Başkan Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki 'Şahlanış Dönemi' Kabinesinin ilk hedefi, enflasyonun düşürülmesi ve refah artışı olacak. Burada Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ismi ile birlikte, Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz'ın görevi ön plana çıkıyor.
Dışişleri Bakanı olan MİT Başkanı Fidan ise; beka meselesi olarak görülen dış politik meselelerde çözüm geliştirilmesi ve strateji belirlenmesinde kritik bir rol üstelenecek.
YENİ KABİNENİN ŞİFRELERİ
Yeni kabinenin şifrelerini Sabah gazetesindeki köşesinde ele alan Okan Müderrisoğlu, ana başlıkların enflasyon ve refah artışının düşürülmesi olduğunu vurguladı. Müderrsioğlu Fidan ve Güler'in bakan olarak göreve getirilmesinin nedeninin; dış politikada atılacak güçlü adımlar ve terörün tamamen bitirilmesi noktasındaki kararlılık olduğunu vurguladı.
Müderrisoğlu'nun yazısında önemli bölümler şu şekilde:
"TÜRKİYE YÜZYILI TAKIMI"
"Yeni Kabine için bir isim verilecek olsa, en uygunu "Türkiye Yüzyılı Takımı" olur. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hem Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ikinci hem de Cumhuriyetin yeni asrının ilk kabinesi kurarken, dikkate değer öncelikler gözettiği mesajını verdi. Yeni Kabine'nin dağılımı ve konuların ağırlığı bize gösteriyor ki…
HAYAT PAHALILIĞI İLE MÜCADELE VE REFAH ARTIŞI
Önümüzdeki dönemde "ekonomi" ilk sırada yer alacak. Enflasyonun tek haneye düşürülmesi, hayat pahalılığı ile mücadele ve refah artışı ana başlıklar olacak. Burada Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ismini, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'la birlikte anmak zorundayız.
Şimşek, "Öngörülebilir, şeffaf, rasyonel" ekonomi vaat ederken AK Parti'nin Seçim Beyannamesi'nin ekonomi ile ilgili bölümünü yazan Yılmaz ise tam bir denge ve koordinasyon adamı olarak kritik rol oynayacak. Tabiri caizse Şimşek, alacağı zorlu kararların piyasa kısmında, Yılmaz ise Külliye ve TBMM ayağında sorumluluk üstlenecek.
MUTFAK ÇALIŞMASININ İÇİNDEYDİ
Elbette diplomasi ve güvenlik politikaları da Hükümet'in mühim dosyaları arasındaki ehemmiyetini koruyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin en uzun süreli Dışişleri Bakanı olan Mevlüt Çavuşoğlu'nun yerine MİT Başkanı Hakan Fidan'ın getirilmesi, Sn. Cumhurbaşkanımızın bilinçli tercihini yansıtıyor. Fidan, beka meselesi olarak görülen tüm dış politik meselelerde gerek çözüm geliştirilmesi gerekse stratejilerin belirlenmesinde her an mutfak çalışmasının içindeydi. Körfez ülkeleri, Mısır ve Suriye ile normalleşme, Libya ve Karabağ'da inisiyatif alınması, Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliği noktasında ortak tutum belgesi yazımında Fidan tüm süreçlerin odağında idi.
TERÖRLE MÜCADELE
Ayrıca, Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Güler'in, Milli Savunma Bakanlığı'na atanmasını da Türkiye eksenli dış politika ve terörü sona erdirme iradesi ile birlikte okumak gerekiyor. Güler-Fidan arasındaki güven ilişkisi ve etkili iletişimin somut faydaları ilerleyen günlerde belirgin şekilde hissedilecektir. Güler demişken…
Demokrat, anayasaya bağlı, işine odaklı, ön plana çıkmaktan uzak duran bir kişilikten söz ettiğimizin de altını çizelim. Güvenlik mimarisinde elbette İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da hayati konumda olacak. İstanbul Valiliği'nden geldiği için deprem riski yönetimi ve sığınmacıların ülkelerine gönüllü ve güvenli dönüşüne dair bilgi birikimini de uygulamaya dönüştürecektir.
İKİ BAKANLA DEVAM
Bu vesile ile iki isme özel yer açalım. Milletvekili adayı olmayıp, kendi özel işlerine dönmek isteyen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Kültür Turizm Bakanı Mehmet Ersoy istikrar, sürdürülebilirlik ve başarılı performans kriterleri gereği görevlerine devam edecekler. Her iki bakanın da pandemi şokunu iyi yönettiklerini unutmamak lazım.
Ersoy, turizmin rekorlara imza atmasını sağlarken Koca sağlık hizmetlerinin kalitesinin artırılması ve tabana yayılması aşamasına damgasını vurdu. Hele Defne Devlet Hastanesi'nin iki ay gibi kısa sürede tamamlanıp hizmete alınması var ki başlı başına bir belgesel konusu.
DEPREM BÖLGELERİNİ YENİDEN İHYASI
Mehmet Özhaseki, bir görev adamı olarak yeniden Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı oldu. Göreceksiniz sonuç odaklı tarzı ile deprem bölgelerinin yeniden imarı ve ihyasında önceki bakan Murat Kurum'dan aldığı bayrağı daha ileri taşıyacaktır. Kurum, toplumun tün kesimlerinin takdirini kazandı ve yeni siyasi yolculuklara yerken açacaktır.
Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar, "tam isabet" dedirten bir seçimdir. Berat Albayrak'ın bakanlığı sırasında keşfettiği Bayraktar, enerji bürokrasisine, piyasasına ve diplomasisine hâkim bir deneyimin özetidir. Özellikle petrol ve doğalgaz keşifleri ile milli enerji politikasında onun özgün bir yeri vardır.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bakanlığın müsteşarlığını yapmış, sonrasında rektörlükle devam etmiş, eğitim camiasının FETÖ'den temizlenmesinde bedel ödemiş bir isimdir. Bakanlığı da eğitim camiasının paydaşlarını da ne yapacağını gayet iyi bilir.
Aile Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Türkiye için bir manada tersine beyin göçünün örneğidir. Avrupa Parlamentosu'ndaki duruşu kıymetlidir. Büyükelçilik yapmış olması, devletin işleyişini tanıması avantajdır.
Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı, Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ile Sanayi Bakanı Fatih Kacır'ı ise bakanlık yönetiminde devamlılık, siyasi hafıza ve Türkiye Yüzyılı'nın hedeflerine hız kesmeden erişme kararlılığı bağlamında değerlendirmek gerekir.
Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan hoca pek çokları için yenidir. Oysa istihdam piyasasının kitabını yazmıştır. Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu'ndan gelmektedir. Acil ve önemli ajandaya hâkimdir.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat'a gelince… Masanın özel sektör koltuğundan, siyasi çözüm koltuğuna geçmesi büyük şanstır. Kitabın ortasından başlayacak olması, ihracat hamlemize yeni bir dinamizm katacaktır.
Adalet Bakanlığını bilerek sonda vurgulamak istedim. Neden? Çünkü adalet devletin temelidir. Bu bakanlıkta farklı dönemlerde en çok görev üstlenen Bekir Bozdağ, siyasi tarihimizde gayretin, sadakatin, gerektiğinde kavgayı göze almanın özetidir. Sn. Yılmaz Tunç ise AK Parti'de emeğe verilen değerin örneğidir. Kişisel olarak tutarlı, işinde gücünde bir insandır. Adalet algısının iyileşmesine katkı verecektir.
Özetle…
Türkiye Yüzyılı iddiası, inançlı kadrolar gerektirmektir ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabinesinde ideal terkibi bir araya getirmiştir."