Muhalefetin değersizleşmesiyle denge kaybına uğramasının sebebinin bu olduğunu kaydeden Bahçeli, "İnsani ve İslami değerler prizmasından baktığımızda bugünkü felaketin siyasi koz olarak kullanılmasının ve kutuplaşma malzemesi olarak görülmesinin devasa bir ayıp ve ahlak eksikliği olacağı hiç tartışma götürmeyen bir gerçektir. Dayanışma ve yardımlaşma haricinde bir şey düşünmek bize göre damgalı namertliktir. Yeri ve zamanı geldiğinde tedbir ve tenkit manzumesi sorumluluk mertebesinde bulunan kim varsa paylaşılır ve muhataplarına aktarılır." diye konuştu.
"SİYASİ HESAP YAPMAK İNSAFSIZLIKTIR"
Bahçeli, bunun yol ve yordamının hukukun üstünlüğünün hakim olduğu demokratik sistemlerde belli olduğunu dile getirdi.
Kahramanmaraş depremlerinin enine boyuna tüm boyutlarıyla konuşulacağı günlerin geleceğini, sorumlulardan adalet önünde hesap sorulacağını vurgulayan Bahçeli, "Kaldı ki yıkılan binalarla ilişkisi olan ahlaksız müteahhitleri kapsamına alan soruşturma süreci de işlemektedir. Ayrıca bir insanımız dahi enkaz altındayken, henüz felaketin sıcaklığı çok yakıcıyken, haksız ve hayasız siyasi eleştiri yapmak, seçim tarihiyle ilgili spekülasyon üretmek vebaldir, bu vebal zillet ittifakını teşkil eden her partinin hissesine eşit olarak düşmüştür. Bir yanda arama kurtarma faaliyetleri devam ediyorken diğer yanda devleti ve hükümeti sistematik şekilde suçlamak en hafif tabirle terbiyesizliktir. Bir yanda feryat sesleri duyuluyorken, diğer yanda siyasi hesap yapıyor olmak insafsızlık ve ilkelliktir." yorumunu yaptı.
Bahçeli, altılı masa muhalefetinin, dizginlenemeyen ihtiraslarla, kontrolsüz açgözlülük hastalığına tutulduğunu savunarak, "Altılı masa muhalefetinin geçim kapısı fırsatçılık, fesatçılık, fevrilik, fetbazlık, fenalıktır. Siyasetlerinde tutarlılık yoktur, değerlendirmelerinde irade ve isabet yoktur." dedi.
"SİZ DE HİÇ Mİ ALLAH KORKUSU KALMADI?"
Bahçeli, Millet İttifakı'nı oluşturan altı partinin genel başkanlarının 11 kenti etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremleri konuşmak üzere 18 Şubat'ta gerçekleştirdiği toplantı sonrasında yapılan ortak açıklamaya işaret etti.
Bahçeli, şöyle devam etti:
"Ortak açıklamanın her satırına kindarlığın izleri, devlet ve millet karşıtlığının emareleri nüfuz etmiştir. Diyorlar ki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yüzünden acılar ve zayiat katlanarak artmış. Diyorlar ki, afet süreci iyi yönetilememiş, arama kurtarma çalışmalarında geç ve yetersiz kalınmış. Diyorlar ki, temel ihtiyaçların temininin ve yardım faaliyetlerinin doğru koordine edilemediğinden bahisle, felaketin boyutları vahim seviyeye ulaşmış. Asıl maksat ve meramlarını da ortak açıklamanın sonuna iliştirerek; ülkemizin en acil ihtiyacının yeni ve etkin bir iktidar olduğunu kaydetmişler. Be hey gafiller, siz de hiç mi Allah korkusu kalmadı? Be hey muhterisler, hiç mi depremzede insanlarımızdan utanmıyorsunuz?
10 ilimiz yıkılmışken, hala Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni karalamanız, hala müfteriliği pusula yapmanız hangi kitaba, hangi zihniyete, hangi değere sığmaktadır? Yere batsın sizin siyasetiniz, kahrolsun sizin zillet anlayışınız. Bunları nasıl söylersiniz? Böyle bir ucuz ve meczup bir siyasete nasıl saparsınız? Vatan, millet, devlet ve insan sevgisine hiç mi sahip değilsiniz? Rahat olun, biraz sabredin, Türk milleti sizin boyun ölçünüzü, kaç gram ettiğinizi yakında sandığa gömerek ilan edecektir. Bilinmelidir ki, ne sandıktan kaçarız ne de demokrasiyi yok sayarız. Acılarımızın tam ortasında, seçimlerle ilgili polemik yapan, ertelendi ertelenmedi çetelesi tutan zillet ittifakı paranoyaktır, saplantılıdır, hayalperesttir, vehimlerin pençesindedir."
