İsrail ile Hamas arasında esir takası için dolaylı müzakerelerin son turunun bugün Mısır'ın başkenti Kahire'de ABD, Katar ve ev sahibi ülkelerin yetkilerinin katılımıyla gerçekleştirileceği öğrenildi.
İsrail Güvenlik Kabinesinin Mısır-Gazze Şeridi sınırındaki Philadelphia Koridoru'nda İsrail askerlerinin işgalinin devam etmesini onayladığı bildirildi.
İsrail ordusunun bu kararının esir takası müzakerelerini çıkmaza sokacağı ifade ediliyor.
Öte yandan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Gazze'de yapılacak çocuk felci aşılaması nedeniyle 1 Eylül'den itibaren bölgede çatışmalara 'insani ara' verileceğini duyurdu.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı'ndaki el-Şelti ailesinin evini hedef aldı. Saldırı sonucunda aralarında çocukların da bulunduğu 3 Filistinli yaşamını yitirdi.
Filistinli aileler, İsrail ordusunun işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Cenin kentine düzenlediği saldırıları nedeniyle evlerini terk etmeye başladı. Üç gündür süren saldırılar nedeniyle, bölgedeki gıda ve su yetersizliği de göçü tetikledi.
İsrail Gazze’nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na bağlı Ard el-Helu bölgesinde Filistinli “Şatlı” ailesine ait evi hedef aldı.
Saldırı sonucunda aralarında en az 3 kişinin yaşamını yitirdiği, aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda Filistinlinin yaralandığı bildirildi. Saldırıda yaşamını yitiren ve yaralananlar Deyr Belah kentindeki Aksa Şehitleri Hastanesi’ne getirildi.
Hamas, İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’daki askeri operasyonlarının burada egemen olma ve halkı tehcir etme planının bir parçası olduğunu belirtti.
Hamas’tan yapılan yazılı açıklamada, “Bu operasyon, Batı Şeria topraklarını istila etme, halkını sürme ve tehcir etme planı bağlamında gerçekleşiyor.” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, İsrail’in Batı Şeria’nın Tulkerim ve Tubas kentlerindeki operasyonlarının başarısızlığının Cenin kentinde de yaşanacağına vurgu yapılarak, Filistin halkının direnişinin kırılamayacağı ve tek seçenek olarak birlik içerisinde direnişin önemine dikkat çekildi.
Arap ve İslam dünyası başta olmak üzere uluslararası topluma çağrı yapılan açıklamada, İsrail’in Filistin halkına karşı izlediği suç politikasının durdurulması gerektiği vurgulandı.
İsrail, 28 Ağustos'ta işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde Cenin, Tulkerim ve Tubas kentlerindeki mülteci kamplarına "2. İntifada"nın yaşandığı 2002'den itibaren en yoğun ve kapsamlı "Yaz Kampları" adlı saldırısını başlattığını duyurmuştu.
Tubas kentine bağlı el-Faria Mülteci Kampı'ndan sonra Tulkerim'deki Nur Şems Mülteci Kampı'ndan çekilen İsrail askerlerinin Cenin'deki saldırıları ise 3. gününde devam ediyor.
Bölgenin altyapısında ağır hasara yol açan saldırılarda 17 Filistinli hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi yaralanmıştı.
İç politikadan ekonomiye, sınır güvenliğinden ABD'nin İsrail politikasına kadar birçok başlıkta soruları yanıtlayan Harris, Demokrat Parti Kongresi'nde yaptığı konuşmadakine benzer mesajlar verdi.
Harris, röportajın dış politikayla ilgili bölümünde ABD-İsrail ilişkileri ve Gazze'deki insani krizle ilgili ABD Başkanı Joe Biden'dan neyi farklı yapacağı sorusuna yanıt verdi.
7 Ekim saldırılarında yaşananları hatırlatan Harris, İsrail'in kendini savunma hakkına riayet etmeye devam edeceğini ve bu konudaki tavrının net olduğunu söyledi.
"Açık konuşayım, İsrail'in savunmasına ve kendini savunma kabiliyetine olan taahhüdüm sarsılmaz ve kesindir. Bu değişmeyecek." diyen Harris, şu an önceliklerinin ateşkes anlaşması olduğunu belirtti.
