Düşük radar görünürlüğü ve yüksek hızı ile dikkatleri üzerine çeken ANKA-3, kendini ilk kez pistte gösterdi.
Türk Havacılık Uzay Sanayii'nin (TUSAŞ) geliştirdiği insansız savaş uçağı, ilk uçuşunu mayıs ayında gerçekleştirmeye hazırlanıyor.
"YUNANİSTAN'A TEHDİT ARTIYOR"
Yunanistan ise Türkiye'deki savunma sanayii atılımlarını yakından takip etmeyi sürdürüyor.
Yunan basınından Pentapostagma gazetesi, "Yeni Türk ANKA-3 insansız savaş uçağı geliyor. Yunanistan'a tehdit artıyor." diye yazdı.
"TÜRKİYE KABİLİYETLERİNİ GELİŞTİRİYOR"
ANKA-3'ün, bugünlerde yerde taksi testleri yaptığı ifade edilerek şöyle denildi:
Türkiye'nin çok sayıda SİHA ile savunma sanayisindeki kabiliyetlerini geliştirdiği bir gerçek. Bunların arasında TUSAŞ'ın ağırlıklı olarak Türk Hava Kuvvetleri için geliştirdiği insansız hava araçları ailesine ait ANKA-3 de var.
'Uçan kanat' yapısı sayesinde düşük radar görüşü, yüksek hız ve yüksek faydalı yük taşıma kapasitesi gibi birçok avantaja sahip. ANKA-3, şirketin SİHA ürün ailesinin üçüncü üyesi olacak.
HAVADAN KARAYA TAARRUZ YETENEĞİ
ANKA-3 ile gerektiğinde havadan karaya ve havadan havaya taarruz gerçekleştirilebileceği kaydedildi.
Karadaki düşman sistemlerini etkisiz hale getirmek üzere elektronik savaş için de kullanılabileceği belirtilerek, Hürjet ve F-16 savaş uçakları gibi hava araçlarıyla ortak operasyonlara katılabileceği aktarıldı.
UÇAĞIN KULLANIM ARALIĞI ÇOK GENİŞ
Aynı haberin devamında ANKA-3'ten şu sözlerle bahsedildi:
Bu uçağın kullanım aralığı çok geniş. İlk uçuşu kısa sürede yaparsa, yıl sonu veya gelecek yılın başlarında ilk göreve hazır hale gelecek.
YUNANİSTAN'DA ALARM: ÇOK SAYIDA SİHA ALMALIYIZ
Haberin "Yunanistan'ın tepkisi" başlıklı bölümünde Atina yönetimine çağrılar yapıldı:
"ANKA-3'ün elektronik harp, keşif, istihbarat toplama gözetleme, havadan karaya taarruz, düşman helikopter, uçak ve SİHA'larına taarruz, düşman radarlarını etkisiz hale getirme görevlerini icra edebildiğini söyleyebiliriz.
Yunanistan'ın, stratejik ve taktik düzeyde anti-drone sistemleriyle çok katmanlı zırhlandırmaya devam etmesinin ne kadar zorunlu olduğunu anlamalıyız. Çok sayıda SİHA alımını derhal sürdürmeliyiz."
KARALAMAYA BAŞLADILAR
Dünyanın ilk silahlı insansız hava aracı (SİHA) gemisi ve Türkiye'nin en büyük askeri gemisi TCG Anadolu, yalnızca ülkemizde değil dünyada da büyük ses getirmeyi başardı.
Ramazan Bayramı süresince İstanbul'da halkın ziyaretine açılan gemi, buradan Karadeniz'e doğru yola çıktı.Başkan Recep Tayyip Erdoğan ise TCG Anadolu'nun Karadeniz'den sonra İzmir'e gideceğini duyurdu.
TCG Anadolu'nun resmen Ege Denizi'ne gireceğinin haberini alan Yunanistan tarafı ise hemen karalama haberleri yapmaya başladı.
"DOSTA GÜVEN, DÜŞMANA İSE KORKU SALDI"
Yunan basınında çıkan haberler ile ilgili konuşan Müstafi Amiral Doç Dr. Cihat Yaycı, TCG Anadolu'nun KIZILELMA ve Hürjet ile birlikte, çok maksatlı amfibi hücum gemisinden çok daha fazlası olduğuna dikkat çekti.