KÜÇÜLDÜ, UFALDI VE ALÇALDI
Bahçeli, muhalefetin yalan söylediğini, algı operasyonuna heveslendiklerini, husumet yaydıklarını ileri sürerek, "Askerler nerede?", "Devlet nerede?" denildiğini, kahramanların her yerde olduğunu anlattı. Bahçeli, "Burunlarının önünü göremediler, husumetlerini gösterdiler. Kılıçdaroğlu, dayanışma kültürü için yabancı ülkelere teşekkür etti, fakat döndü dolaştı hükümete saldırdı, milli dayanışmadan sarfınazar etti. HDP'nin bir eş başkanı, 'iktidarın enkaz altında kaldığını' izansızca söyledi, Kılıçdaroğlu da 'evet' diyerek tasdik etti, bu itibarla küçüldü, ufaldı ve alçaldı. Yine Kılıçdaroğlu, 'Deprem koordine edilemedi' dedi, gerçekleri çarpıttı, yüzü kösele derisi olduğundan dolayı da hiç kızarmadı." ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı o sırada Twitter adresinden, "Halka, defter tutuyoruz, not ediyoruz diye tehdit savuran beceriksizler! Şov yapmayı bırakın, geçen iki haftada depremzedelere çadır, konteyner ve mobil duş-tuvalet götüremediniz. İnsanlar soğuk yüzünden az hasarlı evlerine dönmek zorunda kaldılar. Yardımları halka ulaştırın!" diyerek tehditleri ve yalan bilgiler vermeyi sürdürdü.
"SONUNA KADAR MÜCADELE"
Aynı bayat ve bağnaz tezviratın ezberiyle televizyon ekranlarında konuşan sözde gazeteci ve yorumcuların, depremin ne zaman ve hangi şiddette olacağını bilip bilmediklerini soran Bahçeli, 6 Şubat 2023, saat 4.17'de ne yaptıklarını sordu.
"Devleti ve hükümeti suçlama yarışına giren, karamsarlık aşılayıp kriz ve kaos ikmali yapan bu kimliksizler koordinasyondan ne anladıklarını, aslı astarı olmayan iddialarla nereye varmak istediklerini mertçe açıklayacak yürekliliğe sahipler midir?" sorusunu yönelten Bahçeli, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu karanlık tiplerin siyaset temsilcisi Kılıçdaroğlu, enkaz altındaki mazlum insanlarımızla alay eden edepsizlerin tutuklanmaları üzerine, 'Gelin beni de tutuklayın' diyecek kadar seviyesiz ve sevimsiz bir hale savrulmuştur. 'Her şeyi biz mi öğreteceğiz size, devlet yönetin devlet' açıklamasıyla ar damarının çatlaklığını, katılaşmış kalbinin iflasını belgelemiştir. Merkezi yönetimle yerel yönetim arasında bölücülük yapmış, hiç gocunmamış, hiç de vicdanı sızlamamıştır.
Kılıçdaroğlu geçen hafta demiş ki; 'Hiçbirimiz artık eskisi gibi değiliz. Ben de aynı insan değilim. Ruhumuz eskisi gibi değil artık.' Sayın Kılıçdaroğlu, seni bilemeyiz, çok da merak etmeyiz. Zira bildiklerimiz bize fazla fazla yetecektir. İlle de bir şey diyeceksen, kendi adına konuşmanı tavsiye ederiz. Senin eskin nedir ki yenin ne olacaktır. Fakat sen görmesen de, söyleyemesen de, Türk milleti tarihinde her döneminde olduğu gibi aynı ahlaka, aynı asalete, aynı ruha sahiptir, afet günlerinde de bunu feragatiyle ispat etmiştir. Bugünler geçecek; zilletin de zelzelenin de hasar ve hüsranıyla sonuna kadar mücadele edilecektir."