Demokrat Parti içinde bir kesimin yoğun şekilde "İsrail'e silah ambargosu" uygulanmasını talep ettiğini hatırlatan sunucunun, "Bu silah politikasında hiçbir değişiklik olmaz mı?" sorusuna, "Hayır. Şu anda anlaşmayı halletmemiz lazım." yanıtını verdi.
Yerel basında çıkan haberlerde, İsrail ordusunun Philadelphi Koridoru'nda işgalin sürmesine ilişkin çizilen haritaları Güvenlik Kabinesine sunduğu belirtildi.
Yapılan oylamada, Güvenlik Kabinesinin 10 üyesinden 8'inin İsrail ordusunun Philadelphi Koridoru'ndaki işgalinin devam etmesinden yana oy kullanmasıyla önerinin kabul edildiği ifade edildi.
Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın öneriye hayır oyu verdiği, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in ise toplantıya katılmadığı kaydedildi.
Toplantıda, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun koridordaki işgalin devam etmesinin "gerekliliğini" savunduğu aktarıldı.
Netanyahu'nun ayrıca bu adımın İsrail ile Hamas arasında "esir takasını zora sokmayacağı" aksine olası bir mutabakatı "daha da mümkün hale getireceği" iddiasında bulunduğu belirtildi.
Adı açıklanmayan İsrailli bir yetkilinin İsrail ordusunca Philadelphi Koridoru'ndaki işgalin devam etmesine yönelik hazırladığı ve Güvenlik Kabinesine sunduğu haritaları ABD'nin "onayladığını" iddia ettiği ifade edildi.
DSÖ Filistin Bölge Temsilcisi Rik Peeperkorn, dün New York'ta düzenlenen basın toplantısında İsrail'in Gazze'de çatışmalara üç günlük periyotlar halinde 'insani ara' verileceğini açıkladı. Aşılama çalışmalarına Filistin Sağlık Bakanlığı'nın yanı sıra BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve BM'nin Filistin Ajansı (UNWRA) destek verecek. Uygulama kapsamında 10 yaş altındaki 640 bin çocuğa ikişer doz çocuk felci aşısı yapılacak. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus karar ile ilgili olarak, "Gazze'de çocuk felci aşılama kampanyasının 1 Eylül'de başlaması planlanmaktadır. Belirli bölgelerde çatışmalara ara verilmesi ve kampanyanın uygulanması için tahliye emirlerinin askıya alınması yönündeki taahhüdü memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak tek kalıcı ilaç barıştır. Gazze'deki tüm çocukları tam anlamıyla korumanın tek yolu ateşkestir" dedi.
İsrail ordusunun, 48 saat süren baskının ardından işgal altındaki Batı Şeria'nın Tulkerim kentinden çekildiği belirtildi. Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail ordusu, arkasında 5 ölü, çok sayıda yaralı ve alt yapıda büyük bir tahribat bıraktıktan sonra Tulkerim kentinden çekildi.
Buldozerlerle 48 saatlik süre boyunca anayolları, içme suyu ve kanalizasyon şebekelerini tahrip eden İsrail güçleri, elektrik direklerini söktü, evleri yıktı ve araçları kullanılmaz hale getirdi.
Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, işgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyindeki Cenin Mülteci Kampı ile Tulkerim kentlerinde bulunan İsrail askerlerine karşı şiddetli bir çatışma içinde olduklarını açıkladı.
Kassam Tugayları’ndan yapılan yazılı açıklamada, “Mücahitlerimiz, Cenin ve Tulkerim’e giren işgal güçleriyle mermi ve patlayıcılarla çatışmaya devam ediyor. Mücahitlerimiz, bölgeye giren işgal güçlerine ait askeri araçlarda 10'dan fazla kara bombası patlatmayı başardı.” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, İsrail askerlerinin Tulkerim’deki mülteci kampında da Kassam Tugayları’nın “sürprizleriyle” karşılaşacağı vurgusu yapıldı.
