5 Aralık, Türk kahve kültürünün uluslararası alanda tanıtımı için önemli bir gün olarak kutlanıyor. "Dünya Türk Kahvesi Günü" hem Türk kahvesinin tarihini ve lezzetini hatırlatıyor hem de bu eşsiz mirasın kültürel değerine dikkat çekiyor.
Türk kahvesi Türkiye'de yalnızca bir içecek değil; dostlukların pekiştiği, sohbetlerin derinleştiği ve sevginin paylaşıldığı eşsiz bir kültür unsurudur. Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye'de her 100 kişiden 95'i Türk kahvesini severek tüketiyor. Sağlık açısından da günde bir fincan Türk kahvesi tüketmenin uzmanlar tarafından önerilmesi, bu eşsiz içeceğin değerini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Kahvenin Yolculuğu: Habeşistan'dan İstanbul'a
Araştırmalara göre kahvenin ilk çıkış noktası, Güney Habeşistan'daki Kaffa yöresi olarak bilinir. 14. yüzyılda Habeşistan'dan dünyaya yayılan kahve, Türk mutfağına Osmanlı'nın Yemen valisi Özdemir Paşa sayesinde dahil oldu.
Kahvenin Türkler tarafından güğüm ve cezvelerde hazırlanması, ona özgün bir kimlik kazandırdı.
Tahtakale'den başlayarak İstanbul'un kahvehanelerinde yaygınlaşan Türk kahvesi kısa sürede Osmanlı topraklarını aşıp Avrupa'ya ulaştı. Kahve Avrupa'da da "Türk kahvesi" adıyla tanındı ve asırlarca aynı hazırlama yöntemiyle tüketildi.
Türk Kahvesinin Eşsiz Hazırlama ve Pişirme Tekniği
Türk kahvesi dünya kahve kültüründe özel bir yere sahiptir. Çok ince öğütülmüş kahve çekirdeklerinden yapılan bu içecek, közde veya düşük ateşte ağır ağır pişirilir. Köpüklü ve yoğun bir kıvama sahip olan Türk kahvesi, özgün tadıyla diğer kahve çeşitlerinden ayrılır.
