Sabah gazetesine Alman polisinden skandal baskın! FETÖ diasporasıyla mücadele şart

Alman polisi, Sabah gazetesinin Avrupa haberleri merkezinin bulunduğu Frankfurt ofisine baskın düzenlediği ve Almanya Temsilcisi İsmail Erel ve Haber Müdürü Cemil Albay'ı gözaltına aldı. Erel ile Albay'ın evlerinde ve Sabah gazetesinin Avrupa ofisinde aramalar gerçekleştirdi. Dışişleri Bakanlığı'nın hızla harekete geçtiği skandalın ardından gazeteciler Erel ve Albay serbest bırakıldı. Alman polisinin, FETÖ'cü teröristler Cevheri Güven ile Ercan Karakoyun'un şikayeti üzerine harekete geçtiği öğrenildi. Skandalı köşesinde değerlendiren Sabah gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu, Almanya'daki FETÖ diasporasına dikkat çekerek, dosyanın hukuka aykırı ifadelerle dolu olduğunu dikkat çekti. Diasporanın, gizli servislerce kullanıldığını, sosyal medya üzerinden psikolojik hareket ve itibar suikastı yapabildikleri uyarısında bulundu.

Giriş Tarihi :18 Mayıs 2023 , 09:40 Güncelleme Tarihi :18 Mayıs 2023 , 10:26
Sabah gazetesine Alman polisinden skandal baskın! FETÖ diasporasıyla mücadele şart

İÇİNDEKİLER

FETÖ terör örgütü mensuplarının ihbarının ardından SABAH Almanya Temsilcisi İsmail Erel ile SABAH Avrupa Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Cemil Albay, tebligat dahi almadan gözaltına aldı. Gazeteciler FETÖ'nün firari algı imamı Cevheri Güven ile Ercan Karakoyun'un şikayeti üzerine gözaltına alındı.

GAZETECİLER SERBEST BIRAKILDI
Basın özgürlüğüne kara leke olarak düşen Almanya'daki operasyonda Alman polisi, İsmail Erel ve Cemil Albay'ın evlerinde ve SABAH Gazetesi'nin Avrupa ofisinde aramalar gerçekleştirildi. Erel ve Albay'ın bilgisayarları ile cep telefonlarına da el koydu. İki gazetecinin serbest bırakılması için Dışişleri Bakanlığı ve meslek örgütleri devreye girdi. Erel ve Albay bakanlık ve meslek örgütlerinin itirazlarının ardından serbest kaldı.

FETÖ'CÜ TERÖRİSTLERİN YUVASI
Türkiye'nin iadelerine yönelik taleplerine de kayıtsız kalan Almanya'da kaçak FETÖ'cü ve PKK/ PYD'liler yuvalanıyor. Darbenin üssü konumundaki Akıncı'da 15 Temmuz'da darbe girişimini yöneten TSK imamı Adil Öksüz de Almanya'da bulunuyor. Hain darbe girişiminden sonra başta Yunanistan olmak üzere, farklı ülkelerden Almanya'ya kaçan binlerce FETÖ'cü var. Burada kurdukları ilişki ağı sayesinde hızlı şekilde oturum ve çalışma izni alan FETÖ'cüler, ticarete yönelip örgüte para kazandırmaya başlıyor.

FETÖ DİASPORASIYLA MÜCADELE
Skandalı değerlendiren Sabah gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu, köşesinde Almanya'da etkin bir varlığa kavuşan 'FETÖ diasporası'na dikakt çekti. Diasporanın etkisiyle hazırlanan soruşturma dosyasının 'hukuka aykırı' ifadelerle dolu olduğunu söyleyen Müderrisoğlu, psikolojik harekat ve itibar suikastı düzenlendiğini belirterek "mücadele stratejisi" belirlenmesi gerektiğini vurguladı.

Müderrisoğlu'nun yazısından önemli bölümler şu şekilde:
"Türkiye, 28 Mayıs Cumhurbaşkanı Seçimi'nin ardından, öncelikli işlerden biri olarak memleketin âli menfaatleri aleyhine faaliyet gösteren "firari FETÖ'cüler meselesini" yeni bir bakış açısıyla ele almak zorunda. Yani, "FETÖ Diasporasıyla Mücadele Stratejisi" geliştirmek ve kesintisiz uygulamak durumundayız!