Kassam Tugayları’ndan yapılan bir başka açıklamada da, “Kassam Mücahitleri, Cenin kentinin doğu bölgesinde, Siyonistlere ait bir aracı yüksek patlayıcıyla hedef almayı başardı. Tam isabet vurulan aracın içindekiler öldürüldü veya yaralandı.” ifadeleri kullanıldı.
ABD'nin en büyük Müslüman sivil özgürlükler örgütü Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi Los Angeles Büyük Bölge Ofisi (CAIR-LA) Hukuk Direktörü Shabaik, Filistin'e destek verdikleri gerekçesiyle FBI'ın fişleme listesine dahil ettiği Müslümanlar için başlatılan hukuki mücadeleyi anlattı.
Hukuki mücadele kapsamında, listede yer alan Filistin asıllı iki ABD'linin Uçuşa Yasaklılar Listesine alınması ve elektronik cihazlarına el konulması nedeniyle federal hükümete karşı dava açıldığını söyleyen Shabaik, FBI takip listesinin son dönemde Filistin asıllı ABD'lilerin takip edilmesi için kullanıldığını, özellikle Filistin'e destek veren kişilerin bu liste yardımıyla fişlendiğini belirtti.
Shabaik, özellikle İsrail'in Gazze'yi hedef alan saldırılarının ardından bu listenin ABD'de farklı bir boyutta işlendiğine vurgu yaparak, "CAIR, 7 Ekim'den bu yana, Filistin'i destekleyen ve ABD'nin İsrail'in Gazze'deki soykırımına suç ortaklığı yapmasına karşı çıkan aktivizmleri nedeniyle federal kolluk kuvvetleri tarafından sorgulanan ve taciz edilen ülke çapındaki Amerikalılardan raporlar aldı." dedi.
Halihazırda milyonlarca kişinin ekli bulunduğu listeye, 7 Ekim sonrasında kaç kişinin daha eklendiği ile ilgili bir bilgilerinin bulunmadığını ifade eden Shabaik, özellikle havalimanlarında bu kişilere uygulanıp ve başka kişilere uygulanmayan ciddi güvenlik prosedürleri şikayetlerinin kendilerine iletildiğini, yaşananlarla ilgili 2 ABD vatandaşı adına hukuki süreç başlattıklarını dile getirdi.
Shabaik, "CAIR'in Yasal Savunma Fonu ve Los Angeles Büyük Bölge Ofisi (CAIR-LA), İsrail'in Gazze'deki soykırımına karşı yasal olarak örgütlendiği için sorgulanan 2 Filistin asıllı Amerikalıyı Uçuşa Yasaklılar Listesine alması ve elektronik cihazına el koyması nedeniyle federal hükümete karşı dava açtı." dedi.
Shabaik, federal hükümete açılan davadaki taraflardan birinin Uçuşa Yasaklılar Listesine eklenen Mustafa Zeidan olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Davacılardan biri Mustafa Zeidan. Hasta annesini ziyaret etmek ve ona bakmak için yılda birkaç kez Ürdün'e seyahat etmektedir. Bu yılın mayıs ayında annesini görmek için bilet aldıktan sonra havaalanına gitmiş ancak havaalanındaki yetkililer kendisine hükümetin gizli listesinde yer aldığı için uçağa binmesinin yasak olduğunu söylemişlerdir. Hükümet, Zeidan'a yıllarca sorunsuz bir şekilde yurt dışına seyahat ettikten sonra neden Uçuş Yasağı Listesi'ne alındığına dair hiçbir açıklama yapmadı. Zeidan için son birkaç ayda değişen tek bir şey var: İsrail'in Gazze'deki soykırım kampanyasına ve ABD'nin bu soykırımdaki suç ortaklığına son verilmesi çağrısında bulunmak için haftalık bir protesto düzenliyor."
