ORDUDAN SİVİL HAYATA
Direnci kırmak için de reformları hayata geçiren II. Mahmud, bandonun İtalyan eğitmeni Giuseppe Donizetti'yi sınırsız yetkilerle donattı. Muzıka-ı Hümayündaha sonraki yıllarda ise ilk saray konservatuarı olarak gelişti ve içinde saray orkestrası, opera-operet grubu gibi alt kurumları da barındırarak, batı müziğinin sadece askeriyede değil, sivil hayatta da varlığını ve gelişimini sürdürmesine olanak verdi. Baydar'a göre, klasik müziğe olan ilgi, şimdiye oranla Osmanlı döneminde daha yoğundu. Baydar: "Radyo ve televizyonlarda ağırlıklı olarak klasik müzik çalınsa, anlatılsa, pop müzik sanatçılarıyla yapıldığı gibi röportajlar yapılsa, emin olun klasik müzik şimdi de halk tarafından sevilir," diyerek, Osmanlı'da gelişen batı müziğinin pop kültüre yenik düştüğünü anlatıyor. Osmanlı'da klasik müziğe olan ilginin kanıtı olarak dönemin gazeteleri gösterilebilir. İstanbul'da hangi semtte, hangi salonda ne konseri olduğunu, konserin programını, varsa sponsorlarını, bilet satış yerlerini, kitapta yer verilen gazete küpürlerinden öğrenebiliyoruz. Ayrıca kitap, Avrupa'dan Osmanlı topraklarına gelen ve müzikal hayatlarına bu topraklarda devam eden müzisyenle de geniş yer ayırıyor.