7'li koalisyonun cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, "Alevi" notuyla bir video paylaştı ve bu videoyla Alevi vatandaşlara ayrımcılık yapıldığına ilişkin aslı astarı olmayan bir iddia ortaya attı. "Ben Alevi'yim. Hak Muhammed Ali inancıyla yetişmiş, samimi bir Müslümanım" diyerek gençlere seslenen ve oy isteyen Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına Alevi dernekleri başta olmak üzere akademisyen ve siyasilerden tepkiler geldi.
KUTUPLAŞTIRMAYA TEPKİLER ÇIĞ GİBİ
Anadolu Alevi Ocakları Bilim Eğitim İnanç ve Kültür Derneği Genel Başkanı Emrah Uslu: Hiçbir Alevi, PKK ve işbirlikçileriyle işbirliği yapmaz, yapamaz. Siz gidin Almanya'dan, Avrupa'dan alın parayı, dininizi, bayrağınızı satın, sonra da Alevi nutuğu atın. Siz Alevi olamazsınız, siz Alevi'nin tırnağı olamazsınız.
DSP Genel Başkanı Önder Aksakal: Mezhepsel kimliğini öne sürerek toplumsal bölünmenin ateşine odun atmakla kalmıyor, sadece vatanı bölmek isteyenlere katkı vermek değil, inançlar üzerinden de bölücülüğe soyunuyor.
AK Parti İstanbul milletvekili aday listesinde Alevi kimliğiyle öne çıkan Esma Ersin: Keşke onca yıllık siyasi hayatınızda cumhurbaşkanı adayı olana kadar Alevi olduğunuz aklınıza gelseydi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Akış: PKK ve FETÖ birlikteliklerinin üzerine bir Alevi örtüsü örterek bunları gizlemeye, kamufle etmeye dönük bir strateji gütmektedir.
Akademisyen Selva Tor: İhaneti perdelemek için gençlerin körpe zihinlerine 'ayrımcılık' zehri akıtıyorsunuz.
TARTIŞMAYI AÇAN KENDİLERİ
Kılıçdaroğlu, Aleviliği üzerinden yeni bir kampanya başlatsa da, aslında Kılıçdaroğlu'nun aday olmasına itiraz eden, Alevi kimliğini eleştiren Millet İttifakı içinde yer alan unsurlardı. İyi Parti Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral, Kılıçdaroğlu'nun Alevi olmasının Türk toplumu açısından oy verilmemesi gereken bir problem olduğunu belirtmişti.
ALEVİLERİN ÜZERİNE 'KARABULUT' GİBİ ÇÖKTÜLER
Sabah gazetesi yazarlarından Melih Altınok, Alevilere yönelik en cesur adımların AK PArti döneminde atıldığını belirterek, muhalefetin Alevi istismarının sandıktan döneceğini vurguladı.
Altınok'un yazısında önemli bölümler şu şekilde:
Bu da oldu.
Türkiye'de bir cumhurbaşkanı adayı, sosyal medyaya videosunu koyup üzerine "Alevi" yazdı!
Ve "Ben sizin bilge dedenizim" dediği gençlere de şöyle seslendi:
"Bu ülkeyi can yakan mezhep tartışmalarından, bataklığa dönüştürülen Ortadoğu'dan çekip çıkaracaksın, ait olduğu yere taşıyacaksın. Alevi olmaz diyen bu ayrıştırıcı sistemi kökünden yıkmaya hazır mısın?"
Bir şey yok. Kemal Bey kaybedeceğini anladığı bir seçim öncesi yine çığırından çıkmış durumda. Cumhuriyetin siyaset tarihinde hiçbir meşru aktörün tenezzül etmediği, provokatörlerin bile basit bulduğu mezhep kartını çekiyor.
Oysa Hz. Ali'den "Kitapları olan bir din düşünürü" (şaka yapmıyorum) olarak bahseden, "Ben okudum, siz nasıl okumazsınız" diye ısrar eden, diğer yandan da CNN'de "yazar" sandığı Fetullah Gülen'in kitaplarının toplatılmasını protesto eden Kemal Bey'in mezhebiyle falan hiç kimse ilgilenmiyor.
"ALEVİ OLMAZ" DİYENLER ORTAKLARI
Türkiye seçmeni, Kemal Bey'in Ortadoğu (Ön Asya) dediği coğrafyanın ortalamasının çok çok üzerinde. Her ne kadar aldığı yüzde 25 oy biraz kafamızı karıştırsa da siyasi tercihlerini şekillendirirken daha rasyonel kıstasları gözetiyor.
Seçmenin göreve geldiği 2010 yılından beri, Erdoğan karşısında kendisine tek bir yarış bile kazandırmamasının yegâne sebebi de Kemal Bey'in üzerinde eğreti duran mezhep beyanları değil, düşük profilli olması.
"Alevi olmaz" diyenler de bildiğiniz üzere yine Kemal Bey'in masadan arkadaşları, iktidarı birlikte kuracağız dediği dostları. "Seçmen Alevi bir adaya oy vermez, Kılıçdaroğlu'nun şansı yok" diyen İyi Parti yöneticileri, Ahmet Şık vs.
Ben iktidar cephesinden, "yandaş" yazarlardan ve kamuoyundan şimdiye kadar bu konuda tek bir ima bile duymadım.
Biliyorum, her düğmeye basıyorlar ama emin olun başaramayacaklar. Komşu ülkelerde tutan mezhep üzerinden ayrışmayı-çatışmayı Türkiye'de örgütleyemeyecekler.
Buna önce, tıpkı Kürtler gibi kriminalize edilmeye, marjinalleştirilmeye çalışan Aleviler karşı çıkacak.
Evet, ne yazık ki gördüğünüz üzere Kemal Bey'in (nedense) "Karabulut" olan soyadını değiştirmeleri, Kılıçdaroğlu yapmaları ne yazık ki pek işe yaramamış...
Ama umarım 15 Mayıs sabahı hava açacak... CHP'nin ve Alevilerin üzerine karabulut gibi çökenlerin tasfiyesiyle ana muhalefet de muhalifler de özgürleşecek.
Melih Altınok'un yazısını okumak için tıklayınız...
MAĞDUR SİYASETİYLE OY TOPLAMA PEŞİNDE
Sabah gazetesi yazarlarından Burhanettin Duran ise, Kılıçdaroğlu'nun kendini mağdıur durumu sokarak oy avcılığına soyunduğu ancak seçmenlerin bu oyuna gelmeyeceğini vurguladı.
Duran'ın yazısından önemli bölümler şu şekilde:
Kılıçdaroğlu aynı kimlikçi siyaset kurnazlığını kendisinin Alevi kimliği üzerinden de yapıyor.
Kampanyacıları "bu konu seçmenin sohbetlerinde gündem olabilir, siz önce konuşarak ön alın" demiş olabilir.
Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı çıkan İYİ Partililerin sıklıkla Alevi kimliği "seçilemezsin, aday olma" argümanları için kullandığı hafızalarda.
Babacan ve Davutoğlu'nun Kılıçdaroğlu'nun Alevi videosuna verdiği "Sünni" destek Millet ittifakının bu konuyu ciddi bir kampanya unsuru olarak ele aldığı anlaşılıyor.
TAM BİR ŞARK KURNAZLIĞI
İşte Kılıçdaroğlu bu değerlendirmelerle hem Alevi kimliğine sahip çıkıyor hem de ülkemizde can yakan mezhep tartışma ve ayrıştırmaları istemediğini gösteriyor olabilir.
Ancak Alevilere yapıldığını söylediği ayrımcılığı AK Parti iktidarının üzerine yüklemesi tersine kimlikçi siyaset örneği, tam bir Şark kurnazlığı.
Kılıçdaroğlu kendini "mağdur" konumuna koyarak akıllara pes dedirtecek bir kutuplaştırma siyaseti sergiliyor.
Alevilere ayrımcılık yapan sistem hangi sistem?
Dersim olayları sırasında CHP iktidar değil mi?
Alevilerin kimliklerini baskılayan Kemalist rejim değil mi?
Alevi çalıştayları yapan ve Cem evlerine Kültür Bakanlığı bünyesinde kültürel statü veren AK Parti değil mi?
Burhanettin Duran'ın yazısını okumak için tıklayınız...