Diğer davacının da Dr. Osama Abu Irshaid olduğunu dile getiren Shabaik, şunları söyledi:
"Dr. Osama Abu Irshaid'in ise İsrail'in Gazze'de devam eden askeri saldırılarına ve Filistinlilere yönelik soykırımına karşı çıkan çalışmaları ve aktivizmi nedeniyle ABD hükümetinin gizli izleme listesine yeniden alındığına inanıyoruz. Dr. Abu Irshaid daha önce de izleme listesindeydi ancak listeden çıkarılmıştı. Yeniden yerleştirilmesinden bu yana, sınırı her geçişinde federal ajanlar tarafından gözaltına alınıyor. Federal ajanlar Dr. Abu Irshaid'i gözaltına alırken, yasal dernekleri ve Filistinlilerin haklarını savunan kar amacı gütmeyen bir kuruluşu yönetme çalışmaları hakkında aşağılayıcı sorular soruyorlar. Hükümetin gizli listesindeki statüsü nedeniyle, federal ajanlar artık sınırı geçtiğinde Dr. Abu Irshaid'in telefonuna el koyuyor ve kilidini açması için onu zorluyorlar. Şikayetin yapıldığı tarih itibarıyla Dr. Abu Irshaid'in avukatları aracılığıyla telefonunu geri almak için yaptığı çeşitli girişimlere rağmen, federal ajanlar n cep telefonunu ellerinde tutmaya devam ediyorlar."
İki kişi adına açılan davanın yanı sıra, FBI'ın takip listesinin hukuki açıdan insan hakları ve yasal teamüllerle çeliştiğine vurgu yapan Shabaik, bu sebeple kişi bazlı açılan davaların yanı sıra listeleme uygulamasına karşı yürütülen hukuki sürecin devam ettiğini söyledi.
Shabaik, "Bu dava, FBI'ın Filistin için konuşan ve İsrail'in Gazze'deki şiddetini eleştiren masum insanları hedef alan geniş aygıtına meydan okuyan ilk davalardan biridir. CAIR, bu Filistinli Amerikalı aktivistlere yönelik kötü muameleye anayasal gerekçelerle karşı çıkmaktadır." değerlendirmesini yaptı.
FBI'ın uygulamalarının ABD hukukuna ve anayasalarına uymadığını belirten Shabaik sözlerini şöyle tamamladı:
"Dava, hükümetin iki davacıyı Filistin lehine yaptıkları yasal konuşma ve faaliyetlerinden dolayı gizli izleme listelerine yerleştirerek Anayasayı ihlal ettiğini iddia etmektedir. Dava aynı zamanda izleme listelerinin de hukuka ve anayasaya aykırı olduğunu çünkü FBI tarafından hiçbir yasal yetkiye sahip olmadan oluşturulduğunu ve hükümetin bireyleri herhangi bir yasal süreç olmaksızın bu listelere yerleştirdiğini iddia etmektedir. Ayrıca hükümetin sınırda davacılardan birinin telefonunu ararken ve el koyarken hukuka aykırı davrandığını iddia ediyoruz."
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi'nde 7 Ekim'deki saldırıların öncesinde uyarı işaretlerini görmezden geldiğini söyleyen ana muhalefet lideri Yair Lapid'i "yalancılıkla" suçladı.
Başbakanlık Ofisinden yapılan açıklamada, Netanyahu, ana muhalefet lideri Lapid'in 7 Ekim suçlamalarına yanıt verdi.
Açıklamada, Başbakan Netanyahu'nun 7 Ekim'den "bir ay önce ve hatta bir saat önce bile" herhangi bir uyarı almadığına yer verilerek, "Yair Lapid yine yalan söylüyor." denildi.
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Genel Sekreter (Guterres), İsrail'in bugün Cenin, Tulkarm ve Tubas kentlerinde, hava saldırılarını da içeren büyük ölçekli askeri operasyonlar başlatması sonucu can kayıplarıyla sivil altyapının hasar görmesi de dahil, işgal altındaki Batı Şeria'daki son gelişmelerden derin endişe duymakta, aralarında çocukların da yer aldığı can kayıplarını şiddetle kınamaktadır." ifadelerine yer verildi.
Guterres'in, "İsrail'i uluslararası insancıl hukuk kapsamındaki ilgili yükümlülüklerine uymaya ve sivilleri korumak ve güvenliklerini sağlamak için önlemler almaya çağırmaktadır." şeklindeki sözlerine yer verilen açıklamada, Genel Sekreterin, askeri operasyonların "derhal durdurulması talebi" aktarıldı.