Gazetemizin Almanya Temsilcisi İsmail Erel ve Yazı İşleri Müdürü Cemil Albay'a dönük istihbarat destekli polis operasyonu, karşı karşıya bırakıldığımız durumun vahametini anlamak için güncel örnek olarak görülebilir.

TAM BİR HUKUK GARABETİ!
FETÖ'nün, en tehlikeli, en şeytani versiyonlarından olan Cevheri Güven'in, "kişisel verilerimiz, adresimiz ifşa edildi, can güvenliğimiz tehlikede" iftirası üzerine başlatılan soruşturmanın geldiği nokta, hakikaten endişe verici.

Neden?

Çünkü Darmstadt Mahkemesi'nin aldığı karar tam bir hukuk garabeti! İddiaya göre, malûm şahıs (!) muhalif olduğu için, yasa dışı eylem tehlikesi altında imiş. Bedensel bütünlüğüne, mülklerine zarar gelebilirmiş.

Bu nedenle... Meslektaşlarımızın evinde, iş yerinde, hususi aracında arama yapılarak kanıtlara ulaşılması olası imiş.

AÇIKÇA HEDEF ALINMIŞLAR
Buna karşın...

Erel ve Albay ise FETÖ'cülerin saklandıkları yerleri ve Türkiye karşıtı faaliyetlerini ortaya çıkaran Abdurrahman Şimşek'in haber çalışmasını suç kabul eden Alman hâkimin ön yargısının mağduru haline getirilmiş! Sırf SABAH Gazetesi'nde çalıştıkları için açıkça hedef alınmışlar. Bütün bu tuhaflıkları, mahkemenin kısa gerekçesinde bu açıklıkla görüyorsunuz!

Sonra...

Şikâyetçi FETÖ'cülerin kişisel verilerinin yayımlanması gerekçe olarak öne sürüldüğü için... İddia olunan bu eylem (ne demekse!) cezalandırılmazsa, bir muhalefet hareketinin mensupları (FETÖ'cüler diyememiş mahkeme!) bu tür propagandalara maruz kalabilir, kendilerini korumasız hissedebilir, aşağılandıkları izlenimi oluşabilirmiş. Pes doğrusu!

İNCE KUMPASININ ARDINDAKİ TERÖRİST
Dikkat ederseniz... Hâkim, şikâyet konusuna dair arama kararı çıkarırken, peşinen "cezalandırmadan" bahsedecek kadar cüretkâr hüküm kurabiliyor!
Daha vahimi...

Soruşturma amacının tehlikeye girmesi söz konusu olacağı için (bu anlatım bile hukuk skandalı) meslektaşlarımızın önceden dinlenmesi, yani savcılığa davet edilmesi gereksizmiş.

Ve nihayet...
Kişisel veri demişken... Cumhurbaşkanlığı seçimini doğrudan etkilemeye ve mesela Muharrem İnce'nin yarıştan çekilmesine dönük kumpasın merkezinde yer alan, insanların mahremiyet alanlarını çirkin emelleri için iğdiş edebilen bir figür nasıl oluyor da Alman vatandaşı dahi olmadığı halde "kişisel veri korumasına!" alınabiliyor? Onların illegal faaliyetlerinin haberleştirilmesi ise hangi somut kanıta göre, bu kriminal örgütün üyeleri ve aileleri için tehdit oluşturuyor?

BESLEDİĞİNİZ YILAN SİZİ DE SOKAR!
Gelelim baştaki konumuza...

FETÖ Diasporasının bir realite olduğunu, bu örgütün azılı isimlerinin gizli servislerce kullanıldığını, sosyal medya üzerinden psikolojik hareket ve itibar suikastı yapabildiklerini asla unutmamalıyız. Her fırsatta hukuki, akademik, medya ve diplomasi zemininde, bilmek ve dinlemek isteyenlere anlatmalı, belgelerini ortaya koymalı, ilgili ülkelerdeki akil insanları Türkiye'ye davet etmeli, hakikati yerinde görmelerini temin etmeliyiz. Tek işi, FETÖ'nün dış uzantılarının yasa dışı karakterini ortaya çıkarmak ve FETÖ'yü himaye eden ülkelerin duyarlı vatandaşlarını bilinçlendirmek olan bir ekip ya da kurumsal yapı oluşturmayı düşünmeliyiz.

Bir çağrı da Almanya ve FETÖ hamisi devletlere...

Beslediğiniz yılan er ya da geç sizi de sokar! Demedi, demeyin..."

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN