bir araya geldi.
Kahire yönetiminin, Gazze'de ateşkese varılması için yürüttüğü çalışmalar kapsamında gerçekleşen görüşmede, Gazze'deki durum ve ateşkesin önündeki engellerin ortadan kaldırılması konusu ele alındı.
Mısır tarafı, Gazze'ye yardım girişlerini artırmaya devam edeceklerini vurguladı.
İsrail ordusunun, 20 gündür yoğun kuşatma ve saldırılarını sürdürdüğü Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi'ni ablukaya alması ve çocuk yoğun bakım ünitesini vurmasının ardından Hamas'tan yazılı bir açıklama yapıldı.
Açıklamada, "faşist İsrail ordusunun, Gazze'nin kuzeyinde işlediği vahşi suçların çerçevesini genişlettiği, Meşru Beyt Lahiya'daki Kemal Advan Hastanesi'ni ablukaya aldığı ve yaralı, hasta ve sağlık çalışanlarıyla birlikte hastaneyi vurduğu" ifade edildi.
"GAZZE'DE EN VAHŞİ VE ÇİRKİN SOYKIRIM İŞLENİYOR"
Gazze'deki hastanelerin, İsrail'in "ölüm ve terör" makinesi tarafından savaş alanlarına dönüştürüldüğü, bu yerlerde en vahşi ve çirkin soykırımın işlendiği vurgulandı.
İsrail'in hastaneleri ablukaya almasının, savaş suçu ve yasaların ihlali olduğuna dikkati çekilen açıklamada, uluslararası topluma ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) "İsrail'in, sivillere karşı işlediği suçların sona ermesi için harekete geçme" çağrısında bulunuldu.
Açıklamada ayrıca, İsrail'in, barınma merkezleri, hastaneler ve uluslararası hukukla korunan diğer mekanlara yönelik saldırılarına son verilmesi istendi.
Gazze'deki Sivil Savunma Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in 20 gündür soykırım ve etnik temizlik gerçekleştirdiği Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliya bölgesinde "korkunç" bir katliam yaşandığı belirtildi.
Açıklamada, "İsrail'in bombardımanında 150'den fazla kişinin öldüğü ve yaralandığı, saldırıya hedef olanları kurtarmak için harekete geçilemediği" ifade edildi.
İsrail ordusunun, En-Neccar, Ebu el-Avf, Selman, Hicazi, Ebu el-Kumsan, Akl ebu Raşid, Ebu et-Tarabiş, Zakul ve Şalan ailelerine ait evleri bombaladığı kaydedilen açıklamada, İsrail'in bölgedeki yerleşim bölgesinin tamamını bombaladığı, Filistinlilerin yaralıların taşınması için imdat çağrıları yaptığı kaydedildi.
Açıklamada, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyinde sivil savunma ve sağlık hizmetlerinin çalışmalarını engellemesi sonucu ölü ve yaralıların naklinde büyük zorluklar yaşadığına dikkat çekildi.
Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, "Gazze Şeridi'nin kuzeyinde devam eden katliama karşı tüm Arap ve İslam alemini, özgür dünya halklarını yarın gerçekleştirilecek Öfke Cuması eylemlerine geniş katılım göstermeye, sokaklara inmeye çağırıyoruz." ifadelerine yer verildi.
İsrail'in 5 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'nin kuzeyinde gerçekleştirdiği katliam, yıkım ve sürgüne dikkati çekilen açıklamada şunlar kaydedildi:
"İsrail'in gerçekleştirdiği katliamlar, yüzlerce kişinin şehit olmasına, binlerce kişinin yerinden edilmesine, evlerin, hastanelerin ve sığınma merkezlerinin yakılmasına yol açtı. İşgalciler Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki halkımızın defalarca engellediği yerinden edilme planlarını hayata geçirme çabası içinde."
İsrail devlet televizyonu KAN'ın adı açıklanmayan bir kaynağa dayandırdığı haberine göre, Gallant ve Halevi, İran'a saldırı planlarını onayladı.
Saldırının gerçekleştirileceği tarih için İsrail hükümetinin kararı ve onayının beklendiği ifade edildi.
Öte yandan İsrail ordu radyosuna konuşan bir yetkili, İsrail'in İran'a saldırı hazırlıklarını içeren ABD istihbarat belgelerinin sızdırılmasının ardından Tel Aviv yönetiminin saldırıyı ertelemek zorunda kaldığı yönündeki haberin doğru olmadığını savundu.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Munir el-Burş'un yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun, hastanenin çocuk yoğun bakım ünitesinin bulunduğu üst katlarına ateş açtığını kaydetti.
Burş, İsrail ordusunun, hastaneyi abluka altına aldığını ve çevredeki evleri de yoğun bombardımana tabi tuttuğunu dile getirdi.
Hastane içinde 160'tan fazla hasta ve yaralının, yakıt ve tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle ölümle karşı karşıya olduğunu kaydeden Burş, hasta ve yaralıların bu saldırılar nedeniyle büyük korku ve panik içinde olduğunu aktardı.
Öte yandan Katar merkezli Al Jazeera televizyonuna konuşan Kemal Advan Hastanesi Müdürü Husam Ebu Safiyye, İsrail ordusunun saldırıları nedeniyle yoğun bakım ünitesinde büyük hasar oluştuğunu söyledi.
İsrail'in hastaların tahliye edilmesine ya da hastaneye tıbbi malzeme girmesine izin vermediğini kaydeden Ebu Safiyye, 15 hastanın ameliyat edilmesi gerektiğini ancak tıbbi imkanlar elvermediği ve cerrahların çoğu da alıkonduğu için hiçbir şey yapamadıklarını dile getirdi.
Lübnan Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail ordusunun ülkenin birçok bölgesinde hava saldırılarını sürdürdüğü belirtildi.
İsrail'in devam eden saldırıları sonucu dün 12 kişinin öldüğü ve 118 kişinin yaralandığı aktarılan açıklamada, 8 Ekim 2023'ten bu yana Lübnan'a yönelik saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının 2 bin 593'e, yaralananların sayısının da 12 bin 119'a yükseldiği kaydedildi.
İsrail bombardımanı nedeniyle Lübnan'da yüz binlerce kişinin yerinden edildiği tahmin ediliyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye İnsani Yardım Koordinatörü Adam Abdelmoula, İsrail'in El-Masna Sınır Kapısı'nı 22 Ekim'de ikinci kez hedef almasına ilişkin açıklama yaptı.
İsrail'in, sınır kapısındaki ana yola 3 haftadan daha kısa süre içinde ikinci kez hava saldırısı düzenlemesinin "kabul edilemez" olduğunu vurgulayan Abdelmoula, bu hava saldırılarının bölgeye insani yardım akışını engellemenin yanı sıra sivillerin güvenli bir yere ulaşmasını da önlediğini ve onları Suriye'ye giden daha uzun ve daha tehlikeli alternatif yollar bulmaya ittiğini belirtti.
Abdelmoula, saldırıların "bu hayati rotayı geçilmez hale getirdiğine" dikkati çekerek, "Tehlikeden kaçan insanlar için ciddi riskler oluşturan bu tür saldırılara derhal son verilmesi çağrısında bulunuyorum. Siviller, her zaman ve her nerede olurlarsa olsunlar korunmalıdır." ifadelerini kullandı.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen "Lübnan Halkına ve Egemenliğine Destek" başlıklı konferansın kapanışında yaptığı konuşmada, "Lübnan'ın uluslararası topluma ihtiyacı var. Bugün Paris'te uluslararası toplum buna yanıt verdi." dedi.
Lübnan'ın "seçmediği bir savaşta" olduğunu ifade eden Barrot, savaşın başından bu yana 2'si Fransız vatandaşı olmak üzere 2 bin 500'den fazla kişinin öldüğünü ve 5 Lübnanlıdan 1'inin evini terk etmek zorunda kaldığını, 500 binden fazla çocuğun eğitim imkanlarına erişemediğini belirtti.
Bakan, "Savaş, ülkenin son yıllarda birbirini takip eden benzeri görülmemiş siyasi ve ekonomik krizlerle halihazırda kırılgan olan (toplumsal) uyumunu da tehdit ediyor." diye konuştu.
"Oldukça" tehdit altına olan Lübnan için uluslararası desteğin önemli olduğuna dikkati çeken Barrot, Fransa'nın böyle bir uluslararası konferansa ev sahipli yaptığını çünkü "Lübnan'ın Fransa için herhangi bir ülke olmadığını" kaydetti.
Katar Emirlik Divanı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Şeyh Temim'in, İsrail ve Suudi Arabistan'ı kapsayan Orta Doğu turu kapsamında Doha'yı ziyaret eden Bliken'i kabul ettiği belirtildi.
Görüşmede Katar ile ABD arasındaki stratejik ilişkileri ilerletme olanaklarının ele alındığı aktarılan açıklamada, bölgesel ve uluslararası gelişmelerin de konuşulduğu ifade edildi.
Şeyh Temim ile Blinken'in Gazze Şeridi ve işgal altındaki Batı Şeria'nın yanı sıra Lübnan'daki durumu da konuştuğu vurgulanan açıklamada, Gazze ve Lübnan'da ateşkes çabalarına ilişkin gelişmelerin değerlendirildiği kaydedildi.
Hizbullah bir yeraltı kompleksinden İsrail'de bulunan askeri üsse fırlatılan balistik füzenin görüntülerini yayımladı.
Hizbullah'tan yapılan yazılı açıklamada, Tel Aviv çevresindeki İsrail Askeri İstihbarat Birimi 8200'e bağlı Glilot Üssü'nün füze salvosuyla bombalandığı belirtildi.
Açıklamada, söz konusu saldırının "Gazze Şeridi'ndeki kararlı Filistin halkına ve onurlu direnişine destek olmak, Lübnan'ı ve halkını savunmak, İsrail'in gerçekleştirdiği saldırı ve katliamlara yanıt vermek" için gerçekleştirildiği ifade edildi.
Öte yandan İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Lübnan'dan atılan 2 füzeye karşı konulduğu, saldırı nedeniyle ülkenin orta ve kuzey bölgelerinde sirenlerin çaldığı belirtildi.
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee de X hesabından yaptığı açıklamada, son 24 saatte yaklaşık 70 Hizbullah mensubunun karadan ve havadan düzenlenen saldırılarda öldürüldüğünü öne sürdü.
Adraee, saldırılarda Hizbullah'ın yeraltı altyapısının yanı sıra roket rampaları, tanksavar füzeleri, havan topları, mühimmat ve diğer askeri ekipmanları içeren silah depolarının imha edildiğini belirtti.
İsrail basınına göre, füze saldırıları sonrası Herzliya'da bir kadın şarapnel parçaları nedeniyle hafif şekilde yaralandı.
Herzliya'da şarapnel parçaları nedeniyle park halindeki bazı araçlar da zarar gördü.
ABD'deki istihbarat sızıntısı sonrası İsrail’in İran’a saldırıyı ertelemek zorunda kaldığı öne sürüldü
İsrail'in İran'a saldırı hazırlıklarını içeren ABD istihbarat belgelerinin sızdırılmasının ardından Tel Aviv yönetiminin saldırıyı ertelemek zorunda kaldığı öne sürüldü.
İngiliz The Times gazetesinin İsrail'deki müzakereler hakkında bilgi sahibi bir istihbarat kaynağına dayandırdığı haberine göre, ABD'den istihbarat sızıntısının ardından Tel Aviv yönetimi, saldırıyı ertelemek zorunda kaldı.
The Times'a konuşan istihbarat kaynağının, "ABD belgelerinin sızması, bazı stratejileri ve bileşenleri değiştirme ihtiyacı nedeniyle saldırıyı geciktirdi." ve "Bir misilleme olacak ama bu, olması gerekenden daha uzun sürdü." ifadeleri aktarıldı.
Haberde, İsrail'in alternatif bir plan geliştirdiği ancak harp tatbikatına ihtiyaç duyduğu belirtildi.
İran, misilleme olarak 1 Ekim'de İsrail'e füze saldırısında bulunmuştu. Tel Aviv yönetimi, İran'ın bu saldırısına karşılık verileceğini bildirmişti.
Middle East Spectator tarafından 18 Ekim'de Telegram'da paylaşılan ve ABD istihbaratına ait olduğu belirtilen 15-16 Ekim tarihli belgeler yankı uyandırmıştı.
İran'la bağlantılı Telegram hesabından yapılan paylaşımda, "ABD istihbaratından bir kaynak, İsrail'in İran'a kapsamlı saldırı için yaptığı hazırlıkları detaylandıran 15-16 Ekim tarihli, Ulusal Jeo-uzamsal İstihbarat Ajansına ait son derece hassas ve çok gizli ABD istihbarat belgesini bizimle paylaştı." ifadesi yer almıştı.
Belgelerde İsrail Hava Kuvvetlerinin üslerinde son zamanlarda gerçekleştirilen ve İran'a saldırı amaçlı olduğu değerlendirilen bazı saldırı planları ve mühimmat ikmali gibi stratejilerinin detaylı olarak anlatıldığı belirtilmişti.
Söz konusu belgelerde ayrıca, İsrail ordusunun İran'a saldırı hazırlıkları kapsamında savaş uçakları, insansız hava araçları ve karadan havaya füzelerle tatbikat yaptığına işaret edilmişti.
İsrail ordusu Lübnan’da yaralı sivilleri taşıyan askerleri hedef aldı. Yater köyünden yaralıları taşıyan üç Lübnan askeri İsrail saldırısında hayatını kaybetti.
Haberde, hava saldırılarının 4'ünde El-Leyleki bölgesinin yakınındaki sivil konut bloklarının hedef alınarak tamamen yıkıldığı, burada yangın çıktığı bildirildi.
NNA'nın haberinde, İsrail savaş uçaklarının, Al-Mayadeen kanalının Dahiye yakınlarındaki El-Cenah bölgesinde bulunan bir binadaki ofisini 2 füzeyle hedef aldığı ifade edildi.
Saldırıda ofisin tamamen yıkıldığı ve yangın çıktığı kaydedilen haberde, televizyon kanalı yönetiminin saldırıdan önce ofisi boşalttığı aktarıldı.
Haberde ayrıca İsrail savaş uçaklarının Dahiye bölgesi ve çevresindeki farklı yerlere de hava saldırıları düzenlediği belirtilirken, saldırılarda ölen ve yaralananların olup olmadığına ilişkin bilgi verilmedi.
Söz konusu iddiaya ilişkin, İsrail tarafından şu ana kadar herhangi açıklama yapılmadı.