Açıklamanın devamında, "bu tehlikeli gelişmelerin" işgal altındaki Batı Şeria'da "zaten patlamaya hazır durumu" körüklediği ve Filistin Yönetimi'ni "daha da zayıflattığı" vurgulandı.
Genel Sekreter'in ayrıca, bir İsrailli bir Bakanın son zamanlarda, Kudüs'teki kutsal mekanlarda yaptığı "tehlikeli ve kışkırtıcı eylem ve açıklamalardan da derin endişe duyduğu" kaydedildi.
Guterres'in açıklaması şu ifadelerle son buldu:
"Sonuç olarak, yalnızca işgalin sona ermesi ve iki devletli bir çözümle kurulacak anlamlı bir siyasi sürece geri dönülmesi şiddete son verecektir. BM, mevcut durumun sakinleştirilmesi ve bölgede istikrarın sağlanması için tüm taraflarla bu amaç doğrultusunda çalışmaya devam edecektir."
Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik sürdürdüğü saldırılarda 212 Birleşmiş Milletler (BM) çalışanının öldürüldüğünü duyurdu.
Mısır Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre Sisi, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile telefonda görüştü.
Orta Doğu bölgesindeki durumla ilgili gelişmelerin ele alındığı görüşmede, bölgede çatışmaların yayılmasının önlenmesi ve Gazze Şeridi'nde neredeyse bir yıla yaklaşan savaşın sona erdirilmesi için mümkün olan her türlü çabanın gösterilmesinin önemi üzerinde mutabakata varıldı.
İki lider ayrıca, bölgede barış ve istikrarın yeniden tesis edilmesine yönelik çabalar konusunda istişare ve koordinasyonun sürdürülmesi konusunda fikir birliğine vardı.
Görüşme sırasında Cumhurbaşkanı Sisi, ateşkes anlaşması ve esir takasını sağlayacak siyasi iradenin mevcudiyetini sağlamak ve arabulucuların çabalarına olumlu yanıt vermek için uluslararası toplumun kararlı ve etkili bir rol oynamasının önemini vurguladı.
Sisi ayrıca, bölgede sürdürülebilir istikrarın sağlanması için, ilgili uluslararası meşruiyet kararlarına uygun olarak iki devletli çözüm temelinde bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını öngören kapsamlı bir siyasi sürecin gerektiğini de dile getirdi.
İsrail ile Hamas arasında esir takası için dolaylı müzakerelerin son turunun yarın Mısır'ın başkenti Kahire'de ABD, Katar ve ev sahibi ülkelerin yetkilerinin katılımıyla gerçekleşmesi bekleniyor.
İsrail'in, anlaşmaya eklediği maddelerin ve özellikle de Mısır-Gazze sınır hattı "Philadelphi Koridoru'nda" kontrolünü sürdürme ısrarının müzakereleri zora soktuğu aktarılıyor. Hamas'ın ABD'nin sunduğu taslağa, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun eklediği şartları kabul etmediği belirtilmişti.
Yaklaşık 10 askerin, 27 Ağustos'ta, Gazze Şeridi'ne dönmeyi kabul etmemeleri halinde askeri emri reddettikleri için yargılanacaklarına dair bildirim aldığı belirtilen haberde, bazı askerlerin, Gazze'de 10 ay süren çatışmalardan sonra artık geri dönemeyeceklerini, ancak başka görevleri yerine getirmeye hazır olduklarını söylediği ifade edildi.
Gazze Şeridi'nde savaşan diğer taburlardan da benzer sesler geldiği belirtilen haberde, askerlerden bazılarının ailelerinin, oğullarının Gazze'de kara harekatına katılmaya zorlandıklarını, aksi takdirde hapse gireceklerini söylediği aktarıldı.
Habere göre, ismi belirtilmeyen ordu sözcüsü ise konuya ilişkin yaptığı açıklamada, orduda görevli komutanların, askerlerin çeşitli operasyonel görevleri yerine getirmeye devam etmelerini desteklemek ve onlara yardımcı olmak için her türlü çabayı gösterdiğini söyledi.
