İstanbul'da yenidoğan bebekleri önceden anlaştıkları özel hastanelerin servislerine sevk edip ölümüne neden olan ve haksız kazanç sağlayan 47 kişilik Yenidoğan Çetesi'nin yargılanmasına devam ediliyor.
18 Kasım Pazartesi günü başlayan ve 6 gün boyunca devam eden 22 tutuklu sanığın savunmalarının ardından dün tutuksuz yargılananların savunmaları için gözler yeniden Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ne çevrildi.
YÜZDE 35 PAY
Tutuksuz yargılananların ifadelerinde de çarpıcı detaylar vardı. Avcılar Hospital Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız örgüt elebaşına cirodan yüzde 35 pay verdiklerini söyledi.
"DOKTOR BULAMADIK"
Halime bebeğin ölümüyle ilgili iddialara yanıt veren hemşire Ecem Koç ise kendisini "Çok kötü durumda bir bebekti, entübeydi. Yapmam gereken her şeyi yaptım. Adrenalini ve CPR'ını yaptım, geri dönmedi bebek. Doktor olmadığı için bebeğe müdahaleyi hemşireler olarak yaptık. Doktor beye (Fırat Sarı) yaptığımız işlemleri, kalp masajı gibi bebeği canlandırmaya yönelik yaptığımız işlemleri anlattım. Sonra doktor 'Geliyorum' dedi. Ex bilgisini vermek doktor beyin görevidir. Fırat Sarı'yı bekledik bu yüzden. İstanbul'dan Çorlu'ya gelecekti. Bu bekleme esnasında biz de defin işlemleri için bebeği hazırladık. Ex saati ile ilgili bir bilgim yok, değiştirilip değiştirilmediği konusunda. Sonradan öğrendiğim kadarıyla uzatılmış bir saat var. Bu sonradan değiştirilmiş. Bu bebekle çocuk doktoru olarak Fırat Sarı ilgilendi. Bebeğin epikrizini kimin yazdığını bilmiyorum. Bizde hemşireler epikriz yazmaz, anlamayız ne olduğunu. Hemşireler kendi işlerine zor yetişiyor. diyerek savundu.
SORUMLU HEMŞİRE 1000'ER LİRA PARA DAĞITIYORDU
Mahkeme başkanının, kendilerine maaşlarının dışında ödeme yapılması ve para alışverişlerini sorması üzerine sanık Ecem Koç, "Sorumlu hemşiremiz Bahar Hanım'a, Fırat Sarı'dan belli bir miktar para geliyordu. O da kıdemli hemşirelere 1000'er lira dağıtıyordu. Biz paranın neden ve nereden geldiğini anlamıyorduk. Fırat Sarı'dan bana gelen paraların sebebi de şu, küçük alışverişler söz konusuydu. Ticari bir alışveriş söz konusu değildi. Fırat Hoca'nın hesabından bana gelen paralar hastanede yaptığım bazı masrafların ödemeleridir" dedi.
"EMEĞİMİN KARŞILIĞINI ALDIM"
Avcılar Hospital hastanesinde sorumlu yenidoğan hemşiresi olarak görev alan, tutuksuz yargılanan Serenay Şenkalaycı ise aldığı paralar hakkında "Ben Medisense'den para aldım. Ek mesaim nedeniyle aldım. Aldığım para emeğimin karşılığıdır" dedi.
Yaklaşık 7,5 saat süren, 7 sanığın dinlenildiği duruşma, tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere bugüne ertelendi. Bu arada, dava kapsamında 22 tutuklu sanık ile 7 tutuksuz sanığın savunması alınmış oldu.
Tutuksuz yargılananların savunmalarının dinlendiği duruşma saat 10:15'te başladı.
Çok sayıda basın mensubunun takip ettiği duruşmanın görüldüğü salon ve önünde polis ekiplerince yoğun güvenlik önlemi alındı.
Yaşanan gelişmeleri anbean Takvim.com.tr'den takip edebilirsiniz.
Tutuksuz yargılananların savunma yaptığı duruşma saat 10:15 gibi başladı. Kürsüye ilk gelen isim ise Beylikdüzü Medilife Hastanesi hemşiresi Ceren Hatice Kırım oldu.
“KAYNAĞINI SORGULAMADIM”
Mahkeme başkanının yönelttiği "Başka bir yerden maaş alıyor muydun?" sorusuna yanıt veren Ceren Hatice Kırım "Medisense’den de alıyordum" dedi.
Mahkeme başkanının söz konusu şirketin Fırat Sarı'ya ait olduğunu söylemesi üzerine Hemşire Kırım "Kaynağını sorgulamadım, mesai ücreti olarak alıyordum" dedi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor.
İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.
Sanıklar tarafından hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.
Bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı bildirilen iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.
Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil, maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu iddianamede belirtiliyor.
NE KADAR CEZA İSTENİYOR?
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. 8'i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.
İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.
Soruşturma kapsamında İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti.
Öte yandan, yenidoğan çetesine ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E'yi makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı.