Genel seçimlerde Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı karşısında ağır bir hezimete uğrayan 7'li koalisyon adeta kendi derdine düştü. Ortaklar birbirlerini suçlamaya başlarken, bir yandan parti içi kazanlar kaynıyor. Yİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin kurultayında hem parti içi muhalefete, hem de ortağı CHP'ye sert sözlerle yüklendi. CHP'de ise; "genel başkan değişimi" başta olmak üzere partide kapsamlı dönüşüm için başlayan kriz, Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu'nu karşı karşıya getirmiş durumda. Koalisyona oy getiremeyen küçük partiler, kazandıkları vekillerin "helal" olduğu savunmasına geçti.
Sabah gazetesi yazarı Burhanettin Duran, CHP ile İYİ Parti'de yaşanan liderlik sancısını ve Türkiye muhalefetinin yaşadığı derin krizi ele aldı. Yaklaşan yerel seçimler öncesi "Muhalefetsiz Türkiye" sorununun, muhasebesini yapamayan ve siyaset üretemeyen muhalif anlayış olarak niteledi.
HANDİKAPLI FORMÜLLER
Duran'ın yazısından önemli bölümler şu şekilde:
Muhalefet partilerinde seçim yenilgisinin muhasebesi devam ediyor.
Millet İttifakı şimdilik dağıldı, yerel seçimler öncesi partiler iç hesaplaşmaları ile meşgul.
CHP, genel başkan ve ideoloji değişimi arayışları arasına sıkıştı.
Partide "devrim" isteyenlerin sesi yükselse bile CHP, Kılıçdaroğlu'nun "helalleşme", "sağa açılma" ve "sağ muhafazakâr partilerle koalisyon kurma" siyasetinin ötesine gidebilecek bir perspektif oluşturmaktan henüz uzak... "Kılıçdaroğlu ile yerel seçimlere kadar devam", "İmamoğlu'nun genel başkanlığı üstlenmesi" ve "yerel seçim sonrasına kadar İmamoğlu'nun emanetçisi" formüllerinin hepsinin handikapları var.
CHP bu handikaplarla uğraşırken zaten hayal kırıklığı içerisindeki seçmenini daha da yabancılaştırarak İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok büyükşehir belediyesini kaybedebilir. Millet İttifakı'nın diğer büyük partisi İyi Parti ise genel başkanlık krizi yaşamadığı için yeni dönem siyasetini daha hızlı belirleyebilme imkânına sahip.