Anadolu'nun yüzer bir kale, bir üs olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Yaycı, geminin dosta güven, düşmana ise korku saldığını söyledi.
Türkiye'ye düşmanlık eden, endişe ve korku duyanların Türkiye'nin gerçek düşmanı olduğunu ifade eden Doç. Dr. Yaycı, "Yunan basınında çıkan haberlere bakılırsa onların Türkiye'nin dostu olmadığını söyleyebiliriz. Türkiye hiçbir zaman Yunanistan'dan haksız, hukuksuz bir talebi olmamıştır" şeklinde konuştu.
"BARIŞI KORUMA GEMİSİDİR"
Doç. Dr. Yaycı, TCG Anadolu'nun bölgesel ve küresel barışa katkı sağlayacak bir gemi olduğunu söyledi.
Yaycı, "Tahliye harekatları, insani yardım faaliyetlerinde TCG Anadolu, yaklaşık 5 bin kişiyi destekleyebilecek kapasitede. Barışı koruma, barışı destekleme ve tesis gemisidir" dedi.
Aynı ittifakta bulunan iki ülke arasında bu tarz söylemlerin kabul edilemez olduğunu belirten Doç. Dr. Yaycı, TCG Anadolu'nun ana üssünün Foça'da olduğuna dikkat çekti.
Yaycı, "Anadolu'nun bağlı bulunduğu filo da Foça'da. Bir geminin ana üssüne dönmesinden daha doğal ne olabilir" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'Yİ KÖTÜLEMEDİĞİ TEK BİR DEMEÇ YOK"
Türkiye'nin kendi toprakları üzerinde herhangi bir yerde üs kurma, asker yerleştirme ve silah bulundurma konusunda kısıtı olmadığını dile getiren Doç. Dr. Yaycı, bu durumun Yunanistan için ise geçerli olmadığını, Yunan devletinin 23 adaya silah yerleştirme kısıtı olduğunu belirtti.
Yunanistan'ın bu tarz açıklamalarda Türkiye'yi dünya kamuoyunda saldırgan bir ülke olarak göstermeye çalıştığını ifade eden Doç. Dr. Yaycı, "Yunanistan yetkililerin yurt dışında Türkiye'yi kötülemediği tek bir demeç yoktur. Türkiye'de ise tam tersi Yunanistan'ı hiç ağzına bile almaz" şeklinde konuştu.
"AÇIKLAMALAR HUKUKA KESİNLİKLE AYKIRI"
Doç. Dr. Yaycı, Yunanistan'ın Megali İdea'sının yürürlükte olduğunu söyleyerek, "Yunan devleti bundan hiçbir zaman vazgeçmemiştir. Bu bir devlet politikasıdır. Hangi hükumet gelirse bunu sürdürecek" dedi.
Doç. Dr. Yaycı, Yunanistan'ın Fransa'dan aldığı Rafale savaş uçakları ile ilgili Türkiye'nin hiçbir açıklamasının olmadığına dikkat çekti.
Yaycı, TCG Anadolu ile ilgili çıkan haberler için şöyle konuştu:
"Bu söylemler, bu tarz haberler Yunanistan'ın hadsizliğidir. Bu ne cürretsizliktir. Yunanistan'ın açıklamaları devletler hukukuna kesinlikle aykırıdır, uluslararası barışa tehdittir. Yunanistan'ın iyi bir komşu olmadığı, dost olmadığı yeniden ortaya çıkmıştır."
AŞİL'İN TOPUĞUNA BENZETTİ
Yunan Defence Point gazetesi TCG Anadolu için, "Türk ordusunun 'Aşil'in topuğu" benzetmesinde bulunarak Türk amfibi operasyon gemisinin Yunan savunma stratejisi için caydırıcı bir unsur olabileceği vurguladı.
Anadolu'nun Türk silah sistemi içinde giren en tehlikeli deniz sistemi olduğunu söyleyen gazete, bu geminin Ege Denizi'ne girmesi Türkiye'nin Ege Denizi'ndeki uluslararası hukuku ve Yunanistan'ın egemenliğini açıkça ihlal ettiğini ifade etti.