Sözcü, askerlere yönelik hapis cezası dahil hiçbir cezai yaptırım uygulanmayacağını kaydetti.
İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliğinden yapılan açıklamada, Husilerin Kızıldeniz'de hedef aldığı petrol tankerindeki yangını söndürmek için gelen iki römorkörü vurma tehdidiyle ilgili iddiaları yalanladı.
İran'ın BM Temsilciliği, Pentagon Basın Sözcüsü Patrick Ryder'ın, Husilerin, Kızıldeniz'de hedef aldığı petrol tankerinde çıkan yangına müdahale etmek için yaklaşmaya çalışan iki römorköre "saldırma tehdidinde bulunduğu" iddiasına, yazılı açıklamayla cevap verdi.
Açıklamada, "Filistin'i destekleme ve siyonistlere yakıt transferini engelleme politikasını yürüten Yemen'in Ensarullah Hareketi, Gazze'ye yönelik savaş devam ettiği sürece Kızıldeniz'deki İsrail rejimine giden petrol tankerlerini hedef almaya devam edeceğini daha önceden duyurmuştu." ifadelerine yer verildi.
Golan, X hesabından yaptığı videolu paylaşımda, muhalefet partilerinin liderlerine gönderdiği mektubu duyurdu.
Demokratlar Partisi Başkanı Golan, "Tüm muhalefet partisi liderlerini, İsrail Meclisi'nin gelecek kış oturumunda hükümeti devirmenin yollarını tartışmak üzere acil bir toplantı düzenlemeye davet ediyorum." dedi.
İsrail Meclisi'nde 22 Temmuz'da başlayan yaz tatili döneminin ekim ayı ortalarında parlamentonun kış oturumlarıyla sona ermesi öngörülüyor.
Golan, "İsrail'in içinde bulunduğu olağanüstü hal" durumunda muhalefet liderlerine "ortak eylemde bulunma" çağrısı yaptı.
;
İsrail'de siyasi, güvenlik, ekonomik, sosyal ve anayasal olarak bir çöküşün yaşandığını belirten Golan, "İsrail'i kurtarmak için birlikte çalışma" talebinde bulundu.
Golan, Gazze'de esir tutulan İsraillilere işaret ederek, "Savaşın zirvesindeyiz, kaçırılanlar 328 gündür esaret altında. On binlerce yaşadığı yerden göçen insan var, ekonomi çöküyor. Yedek subaylar ve askerler uzun zamandır savaşıyor ve tünelin sonunda ışık göremiyorlar." ifadelerini kullandı.
İsrail'deki duruma ilişkin Golan, mevcut siyasetin "ciddi şekilde zarar verecek bir güvenlik ve ekonomik felakete yol açacağını" söyledi.
Golan, Netanyahu hükümetinin Gazze konusunda başarısız olduğuna işaret ederek, bu başarısızlığın sorumluluğunu da üstlenmediğini aktardı.
İsrail'deki ana muhalefet lideri Yair Lapid de sosyal medya hesabından Golan'ın çağrısına cevaben, Netanyahu hükümeti devrilene kadar tüm muhalefet partileriyle çalışmaya devam edeceklerini duyurdu.
İsrail'de muhalefet ve toplumun hatırı sayılır bir kesimi Netanyahu'nun Gazze'de hedeflerine ulaşmada başarısız olduğunu ve siyasette kalabilmek için esir takası anlaşması fırsatlarını yok ederek savaşı uzattığını düşünüyor.
Ayrıca, ülkenin birçok şehrinde sık sık Hamas ile esir takası anlaşması ve erken seçim yapılması çağrısıyla sokak gösterileri düzenleniyor.
Açıklamada, "İşgalci İsrail güçleri, aralarında çocukların da bulunduğu en az 20 Filistinliyi gözaltına aldı." ifadesi kullandı.
İsrail ordusunun, Batı Şeria'nın Tulkerim, Cenin, Tubas ve Ramallah kentlerindeki belde ve mülteci kamplarında "saha araştırmalarını" sürdürdüğü belirtilen açıklamada, bölge sakinlerine yönelik ciddi ve korkunç ihlallerin yaşandığına vurgu yapıldı.